Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Sezon: 1 Bölüm: 2

Calibe’den Nejat’a: Ben sana hala aşığım.

Yasak’ı geçen bölüm Calibe’yle Nejat’ı başbaşa, Nazım Bey’e basılmak üzereyken bırakmıştık. İlk sahneden Nazım Bey’in Nejat ile Calibe aşkını çakacağını sanmıyorduk tabii değil mi? Sananlar sarsılıp kendine gelsin. Adnan Bey bile iki senede çaktı vaziyeti, daha durun bakalım. Hem bir roman uyarlaması, hem de bir yerli dizi izlediğimizi unutmayalım lütfen.

Elleri tam birleşecekken Nazım Bey’in sesiyle irkilen Calibe, Nejat’a uzatacağı eli Nazım Bey’e uzatır ve evlenirler. Geçen bölüm düğünü uzun uzadıya seyrettikten sonra bir de nikahın uzatılmamasına sevindim açıkçası.

Nazım Bey: Öyle mesudum ki ömrümün geri kalanında bu güzel yüze bakacağım, ne kadar şanslıyım. (HEEE ÇOK ŞANSLISIN, ÇOK!)

Bu lafları eden Nazım Bey, sevgi dolu dokunuşlarla Calibe’ye sevgisini sunsa da Calibe, Nejat’ın aşkıyla kavruluyordu. İlk geceleri Nazım Bey’in vuslata erememesi ile sonuçlandı. Nazım Bey’in sinirini çıkarabileceği tek bir yer vardı. Böyle düşünen bir tek ben değildim tabii, Kıymet de patavatsız çenesini benim gibi tutamadı.


Beyimiz çok aşık, çoook…

Nejat tarafında ise evin mevzusu bulunan yüzüktü. Teyzesi yüzüğü bulmuş, aile olarak aşk acısını çektiğine kanaat getirmişlerdi. Nejat kafasına tekrar Fransa’ya geri dönmeyi koymuştu. Fakat Nazım Bey’in Nejat için farklı planları vardı. Oğlu Şefik için söylediği umut verici şeyler Nazım’ın aklından hiç çıkmamıştı. Hem Şefik, hem de düğünde bileği burkulan Asude için Nejat’ı çağırmak istiyordu.

Ve sonunda ortalığı karıştıracak, alengiri çevirecek kadın bohçacı kapıda göründü. İçeriye girer girmez Calibe’den tekmeyi yedi ama belli ki bunu onun yanına bırakmayacaktı. Bohçacının üstü kapalı tehdidini duyan Kıymet ise bunu aklının bir köşesine çoktan yazmıştı bile.

Nazım Bey, Nejat için harekete geçti. Aklında sadece oğlu değil, düğündeki soğukluklar da vardı. Nejat’ın konağa gelmek istememesiyle hesap sordu. Nejat yuvarlak cevaplarla olayı geçiştirdi, tanımadığım insanlarla yakınlık kuramam falan filan.

Nazım Bey: Birbirimize çok benziyoruz, ikimiz de inatçıyız hı?

Kamera Nejat’a döner ve ani bir zum! O neydi yahu? Neden zum?

Nazım Bey’in ilk kuşkuları başlar: Senin bizimle derdin ne Nejat?

Azar sırası Calibe’ye geldi. Bohçacının hesabını sormak için aşağıya inen Calibe, resti çekti ve “artık ben varım, bu evin hanımı benim” noktasını koydu. Peşine taktığı Mehveş kalfa ve yardımcılarıyla emirlerini savurmaya başladı. En son Asude’nin annesi, Behiye Hanım’ın tablosuna sıra geldi. Calibe o tabloyu orada istemiyordu. Bu Asude ile evdeki ilk restleşmeleri olacaktı.

Asude’nin bu mevzu dışında bir de Ali Fuat’tan gelen teklife kafa yorması gerekiyordu. Kankası Fevkiye ile bıcır bıcır konuşmaları sonrası üstüne bir de Nejat geldi. Fevkiye’nin bıcırdaması burada da devam etti. Her dizide esas kızın olmazsa olmazı yancısı görevini Fevkiye başarıyla yerine getiriyordu.

Şefik’le Nejat’ın kitaplardan başlayan muhabbeti dizi başından beri karşılaştığım en sıcak muhabbetti. Asude’nin Şefik’in hayalkırıklığı yaşamasını istememesi ise en iç geçirdiğim konuşmayı barındırıyordu. Sahi hayalkırıklığını gerçekten atlatabileceğimiz bir yaş var mıydı?

Calibe, Nejat’ı yine sıkıştırıp öptü. Anca böyle tanımlayabiliyorum zira konuşmalarında seni seviyorum ötesi bir numara yoktu. Calibe’nin kendini yatağa atıp ağlamasını görmek için ise bohçacının mektubunun Ali Fuat’ın eline geçmesini izlememiz gerekiyordu herhalde. O sahneyi izledikten sonra karşımızda pat diye Calibe’yi görmek, yani sadece o sahneyle görmek epey anlamsızdı.

Calibe, Nejat’tan aldığı darbenin acısını evden çıkaracaktı. Sıkıntısının nedenini tablo gerginliğine bağlayarak bahanesini yarattı. Nazım Bey, Calibe’nin mıyırtılı duygu sömürüsüne dayanamadı ve tabloyu indirdi. Asude’nin gözyaşları beyhudeydi, artık evin hanımı belliydi.

Calibe: Benim evliliğimin her günü senin rahmetli eşinin gölgesi altında mı geçecek?

Ve başından beri gözümüze sokulan o tablo duvardan iner.

Bohçacının lavantalı mektubunu Ali Fuat okudu ve derhal Nazım Bey’e gönderdi. Evin fesatı Kıymet, evin yeni hanımına yanaşmakta geç kalmadı. Mektubu Calibe’ye söyledi. Mektup, ilk bölümde Calibe’nin yaktığı mektuplardaki Nejat’ın sözcüklerinden ibaretti ama imza Calibe olarak atılmıştı. Bohçacı ilk uyarısını göndermişti. Bu mektubun kendisine yazıldığını sanan Nazım Bey Calibe’yi gözünde daha da yüceltmişti. Aşktan bir kez daha gözleri körelen Nazım Bey bu gazla kızına da tablo konusunda resti çekti.

Bohçacının mektup taktiği işe yaradı. İkinci gelişinde kendisini eve buyur ettirdi, şantajını yaptı. Sonra evin köşesine bir zum! Peki ya o neydi ya? Neden o köşe?

İlk bölümde Asude ile Ali Fuat için verilen intiba her ikisinin de birbirine hisler beslediğiydi. Fakat bu bölümde gördük ki Asude, Ali Fuat’ı sadece kendisine uygun görmekteydi. Tahmin etmesi zor olmasa gerek. Aşık olacağı adam ise belli ki Nejat olacaktı.

Asude, Ali Fuat’la buluşmaya, Nabi kendisine zengin bir kız bulmaya çalışadursun, Calibe de bohçacının şantajına para bulmanın telaşına düştü. Tesadüfe bakın ki Ali Fuat’ın annesi de çarşıdaydı ve Calibe’nin gerdanlığını sattığına şahit oldu. Calibe bohçacıya parayı verecektir ama bunun son olmadığını da iyi biliyordu.

Calibe, yüzgörümlüğü olarak takılan gerdanlığıyla vedalaşırken…

Calibe, bohçacıyı Nejat’a anlattı. Konuşmanın sonunda ise manasız bir tokat patlattı. Oh valla, ne ala. Hem adamı çaresiz bırak, hem de tokadı patlat. Nejat, gitmekten vazgeçti, Calibe’yi bohçacı karşısında çaresiz bırakmak istemedi. Halbuki Calibe, bohçacıyla Nejat’ın burada kalması için çoktan anlaşmıştı. Burada Deniz Çakır’ın kaytan bakışlı gülüşünü görmesek olmazdı.

İkinci bölüm itibariyle sahnelerin daha akıcı ilerlediğini görmek beni mutlu etti. Fikret Kuşkan’ı aşık adam olarak izlemek beni ziyadesiyle mennun ediyor. Bıraksanız saatlerce izlerim, lakin diğer sahnelerde karakteri bir türlü bana geçiremedi. Sahneler sanki çok kısa tutulmuş, bir orada bir burada olmaktan açıkçası biraz yoruldum izleyici olarak. Örneğin Calibe’nin ağlayarak yatağa oturmasını neden iki farklı sahne arasında izledik, ona anlam veremedim. Dizinin eğlenceli sahnelerinin başrolü Nabi oldukça zirzop bir karakter. Nabi’nin üzerinden nefes alacaksak eğer daha iyi esprilerle örülmüş diyalogları izlemek bir izleyici olarak beni mutlu eder. Nejat, karakter itibariyle çok soğuk anladık ama biraz daha yumuşaması gerekiyor sanırım. Bunun da ileriki bölümlerde Şefik ve Asude üzerinden gerçekleşeceğini umuyorum. Son sözüm ise övgüyle bahsedeceğim Deniz Çakır’a. Kendisi karakter için biçilmiş kaftan adeta. Üzerine yapışan Ferhunde rolünden çıkamamış demek doğru değil çünkü özellik olarak çok yakın bir karakteri canlandırıyor yine. Hatta zorlasak Kadın İsterse’deki karakterden çıkamadı bile diyebiliriz. Gördüğüm hata ise biraz dönemin karakterine değil günümüz karakterine göre davranması, yani Calibe sanki bugünün bir karakteriymiş de zaman makinesiyle 1883’e düşmüş gibi. Elinde bir cep telefonu eksik.

Aşık bir Fikret Kuşkan izlemeye doyamamak diye bir şey var.

Geçen hafta istenilen reytingi alamayan Yasak’ın işi gün itibariyle de zor. Karşısında iki tane günü oturmuş ve birbirini kovalayan rakip varken bu bölümün reytinginin de çok parlak geleceğini düşünmüyorum ama yine de umut etmekte fayda var.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR