Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Olaylar Olaylar
Sezon: 1 Bölüm: 18

Nayır…Nolamaz…Nayrılmalıyız…

Salih Efendi’nin Recep Efendi’yi bir vuruşta öldürmesi tabii ki Mert üzerinde müthiş bir şok yarattı. Ben Mert’in adama tekme tokat saldırıp, bıçkın delikanlı havalarında takılacağını düşünmüştüm şahsen. Ama kıyamam, yere oturup kaldı, hüngür hüngür ağladı. Prensesim Gülfem tabii ki elinden tuttu, kaldırdı, destek oldu. İnanmazsınız ama Mert’e o kadar çok üzüldüm ki ”Babamdı o benim! Ayyaştı, mayyaştı ama babamdı benim!” sözleri burnumun ucunu sızlatmadı değil. Geçen bölüm Cihan’a ne kadar üzüldüysem, Mert’e geçen hafta ağız dolusu sövmeme rağmen, o kadar üzüldüm. O montunun eskimiş kollarıyla, kaldırımda öyle gözyaşlarına boğulması fenaydı hakikaten. Ayrıca canım ciğerim Gülfem’in müthiş yaklaşımında zerre çıkar yoktu.

İçimiz parçalandı Mert…

İçimiz şişti Yener…

Recep Efendi’nin karısı, Mert’in üvey analığı gerçekten ‘Tazmanya canavarı’ çıktı, Yener’in tabiriyle. Bu arada Yener’in böyle arada pırtladığı sözcükler var beni çok güldürüyor. Geçen hafta da Mebrure için böyle cuk bir laf etmişti. Ama ”Bu kadar dert neden bizim etrafımızda toplanıyor diye düşünün,” demesi, nefretime nefret kattı. Kara listemin birinci sırasındasın arkadaş! Ayağını denk al! Önce kendini köşke bahçıvan olarak kabul ettirdi, sonra kendini evin babası zannetti; havalandı da havalandı, sonra karısına yağdırdı, ayyy yeter. Ama sonunda foyası ortaya çıktı yoksa ben sinirimden şişecektim. Taner suratına bir güzel patlattı, keşke dişleri ağzına dökülseydi de toparlanana kadar en azından çenesini kapardı! Ama ağzı burnu dağılmayan Yener yaptığı pisliği yalanlarıyla kapatmaya çalıştı. Mebrure’ye ise haliyle mahkemeden boşanma davası için tebligat geldi. Şevket canisi kadını kapının önüne koyacak. Öbür taraftan önce 200 bin, sonra kendi kendine faiz bindirip 300 bin yapan Mert’in uyanık üvey annesi, Ömer’den parayı koparmayı başardı ama Çelik ailesi kızlarına mevzu “Gülfem ödedi,” şeklinde yansıdı.

Gülru ile evlenmek isteyen hem Ömer hem Cihan, öbür taraftan artık Çelik ailesinden haklı olarak daralan Gülfem, hapisteki Salih Efendi, Şevket’in Mebrure’yi boşaması, Taner’in çileden çıkması, Cahide’nin çenesi! Ay sayarken ben daraldım. Olaylar olaylar durumu yani. Olaya doyduk resmen. O kadar çok şey oldu ki bu bölüm, gerçekten kafalar karıştı, şişti. Birkaç olay uzun ve temiz bir şekilde işlenseydi keşke. Çorba olduk resmen.

”Sen de babamın bursuyla okumadın mı?” Güzel laf soktun Gülfemcim. Harikasın ama diğer yandan Yonca’yı işe, Mesude’yi mutfağa, Yener’i bahçeye aldın, Çiçek’in okul masraflarını karşıladın, Gülru ise atölyede çalışmaya başlayacak… Hani sen, Gülru’yla Mert’i evlendirmeye çalıştığında büyük kampanya yapmıştın ya; bu dev dev dev kampanya oldu. Evlat edinsen yeriydi. Bu ne ya? Vur deyince öldürdün. Ama diğer taraftan Gülru’yu göndermeyerek Cihan’ın gözünde puan kazandın eferim sana! Bak ne akıllı adımlar atıyorsun Gülfem. Tatlı tatlı, güzel güzel konuşarak Cihan’ı kendine inandırıyorsun. Ben sana demiştim fevrilik sana yaramaz diye. Zaten birkaç bölümdür söylüyorum. Gülfem-Cihan ilişkisi süper süper süper gidiyor. O tatlış şakalaşmalar, gülüşmeler. En bayıldığım sahneler. Ayrıca Gülfem, Çelik ailesinin onu duymak zorunda bıraktığı ”minnet” duygusundan faydalanacak. Diğer yandan atölyede de Gülru’yu bozmaya, eziklemeye, insan içinde rezil etmeye devam edecek. Ama Gülru, tam olarak beş bölüm öncesine döndü. O açıldığını sandığımız çakraları, tahminim sonsuza kadar kapandı. @EkranellaGs twitter ailesi olarak bölüm boyunca Gülru’yu gömdük diyebilirim.


Aferim Gülru, kahve servisine devam et sen!

Gelelim Gülru-Ömer ayrılığına. Türk filmi kıvamında ”Biz birlikte olamayız. İnsan ailesiyle var, ben yapamam, onlardan vazgeçemem,” repliği ile yine hafızalarımıza kazınan saflığına saflık kattı. O haftalardır beğenmediğimiz Çiçek, Gülru’dan bin kat daha akıllı, kafası daha çok çalışıyor. ”Gizli gizli görüşürdünüz,” diyor. Tabii ki! Her türlü yol bulunur. Yani insan sevdiği için dağları deler, Ferhat-Şirin klasiği olacak ama durum bence de tam olarak bu. Mert için bile babasını ikna eden Gülru, Ömer için babasına tek laf edemeyecek öyle mi? Bende yedim! Bırakılır mı o gül gibi adam ya. Geçen hafta yaptığı sürprizleri, o incelikleri, jestleri nasıl unuttun anacım. Millet türbelere gidip, çaput bağlıyor böyle bir adam bulabilmek için haberin var mı? Ay klavyemden kıvılcım çıkacak şimdi, resmen sinirlendim.

En başta #zorunluayrılık bunun neresinde hiç anlamadım. ”Yani Salih ile kızların ayrılışı bile daha zorunlu olurdu. Engel bunun neresinde Gülrucuğum? Baban zaten içerde. En azından çıkana kadar Ömer’in sana destek olmasına izin ver.  Hem aşk acısı çekeceksin, hem de babana üzülüceksin. Kafan hiç çalışmıyor,” şeklinde düşündüm ama sonra ”Hıııı, gerçekten zorunlu ayrılık olmuş,” dedim. Hapiste ki Salih, ”Bu defter kapanacak. Benim, annenin hatrı varsa, bu işi bitireceksin! Yoksa sana hakkımı helal etmem!” ile bayağı bel altından vurdu. Kabul. Kendi çapında haklı. Neden? Çünkü Gülfem sana göre iyilik yaptı ve kızın da ona yamuk yapmış oluyor öyle mi? Kimle evlenseydi? Mert’le mi? Hey yarabbim! Ömer ise ayrı bir alem, gidip Gülfem’den yardım istedi. Al Gülru’yu vur Ömer’e. Ben olsam annemi yollardım Gülfem’in evine. Alırdım Çelik kızlarını evime. Tabii Yonca gıcığı hariç. Oh, sen sağ, ben selamet. Hem Mebrure de şefkat gösterirdi onlara. Sonra Taner ile Çiçek de daha çok vakit geçirirdi, oh misss.

Çok tatlısınız çoook…

Ayrıca Gülfem hırsından sıyrılıp, mantıklı ve derin planlar yapmaya başladığında işler ne kadar hızlı ve onun yararına ilerliyor farketmiş ki yüzünden gülücükler eksik olmuyor. Good girl! Harika gidiyorsun, sakın hız kesme. Çünkü Gülfem’in ağlamasından, pasifliğinden biraz gına geldi bana. Ne zaman harekete geçecek, ne zaman tuttuğunu koparacak diye düşünmekten sıkıldım. Senin planlarınla serinlemeyi planlıyorum. Adı Güllerin Savaşı olan bir dizide sadece bir Gül’ün savaş veriyor olması ve diğerinin sürekli ”Yapamam, nasıl yaparım, çok acı çekiyorum Allah’ım,” diye sadece yakınması olmuyor. Derhal Gülru’nun harekete geçip, bize güzel bir savaş izletmesi lazım. Yoksa son sahneyi daha çok görecek!

Gelelim şimdi geçen hafta bahsettiğim ”En Gıcıklar” listeme.

1.sırada kesinlikle Yener var. Hali, tavrı, konuşmaları, tilkilikleri ve bıyıkları beni benden alıyor. Dayanamıyorum konuşmalarına.

2.Yonca kesinlikle ömür boyu listede kalmaya devam edecek. Daha dün yaptıklarını unutup, Gülru Ömer’i sevdiği için başına bunlar gelmiş gibi davranması sinir bozmak için yeterli.

3.Son bölümde Ömer’e davranışlarından dolayı tabii ki Gülru. Fanlarının hışmına uğramak istemem ama artık bu mağdur, ağlak kız durumu isyan ettirdi. Savaş istiyoruz. Bunun için de Gülru’nun kendine gelmesini istiyoruz.

4.Cahide Sultan ise kesinlikle bu listede olmalı diye düşünüyorum. Hayata bakış açısıyla bile kendinden soğutmayı başarıyor.

Sizlerle bu listeyi konuşalı bayağı olmuştu. Eminim sıralamanızda değişiklikler olmuştur çünkü olaylara gömülmüş durumdayız. Dolayısıyla sizin de listenizi bekliyorum:)

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR