Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Sana bunu ben yaptım, biliyorum
Sezon: 1 Bölüm: 3

Üçüncü Günahkâr bölümüyle herkese merhabalar. Yine bolca olayın olduğu bir bölümü arkamızda bırakıverdik. Bu sefer geçenkinin aksine özetli başladı ve klasik stil bir bölüm yayını vardı. Eh, fena olmadığını söyleyebilirim. Ayrıca “Günahkâr” hashtagi yerine farklı bir şey deneyerek #hiçunutmadım’ı seçmeleri de hoşuma gitti. Gelelim bakalım bölümde neler olduğuna:

Geçen bölümü Ali Yusuf’un bir güzel dayak atması üzerine dayakçı futbolcunun Sado’yu kaçırmasıyla bitirmiştik; oradan da aldık. ‘Menemen’ kod adıyla yardım isteyen Sado’nun yanlış adamdan, daha doğrusu yanlış bir dille yardım istediği belliydi. Elini kolunu sallayarak olay yerine gelen Ali Yusuf, yine de ’boş biri’ olmadığını göstererek önce elindeki iğneyi bir güzel adamın tekine sapladı. Ardından da onun silahını alıp kendilerini kurtardı; kulüpten kovulan futbolcu da polisi boyladı.

Güzel sahne olduğunu düşünüyorum ama en güzel kısmı “O özür dilemez,” lafıydı. Gayet makul, ben de dilemekten pek hoşlanmam mesela.

Bölümün baş kısmı diğer olarak Saliha ve Ali Yusuf’un yakınlaşmasına dayalı geçti. Gökhan ve Aslıhan ikilisi, Saliha’ya bir darbe vurmak için şirkete gerekli parayı Saliha’nın annesinin otelini satmak üzerinden sağlamaya kalkınca, haliyle Saliha’nın tepkisini çektiler. Geçtiğimiz bölümdeki Ali Yusuf tanışması üstüne Aslıhan’ın annesine sert çıkan Saliha, karşılığında şirketten sürgün yedi ama haliyle pes etmedi. Hele de iş dönüp dolaşıp annesinin oteline gelince…

Birini yeterince beklersen gelmek zorunda kalır.

Bunun için Kıbrıs’a giden Saliha, şansının az olduğunu bilerek çabalamaya ‘çalışırken’, karşısında Ali Yusuf’u buldu. Tabii bunda Saliha-Aslıhan arasındaki atışma konuşmasının etkisi de oldu. ‘Biz’ kipi ile konuşmalarını pek sevdiğim Ali Yusuf’un öncesinde Saliha’yı uyandırmak için denize atmasını daha çok sevdim. Böyle eşek şakası kimsenin başına gelmesin tabii.

İkili, ek kaynak bulmak için sorunlu bir arsa satışının üstüne eğilirken Gökhan-Aslıhan ittifağı da satış işlerini yürüttüler tabii.  Ali Yusuf, Saliha ‘uyurken’ Sado’nun yardımıyla arsadaki sorunu çözdü ve ek kaynak bulundu. Ama işe yaradı mı? Hayır. Çünkü gözü fazla kör Gökhan, Aslıhan’ın arkasında durarak satışı iptal etmeyip bir de yalancı damgasını kabul ediverdi. Bu kadar aşk bana fazla gelmedi değil ama şaşırmadım tabii. Bölümün özetinde satışın engellendiğini okuduğumdan nasılını merak ediyordum. Onu da çok bekletmediler.

Saliha önce bir güzel sözleşmeyi yırttı. Yenisi hazırlanmışken Ali Yusuf devreye girerek Aslıhan’ın geçmişte araştırdığı çevre katili şirketin yöneticilerinin oteli alacaklarını ortaya çıkardı ve tatlı bir dille adamları tehdit etti. Sonuçta da iptal oldu. Ama bunun ederi de Saliha’nın evden gitmesi oldu. Saliha da Ali Yusuf ‘gibi’ özür dilememeyi seçti.

Satış iptal olunca Aslıhan haliyle Ali Yusuf’u aradı ve dayanamayıp giden Ali Yusuf ile buluşmuş oldular. Buraya kadar tamam. Diyaloglar güzeldi, fragmanlarda falan da gördüğümüz bir işleyiş vardı ama Aslıhan’ın denize atlaması hiç beklemediğim ve hoşuma giden bir hamle oldu. Bir de itiraf edeyim, beni gülme tuttu. Resmen oturduğum yerde dayanamadım güldüm. Ali Yusuf bu sırada göle atlayıp ‘kahramanca’ kızı kurtardı; bir de üstüne suni teneffüs yaptı. Bu sırada kendisini bekleyen Saliha da ağaç oluyordu tabii.

Ama bekledi. Ali Yusuf ve Aslıhan hastanedeyken, sonrasında Aslıhan “Bir gün sana döneceğim. Şimdi değil, zamanı geldiğinde.” derken Saliha orada bekleyivermiş. Hatta baya baya olduğu yerde uyuyakalmış. Dolayısıyla taş kesilme hikâyesi oraya pek güzel uyuverirdi bence. Ve ondan sonrasında gelecek bölümde ‘randevu’ misali uzaklaşıp da öpmediği kızı öpüverdi. İyi de yaptı.

Ali Yusuf daha önce konuşurlarken sana verecek bir yerim var demişti; evden ayrılınca Saliha da gidiverdi. İyi de yaptı ama girdiği dakika evi karıştırmasının (?) aldığı tepki pek hoş olmadı. Üstüne de sanıyorum saati dolmadan Aslıhan kapıda bitti. Sanırsın kamera koymuş eve. Kıskançlığından Saliha’yı gönder konuşması yaparken bir de tuttu lazımmış gibi Ali Yusuf’u öpüverdi. İşte, burada da bölümün beklemediğim anlarından biri daha yaşandı: Ali Yusuf ‘selfie’ çekti ve Saliha’ya atıverdi. Güzel hareketti ama vazgeçirme planının işe yaramadığını anlayan Aslıhan, Gökhan’ı da kullanarak karşı bir hikâyeye girişti bile.

Aslıhan’ın samimiyeti benim kafamı karıştırmayan bir konu. Çünkü yok. Genel olarak sahip olduklarını kaybetmemek için her şeyi yapabilecek ve söyleyebilecek biri olarak geldiğinden, ki mesela önümüzdeki bölüm fragmanı da bunu tescilliyor, inanasım gelemiyor. Aslıhan o gemiye sadece kocasıyla balayı için biniverir. Ali Yusuf’u sevse de şu hayatını daha fazla seviyor sonuçta. Ali Yusuf da bunu bildiğindenkafasındaki ajandaya devam ediyor. Saliha’yı iskelede öperkenki o bölüm sonu bakışı da bunun bir nevi tesciliydi mesela.

Şahsen ben Aslıhan’ın kıskançlıktan çatlamasına, Saliha ve Ali Yusuf’un daha da yakınlaşmasına varım. Hatta Ali Yusuf da birazetkileniversin. Ama mümkünse Saliha çok fazla sarhoş olmasın. Pat diye aşık oluverdi zaten, bari ayık kafa kalsın.

Gelelim biraz da diğerlerine:

Sado: Futbolcu olayının ardından arsa konusunda yardım ederken Ali Yusuf’a verdirdiği sözü kullanarak onu tekrardan kendisine bağladı, çünkü bıraksa Ela’ya para vermeden dolayı adam gidiyordu. Bölümün medikal olayı da bunun üstüne devreye girdi. Kaza sonucu içine demir girmiş Samed’ten demir çıkartıldı; bu sayede milletvekiliyle iş de yapmış oldular. Ayrıca Sado’nun Ali Yusuf’un kim için suçu üstlendiğini merak etmesi iyi oldu. Nasıl öğrenecek insan merak etmiyor değil tabii. Ela? Çok bilmiyor ama başlangıç için iyi olur.

O değil de bu adam harbi sağlam+eğlenceli bir karakter.

Ela ve Halil: Valla düşündüğümden iyi ayrıldılar. Halil’in yaptığı “Seni bana emanet etti,” konuşması pek sağlamdı. Geçen bölümde Sado-Ela fikrini kendimce tartışmıştım ama bu da göze uzak durmadı değil hani. İnsan yine de iki durum için de bir Ali Yusuf tepkisi merak ediyor ama fikrimde caymış değilim.

Tuna: Bölümde Saliha’nın yardımcısı tek değildi; şirkette çıkan grev konusunda da Tuna’nın yardımı oldu. Hala biraz pasif kalıyor ama ben karakteri daha çok sevmeye başladım. Sevdiği kız önce eşcinsel sandı, üstüne de başkasına aşık olduğunu itiraf etti. Ne güzel bir hayatı var bu adamın. Bari bir de tanışsalar? Ayrıca Saliha’nın geri dönüşü de bu grev üstünden olacak gibi.

Anne: Bölümde şaşırdığım noktalardan birisi de Aslıhan’ın annesinin aslında evin hizmetçisi çıkması oldu. Aslıhan buraya da ‘yetişmiş’ yani… Anne gitti ve üç beden hayırsız oğlunu görüverdi; sanıyorum yemediği hakaret de kalmadı. Gerçi adamın dediği gibi Aslıhan da daha az hayırlı değil ama bununkinin dozu da ayrı bir özel. Bakalım hapisten çıkınca neler olacak?

“Gökhan bu kadar aşık olmasının cezasını çeksin,” demesi bence yeter. Ona dahasına gerek yok bence.

Not: Ali Yusuf’un Saliha’yla konuşurken makamından aşk için vazgeçme konusunda verdiği Fiona- Shrekörneği güzel değil miydi sizce de?.Böyle şeyler senaryoya güzel renk katıyor.

Not 2:Bölümbaşında çalan şarkı Pera - Sensiz Ben’di. Güzel bir seçim olmuş; yazının yarısını bunu dinleyerek yazdım sanırım.

Fragmana bakmayı unutmayın diyerek çekileyim ben artık; bir şey kalmadı sanırım. Haftaya görüşürüz efendim. Öptüm, bye.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR