Fatih geçen hafta ailesini geçindirmek için gizlice taksicilik yapmaya başlamıştı da ilk müşterisi Dilber adında bir pavyon şarkıcısıydı ya…

Hah! İşte o kadınla yolları bu bölümde tekrar kesişti. Ama ne kesişme…

Neyse en baştan anlatayım…

Fatih uykusuz bir gecede taksisine müşteri beklerken uyuyakaldı ve kötü bir rüya gördü. Rüyasında babası, annesi ve babaannesi Fatih’i ölüme götürmeye gelmişler; hatta mezar taşı, helvası ve çelengi bile ellerinde hazırdı.

Bu rüyayı hayra yoran Ayfer, Fatih’in karşısına birinin çıkacağını ve bütün dertlerinden bu kişi sayesinde kurtulacağını, sonsuz huzura ereceğini söylediyse de Fatih’in içi hala huzursuzdu. Bu saçma rüya da nereden çıkmıştı şimdi?

Fehmi ve ailesi Şevket’in evlerine gelip tekneyi yakanların kendileri olduğu suçlamasını halen kabullenemiyorlardı. Bu kez ev basmaya giden Fehmi oldu. Biz seninle aynı denize olta atıp dertlerimizi paylaştık, nasıl bizden şüphelenirsin diye sordu Şevket Reis’e. Meryem Şevket’in böyle bir şeyi yapmış olmasına hala öfkeliydi.

Bu arada ben sanırım tekneyi kimin yaktığını biliyorum. Eğer doğru çıkarsa ve ‘neden söyledin?’ diye bana kızmayacaksanız tahminimi söylemek istiyorum. Yok eğer kızacaksanız lütfen buradan sonrasını okumadan diğer sayfaya geçiniz ☺ Bence tekneyi Cahit yaktırdı. Hani şu Meryem’i bin bir tehditle yıllarca yanında tutan ama yine sonunda Şevket’e kaptıran adam. Bilemiyorum, göreceğiz.