Bu hafta yine dopdoluydu. Buyrun bakalım okuması da izlemesi kadar keyifli mi?
Geçen bölüm lingo lingo dağıtan Hüsne’mizin yerini bu hafta yaptıklarından bin pişman, sorumluluk sahibi bir Hüsne almış. Ceylan’a her şeyin güzel olucuğu sözünü veren Hüsne bu hafta da hepimizin yüzünü güldürmeyi başardı.
Ceylan’ın nişan tarihinin gelip çatmasıyla Celepoğulları malikânesinde hummalı bir hazırlık başladı. Bu hazırlıkların başında elbette Hüsne’nin elbise telaşı vardı. Dünürüne inat kırmızı elbise giymeye and içen Hüsne’nin bir beden küçük elbiseye sığma azmi görülmeye değerdi. Her öğünde götürdüğü lahmacun, içli köfte ve kebapları hasır altı edip kilolarının nedenini ta 1989’da yaptığı doğuma dayayınca gülmekten yaş geldi gözümden. Azimli kadın Hüsne. Beş saat saunada kalıp, beş kilo elma ve salatalık yiyerek de olsa kırmızı elbisesine girmeyi başararak halalardan ve Hatçik’ten tam not almayı başardı. Bizden de Hüsne’ye can veren Binnur Kaya’ya hafta boyunca biriktirdiğimiz bütün negatif enerjiyi oracıkta bırakıp gülümsememizi sağladığı için bir tam not daha.
ELBİSE DEMİŞKEN
Hatçik’in mavi, kabarık nişan elbisesinden bahsetmezsem Allah beni taş yapar. Hatçik karakterine ‘cuk’ oturmuş valla. Bundan daha gösterişsizi bizi yanıltmak olurdu Hatçik konusunda. Bir de kısmeti açılırsa Hatçik kızımızın değmeyin keyfine. Kızcağızın her gördüğüne içi eriyor. Civan’a ‘abi’ diyor ama melul melul bakmaktan da geri kalmıyor. Bu hafta eve gelen dans hocasına da içi gitti. Ama onu gören yok. Bakalım ilerleyen bölümlerde Hatçik’in kısmetini açacak bir karakter çıkacak mı karşımıza..
MESELE CELEPOĞLU OLMAK
Bazı internet sitelerinde Antepliler’in bazı konularda alındığını okuyorum yorumlarda. Mesela yemek konusunu çok abartılı bulduklarını ve Antepliler’in gece gündüz böyle yemek yemediklerini iletmiş kimisi. Bazısı da Antepli hanımların böyle rüküş olmadıklarının altını çizmiş. Haklı olabilirler. Ama bu ailemiz Antepli olduğu için rüküş olmuş değil kanaatimce. Bunlar Celepoğulları. Antepli değil Manisalı, Yozgatlı da olsalar rüküş karakterler olacaklardı. Yadigar onlar gibi değil mesela. O da Antepli ve hatta Antep’te en fazla yaşayan karakter o. Ama onlar gibi değil, daha sade, daha normal tavırları. Dediğim gibi bence alınganlık yapmak yersiz bu konuda. Onları Celepoğulları olarak değerlendirmek ve keyfini çıkarmak lazım dizinin bence.
ORADAN BİR ADET CİVAN ALALIM
Türk kadınlarının makus talihi; evde kocalarına mandalina soyarak televizyonda romantik erkek izlemek. Her yıl düzenli olarak evlerimize konuk oluyor bu tipler. Kimi zaman Kuzey, kimi zaman Mahir, kimi zaman Ezel oluyorlar. Bu sefer de Civan olmuş misal. Ortalama Türk erkeği kendi çocuklarına doğum günü partisi yapmayı anlamsız bulurken sen kalk Civan sevdiği kadının kızının doğum günü buruk geçmesin diye bir otobüs arkadaşını topla dışarıdan eve getir. Yaren kızımızın da güzel gözleri sevinince daha güzel oluyormuş görmüş olduk bu vesileyle. Maşallah diyelim. Yadigar da en az kızı kadar mutlu oldu, şaşırdı. Nasıl olmasın ki? Kızının babadan ayrı ilk doğum günü. İstiyor ki mutlu olsun. Ama olmuyor.. Yadigar kızını üzgün görmeye dayanamıyor. Civan da Yadigar’ı.. Bunlar hep zincirleme.. Sonra işte olan oluyor. Bu da yetmiyor nişan için kıyafet bakmaya gidiyor Civan ve Yadigar. Civan oğlan ceketini alıyor bir güzel ama Yadigar kendine elbise al(a)mıyor. Sebep malum, tamamen duygusal. Civan “Beğenmedin mi, olmadı mı?” diye üsteleyip kızı zor durumda bırakıyor diye kızıyoruz biz ama sonra Yadigar eve gelip odasında paketlenmiş elbiseyi görünce biz önümüzdeki meyve tabağına yoğunlaşıyoruz yine. Bir mandalina daha soyuyor ve devam ediyoruz hayatımıza.
Gölge etme başka ihsan istemem senden.
TAYLAN DEĞİL ALİ ERDİ MURADINA
Kime niyet kime kısmet demiş eskiler. Ceylan da Taylan’a niyetlenip Ali’nin arabasında buldu kendini. Gerçi haftaya seyri değişebilir ama gördüğümüzü yazarsak böyle. Ceylan’ı Taylan’la barıştırırsanız çok pis olay çıkar yeminle! O Taylan’a dayanamayan bir tek ben miyim yahu? Adam kibar kibar ağız dolusu hakaret ediyor kızın ailesine. Ceylan çok bile dayandı. Sabırlı kızmış vesselam. Ailenin ne görgüsüzlüğü, ne cahilliği kaldı.
Aslında bu hikaye ülkemizin kanayan yaralarından biri. Aileler arasındaki statü farkı çoğu zaman “Aman canım siz anlaşın önemli olan o,” denip küçümsense de büyük sorunlar doğuruyor zamanla. Kız ya da erkek, taraflardan biri genişse alttan almayı kabulleniyor ama iki taraf da sağlam karaktere sahipse iş değişiyor. Ceylan da tam bir Celepoğlu. Bahattin’in kızı işte. Sağlam, dik duruyor, gururlu. Ezdirmiyor annesini, babasını. İstediğim bu mu değil mi diye düşünüyor gelin odasında aynaya bakarken. Bir kişiyle evlenmiyor ki insan. Kocaman bir aileyi katıyor içine nihayetinde. Ailesini de beraberinde götürüyor. Ve Ceylan da buradan hareketle davetli, emek, yemek demeden bir çırpıda siliyor Taylan’ı. Çok da iyi ediyor. Umarız bu kararından caymaz. Nihayetinde Ali’nin arabasına atıyor Ceylan kendini. E görgülü (!) bir ailenin evladı olarak davetlilere kibar kibar durumu izah etmek görevi de Taylan’a düşüyor. Ali’nin payına düşen ise Ceylan’ın başını kendi omzuna yaslayıp ‘sen üzülme ben varım’ diye fısıldamak. Sanırım bu işten en çok Ali karlı çıkıyor.
Haydi bakalım Yaren’im sen ne dilersen..
ÖRGÜNÜZÜ, ÇAYINIZI KAPIP GELİN! HAFTAYA ŞENLİK VAR!
Hüsne ile Taciser kapışmasını bu seyirci çok özler. Önümüzdeki bölüm muhtemelen Hüsne bütün birikmiş kinini döker Taciser’in üstüne. Bahattin ise bugüne dek tam bir kız babası gibi ‘aman kızıma laf gelmesin’ düşüncesiyle çok ince davrandı. Herşey tam ve güzel olsun istedi Hüsne ve Bahattin. Onlar alttan alıp kibarlık yaptıkça da işitmedikleri laf, arkalarından söylenmedik söz kalmadı. Önümüzdeki bölüm Bahattin’in de eteğindeki taşlarını kendi üslubunca dökeceğini tahmin ediyorum. Demem o ki haftaya şenlik var. Ha bir de Yadigar’ın emaneti konusuna vakıf olmuş Behiye faktörü var ortada. Bakalım o haftaya neler yapıp Hüsne’yi krizlere sokacak.. Çayınızı, mısırınızı hatta varsa örgünüzü de kapıp gelin haftaya. Önce izleyelim, sonra konuşalım..
Haftaya görüşmek dileğiyle..
Hüsne ile Taciser kapışmasını bu seyirci çok özler. Önümüzdeki bölüm muhtemelen Hüsne bütün birikmiş kinini döker Taciser’in üstüne. Bahattin ise bugüne dek tam bir kız babası gibi ‘aman kızıma laf gelmesin’ düşüncesiyle çok ince davrandı. Herşey tam ve güzel olsun istedi Hüsne ve Bahattin. Onlar alttan alıp kibarlık yaptıkça da işitmedikleri laf, arkalarından söylenmedik söz kalmadı. Önümüzdeki bölüm Bahattin’in de eteğindeki taşlarını kendi üslubunca dökeceğini tahmin ediyorum. Demem o ki haftaya şenlik var. Ha bir de Yadigar’ın emaneti konusuna vakıf olmuş Behiye faktörü var ortada. Bakalım o haftaya neler yapıp Hüsne’yi krizlere sokacak.. Çayınızı, mısırınızı hatta varsa örgünüzü de kapıp gelin haftaya. Önce izleyelim, sonra konuşalım..
Haftaya görüşmek dileğiyle..