Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Romantizm ve ölüm
Sezon: 1 Bölüm: 31

Olay mahalline bu sefer romantizm için geri dönüldü.

MedCezir iftiraların, itirafların ve yeni kötülerin göründüğü bir bölümle karşımızdaydı. Bütün bunlar aksiyon yaratırken karakterlerle ilgili çok güzel dipnotların olduğu bir bölümdü de ayrıca. Yaman, Mira’ya unutmuş gibi yapıp yapıp, nice felaketlere ev sahipliği yapmış örnek evde bir altıncı ay sürprizi hazırlamış. Üstelik de sanki daha önce orada yangın çıkmamış gibi etrafa mumlar koyarak! Yaman’ı aldığı risk yüzünden tebrik ediyorum açıkçası. Yaman, dokuz ay önce ölüyordun tatlım sen orada? Çokoprens oluyordu çifte kavrulmuş. Zavallı Mira da, Yaman’ın unuttuğuna emin olunca gözleri dolu dolu oldu. O sahnede Mira’nın gözleri ayrı doldu, Beren’in ayrı doldu. Kıyamam ben size aşkitolar ya.. Beren ablasına nasıl da düşkünmüş öyle! Aslında çoğu zaman Mira’nın çıtır aşık hallerine Beren’in tebessümle bakmasından Beren’in abla, Mira’nın küçük kardeş olduğunu düşünüyorum. Ancak Beren bu bölüm karakterine yakışmayacak bir çiğlik yaptı. HungryGhost’ta, Mira arkadaşlarına hesap ödetmedi diye iğneleyici konuşması pek kendilerine yakışmadı. Ama ‘olaylı açılış’, yani Selim’in tutuklanmasını kastederek HungryGhost’un iyi müşteri topladığını söylemek Mira’ya çok yakıştı. İleride de Mira’nın yaptığı harika şeylerden bahsedeceğim ama bu bölüm Mira hayatının falsosunu yaptı. HungryGhost’tan bahsederken ‘dükkan’ demek neydi ya öyle? Bakın bunu değil Yaman, Ayşe bile yapmaz. Yaman’ın daha önce örnek evde başına gelen felaketten esinlendiği sürprizine gelirsek eğer Yaman’ın o duvara yarı yaslanık beklemesinden bahsetmeden edemeyeceğim. Aferin Yaman sana, iyi biliyorsun böyle pozları hoşuma gitmiyor değil. Bir James Dean duruşuydu o ama ben senin daha çok Marlon Brando olduğunu düşünüyorum. Hem tip hem de karakter olarak Marlon Brando’nun canlandırdığı karakterlere daha çok benziyor Yaman. James Dean olan Orkun aslında; yine hem tip olarak hem de karakter olarak onun canlandırdıklarına daha çok benziyor. Çağatay Ulusoy ve Metin Akdülger’in metod oyunculuğu yaptıklarını dikkate alırsak, Marlon Brando ve James Dean benzetmeleri daha da haklı çıkıyor. Yaman’ın bütün unutma numaralarına rağmen özel bir şeyler için çabalayan Mira’ya, Yaman bu bölüm şey dedi ya bir de, "Her kapıyı sen aç", Yaman da Ayşegül Aldinç fanıymış haberimiz yok. Ben bunun tehlikeli bir söylem olduğunu düşünüyorum. Yarın öbür gün evlenirlerse Mira’yı evden dışarı çıkartmayacak gibi sanki. Bu da Yaman’ın Marlon Brando rollerinde olduğunun bir başka kanıtı. A Streetcar Named Desire’da Stanley (Marlon Brando) karısını eski zengin hayatından uzaklaştırıp ev işleri yapan biri haline getirmişti.


Selim, Mira ve Suzi’nin kombinlediği haliyle mahkemede. Suzi de olmadığı bölümlerde moda okuluna falan gitmiş herhalde.

Başına gelenlerle benim bile içimi ısıtan Selim ise evine döndü ama daha derdi bitmedi. Dışarıdaki düşmanlara karşı daha temkinli davranmaya başladı evet; Giray, Hasan ve Mahmut biraz tırsmışlardır kesin, özellikle de Mahmut! Dark Knight Kenan’ın en mantıklısını yaparak dümenini itirafından sonra teker teker Tozludereli İ.K. Tayfasının götürülüşleri çok güzeldi. Bir de ben bu Hasan’ı çok seviyorum ama pozu kime anlamadım. Polisler bunu götürmeye geldiğinde öyle yolun ortasına kime kasılıyordu? Hayır bir de Orkunstar da orada. Yalnız Hasan götürülürken Orkun’un ifadesi çok komikti. Bakalım kovdu mu, kovmadı mı Hasan’ı? Delilleri yıkayarak biraz değerini eksilten Yaman var bir de. Canım ya kıyamam, Mira bile nasıl üstüne geldi. Bu çocuk sizi her beladan kurtarmadı mı ya? Ne bu nankörlük? Bir kere de böyle oldu işte.. Ender’in eldivenleri polise göndermek istememesi de çok komikti ama. Sanki Selim suçluymuş gibi davranıyor bir de; Selim "Benim suçlu olduğumu düşünmüyorsunuz değil mi?’" dediğinde hepsinin bir "Aaa hayır hayır!" demesi vardı yalandan, çok güzeldi. Zaten Mert’in babasına bir bakışı vardı orada, kesin şüphelenmiş kesin! Gittikçe saçları kızıllaşan Ender’in "Selim de Selim!" diye delirmesini geçelim, Selim’in Koper Kardeşler aşkından bahsedelim. Hadi Yaman neyse ne de, Kenan, Selim’i bile ikna etti. Aferin çocuğa ya! Ben zaten bu dümen mümen işlerini olaylarını Kenan’a çok yakıştırıyorum. Hapisteyken ben pek sevmezdim Kenan’ı ama vallahi çıktıktan sonra bayılıyorum kendisine. Kenan’ın neden kötü olduğunu anladığımız, rakı masasındaki sahneler çok değerliydi. Kenan da kötü olmayı öğrenenlerden. Ama Yaman ile ikisinin iki drama ile, iki damar konuşma ile adamı kafaladıklarını herkes gördü. Selim’e üzüldüm, hatta Ada ile gerçekten iyi ilişkiler kuran Asım Şekip Kaya’ya damadına yardım etmedi diye de kızdım ama sevgili Selim seninle dalga geçmeden edemeyeceğim bir konu var: Neden küçücük çocukları dost belledin? Kendini genç mi sanıyor ne yapıyor bilemem ama komik duruma düştüğü kesin.


Eylül, tuvaletteki Mert’i görünce, beraberlik kararını tekrar düşünürken.

MedCezir’de zıt karakterlerin bir arada olduğu sahneleri çok seviyorum. Bu bölüm Serezler'de Mert, Eylül, Mira, Orkun, Ada, Beren karşılaşması çok keyifliydi. Üzgünüm ama Ada sen Mira’ya smackdown yapamıyorsun. Bir daha deneme istersen. İnsanlar da düştüğün komik duruma Asım Şekip Kaya’nın kızısın diye gülmüyorlar. Küçük kurnaz aklınla kaşla göz arasında Mira’yı bahane ederek Orkun’a da çıkma teklifi ettin, gözümden kaçmadı. Sonra "Neden Orkun’a prenses diyorsunuz?", e açık değil mi yani yani kızlar teklif ediyor çocuğa. Beren’in olay olsun diye ortaya attığı Mira’ya "Yoksa kıskandın mı?" fitnesine ayrı güldüm, Mert’in Ada’nın miras fikri üzerine hemen aklına Asım Şekip Kaya gelmesine ayrı. Bu arada Mert haklı olabilir, Ada ‘kişi kendinden bilir işi’ mantığıyla sinsi sinsi kasaya yaklaşıyor olabilir. Mert’in çıkardığı katil kim şablonuna Beren’in tahammül edemeyip gitmeye karar vermesi çok doğaldı. Kızcağız oraya Orkun’u görüp (Beren, Orkun’u mu kesiyor?), Ada’yı duyunca geldi sonuçta. Bu arada Orkun’a sakız çok iyi olmuş ya, daha önce de çiğnemişti ama uzun zamandır görmemiştik. ‘Öğrenmesem çatlarım’ Eylül ile Orkun arasındaki karşılıklı gıcık olma da bu bölüm tekrar kendisini gösterdi. Şahsen Eylül’ün Orkun’a genel olarak ayıp ettiğini düşünüyorum çünkü bunlar bayağı bayağı kankiydiler; beraber entrika falan çeviriyorlardı birden Eylül unuttu onca yıllık arkadaşlığı. İşte bu da hep Eylül’ün kraldan çok kralcı oluşundan. Sonradan Orkun, Mert’in tuvalet hapsini gündeme getirdi de, Mira, Orkun ve Eylül aynı şeye gülebildiler. Bazı şeyler değişmez ha? Mert’in somatik yakınmaları ise gerçekten çok güzeldi. Ya ben Mert’e hiç kıyamam nasıl iki büklüm olmuş. Tek bir an büyük bir korku yaşadım ama. Bu tuvalette kaldığında Yaman çıkmıştı ya Selim’e koşa koşa, Mert’in "Yaman, Yamaaaan.." diye kabinden bağırması, Yaman’ın Serezler’in evindeki bahçe temizleme, havuz temizleme, araba yıkama görevlerine Mert’in altını silme de dahil mi diye düşündürtmedi değil beni. Yaşar Usta’nın o repliğini hatırlatman, Yaman’a böyle bir şey yaptırtıyorsan durumu biraz hafifletti ama haberin olsun Mert.


Eylül’ün Orkun ile Burak’ın gizli gizli date yaptığını sandığı olayın altından büyük bir drama çıktı.

Ne olursa olsun bestie’si Ayşe ile skype yapmayı ihmal etmeyen Leyla’nın fena alaşağı olduğunu da söylemeliyim (Bu arada 'Ayşe’nin piknik keyfi’ adlı anlar beni çok eğlendirdi. Ayşe gerçekten sefa sürmeye gelmiş Altınkoy’a. Piknik sahnelerinin absürd bir yanı vardı diyemem çünkü tamamen absürdlerdi ve çok harikaydılar.) A salak/asalak Leyla, sen sesini garip bir tokluğa getiren Orkun’un kahve içtiğiniz yerde sana baştan başa resmi bir ilişki vaad etmediği ayarından ve Yaman ile yakıştığınızı söyleyip seni neyle denk gördüğünü belli etmesinden sonra nasıl Altınkoy’un iki golden delikanlısına böyle tuzak kurarsın? Üstelik Orkun seni tamamen Tozludere için aramıştı. Hale de ortalık karışsın diye Burak’ı gazladı gazladı üzerine saldı (Hale gaz vermiş olsa da dizinin en gerçekçi konuşan insanlarından birisi). Sen git bir de ‘Tozludere oyunları’ yap. Ama Mira sana iyi haddini bildirdi. Gık diyemedin üstelik! Kendini Teen Sude Beylice sanıyorsun ama Orkun seni bu yolda harcayacak. Sadece kendi planları için kullanacak, Altınkoy’da bir kum tanesi olana kadar telef olacaksın. Karşında Mira var, Orkun var; bence sen Berlin’e geri dön. Bu bölüm bütün bunlara rağmen seni ilk kez sevdim ama, sebebi de Zenginler de Ağlar (Los Ricos También Lloran) göndermen.


Sude saçlarını kestirmiş iyice sfenkse benzemiş.

Leyla’nın baş koyduğu yolu tamamlayan Sude ise bu bölüm, iki bölüm önceki çöküşünden gerçekten çıktı. Ender’in başında, Sedef ile takıp takıştırıp bütün süsleri ile ona destek olmaları beni çok eğlendirdi. Şıklık her zaman, her yerde ve her durumda. Hem bir aradalar ama hem de Sedef ile birbirlerine girmeden edemiyorlar. Ancak ben Sedef’in böyle gergin bir durumda Sude ile atışacağını hiç düşünmezdim. Galiba bölümlerdir Sedef tarafının yükseldiği Sude-Sedef dengesini biraz eşitlemek için öyle oldu. Bu arada yalan değil, Sude gerçekten mantıklı düşünüyordu. Mira’yı gazetecilerin çekmesini istememesi de çok normaldi. HungryGhost’a bile yetişmesi Sude’nin ne kadar harika bir kadın olduğunun en büyük göstergesiydi -menü olayını biraz abartı ama-. Asım Şekip Kaya’yı düz duvara tırmanacak kadar delirteceği kesinleşen Sude, Kenan’a doğru da bir kaç adım attı. Yine Kenan’ın düğmeleri açık gömleği yüzünden Kenan’ın barakasına şöyle bir kapıdan baktı. İkisinin de içeriye bakarken akıllarından geçenleri tahmin edersiniz. Açık açık öpücük de konuşuldu, Kenan keskin burnuyla kokuları eşledi falan. Bölüm boyunca hiçbir bakışma anını kaçırmayan Kenan ile Sude, Kenan Sude’nin teklif ettiği eşyaları almaya gelince artık kavuşsalar diyorum da, onlar da rahatlasa biz de rahatlasak. Bu ilişkiyi çok destekliyorum ama Sude-Asım Şekip Kaya’yı da destekliyorum. ‘Bir günah gibi’ gizleyeceğim onları yani.


Ve sonunda gözleri görmeyen kötümüz Turunç Nadir.

Twitter fenomeni Turunç Nadir, büyüteci ile bizleri gözetlemeye aldı bu bölüm. Nefreti, kini neden bitmedi bilinmez ama Tan eli kulağında kaçacakken bir de kendileri kötülüklerini yapacak. Kürşat Alnıaçık, Sıcak Saatler’deki Ceyhun Emre karakteriyle yıllarca kötülükte bir marka oldu, kötülük olarak neler yapacak pek merak etmiyorum ama. Benim merak ettiğim kiminle olacağı. Sude’nin başı kalabalık, eğer Faruk elini çabuk tutmazsa Sedef’e olabilir. Ya da taze dul, Orkun’un annesi Yasemin Civanoğlu ile bir şeyler olabilir. Bilmiyorum bekleyip göreceğiz.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR