Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Paran mı yok, derdin çok
Sezon: 5 Bölüm: 7

Alicia’dan David Lee’ye: “Seni incittim, değil mi?”

İki bölümlük fırtınanın ardından ortalığın biraz durulduğu altıncı bölüme, ilk başta iki tarafın da dahil olacağını sandığımız bir olayla giriş yaptık. Lockhart/Gardner’ın müşterilerinden birinin oğlu trafikte haksız yere durduruluyor ve DNA örneği usulsüzce alınıp hakkında cinayet suçlamasıyla tutuklanıyordu. Müvekkilin avukatı Alicia’ydı fakat Will’in artık hiçbir müvekkili Florrick/Agos ortaklığına kaptırmaya niyeti yoktu. Bu davada, bu bölümlük yolları kesişmeyecek olsa da kaderin cilvesi peşlerini bırakmayacak, Alicia, Lockhart/Gardner’a bu defa şahit olarak gelecekti.

Alicia’nın olaylar arası koşturması elbette ki bu bölümde de devam etti. Florrick/Agos’un ofis sorununun çözülmediği yetmezmiş gibi maddi sıkıntılar da baş göstermeye başlamıştı. Para, para, para! İşte bütün mesele buydu ve acilen çözülmesi gerekiyordu. Lockhart/Gardner’ın davalık olması ise Alicia’nın gözlerinin parlamasına sebep olmuş, firmaya adımını attığında Lockhart/Gardner’ın telaşa kapılması hoşuna gitmişti. Firmadan en son çıkışı ise hiç de o kadar fiyakalı olmayacaktı.

Ev içerisinde ise (yoksa Florrick/Agos ofisi mi demeliyim?) bir casusluk problemi baş göstermişti. Evin bilgisayarlarının kameraları zamansız olarak aktif oluyordu, evin içi adeta bir BBG evi gibi izlenir hale gelmişti. Zack’in ilk olarak Alicia’nın odasındaki bilgisayarı farketmesi bu işin mesleki bilgileri elde etmek amacıyla yapılmış olabileceği düşüncesini doğurdu. Oyuna karşılık oyun yapmak isteyen Alicia ve Cary ise bu stratejilerinden elleri boş dönecekti. Kameralar Florrick/Agos için değil, evin diğer popüler dişisi Grace Florrick için açılıyordu. Zack, her şeyin üstesinden gelip, ablasını koruyarak bu olayla kendisinin belalı tarafını ortaya çıkardığı için mutluydu, gururluydu. Zack ve Grace üzerinden verilmek istenen abla kardeş bağının gösterilişini bir kez daha oldukça zayıf buldum. Bunun sebebi belki de en başından beri Zack ve Grace’e çok fazla alışamamam ve onları tutuk bulmam olabilir. Zack ve Grace’in Peter ve Alicia evliliği üzerindeki ağırlığının iyi yansıtılamadığını ve olayların farkında olmalarına rağmen seçtikleri tarafların doğru olmadığını düşünenlerdenim. Annesi ve babası bu kadar baskın olan çocukların daha yırtıcı olmasını beklediğimden de olabilir.


Alicia’nın kardeşi Owen, Alicia’nın hissettiklerini ona itiraf ettirmenin peşindeydi.
 
Will, usulsüz şekilde tutuklanan Jeffery’nin davasına kafa yormaya devam ediyordu. Jeffery’nin DNA’sı aynı okulda okuduğu, öldürülen kızın tırnaklarındaki doku ile uyuşuyordu. Tabii ki bu uyuşma sadece Jeffery ile değil, aynı zamanda Jeffery’nin ailesindeki bütün erkeklerle uyuşma demekti. Will, Jeffery’nin suçsuzluğuna inanırken, Kalinda cinayeti onun işlediğinin düşünüyordu, hatta çok netti. Kalinda, diğer şüphelileri araştırırken Jeffery’nin amcasının aslında Jeffery’nin ‘halası’ olduğunu öğreniyordu. Üvey kardeşi ise çiğnediği sakızı yere atıp kaçarken Kalinda’ya kanıt bıraktığının farkında değildi. Kanıt ise fos çıkmıştı, üvey kardeşin DNA’lı sakızı tırnakta bulunan doku ile uyuşmamıştı. Oklar yine Jeffery’e döndü. Will ise Jeffery’e pes etmeme sözünü vermişti bile.

Bu bölümde Abla-kardeş ilişkileri, sadece Grace ve Zack’le sınırlı kalmadı. Will’in Jefferey’nin okuluna araştırmaya yapmaya gitmesi Alicia’nın kardeşi Owen’la yollarının kesişmesine sebep oldu. Owen ile Will’in plansız sohbeti, Owen’ı meraklandırmış Alicia’ya yöneltmişti. Ona göre, karşısına çıkan Alicia, Will’e aşık olmaktan korkan ve bu korkuyla zırhlara bürünmüş bir savaşçı prensesti. Owen, ondan beklediğimin aksi bir hareket yapmayarak Will’in yanına gitti, Alicia ile ilgili düşüncelerini daha önce olduğu gibi tereddüt etmeden söyledi. Owen, Will’in savaşçı prenses için savaş vermesi gerektiğinde, Will ise artık bittiği görüşünde ısrarcıydı. Bana göre Zack-Grace ilişkisi ne kadar zayıf yansıtılıyorsa Alicia-Owen ilişkisinin yansıtılması bir o kadar başarılıydı. Owen’ın (aynı zamanda gay olmasından mıdır bilmem) tarafları iyi okuyup gözlerini açmaya çalışması oldukça gerekli. Zira Will ile Alicia’nın birbirlerinin duygularından bir şekilde haberdar olması lazım, Owen da bu iş için biçilmiş kaftan.

Lockhart/Gardner’ın davalık olduğu meseleye geldiğimizde ise Alicia’nın öncelikli planı, şahitliği karşılığında ortaklığa girişte ödediği parayı geri almaktı. Diane ile yaptığı bol ‘göndermeli’ görüşmeyle bunu başardı, parasını geri alacaktı, ta ki rüzgar tersine esene dek.

Diane: Bazen sana bakıp düşünüyorum ve merak ediyorum. Acaba hep böyle miydin, yoksa sonradan mı değiştin?

Alicia: Dünyanın en iyi hocalarına sahiptim, değişmekten başkası elimden gelmezdi..

Davanın seyri o kadar hızlı yön değiştirdi ki, Alicia, ortaklığın içinde sırtlarından bıçaklamaya hazır olan Anthony Wright Edelman’ı göremedi. Anthony rüşveti Alicia’ya yükleyip, Lockhart/Gardner’a dönerken Alicia parasını almayı bırak 6 milyon $ borcun altına girdi. Alicia, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştu. Tek kazançları ise kendisini, tecrübesini Florrick/Agos Ortaklığı’na adamayı vadeden Clarke Hayden’di.

Clarke Hayden, Florrick/Agos Ortaklığı’nın gizli silahı, yeni çalışanıydı artık.

Bölüm, yanlış hatırlamıyorsam ilk defa bir dava tam olarak sonuçlandırılmadan sona erdi. Jeffery’nin cinayet davası bir sonraki haftaya sarkarak bizi biraz olsun “Katil gerçekten o mu? O değilse kim?” merakıyla bıraktı. Jeffery aynı zamanda Alicia’nın da müvekkili olduğu için bir sonraki bölümde Alicia ile Will’in muhatap olmaları olası. Bu bölümdeki karşılaşmaları ise konuşmasız olsa da vücut dili ve içsesleriyle çok şey anlatıyordu. Will kırgın ve kızgındı, Alicia ise boynu bükük ama mağrur.

Sekizinci bölümün değerlendirmesinde görüşmek üzere, geç kalmayın.
 
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR