Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Vicdan azabı is coming
Sezon: 6 Bölüm: 11

Altı haftanın ardından nihayet arasından dönen The Vampire Diaries’in yeni bölümünden merhabalar efendim. The Vampire Diaries’e göre normal bir bölümle ve güzel bir bölüm sonuyla sezonu yeniden açmış olduk. Uzatmadan ekstralarla birlikte bölüme gireyim:

a) Dizi sezon arasındayken Julie Plec’in Twitter üzerinden yaptığı açıklamaları ve çeşitli ekstraları dahil ederek kalan bölümlerde neler olacağına dair ‘Gelecekte The Vampire Diaries’te’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu bir köşede dursun. Yazıdan bir süre sonra, diziyle ilgili şurada da bahsini geçirdiğim bir haber geldi: Dizinin Jeremy’si Steven R. McQueen düzenli kadrodan ayrılıyormuş. Bahsi geçen gelecekle ilgili yazıda Jeremy’nin sanat okuluna gideceğinin açıklandığı da yazıyordu zaten.

Ayrıca dizi araya girmeden ve bu haber çıkmadan bir süre önce Steven R. McQueen’in TNT’de yayınlanması düşünülen Teen Titans adlı süper kahraman uyarlaması bir dizide yer almak için görüştüğü haberleri gelmişti.

b) İzlediğimiz bu bölümün yönetmenliğini yapan kişi Paul Wesley (Stefan) oldu ve kendisinin dizideki ve kariyerindeki ikinci yönetmenlik deneyimi oldu. Açıkçası beğendim de. Dün gelen habere göre de The Vampire Diaries şu sıralar sezonun 16. bölümünü çekmeye başlamış, ki onu da Ian Somerhalder (Damon) yönetiyor. Ian demişken bahsetmeden olmaz: Beyimiz nişanlandı. Bir süredir sevgili olduğu ve az altta detayını gördüğünüz Nikki Reed ile nişandı. Bu durumdan da daha önce şurada bahsetmiştim.

Amerikan basını durumu bizdeki Engin Altan-Neslişah-Özge olayına çevirmeye çalışıyor ama bence hiç gerek yok. Gerçi bu reytinglere ve Julie Plec’e kalırsak bu dizinin bitecek hali olmadığından bu konu daha devam eder ya neyse. Bu arada dizinin yedinci sezon için onay aldığı haberi size geldi değil mi? Peki.

Nerede kalmıştık?

Bu bölümün esasen iki odak noktası olduğundan ben de o şekilde ilerleyeyim diyorum:

1) Geçtiğimiz bölümün sonunda Kai manyağı Elena’yı kaçırmıştı; bölümün genelinde bu ve buna bağlı yaşananlar hâkimdi. Kai, Elena’yı büyü çalışmaları için kobay kullanmak istiyormuş. Mystic Falls’taki bütün büyüyü emdiği için kendisini kontrol sorunu yaşadığından halletmesi gereken bir sorunu var. Bu sırada Jo da kardeşi Liv’in yardımıyla büyü alıştırmalarına başlamış. Yıllardır uzak duran biri olarak pek başarılı olduğu söylenemez. Elena’yı ilk olarak Mystic Grill’e götüren Kai, ardından da okula götürdü. Bu sıralarda da aklına gelen büyülerle ilgili pek güzel denemelerin içine girdi, yalan yok. Bu adamdaki psikopatlık derecesini seviyorum.

Elena okulda oldukları sırada bir şekilde manyağın elinden kaçıp Damon’ı arayınca işte asıl tempoya o zaman girdik. Damon da gizleme büyüsü yapması için Liv’den yardım istedi ama Luke’un araya girmesiyle o iş yatınca Jo’ya kaldılar. İzlediğimiz şey bir dizi olduğundan elbette başarılı başlayan planda bir sorun çıktı ve Kai ile karşı karşıya kaldılar. Çok güçlü olan Kai’ye karşı kaybettiler denilen noktada da bu sefer izlediğimiz şey TVD olduğundan devreye Alaric ve Jeremy girerek Kai’yi etkisiz hale getirdi ve Elena-Damon-Jo üçlüsü kurtuldu. Bunun sonucu da şu ikisi olsa gerek:

* Büyü konusunda hep geri planda olmayı tercih eden Luke, meğerse Liv’den daha güçlü. Eğer birleşmeye giren ikizler onlar olursa bu, Liv ölecek demek. Ben zaten Kai-Jo birleşmesi istiyorum, sonuç ne olursa olsun…

* Elena anıları silinmiş bir şekilde Damon’a ‘tabii ki’ tekrar aşık oluyor. Olsun bakalım. Bu ikisinin ayrı ve acı çeker halinden sıkıldım çünkü.

2) Diğer taraf da Liz’in beynindeki tümörün getirdikleriydi. Annesinden kolayca vazgeçmek istemeyen Caroline, bu konuya kafa yormaya kalktı. Her halta çare olan vampir kanının kanseri iyileştirememesi durumunu tabii ki kabul etmek istemedi, başladı araştırmasına… Hem de yanında Stefan’ın desteğiyle. Bebek adımları gidiyorlar, bu da bir şeydir…

Bu arada geçen bölümün sonunda ikili arası yaşanacak bir şeylerin Liz’in muhtemel ölümü üzerine kurulmamasını istemiştim. Vazgeçtim, o bu bölümde olanları görmeden önceydi. Artık her şeye varım. Caroline yanında Stefan’la Duke Üniversitesi’ne giderek uzman bir cerrahla görüşmeye karar verdi. Stefan’ın Caroline’a takılmasının diğer nedeni de tabii ki Duke’a gitmişken Sarah Salvatore’u da görmekti. Okulda resim sergisini açan ve şimdiki adı Sarah Nelson olan yeğenini. Benim bu işte şaşırdığım nokta bu bölümde o kızı görmemiz olmadı, orada bir de Enzo’nun ortaya çıkması oldu. Adamdan kimse bahsetmeyince unutması ne güzel oluyormuş. Bu dizinin zaten bir süredir “Yan karakterlere ne yazsam acaba?” derdi var. İkisine beceriyorlarsa ikisine yazmayı beceremiyorlar. Enzo da tutsaklık hikâyesi bittiğinden beridir bir kangrenliğin içinde. Durduk yere bir nefret hikâyesi çıktı, oradan götürüyorlar. Hakkında hayırlısı olmaz umarım.

Neyse, Stefan Caroline doktorla görüşmeye gitmişken Sarah’ı buldu ve onu gözlemlerken karşısına Enzo çıktı. Açıkçası lafı dolandırmayıp Stefan’ın Sarah’ı ve hikâyesini anlatmasından hoşlandım. Bu durum Enzo’nun kafasını karıştırdı ama tahminim emellerinden vazgeçmeyip Sarah’ın hayatına girmeye çalışacak. Julie Plec’in “Sezon bitmeden birden fazla kişi ölecek,” açıklamasının içine bu adamı da dahil ederiz umarım.

Gelelim Caroline’a ve fasulyenin faydalarına:

Matt’in bölümdeki haklı sinirlenişinde de olduğu gibi başımıza ne geliyorsa doğaüstü olaylardan dolayı geliyor. Caroline annesi için uzman bir doktorla görüştü ama çare olmadığını anlayınca kadının hastalarında birine vampir kanı vererek iyileştirmeyi denedi. Sonuç: Adam ilk başta iyileşti göründü ama bölüm sonunda feci bir şekilde can verdi. Peki, şaşıran oldu mu? Ben şaşıramadım, çünkü TVD izliyor olmak bunu gerektirir. Gerçi bölümün gidişatından ‘ben geliyorum’ bir durum da vardı.

Adamın iyi halini gören Caroline da eve dönüp duygusal bir konuşma eşliğinde kanını kanser annesine verdi. Bu olayın vicdan azabı nasıl toparlanacak merak etmiyor değilim. Kolay gelsin herkese. O zaman ben gideyim, zira bu bölümü de bitirdik duruyor. Haftaya görüşmek üzere efendim.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR