Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ve sonsuza kadar turuncu kaldı
Sezon: 2 Bölüm: 58

Turunç'un son vuruşu boşa çıktı.

MedCezir, ailemizin mafyasına veda ettiğimiz bir bölümle bizimleydi. Vallahi ortalıklarda dolanırken bıktım bıktım diyordum ama Turunç Nadir'i gideceğini hissettiğimden beri sevmeye başlamıştım. O beyin yıkayan cümleleri, aşşşırı fantastik bir kötü oluşu, yüzündeki nefret falan bana zevk vermeye başlamıştı. Bir yandan da içimden bir ses yakında bitecek diyordu. Huyum kurusun hep böyleyimdir işte. Turunç Nadir'de de değişmedim. Altınkoy'un bir başka korkunç kötüsü de aramızdan ayrıldı. Kural bozulmadı, Altınkoy yine kendisine benzetemediğini yok etti. Next!

Kocasını kaybeden Leyla ise Faruk sayesinde dolaylı olarak zengin artık! Altınkoylu olma projesini başarıyla tamamlayan Leyla, Yaman'dan sonra çalışan kategorisinde olmadan içeri giren ikinci Tozludereli. Davetlerde tedirginlikle değil de zevkle yer almasını bekliyoruz.

Suzi'nin yatmadan önce hazırladığı portakal suyunu içen Yaman'ın eline bakınca görüyoruz ki ellerinin güzelliğinden bahsederken nazar değmiş.

Yaman Koper'in gün geçtikçe daha da hoş bir karakter oluşu herkesin dikkatini çekmekte. Turunç Nadir ölür ölmez, Altınkoy yine insan ilişkilerine bürünmüşken Yaman tabii ki bir klasiği olarak bu bölüm de kahramanlık yaptı. Tabii ki Turunç Nadir'i vurmayacaktı ama Mehmet ile İzmirli'nin yakalanmasını sağladı. İzmirli'nin dövmecideki sahneleri güzel olsa da bence o devam etmek için fazla kötü adam ayakçısı tipindeydi. Bu yüzden Mehmet keşke hiç yakalanmasaydı diyorum. Ara sıra görseydik mesela nerede? Belki Altınkoy'un yeni bir düşmanı olurdu ve o da Altınkoy sömürgesi Tozludere'den ayak işlerine bakacak birini arardı. Bu arada gerçekten Yaman ile Selim'in yolları kesişmeseydi Altınkoy, iş gücünü nasıl sağlayacaktı acaba? Yaman'ın gündelik hayatı kahramanlık evet, ama onun da sakin bir kısmı var. Bu sakin kısım da bu bölüm şan şöhret ile soslandı. Ne olurdu ha Yaman, albüm çıkarsaydın? Gerçi şiir falan dediler. Benim şiir sevene ve şiire saygım vardır ama insanın bunu içinde yaşamasını, içinden okumasını tercih ederim. Birisi şiir okuduğunda gülesim gelir. Yaman'ın bestesini harcamamamız iyi oldu. Favori Yaman anım; İnanç Pars(tam bir sonradan koyma ünlü adı değil mi?) kızların çektiği fotoğrafta ''Burnum büyük çıkmış,'' dediğinde Yaman'ın ''Ammaaaan....'' diyerek gitmesiydi. Bu arada Yaman'a bir hareketlenmeler gelmiş, erkek arkadaşlığın getirilerini hiç kaçırmıyor, afferim!

Turunç Nadir öldü diye değil, Yaman sadece bana odaklı diye bu sevincim!

Mira Beylice ise artık Yaman'a verdiği sinyallerin yerine ulaşmasının mutluluğuyla sarhoş. Demek ki Yaman'ın kafası, büyük düşmanı Turunç Nadir yüzünden meşgulmüş de anlamıyormuş kızın niyetini. İşte toplumun erkeklere yüklediği aşırı rollerin hayattan çalmasının bir başka örneği. Mira Beylice'nin tarzı adına dilek ağacına çaput bağladıkları sahnede giydiklerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hem çok güzel giyinmişti hem de Mira gibi bir kızın gerçekten tarz sahibi olduğunu hissetmemize sebep olan kombinlerden birisiydi. Hele o sırt çantasının cuk diye oturması kalp ben. İnanç Pars'tan Mira'yı kıskanan Yaman'ın öyle değilmiş gibi davranmasının üzerine Mira tabii ki bunu deşti. Aslında Yaman'ın kıskandığını bildiği için, ortaya çıkarmak için elinden geleni yaptı. Mira'nın bu küçük oyunları hiç bitmesin lütfen ya. Çok yakışıyor.            

kulağının arkasını kaşıma tiki olan İnanç Pars'tan dişinde maydonoz olan başka yönetmenlerin akrabası olduğu çok belli olan Ali Saral'a gala keyfi.

Bölümümüzün yeni kötüsü olmaya aday insan, aşırı kaprisli haliyle İnanç Pars'tı. Gerçekten bence bu isim ünlü olduktan sonra uydurulmuş. Adamın adı Şerafettin gibi bir şey bence. İnanç Pars konusunda Yaman-Mira çekişmesindense Eylül-Mira durumunu daha çok sevdim. Anladığım kadarıyla Eylül küçük bir öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor. Spotların Mira'ya döndüğünü öğrendiği an aradan çekiliyor. Yaman'da da aynısı olmuştu. Bu sefer çocuğun ünlü olması biraz daha koydu galiba. Eylül durumu hemen toparladı tabii ki ama insan ilişkilerine hızla dönüş yaptığımız bu bölüm güzel bir konudan girmiş olduk. Eylül'ün bir diğer bombası da sorgu sırasında fotoğraf çekmiş olması. Asla unutamayacağım kadar harika bir olaydı. O şüphelilerin arasında da trafik cezası olanlar neden var anlamadım. Herhalde geniş bir skala yaptılar.

Zaten Tozludere'ye gelmişim alsana beni içeri Koper!

Turunç Nadir'in ölümü karakterlerin ilişki durumlarının önünü açmışken yeni bir cephemiz de hemen kendisini gösterdi. Ortağını kaybeden Orkun kendisine yeni bir yancı buldu: Kenan! Kenan-Sude ilişkisi, Kenan'ın ölümüne aşık olması falan çok sevdiğim şeyler. Eğer Kenan ve Orkun da güzel bir denge tuttururlarsa harika olur. Zaten belli ki yapacaklar bu işi, ben sevdim. Hem artık o taraf bu taraf kalmamalı Orkun-Yaman cephesinde. Yine de Kenan ile el sıkışırken Orkun'un eldivenini çıkarmamış olması dikkatlerden kaçmadı. Bir Tozludereli'ye yaklaşırken hala tedirginiz yani. Orkun'un Turunç Nadir'in piyonu olmasını Selim ve Yaman'ın anlayışla karşılaşması çok çok güzeldi. Sedef zaten asla kimseyi yargılayacak bir insan değil. Bu yönü onu diğerlerinden ayırıyor ama Selim ve Yaman gerçekten ters köşe yaptı. Eylül ve Mira'nın bozulmasını ise o masada Orkun'a gerçekten güvenen iki kişi olmalarına veriyorum. Zaten Mira da küçük bir bozulma durumundan sonra inşaatta hemen bestie'siyle hala yakın olduğunu bize gösterdi.

Ne Kenan, ne Asım, ne Faruk! Sude için kızları bambaşka (parayı hiç karıştırmadım, girerse durum değişebilir çünkü).

Beren'in Mira'ya tribinin ise çok çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Gerçekten var o durum. ''Sanki Eylül onun kardeşi,'' lafı çok yerindeydi. Beren'e hak verdiğim için değil, sadece güzeldi işte yani. Ama o durumda en sevdiğim kısım, Beren'in Eylül'e ''Sen de mutlusundur artık,'' dediği yer oldu. Bir başka güzel şey ise Sude'den boşanmaya karar veren Asım Şekip Kaya'yı yatıştıranın Sude'nin bütün pisliklerini bilmesine rağmen Sedef oluşuydu. Altınkoy'un iç sorunlarına ışık hızıyla indiğimiz bu bölümde her şeyin atlatılabileceğini bir kez daha görmüş olduk. Uzay ve Mert'in küçük müsameresi ile başlayıp, hiç bitmeyecekmiş gibi gözüken bir evde dans aktivitesine dönen gecede de Sude ve Faruk'un dostluğu alkışları topladı. Rahmetli Ender hayattayken katı kurallarla çevrili Serez Evi'nde artık eğlence, parti, play station geceleri dur durak bilmiyor. Aynı bölgede anlamsızca saatlerce dans edilen gecede(olayın tek farkında olan Doruk gibiydi bu arada) Asım Şekip Kaya da gelinine karşı sinsi bir atağa geçti. Sevgili Bay AŞK, yanlış yoldasın. Oradan kimseye ekmek çıkmayacak. Selim senin mirasına ikinci kez ortak olma planları yapıyor. Bu arada bence sen de boşanamayacaksın. Bu yüzden Sedef'e bir sürü borcu birikmiş Sude'nin Sedef&Selim'i destekleyeceğini düşünüyorum. Belki kocasının da aklını çeler. Zaten Sude kendi başının derdinden Selim-Sedef aşkını çözemedi ama şimdi başı rahata erdiğine göre o olayı da güzel güzel sezebilir artık.

Zararı sana olacak Deniz ama içinde de tutamadın biliyorum.

Tansiyonun yükseldiği sahne Deniz-Selim sahnesiydi. Ben bu aşk üçgeninde şu tarafı tutuyorum diyemiyorum. Selim ve Sedef aşkı çok bıçak sırtı olduğu için ve tamamen sansasyonel olduğu için hoşuma gidiyor ama Deniz'i de bir seviyorum yani. Haksızlığa uğradığını düşünmüyorum da biraz talihsizlik geldi gibi başına. Kıskançlığının gözünü bürümesinden Selim'e Sedef'in de ondan hoşlandığını çaktıracak diye düşündüm ama Deniz pat diye söyleyiverdi. İki haftadır biz de Sedef'in Selim'e karşı olan duygularını bastırdığını anlamıştık zaten. Deniz de hemen kaldırdı o baskıyı ve olanı biteni Selim'in yüzüne vurdu. Selim de kadıncağız sırf haklı diye üste çıkmak için saçmaladı. Selim'in Sedef'i sevmesi hata değil, her şey olabilir bu hayatta ama bu aşkı örtmek için yaptıkları gerçekten Selim karakteri için sağlam virajlar. Elimizde tamamen karikatürize bir 'iyi' vardı, şimdi her insan gibi zayıf noktaları olan kanlı canlı bir karakter var.

Çok çok güzel sahne, özellikle Yaman'ın ''Buraları da sen toplayacaksın,'' demesi kalp ben.

Yaman ve Mira'nın evlilik haberine gelirsek... Eylül ve Mert'i çok sevmiştim, Eylül Serezler'in hanımı olacaktı falan. Murat ve Elif tamamen başarısız bir denemeydi. Yaman ile Mira için ise tabii ki sevinç duyuyorum. Özellikle Yaman'ın İnanç Pars kıskançlığı için ''Bitti derim biter,'' demesinin artık olgun bir ilişkide olduklarını kanıtladığını düşündüğüm için, bence evlenebilirler ama ben Mira'nın aynı evde yaşama fikrinin YaMira'ya daha çok yakışacağını düşünüyorum. Dilek ağacına bez bağlasalar da onlar evlilik gibi sosyal durumlara biraz daha ihtiyacı olmayan bir çift. Ha bu arada evlilik teklifi çok çok başarılıydı. Böyle aslında bir şey yokmuş gibi ama etrafta tüyler var falan, yataktalar çok güzeldi. Yaman kafasını iyi çalıştırdı hemen durumu kendi lehine çevirdi, iyi oldu. Yaman ve Mira'nın evliliği ne olursa olsun çok güzel olacak bunu biliyorum. Galiba önümüzdeki bölümlerden birisinin Altınkoy aktivitesini de bulduk. Yaman ve Mira'nın düğünü! Son anda itiraz edebilecek bir sürü kişi var ve bir de bence biri gelini kısa bir süre de olsa kaçırmalı yani, gelenek bozulmamalı! Haftaya evlilik kararının Altınkoy'a etkisinde görüşmek üzere!

 

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR