Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Siz kimsiniz?
Sezon: 1 Bölüm: 3

46 Yok Olan heyecanla beklenen üçüncü bölümüyle bizlerle buluştu pazar günü. Buluştu buluşmasına amma.. Nasıl oluyor bilmiyorum her bölümde kafamıza yine bırakıyor soru işaretlerini, heh tam bulduk bu karakter şöyle bir tip diyoruz, hop bir sonraki sahnede ters köşe.  Geçen hafta da yazmıştım, -büyük ihtimalle de- her hafta yazmaya devam edeceğim. Ercan Mehmet Erdem izleyicilerin akıl sağlığıyla oynamaya karar vermiş; bu denli özgün ve şaşırtıcı şekilde ilerleyen bir örgü kolay kolay gelmiyor karşımıza.

Her sahnede "hadi artık bir sonraki bölüm gelsin ve şu olayın aslını öğrenelim" cümlesini yineletirken, dizinin yavaş yavaş oturması güzel bir tat bırakarak devam ediyor.

Hikayenin farklı, ketum bir yapısı var ve farklı bir matematikle işliyor. İzleyiciyi anlamak için kafa yormaya davet eden nadir yapımlardan. Bölüm başında Murat Hoca'nın Salim'e söylediği gibi "Dertleşmeyi pek sevmiyor, mizacına ters" her şeyi bir anda anlatmak.

En çarpıcı nokta da 60 dakikada dahi sırlara gömülü olan bölümün en sonunda uzun ve aleni şekilde her şeyi gösteren Türk dizilerine alışmış kitleyi "Duvara Çarpması". "E hani ya nasıl biter"  "Ya daha yeni başlamıştık" gibi bir çok yorum yavaştan alevlenmeye başlasa da Nunova Film & Star Tv süreden vazgeçmeden devam edelim lütfen, ekol yavaş da olsa oluşacak. Unutmayın devrim başladı, devam etsin!

Geçen hafta hikayelerini merak ediyorum daha karakterler ham, çok fazla yorum yapmayalım diyerek bu haftayı beklettiğimiz karakterlerimiz Selin ya da Sevgi mi demeliyim? Operasyon neydi? Nerede öldün? Ne patlaması? Kim sana o mektupları neden atıyor gizemli karakterimiz Murat Günay'dan sonra iki oldu demişkeeen. Doğan Başkomiserin bambaşka bir noktayla hikayenin içine daha derin bir şekilde yerleşeceğini göstermesi hepimizin aklında onlarca soruyu bir kenara attı. Artık tek bir sorumuz var.. "SİZ KİMSİNİZ?"

 

Seyfi Kılıç karakterinin rahatsız edici rahatlığı bölüm sonunda patlak verdi diyorduk ama patlamanın devamı için haftayı bekleyeceğiz galiba. Tabii bir de şu durum var: İkinci bölüm fragmanında verilen çatışma sahnesinin üçüncü bölüm bitmesine rağmen halen karşımıza çıkmamış olması kurgunun karışıklığı -kafa karıştırma- çabasının sonucunda bir sonraki bölümde sorularımızın cevaplanması ihtimalinin de düşük olduğu gerçeğini önümüze seriyor.

Ceyla'nın durağanlığı ve bu denli değişkenliğin içindeki istikrarlı tutumu beni korkutmuyor desem yalan olur. Bu hali fırtına önceki sessizliğin habercisi gibi, huzur vermeyen bir ıhlamur bile olacak şeylerin öncüsü adeta (evet dizi ıhlamurdan dahi çıkarım yapacak hale getirdi beni). Ama her şeyin altından bir şeyler bekleyen ben ve benim gibiler bile Ceyla'dan gelecek değişimlere pek hazır hissetmiyor kendini galiba.

Rüya sahnesini eleştiren, hala Behzat Ç.'deki kabus ve rüya sahneleri ile karşılaştıran arkadaşların bir taraftan haklı olduğunu düşünmekle birlikte, 46 Yok Olan'ın farklı bir dizi olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.

Her dakikasında bir hareket olan dizimizde Murat Hoca'nın DMT etkisi ile kırılan zincirleri ile Salim'i bayıltıp uçuşa geçtiği yerinde duramadığını görünce kanatlarını keşfeden yeni bir kuş misali neler yapacağını, iki karakterli yapısının iki farklı amacı doğrultusunda nasıl bir çatışmaya gideceğini göreceğiz.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR