Geçtiğimiz hafta otelde oynaş halinde basılan Gülru ve Akif bombası tabii ki bahtsız karakterimiz Gülru’nun başında patladı. İsyanımız bu hafta da Gülru’nun başına gelenlere… Çölde kutup ayısıyla karşılaşan, tüm sınıf kopya çekerken bir tek o yakalanan, göktaşı düşse kafasına isabet edecek olan Gülru… Bu kadarına pes! Ama göreceklerimiz bu kadarla sınırlı değilmiş. Gülfem adeta 10 bacaklı bir plan yapmış. Biri bitmeden diğeri başlıyor. Biri felaketle sonuçlanırken, diğeri daha beter sonuçlar doğuruyor. Öyle planlar ki bunlar hem Gülru’yu yerin dibine sokuyor, hem de Gülfem’i yılın mağdurlar mağduru kadını olarak gösteriyor. Hem Ömer’i Gülru’dan uzaklaştırıyor, hem de Gülfem’in kucağına itiyor. Bunlardan çıkan sonuç ise tabii ki “Gülfem rocks!”
Öncelikle bile isteye Halide’nin ispiyonculuğunu tetikleyip, Gülru’yu Salih babaya afişe ettirdi. Geçen hafta da söyledim. Bu adam böyle kalp krizi geçirip ölmez. Etrafında dönen olayları liste halinde Salih babaya sunarsanız, ölümü çok daha çabuk olacak. Çünkü bunun daha Yonca’sı var, Çiçek -Taner hikâyesi var… Var oğlu var! Her neyse… Önce Gülru’yu suçlu, sonra mağdur gösterme planı tuttu Gülfem’in. Ama görücülerin kaçmasına da mani olamadı. Eh o kadar kusur kadı kızında da olur.
Üstüne bir de Cihan’ı olayların içine çekiyor. Tabii ki yine Gülru suçlu, Gülfem mağdur. Gülfem’in “Seni oraya ben yollamadım,” havaları herkesin üzerinde etki yaratıyor. Mert hariç herkes Gülru’ya sinir oluyor şuan. Cahide ise bahçıvanın kızlarına savaş açmış durumda. Bir yandan Gülfem’e yardım ediyor, diğer yandan kızların kuyusunu kazmaya çalışıyor. Heyt be! Ne planlar, ne planlar. Akif ile ortaklık yaparak Ömer’i Gülru’dan kurtarma çabası ve Taner’i Amerika’ya yollayarak bahçıvanı diğer 2 kızından kurtarma projesi bakalım tutacak mı? Gerçi Taner cephesinde olayları daha da fena karıştırdı. Cahide’nin yalanını Çiçek’e anlatmaya çalışırken çarptığı kadın az daha ölüyordu. Geçen hafta oldukça bunalmış, tüm @EkranellaGs ailesi olarak buhranlar geçirmiştik. Hoop üstüne senaristimiz değişti. Tabii toparlanması biraz zaman alacaktır. Bu hafta daha az daraldım diyebilirim. Ama toparlanmazsa, geçen hafta ki düşük reytingler devam edecektir. Hep dizilerde olayların çok yavaş ilerlediğinden yakınırız, bizim dizimizde bunun tam tersi oluyor sanırım. Bir bölümde o kadar fazla şey yaşanıyor ki, bölüm bittiğinde kafamızdan dumanlar çıkıyor. Eskiden kanallar hafta sonuna güçlü dizilerini koymak istemezdi, şimdi ise o durum ortadan kalktı. Cumartesi günleri yarış devam ediyor. Kaybettiği seyirciyi geri kazanması şart. Hala Gülru’nun “Siz çok iyi bir insansınız,” sözlerini duymak bize acı veriyor. Açılmayan çakralar sabrımızı zorluyor.
Cihan ise kıyamam, Gülru saplantısından Duygu tarafından yatağa atılarak kurtarılmaya çalışıldı fakat nafile. Çocuk daha da kötüye bağladı. Olan zaten Ömer ve Cihan’a oluyor. Gözünü para bürümüş kızımız, Cihan’dan hamile kalarak hayatını ve babasını kurtarma planları peşinde ama Gülfem bu kadarını düşünmediği için bence bu duruma çok sinirlenecek. Sonuçta amaç Cihan’ın saplantısına bir son vermekti, baba olması değildi. Ayrıca Cihan’ın gazabına uğraması da kaçınılmazdı. Sonra çocuğa anormal muamelesi yapıyorlar. Hayır. En normal karakterlerden biri Cihan. Ama herkes çocuğu kendi amaçlarına alet ediyor.
Yener’e ise ne kadar sinir olduğumu bilenleriniz var ki kendisi en gıcıklar listemin 1 numarası olur. Bir dizi karakterine bu kadar gıcık olamazdı zaten. Benim gerginliğimi duymuş olacaklar ki son 2 bölümdür kendisinin en sempatik taraflarını görmeye başladık. Karı-koca Salih babadan kaçarak buluşmaları yüzümüzü gülümseten sahnelerden.
Yonca’nın bir işler döndüğünü anlaması anormal değil tabii ama Ömerciğimin randevularını iptal etmesi ve Taner’in mesajından, araba çarpan kadına bağlaması çok normal değil. Aradaki bağlantının bu şekilde kurulması son derece feyk! Sonra gidip bir de kaldığı evin kapısını çalmaz mı! Ayyy gerçekten çok banal. Gündüz kuşağı dizilerine döndük gerçekten. Bence bir bölüm herkesi Gülfem’in salona toplasınlar, herkes birbiriyle kozlarını paylaşsın, BBG evi misali. Taner ise iyiliğine onun da anlam veremediği Yonca’nın gazabına uğradı. Önce ihbar etti, sonra yardım ettiği imajını yarattı!
Uçan kuşa bile hallenen Akif, 2 kadeh viskiden sonra kendisini kafa kola almaya çalışan Gülfem’e saldırdı. Mert ise onu kurtarmak yerine, kayda aldığı konuşmalarla birlikte soluğu Gülru’nun yanında aldı. Gülru’ya hazırladığı kumpasın tam ortasına kendisi düşen Gülfem olağanca gücüyle üstüne çullanan Akif’in pekmezini akıttı. Yaa şekerim, nasıl oluyormuş öyle apansız saldırıya uğramak? İyi mi böyle? Fazla ileri gitmedin mi Gülfemciğim? Geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum canım sana. En yakın zamanda tüm bu pisliklerin ortaya çıkması ve Gülru’nun gözünün açılması dileğiyle canım… Hani demiştin ya “Sevenler birbirini üzmez, Gülru bizi çok üzüyor,” diye, ya evet bence de çok haklısın. Ayrıca buradan hareketle, sevgili yeni senaristimiz bizi üzmemeli diye düşünüyorum. 22. bölümü bitirdik, hala izleyici bünyesi tatmin olmuş değil. İzliyoruz evet ama hala beklentilerimiz var.
