Sonunda yavaş yavaş gündelik hayatımıza döndüğümüz bir MedCezir bölümüydü. Yaman-Mira arasında ilişki dinamikleri, okulda çeşitli savaşlar, Mert'in çizgi romanları, Altınkoy'da komşuluk rüzgarları falan derken MedCezir alıştığımız temposuna döndü.
Bu bölüm genel olarak bütün karakterlere dağılmış bir delilik söz konusuydu. Bundan tabii ki Almanya'ya gönderdiğimiz Yaman da payını aldı. Arya denen o varlık amacı sebepsiz kızı nasıl Mira sandı ki? Arya'ya kinimi sonra kusacağım ama bu bölüm bütün MedCezir erkekleri benden eksik not aldı. Sude Beylice'nin düşüşünden beri Altınkoy erkek egemenliğine geçmek üzere galiba. Sevgili Yaman, tamam 'elini bile sürmedin' ama bir için gitti. Kandıramazsın! Orada bir Arya'nın arkasından bakmalar, dokununca bir garip olmalar falan. Bu kadar mı dürtüselsin? Senin artık tam anlamıyla bir ilişkin var! Üstelik eski Yaman'ı çok gerilerde bıraktığımızı ve ideal boyfriend olduğumuzu sanıyordum. Yaman'ın sanrılar görmesinin dışında bir diğer deliliği ise Mira'ya aldığı bebeği öpmüş olması. Sahnenin ne kadar weird olduğu konusunda benim bir açıklama yapmama gerek yok bence…
Tabii ki bölümün en büyük delisi Mira'ydı. Resmen psikolojik hamilelik yaşadı. Kendi kendine tatlı aşermeler falan filan... Eminim onu da Yaman'a bir erkek çocuk verme tatminiyle yapmıştır. Hani var ya tatlı erkek, ekşi kız gibi bir şey! Neyse Mira'nın deliliklerini yüzümde kocaman bir gülümsemeyle izlediğim yalan değil. Aşk yüzünden deliren kadınları hep sevmişimdir. Hayatın onların üzerine basıp geçmesine çok öfkelenirim. Bu yüzden geçen bölüm aramıza mesafe girdiğini düşündüğüm Mira ile tekrar buluştuk diyebilirim. Mira'nın okuldan atılma durumları ise tamamen Asım Şekip Kaya'nın kötülüğü! Bu yüzden artık Sude ne yapsa haklı! Yani yaşam grum Bay AŞK da beni kırdı bu bölüm.
Eylül ve Mert cephesinde olaylar olaylar olmasını her ne kadar tansiyonum çıkarak izlesem de sevdim. Galiba bu bölüm sevdiğim tek erkek Uzay çünkü Mert'e olan gıcıklığım kabarmış durumda. Yıllarca Eylül'ün peşinden koşturdu koşturdu, istediğini elde edince de bir öküze dönüştü. Sevgili Eylül, hiç üzülme! Bundan sadece hak etmeyen insanlara fazladan değer vermenin kötü sonuçlarını çıkar ve yoluna devam. Mert birazcık havalara girdi ve bom! Kelebeğin kanatlarını kırdı!
Eylül'ün o sevdiğimiz karanlık tarafını, içerisindeki dramayı çıkartabileceği güzel zamanlara geldik. Her zaman en feminist karakterlerden olan Eylül'ün önümüzdeki bölüm bütün erkekleri yok etmesini izlemek istiyorum. Sadece bir komedi öğesi olmadığını biliyordum ve aynı Mira'nın dark side'ı gibi Eylül'ün dark side'ı da beni hep çok zevklendirmiştir. Parçala Eylül, sana güveniyoruz. Ayrıca eğitim hakkı engellenemez sahnesine ömrüm boyunca güleceğim galiba.
Bir başka feminist karakter olan Orkun da beni bu bölüm kaybetti sayılır. Yani umarım planın Arya ve Yaman yatmış gibi göstermek değil, gerçekten yatmalarını sağlamaktır da Arya'nın tek yapabildiği budur. Bu arada Ceren'in telefonunu yere atmasına kahkahalarla güldüm ama o bile beni yumuşatmadı. Mira diye diye mi yoksa Yaman diye diye mi delirdiğini anlamadığım Orkun'un eski orijinal psikopatlığını istiyorum ben.
Kadın-erkek tam not alan ikinci karakterimiz Sude Beylice! Birinci Mira'ydı. Sude bu bölüm iki bonusluk hareketiyle kalbimi çaldı. Her bölüm zaten tam on ikiden nişan alıp beni her cuma tekrar kendisine aşık ediyor. Birincisi Mira'nın hamile olduğunu düşünüp Yaman ve Mira'nın arasından çekilme kararı alması, bütün ortaklıklarına rağmen Orkun'u yollarından çekmek istemesi ve hadsizlikten gözü kararmış paçozlar kraliçesi Nevin ile bütün gururunu ayaklar altına alarak adam gibi konuşmaya çalışması. Ya sen kimsin Nevin süprüntüsü, Sude'ye ''Anne olduğunu hatırladın ha?'' diyorsun? Annelerin seks hayatı olamaz mı? Ayrıca annelik dersi verecek son kişi sensin ve bir ayrıntı daha, Sude her zaman iyi bir anne oldu. Sude'nin ikinci yıldızı ise Orkun'a bulduğu Arap müşteriler. Çok iyi ya, çok güldüm. Sude'nin Körfez ülkelerindeki güçlü bağlantıları kalp ben!
Sedef Kaya'ya gelelim şimdi. Sonunda bu bölüm babasıyla birlikte karanlık tarafta buluştu. Entrikalarını özlemiştik doğrusu. Bay AŞK'ın basının karanlık gücü Deniz Yekeli ile ittifakı da tatmin ediciydi gerçi. Sedef ve Bay AŞK'ın Orkun'a nasıl bir tuzak kurduğunu ya da Orkun'un onları nasıl oyuna getirdiğini asla anlamadım. Benim iş olaylarına kafam basmıyor ama işin ucunun hisselere varacağını tahmin edebiliyorum. Bu arada Sedef'in dul Selim Serez, onun sıkıcı oğlu ve hayattan bezmiş Suzi ile aylardır beraber yaşaması çok sıkıcı. Beklediğimden düşük bir performans. Sedef-Selim cephesindeki tek güzel şey Selim'in uyanırken ''Ender'' demesi oldu. Seviyorum böyle şeyleri ya! Drama çok kuvvetli!
Bölümün üçüncü kazananı da tabii ki Beylice Kadınları’ndan geliyor. Beren'i çok seviyorum. Ali ile mutlu olsunlar istiyorum ama bu flört aşamaları da çok zevkli. Beren ve Mira'nın beraber olduğu sahneleri de ağzım kulaklarımda izliyorum. Gerçekten çok seviyorlar birbirlerini ya, bu kadar olur. Sude ve Mira arasındaki savaş devam etse de benim için MedCezir'in en gerçek, en düzgün, en aile gibi ailesi Beyliceler. Sude, Faruk, Mira, Beren ve Safari'nin hem çocukluğa götüren, hem de yürek burkan hikayesini asla unutmayacağım.
Bölümün şirini ise Uzay'dı. Gerçekten Uzay tatlı bir karakter galiba. Yeni yeni tanıyoruz ama ben memnunum böyle çeşitli, sıradışı birisi olduğu için. Mert'in ona attığı sebepsiz yumruğa karşılık vermemesi zaten bütün alkışları toplamışken bütün bölüm de sevimliydi yani. Bence Eylül bir yemeğe çıksın! Uzay bu kadarını hatta daha fazlasını hak ediyor.
Bölümün gıcığı da Aras! Ya neden böyle oldu ben neden Aras'a bir ısınamadım? Çok değişik geliyor yani senin hiç kendi hayatın yok mu ya sevgili Aras? Nereden çıktı bütün bunlar? Hayır Orkun ve o hemşireyi kayda almasına okeyim. Ben bile artık Orkunstar'ın yaptıklarının ortaya çıkmasını istiyorum ama Aras'ı bir sevemedim. Yaptığı her şey pozmuş gibi geliyor.
Yeni karakterlerimize gelelim... Olcay'ı sevmeme imkanım yoktu tabii ki. Her ne kadar Eylül'ün tarafında olsam da Olcay'ın bir kabahati olduğunu düşünmüyorum. Mert kız arkadaşını önemsemiyorsa kadın ne yapsın?
Arya ise tam nefretlik. Bir kere yumurta türevlerini kahvaltıda sanki böyle harika bir şeymiş gibi öven insanları hiç sevmem. Özellikle bunu başkası yapmışsa çeşitli çeşitli zevk sesleri çok yapmacık gelir bana. Hele de yumurta türevlerinin bence en kötüsü olan omlet içinse bu tantana. Yani Arya beni baştan kaybettin. Gerisinden bahsetmeyeceğim. Süpürge Leyla'nın çöp arkadaşı işte!
Performans düşüklüğü yaşamayanlarda bu hafta yine Hale tabii ki. Şimdi de Asım Şekip Kaya Üniversitesi’nin sosyal alanında kendisini göstermeye başladı. Geçen sene intihar numaraları, adam kaçırmalar ve akıl hastalığının gölgesinde yerle bir olan imajını toparladığı için çok mutlu oldum.
Ve parti zamanı! Elif gidiyormuş. Diyecek bir sözüm yok. Tek üzüntüm kiminle dalga geçeceğimizi kara kara düşündüğüm... Yolun açık olsun CANIM!