Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Oyun bitti mi?
Sezon: 1 Bölüm: 36

Bir diziyi ilk bölümünden itibaren, heyecanla izlemek ve beklemek.. Hayat bu, neler neler yaşıyoruz, başımıza türlü dertler geliyor ama her şeye rağmen kafa dağıtmak için her hafta izlemek.. Çok önemli bir şey olduğunda ve mesela yayınlandığı gün ve saatte televizyon başında olamadığınızda, açıp internetten hemen izlemek.. Türk dizileri için genelde iki saati geçen bir süre, üstelik reklamsız, külfet olacakken, nimet saymak ve yerinizden kıpırdamamak.. Repliklerini ezbere bilmek mesela, hikayeyi böyle yüreğinde öyle bir yere yerleştirmek ki, her bir karakterini sahiplenmek.. Kiralık Aşk'a genel bakış açımız değil mi bunlar? Kim bilir kime neler sağladı, hangi yaralarınıza melhem oldu, ne buldunuz, neler kattı size, bize, bizlere.. Bildiğim tek şey bu bir romantik komedi, ama öyle sıradan romantik komedilerden değil. Boş bir dizi hiç değil. Böyle yapımlar da her zaman çıkmaz hani insanın karşısına ya, çok yılda bir gelir. Geldi mi de kıymetini yalnızca izleyici değil, set ekibi de bilmeli, oyuncuları da bilmeli, senaristi de hatta yönetmeni de. Yani diyorum ki, mesele uzaktan kumandaysa evet bizim evde de var ama elime almayı ben bile istemiyorum. Yayında yapımda emeği geçen, işine saygı duyan insanlar da istememeli ve gidişata dur demektense, en tatlı şekle geri dönmeli diye düşünüyorum, en naçizane^^

Kiralık Aşk, gönlümüzü fetheden Defne ve Ömer'in hikayesi. Kimisi Defne'ci ama Ömer'i de sever elbet, kimisi Ömer'ci ama Defne'yi de sever elbet, ve hekes DefÖmcü. Bir kişi de çıkıp demez ki "Yok Defne ile Ömer'i yanyana görmek istemiyorum." Bakın bunu da yakalamak çok zordur, her esas aşk hikayesinin her iki karakteri de sevilsin, kimyaları beğenilsin, aman da ikisi de ne olur bir araya gelsin. Öyleyse Kiralık Aşk, zoru da başarmış bir dizi. Eh ağzımda pek bir bal tadı yok ama sanki neden ki? Anlayamadığım şeyler yaşamayı sevmiyorum. Bakın en ağır dramları izlemeye de razıyım ama yeter ki sebebini bileyim, bir şeyleri kafamda giriş gelişme sonuç olarak oturtabileyim. Yanımda diziyi izlemeyen biri var mesela diyelim, o anki sahnede o anki karakterin neden öyle davrandığını sorduğunda, "Bilmem," diyecek noktada olmayayım^^

*Fikret Gallo ile başlayacağım. Böyle dan diye olacak ama o güzel yüreklerinizin affınıza sığınıyorum. Galoş'cum, bizim buralar oyundu, ikiyüzbindi, entrikaydı, Tranba'ydı, güven problemiydi, buz dağıydı, aşktı meşkti, rakip şirketlerdi, cendereydi, çatırdayan akrabalık ilişkileriydi vallahi yazarken içim şişti, ÇOK KARIŞIK. Seni bozar buralar, eminim New York'u özlemişsindir, bisikletini de al git, lütfen.

Tepene çöktüler ayrı ayrı Defne bir yandan Ömer bir yandan, vallahi kaldıramaz senin özgür ruhun bu kadar buhranı. Senin o kadar paran yoksa uçak biletini ben alayım canım, lafı olmaz. Sen zaten biliyorsundur ama Ömer'im İplikçi'm, biraz benim, biraz yetmiş milyonun, en çok da Defne'nin. Biz fazla fazla sevdik canım onu, sana kalmadı.

1 2 3 4 5 6 7
Dilara Pamuk
06/03/2016 16:02
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR