Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Suicide Squad var dediler geldik!
Sezon: 2 Bölüm: 16
Yıllardır senin peşinde olan adam illa ki seni senden bile iyi tanıyordur Oliver, şaşırma!
 
Bu hafta bölüme de adını veren “Suicide Squad” –yani “İntihar Mangası”- ile tanıştık. Haftalardır gelen bilgiler, dönen trailerler ve fotoğraflar ile tavan yapan beklenti sonucu bundan daha görkemli bir giriş bekliyordum Suicide Squad için. Gayet güzel bir bölüm olmakla birlikte bir parça benim beklentimin altında kaldı, finali hariç. Daha önce de Arrow’un bu tarz bölümleri olmuştu; bölüm beklentinin altında kalırken, bölüm finali kalpleri çarptırmak ve ağızları açık bırakmak suretiyle bölümün beklentiye göre yetersizliğini unutturmuştu. Bu hafta da benzer bir durum vardı. Haftalardır büyük bir heyecanla beklenen, haberleri yayınlanan, trailerları dilden dile dolaşan Suicide Squad bölümü beklenenden daha az heyecan verdi fakat bölüm sonunda “Deathstroke”un adıyla, şanıyla, görkemiyle ve güzel bir örgüyle hikâyeye bağlanması meşhur Arrow heyecanını yaşattı.

Suicide Squad var dediler geldik!
 
Benim gibi çizgi romandan bağımsız olarak diziyi takip edenler için eldeki “Suicide Squad”ı biraz daha yakından tanıyalım istedim. Bronze Tiger; kaynaklara göre dövüş sanatları konusunda en iyi olan DC karakterlerinden biri imiş. Kendisinin hapishaneden Amanda destekli kaçışını da hatırlarsınız muhakkak. Sharapnel; kaynaklara göre çizgi romanlarda etal görünümlü bir kahraman iken Arrow yorumuyla sıradan bir insan görünümünde karşımıza çıkıyor ve “serial bomber” olarak tanımlanıyor. Zaten kendisini de bu bölümde veda ettik. Amanda Waller; Suicide Squad’ın önemli bir elemanı, hatta dizide gördüğümüz kadarıyla grubun lideri olarak karşımıza çıkıyor. Kaynaklar der ki kendisi namı diğer “White Queen”dir. Bizlerin aklına Suicide Squad ile ilgili ilk karpuz kabuğunu düşüren, dedikoduları doğrulamamızı sağlayan da kendisinin arz-ı endam ettiği bölümdür. Deathshot; kendisi benim favorim olmakla birlikte kaynaklar der ki ilk kez ortaya çıkışı Batman’ın baş düşmanı olarak 1950’lerdedir. Arrow yorumu da Diggle ile arasında bir bağ kurarak kendisini hikayeye dâhil etmiştir. Hedefini asla ıskalamayan bir nişancıdır. Diggle ve Layla’yı zaten tanıyoruz. Afganistan’da birlikte savaşmışlardır, eski karı-koca ve yeni sevgililerdir.

Diggle’ın askerlik hikâyeleri, hep merak etmişizdir.
 
Son haftalarda Diggle’ın geri planda kalmasından ve sahalara uzak oluşundan yakınıyordum. Bu hafta O’nu bol bol izlemiş olmaktan dolayı ziyadesiyle mutluyum. Haftalardır en büyük görevi Felicity ile dertleşmek olan Diggle’ın dilinden düşürmediği Afganistan günlerinden, günümüzün Starling City’sine uzanan yolculuğuna şahit olduk. Yine aynı yol haritasının Starling City’ye taşıdığı ve Suicide Squad’ın bir araya gelmesinin nedeni olan Gholem Qadir ile tanıştık ve misyonunu tamamlamasının ardından da aynı hızla kendisi ile vedalaştık. Bu bölüm bir kere daha emin oldum ki Diggle’a kenarda köşede beklemek yakışmıyor, fiziksel görünüşündeki güç karakterine ve duruşuna da yansımalı. Ben kendisini olay mahallinde seviyorum.

Yol haritası falan demişken, İstanbul mu dedi o?
 
Oliver bu bölüm biraz daha geri plandaydı. Daha ziyade Shado ile ilgili vicdan azabını, kendisini suçlamasını ve sevdiklerine karşı kalkan olmaya çalışmasını izledik. Oliver’ın Shado’nun ölümü için duyduğu vicdan azabının, aslında Slade’e karşı duyduğu korku olduğunu düşünüyorum. O kadar korkuyordu ki Slade’e karşı tek başına başarılı olamayacağını, takımıyla başarılı olmasının da bir hayli şüpheli olacağını kabullenmekten başka çaresi kalmamıştı. Geçen sezon dağıldığında nasıl toparlandıysa, yine toparlanacaktır fakat bu sefer işi o kadar kolay olmayacak. Bu zamana kadar karşısına Deathstroke kadar güçlü bir düşman çıkmamıştı, nasıl baş edeceğini bilememesi ve korkusu da bu yüzden zaten.

Bu haftaki bölümümüz adından da anlaşılacağı üzere sadece Suicide Squad’a ayrılmıştı. Hikâyede çok fazla olay örgüsü aynı anda işleniyor, bir yerden sonra karman çorman etmedikleri sürece bu hikâye bolluğundan asla ve asla şikâyet etmeyeceğim tabii ki ve hevesle 26 Mart’ta yayınlanacak olan Birds of Prey bölümünü bekleyeceğim. Black Canary ve The Huntress aynı hikâye içinde yer alacak ve bunu bilmek bile bölümü elim böğrümde beklemem için fazlasıyla yeterli.

Flash’ın ilk görünümü yazı içerisinde de yer alsın, bahsini geçirmişken görsel olarak yer vermemek olmaz.
 
Ek Bilgi: Biliyorsunuz ki Flash, Arrow’un spin-off’u olarak ekranlarda yer alacak. Gelen bilgiler der ki; Flash’ın ana karakterlerini tek tek Arrow’da tanıyacağız. 19. ve 20. bölümlerin Flash ile alakalı olacağı da söylenmekte.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR