Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Sude diye yazılır, böl-parçala-yönet diye okunur
Sezon: 1 Bölüm: 25

Bu anın hayal olduğunu Sude’nin kesinlikle gelinlik giyecek olmasından da anlayabiliriz.

MedCezir, Yaman’ın cankurtaranlık günlerinden boğulma numarası yapan kızların dışında elinde kalan ilk yardım eğitimi sayesinde Asım Şekip Kaya’yı kurtarmasıyla başladı. Tabii ki ölmeyeceğini bilsek de Asım Şekip Kaya için hop hop etti yüreğimiz. Gelen sağlık ekiplerinden ilk müdahale sayesinde adamın kurtulduğunu öğrendik. Bu sırada Mira fırsat bu fırsat deyip çocuğa atladı yine.

Sedef ve Ender kardeşler babalarına yaptıkları yüzünden çok üzüldüler haliyle. Ancak Asım Şekip Kaya öteki taraftaki küçük ziyaretinden daha fazla kinle döndüğü için, kızlarının içini rahatlatacak tek bir şey yapmadı. Sonra sonra Yaman, adamın ekolu bir şekilde dilinden düşürmediği ‘’Sana borçluyum,’’ yüzünden Asım Şekip Kaya’nın borcunu kızlarından özür dileyerek kapatmasını istedi. Asım Şekip Kaya’nın her şeye rağmen bu olaylardan önce Yaman’ın para isteyeceğini düşünmesi beni kırdı açıkçası. Senden bu kadar gözü karalık beklemezdim. Ben senden yukarıdaki gibi bir gözü karalık beklerdim. Fragmanı görünce, Sude-Asım Şekip Kaya evlilik sahnesinin, yoğun bakımdaki Asım Şekip Kaya’nın hayali olduğunu düşünmüştüm. Fazla romantik yaklaşmışım. Bölüm boyu ‘problemli eski eş’ olarak ortalıklarda dolaşan Sude, önce bunu düşündü sonra ise Asım Şekip Kaya’nın öldüğü cenaze evini düşündü. Kadının gözü kara değil, zift gibi kara. Ama helal olsun demek de boynumun borcu. Bu arada aferin Sude, öyle küçük küçük kredi mredi oyunları yapacağına böyle büyük oyna. Sana yakışanı bu. Sude ve Sedef’in ikisinin de güzellikten ve şıklıktan öldüğü, kafede Sedef’in hisselerini devrettiği sahne de güzeldi. Sedef’in, Asım Şekip Kaya’nın sevgilisi Bade’ye tavrını da düşünürsek Sedef ve Beren’in çok benzediğini de anlarız. Zaten ikisi de olayları kavrama açısından çok benziyorlar. Sedef, babasının suçsuz olduğunu anladı ya. Bu arada ben Sude-Orkun ikilisinin The O.C.’deki gibi gibi sex buddy olmayıp, entrika ikilisi olmasını da sevdim. Arabada hastaneye giderlerken, adam ölürse finansal durumlarını tartışmaları saf kötülüklerinden bize bir kuple gösterdi. Ama emin değilim belki Sude, Asım Şekip Kaya ile evlenince Orkun ile Sude’yi baş göz ederler. Hem daha heyecanlı olur.


Bilardo sahnelerinde istediğini elde edemeyen Mira, şişe çevirmece oynamak istemişti ama olmadı.

Fazla susuz kalmış gibi gözüken Cem’in ise son bölümüydü dün gece. Hale’ye yar olamadan gitti, ziyan olsun diyorum, başka da bir şey demiyorum. Bilardo sahnesi ilk girince içimden, bu özellikleri yüzünden onu sevmeme rağmen Mira beni her zaman şaşırtabiliyor dedim. Ama Mira bilardo sahnelerinde beklediğim Cem ile tensel temasları kurmadı. Oyun sırasında Yaman’ın, Mira’nın Ryan Gosling hakkındaki sözlerini Cem’e söylediğini sanması ise abesti. Yani Mira’nın flörtözlüğü yüzünden onu seviyorum dedim ama kızın bu kadar da açık açık oynamayacağını ben bile biliyorum ya. Açık oynamayı geçtim, Mira, kendisine aşık eden hamleler yapar. Asla Yaman’ın sandığı o kalabalığa girmez. Cem gitmeseydi, Eda ona saldıracaktı ve Doruk da kıskançlığından kaslarını eritecekti, iyi ki gitti. Beyliceler’in aşk kadını kızları Mira’dan, zeka ile donatılmış kızları Beren’e geçmek istiyorum. Canım sen nasıl oluştun ya? O laflar, o bilimlilik ne öyle? Bütün bölüm adı batasıca Ayşe’yi delirtmeye çalıştı. Giray evde saklansın, Ayşe gerilsin; Beren sürekli bir şeyler istiyor. En çok beğendiklerim: bir, Beren’in, Ayşe’ye ‘’Kapıyı ben açmak zorunda kaldım!’’ demesi, iki, Sedef’in montunu, Asım Şekip Kaya’nın haberini aldıklarında yüzüne çarpması (bu konuda yalnız değilim) ve üç, merdiven başında aşağıya gidip Giray’ı görmesin diye Ayşe önünde dikilirken ‘’Böyle önümde mi duracaksın?’’ demesi. Beren’e, Beyonce’nin Diva’sını gönderiyorum.


Yine bir beceri söz konusuydu, yine Orkun en becerikliydi. Basketbolu da affetmez!

Bu bölüm Orkunstar’ı çok gördüğümüz bir bölümdü. Aşk acısından kötülüğe oradan bonuslu bir sahneye her türlü sahnesi vardı. Hastanede Yaman’a, Asım Şekip Kaya’nın torunu esprisi yaptı diye, Selim’in yüzündeki o kibirle karışık küçümseme benim çok sinirimi bozdu. Umarım iki yakan bir araya gelmez Selim. Hem sen akıllanmadın mı bu Orkun’a bulaşma işlerinden? En son Yaman ile çocukla uğraştığınızda annesi babasını öldürdü. Bırak artık Selim, tamam mı? Bak sen bırak, Yaman gıcık olabilir. Benim senin o kuru bilmişliğine tahammülüm yok çünkü. Bu hayatta o dar bakış açından başka bir şeyin yok elinde, kimseyi yargılayamazsın sen! Neyse sinirimi attım. Orkun ile ilgili çok sevdiğim bir şey var o da, Yaman ve Mira yan yanayken, onlarla konuşurken sesini en samimi, en candan tona bürüyüp konuşması. Eve dönmeyi teklif ettiği sahneden bahsediyorum. Bir de her şeyi o kadar normal sormuş gibi yapıyor ki, Yaman arabasına binmeyince hemen ‘’Tamam o zaman,’’ demesi çok profesyoneldi. Ancak sonra Yaman’ı sokakta yürürken görünce yine eline yüzüne bulaştırdı. Orkun’cuğumun bir zaafı var, o da Yaman. Çocuk herkese karşı aşırı normal davranıyor, Yaman’ı görünce oluyor tekrar pembe dizi kötüsü. Resmen dayanamıyor, kontrolünü kaybediyor. Mira’nın tellere tutunarak Orkun ve Buğra’nın basket oynamalarını izleyince-önce ne alaka diye düşündüm, ikisi basketbol oynuyor, aa sonra hatırladım, bunlar Orkun-Mira ve Buğra-Eylül olarak çok double date’e çıkmıştır-; dedim ‘’Mira yine iş başında’’. Ama bir yandan da düşünüyorum o kadar da yapmaz, yapsa Mira’yı öldürürler diye. Belalım da beklemiyordu ki, Mira’yı dikizlerken görünce bir garipsedi. Sonra Orkun’un ‘’Oynamak ister misin?’’ derkenki umudu ve arkasından Mira’nın söyledikleri yüzünden duyduğu acı gerçekti. Mira, Orkun’u düşünürmüş gibi girdi ama kendilerini kast eder gibi bitirdi. Bir de dedikleri her ne kadar doğru olsa da elinde kanıt olmadığı için biraz havada kaldı. Orkun da sürekli ‘’Eeee’’, ‘’EEEEEEE,’’ diyor. Mira’nın anlattıkları yüzünden Orkun ve hayat arkadaşı Hasan’ın arası açılır gibi oldu. İlk ayrılıklarından sonra ilk tribini de attı Orkun ama sonra ‘Kentsel Dönüşüm’ içerisinde yeni bir ayak işlerine bakacak adamı oldu: Giray. Orkun oraları yıkıp Yaman’ı evden kovmak mı istiyor anlamadım, çünkü Yaman artık orada oturmuyor. Bir de Orkun’cuğum seni çok severim herkes bilir de, sence bu kadar büyük bir nefret mi ya, emin misin?


Eylül, Mert ve Yaman üçlü olarak çok uyumlular. Ama Mira kesinlikle kafa olarak Orkun ile uyumlu.

Eylül’ü sevmeye başlamam ile artık çok güzel giyinmesi de bir tesadüf mü bilemem ama bu bölüm herkesi derinden etkiledi onu biliyorum. O buz mavisi elbisesiyle Cem’e annesini anlatması çok dokunaklıydı. Konu Bahriye’nin potu üzerine açılınca herkes duraksadı ama iyi de oldu. Eylül’ün çok başka bir aile özlemi var, Yaman’a zaten gelen vurmuş giden vurmuş, Mira desen ailesinin her türlü hırsını çekiyor, Orkun’da ise şiddetle geçmiş bir çocukluk. Geçen bölüm aileye adanmış demiştim ya, bu bölüm de ailelerin içlerine girilmiş. Cem’in de Bahriye ile problemleri olduğunu öğrendik. Kadının mesafeli olduğunu. Şimdi kendi oğluna böyle davranıyorsa kimse bana Bahriye’den iyi anne diye bahsetmesin. Önce kendi evinde huzuru sağla ki, sonra başkalarının peşinde koşasın. Boşu boşuna yıllarca ‘Başöğretmen’ edasında gezmişsin yani Bahriye! Mert ise dizideki en iyi anne-babaya sahip. Ama bu durum da, yani sürekli koruma altında olması da, çocuksu ve hayata karşı zayıf bir mizaç vermiş Mert’e. Belki de bu yüzden yıllarca Mira, Eylül, Orkun ve diğerleri yüzünden ezilmiş. Yani aile durumu karışık ve MedCezir’de her karakter açısından farklı farklı verilmesi çok güzel.


Bahriye Hanım bu sefer de Selim’e, kibirle karşık karşısındakine pislikmiş gibi nasıl bakılacağını anlatıyor.

Ara ara Selim’in ne kadar iyi bir insan olduğunu unutmayalım diye bazı sahneler sıkıştırılıyor araya. Anladık Selim iyi karakter yani kanıta ihtiyacımız yok. Sürekli yaptığı iyilikleri duymamıza gerek yok çünkü bir insan iyiyse iyidir, iyi olunmaz. Bahriye de arsızın önde gideni zaten. A kadın oğlunu liseden beri Amerika’da okutmuşlar, sen geçen bölüm ‘’Ben kaç hayat yaşadım,’’ gibi bir şey söyledin. Çocuğu postalamışşın, kendi hayatına bakmışsın işte. Bunların hepsi de Selim’in parasıyla. Bir de çıkmış hala ‘’Cem’i kardeşin olarak kabul ettiğini bilmek istiyorum.’’ diyorsun. Ya adamın kendi oğlu Amerikalar’da okumuyor. Bir de sigorta yapmış ya üstüne. Hasta olmasan aklına gelecek miydi acaba? Neyse Ender ağzının payını iyi verdi kadına. Üstelik de doğruyu söyledi. Kimse kusura bakmasın ama gerçekten de Asım Şekip Kaya ne kadar kibirliyse, Bahriye Hanım da o kadar kibirli!

Finalde Ender, Reyhan Arsen ile babasının bir çocukları olduğunu öğrendi sonunda. Biz de kızın adının Ada olduğunu öğrendik. Hadi bakalım Sude hazır mısın? Sen iki sanarken üç üvey kızın oldu. Benden sana tavsiye Beren’i asla yanından ayırma!
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR