Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Onun gibi biri bir daha gelir mi bu dünyaya?
Sezon: 1 Bölüm: 17

Taşırım ben hasretin yükünü

Acılarım koynumda sır gibi

Açarım baharda çiçek gibi

Dolarım içine gün gibi...

 

Yeter ki sen üzülme, kendine dert etme

Varsın uzasın yollar, sen aşkından vazgeçme

Yeter ki sen üzülme, kendine dert etme

Seni bir ömür beklerim, sen aşkından vazgeçme...*

Sevdiğine uzaktan bakmak, onu gözünün önünden bir an bile ayırmamak, onun hasretinden aklını kaçıracakmış gibi olmak... Bölüm boyunca Hüseyin'in duvar dibinden Melek'i izlemesi o kadar içimi yaktı ki... Bir yandan "Hüseyin bu bölüm ne kadar az gösterildi," diyorum, bir yandan "Adamcağızı bu kadar içi yanarken görmeyelim," diyorum... Hüseyin karakterini tabii ki her haliyle seviyorum. Onun sevdasını, onun bakışlarını; Hüseyin'i tümüyle çok seviyorum ama kaç bölümdür arka arkaya adam cayır cayır yanıyor, hasretinden kavruluyor; artık biraz içim acımaya başladı... Tam "Yeter ama artık, yazık değil mi?" diyecek kıvamdaydım ki Hüseyin sonunda Melek'in karşısına çıktı. O sahnede çalan müzik, kurulan dünya o kadar gerçekti, o kadar duygusaldı ki, baştan sonra gözlerim dola dola izledim... Hüseyin'in günlerce onu izlediğini bilmeyen Melek, hasretini çektiği hayatının aşkı tam yanına oturunca kokusunu öyle çekti ki içine... Benim ekranın karşısından ciğerlerim titredi! Melek'inkiler nasıl titremesin?... Ya Hüseyin? Melek'in avucunun içini öperken nasıl da özlem vardı öpüşünde... Ayrılığı bile aşktan sayıyor Hüseyin, vazgeçmiyor... Umurunda değil mesafeler, Hüseyin asla kaybeden olmuyor. Tüm yükü taşıyor ama hala sevdiğinin onun yüzünden acı çektiğini düşünerek kahroluyor. Her hafta söylüyorum ama yine söyleyeceğim izninizle; Hüseyin gibi bir adam bir daha gelir mi bu dünyaya, hiç bilmiyorum. Bu kadar güzel, bu kadar naif, bu kadar delice nasıl sevebilir bir insan aklım almıyor. Hüseyin gerçek sevdanın tarihini altın harflerle satır satır yazıyor... Melek çok şanslı... Hangi kadın bu kadar sevilmek istemez ki? Zeynep boşuna mı bırakmak istemiyor kocasını? Hüseyin gibi bir adam bırakılır mı? İşte tam da bu yüzden Zeynep, amaçsız kötü bir karakter değil, kocasını kaybetmek istemeyen (hem de bu koca; Hüseyin) akıllı bir kadın! Peki hangi kadın kocasını başkasının kollarına hiç arıza çıkarmadan bırakır? Ben söyleyeyim, kimse... Zeynep bir de Hüseyin'in Melek'e nasıl aşık olduğunu görüyor ve kendisinin yaşaması gerekirken yaşayamadığı şeyleri düşünerek iyice aklını oynatıp tamamen kafasını kötülüğe çalıştırıyor. Herkesin haklı olduğu gibi o da kendine göre haklı işte...

Herşeyi anlıyorum, herkesi anlıyorum ben ama bu Cem'i asla anlayamıyorum. Bu nasıl birşey siz anlayabildiniz mi? Adam kendini kötülüğe programlamış, sırf kötülük yapmak isteyenlere yardım ederek para kazanıyor. Zaten o ses ona hiç gitmiyor, bir de para için, çıkar için kötülük yaptığından dolayı kendisine acayip derecede uyuz oluyorum! Hem bu Cem efendi ile Kemal ne alaka? Kemal gibi zarif, kibar (Hüseyin kadar asla olamaz) bir adamın Cem denen serseri ile ne işi olabilir ki? Kafamda deli sorular... Bu Kemal muhabbetine bugün girmeyeceğim çünkü ilerleyen bölümlerde işler kızışacakmış gibi geliyor, o zaman bol bol fikirlerimi beyan edeceğim çünkü kimse Hüseyin'e rakip olamaz Kemal’ciğim! Yanlış sularda yüzüyorsun...



*Leman Sam-Aşkımdan Vazgeçme

1 2 3
Gülşah Şençiçek​
01/06/2016 10:44
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR