Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
O bizim UMUT'umuz!
Sezon: 1 Bölüm: 22

Hope, onun adı Hope!

Yazıya bölüm için attığım başlığı biraz inceleyerek başlamak istiyorum. Bu cümle dizide o kadar geçti ki, sanırım bebeğe HOPE adını koymasalar, ayıp olurdu. "Umut" kelimesini ilk nerede duyduk hatırlamıyorum ama bebeğe bu adı verme fikri, dizi daha yeni başladığından beri aklımda olan bir durumdu. Zaten hatırlarsanız, ben bir kaç hafta önceki yazımda bebeğe HOPE adının konulmasını istediğimi söylemiştim. Bebeğe bu adın konulmasında iki etken vardı; ilki Rebekah'nın şehirden ayrılırken Hayley'e "Klaus için hala UMUT var, ondan vazgeçme!" demesi, ikincisi ise bu bölümde Elijah'nın "O bebek bizim UMUT'umuzdu, ailemizin umudu!" demesiydi. Senaristler de, işte bu ikincisinin Klaus'un aklında bir ışık yaktığını söylediler. Bence de güzel bir seçimdi. Kimileri -her zamanki gibi- çok basit bulsa da, bence çok anlamlı bir isimdi. Çünkü bu bebek Klaus'un umudu olmakla beraber, ailenin de umudu. Herkesin UMUT'u oldu çıktı birden.

Bölüm başlamadan önce, bütün gün çok kaygı içinde olduğumu söylemek istiyorum. Klaus'a bir şey olacak, bebek ölecek diye kuruntulara girsem de düşüncelerimin hepsi boşa çıktı. Bir de üstüne, Hayley ve Elijah geriliminden az da olsa kurtulduk.

Gelelim bölüme. Çok ağladık, çok duygulandık ama çok güzel bir sezon finali izlettiler. Hem tüm soruları yanıtlayıp, hem de yeni sezona çok güzel hazırlık yaptılar. Sonunda tüm köken vampirlerimiz diziye geliyor.Yaşasın! Aldığım bilgilere göre Kol'un da gelmesi yakınmış. Bir de tabii, yeni transferimiz Daniel Sharman var. Cadı Caleb rolü ile diziye gelecek ve ne tarafta olacağı ise henüz bilinmiyor.


Hissettin mi?

Sezon finalini çok güzel bir flashback sahnesi ile açtık. Bir hafta boyunca bu sahne için çok heyecanlandım ve beklediğime değdi. Klaus'u hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Siz gördünüz mü? Yaptığı esprilerle beni ilk dakikalarda çok güldürse de, bu şakaların altında hala bir gerçeklik payı yattığını düşünüyorum.

Klaus bebeğin odasına girince, Hayley'i mektup yazarken gördü ve aşk mektubu yazıyor sandı. Bu gerçekten çok eğlenmeme neden oldu. Bu sayede Klaus'un Elijah ve Hayley arasındakilerin iyice farkında olduğunu anladık. Üstüne bir de Jackson'u da tehtit olarak gördüğünden de emin olduk. Malum geçen hafta dile getirmişti.

Klaus'un bebeğe "en küçük" kurt diye hitap etmesi çok güzel bir ayrıntıydı. Biliyoruz Klaus Hayley'i "küçük" kurt olarak adlandırıyor. Bebeğe de "en küçük" demek çok mantıklı bu anlamda. Klaus'un bebeğin durumunu sorması üzerine, Hayley Klaus'a karnına dokunup, bebeği hissetmesini önerdi. Klaus bir an tereddüt yaşasa da, Hayley'nin bakışları ve davranışları onu yatıştırdı ve ilk defa Klaus'u bebeğini hissederken gördük. Bebek tekme attığında, Klaus'un tepkisi kesinlikle görülmeye değerdi. Klaus ve Hayley'in bu anı yaşamalarına gerçekten sevindim.

Her seferinde söylediğim gibi, yine tekrar etmek istiyorum ; Klaus kesin bir şekilde Hayley ile ikili bağ kurmaya çekiniyor. Her defasında Hayley'in gözlerine uzun süre bakamama gibi bir sorunu var. Sanırım son bölümden sonra bunun nedenini tam anlamıyla çözdüm. Klaus kesinlikle, Hayley'in gözlerine baktığı zaman, kendini korumasız hissediyor. Çünkü The Vampire Diaries izleyenler, Klaus ve Hayley'nin aynı karakter özelliklerine sahip olduklarını bilirler. Sanırım Klaus kendini Hayley'e açmaya gerçek anlamda korkuyor. Çünkü Klaus'un başından beri böyle bir sorunu var. Birisine kendisini bırakmaktan ve ihanete uğramaktan deli gibi korkuyor.Hepimiz biliyoruz, Klaus ihanet edenleri sevmez.

Sevgili kızım'a!

Klaus odadan ayrıldıktan sonra ise, asıl beni ağlama krizlerine sokan kısım; Hayley'in bebeğine yazdığı mektupla beraber, doğum sahnesinin birleştirilip gösterildiği yerdi.

Sanırım en iyisi mektubu direkt alıntılamak olacak. Çünkü benim yorumlamama gerek kalmadan mektup kendisini çok güzel anlatıyor.

"Sevgili Zoe ya da Caitlyn ya da Angela,

Sevgili kızıma,

Baban az önce bunun bir aşk mektubu olduğunu düşündü. Sanırım, biraz öyle. Ben asla annemi tanımadım. Beni taşırken neler hissettikleri hakkında, hiçbir fikrim yok. Bu yüzden bu mektubu, sana seni taşırken ne kadar mutlu olduğumu söylemek için yazıyorum. Baban ve benim seninle tanışmak için ne kadar sabırsızlandığımızı bilemezsin. Sana bir söz vermek istiyorum. Üç şey, benim asla sahip olamadığım; güvenli bir ev, her gün sana seni ne kadar sevdiğini söyleyecek birisi ve ne olursa olsun seni koruyacak birisine hep sahip olacaksın. Diğer bir anlamıyla ‘bir aile’.

İşte böyle bebeğim. Gerisini hep beraber çözeceğiz.

Seni seviyorum,

Annen."

Dedim ya, Hayley bu sözleri okurken arkadan da doğum sahnesi gösteriliyordu. En çok hoşuma giden de, Hayley seni ne olursa olsun koruyacak birisi dediği zaman, Klaus'un içeri girip, bebek ve Hayley için savaşmasıydı.

Klaus'un içeri girmesi ile birkaç kafa kopartması bir oldu ama bu onu cadıların gazabından koruyamadı. Cadılar Klaus'u duvara sabitlediler ve bebeğinin doğumunu, Hayley'in ölümünü ve bebeğin ellerinden alınmasını izlettirdiler. Sanırım Klaus 1000 yıldır bu kadar acı içinde olmamıştır.

Hayley doğum çığlıkları atarken, Klaus da cadılara, onları nasıl öldüreceğini bağırarak seslendiriyordu.

Sizi kan ırmaklarında boğacağım!

O öldü!

Doğum gerçekleşti ve sağ sağlim, sağlıklı bir kızımız oldu olmasına ama, cadılar da bebeği alıp götürmek için acele ediyorlardı. Genevieve'in insaflı yerine gelmiş olsa gerek ki, Hayley'in bebeğini kucaklama isteğine yanıt vererek, bebeği annesine bir kerecik olsun verdil. Bu esnada Klaus'un bakışları ve Hayley'in bebeği tutunca Klaus'a bakıp, gülümsemesi ve paylaşılan o mükemmel aile anı çok güzeldi. Tabii, o kadar da uzun sürmedi. Hiç beklemediğim bir şey oldu ve cadılar Hayley'in boğazını kesip, bebeği götürdüler. Ben Hayley'in hep doğumda gerçekleşen bir durum nedeni ile öleceğini düşünmüştüm. Bu sırada Klaus'un "Hayııırrrr!" diye bağırıp, sabaha kadar Hayley'in cansız bedenini kucağına alarak,onun yanında kalması ise sanırım, Klaus Hayley'i umursamıyor diyenlere büyük bir cevap olmuştur. Umursamaz olur mu? Bal gibi de umursuyor. Cadılar bebeği götürdükten sonra bile, üzerindeki şoku atlatamayıp, saatlerce kilisede Hayley ile kaldı.

Böyle de büyü yaparım işte!

Bu arada Marcel ve ekibi; Davina, Josh ve Cami ise sebep oldukları katliamın enkazları ile ne yapacaklarını bilmeden bekliyorlardı. Çünkü tüm vampirleri kurt ısırığından kurtarmak için Klaus'un kanı lazımdı. Bu sırada küçük cadımız Davina'nın aklına bir fikir geldi ve Marcel ve Klaus kavga ederken, Klaus'un yere dökülen kanlarını toplamak için New Orleans sokaklarına çıktı.

Akıllıca bir fikirdi; Ancak o kadarcık kan sadece tek bir kişiye yeterdi. Bu durumda Marcel kendi insanlarını seçmeyi tercih etti ve kanı Josh'a içirip kurtulmasına neden oldu. Bu sırada Marcel'den vazgeçmek istemeyen Cami ise, amcasının silah deposunu kullanıp, Klaus'u alt edebileceklerini ve onun kanını alabileceklerini Marcel'e hatırlattı. Bu üçlü depoya doğru yola çıktılar. Depoda bir sürü işe yarar silah buldular ve topladılar.

Bu sırada ise bebek hala kayıp, Klaus ve Hayley ise kilisedeydiler. Tabii, Elijah'sız olmaz(!). O da damlayıverdi ama beyimizin ne bebek, ne de Klaus umrunda! Tek derdi Hayley! Hayley diye sayıklayarak içeri girdi. 1000 yıllık kökenimizin başı gözü dağıldı Hayley'i ölü bir şekilde yerde yatarken görünce. Bu kadar da olmaz, pes! İnsan azıcık yeğenini merak eder. Klaus'a "o bebeğe olan bağlılığımdan, asla şüphe etme!" derken böyle değildi tabii. Ne de olsa kendisi asil, onurlu Elijah.

Şu karakterden neden bu kadar nefret ettimi bilemiyorum demek isterdim ama biliyorum, ne yazık ki! Ve bunu da gözümüze gözümüze sokuyorlar.

Elijah'ın gelmesi ile Klaus biraz kendine geldi ve Hayley'in öldüğünü, gözünden düşen o bir tek damla yaşla söyledi. O bir damla yaş, dünyadaki tüm su damlalarından bile daha değerli benim gözümde. Kıyamam!

Elijah hala Hayley'e üzülsün dursun, Klaus abisini "Hala bebeği kurtarma şansımız var!" diyerek, silkeleyip kendine getirdi. Tüm bu yaşananlar boyunca birisinin Klaus'u ve Hayley'i sakinleştirmesi gerekirken, bu ikili bölüm boyunca soğuk kanlılıkla savaştılar.

Bebeği bulmak için mezarlığa giden Klaus ve Elijah, cadıların mezarlığa büyü yaptıklarını fark ettiler.Tüm New Orleans'ı mezarlık gibi gösterdikleri için, Klaus ve Elijah bir türlü gitmek istedikleri yere varamadılar.

Acılarımızı mı yarıştırıyoruz?

Geldik, bölümde en sinir olduğum sahneye. Siz de oldunuz mu bilmiyorum ama Elijah'ın Klaus'a feryatlarına uyuz oldum. Klaus bebeğinin annesini yeni kaybetmiş, bebeği ortalarda yok, Elijah beyimiz " Ben insanlara kendimi açmam, ona açmıştım.Onu benden aldın!" deyip durdu. Yahu, az silkelen ve kendine gel rica edeceğim! Kimi, kimden almışlar? Hayley sanki kendi malıymış gibi konuşmuyor mu bu adam, beni öldürüyor. Hala Hayley'in onun dediklerine uyup, evde uslu uslu oturmayacağını anlamadı. Anlamak mı istemiyor bilemiyorum. "Kardeş, bu nasıl aşk?" demek istiyorum. Öncelikle, şunu açıklığa kavuşturalım ki, Hayley'i senden değil olsa olsa bebeğinden ayırmış olurlar. Ki bunu yapan da Klaus değil. Hayır, benim anlamadığım, bu adam cidden Klaus şehirden gitmek isteseydi, Hayley Klaus'un peşine takılırdı mı sanıyordu? Hayley yıllardır ailem diye savaşırken, kurtları yalnız mı bırakacaktı?

İşte Elijah, bir şehrin kralı olmak ve Kraliçesi olmak ile senin gibi sıradan ve çok afedersiniz ama sığ bir insan olmak arasında böyle bir farklılık var!

Neyse ki Klaus Elijah'ı yeniden silkeledi ve "O zaman yeğenini bul ve ona annesini ne kadar sevdiğini anlat!" dedi ve Elijah'ya bir tokat da o vurdu. Az bile!

Bir yaşam başlar!

Bir yaşam biter!

Tüm bunlar olurken, Hayley kilisede uyandı. Eh, bunu sanırım biliyorduk. Yani öldüğünü düşünen var mıydı bilmiyorum ama melez olacağı hakkında söylentiler dolanıyordu zaten. Hayley Melez oldu ama gözlerinden nefret saçıyordu resmen.

Klaus ve Elijah kaybola dursun, Hayley bir koşu yanlarına geldi ve kardeşlerimizi şok etti. Tabii,Elijah yine unuttu her şeyi ve Hayley'e koştu. Türlü türlü sorularla, olanlara anlam vermeye çalışırken, akıllı Klaus hemen çözdü işi. Bebeğin kanı hala sisteminde olduğu için dönüşüm evresine girmişti Hayley. Bunu başından neden akıl edemediniz bi anlasam. Elijah soru üstüne, soru sorup, Hayley'i sıkboğaz ederken, Hayley'in sürekli Klaus'a bakması ve Elijah'ı takmaması, nasıl hoşuma gitti anlatamam. Böylece 2. sezonda bu çiftin aşırı zorlanmasından kurtulmuş olacağımıza inanıyorum.

Hayley, tabi bebeğe "efendilik bağı " ile bağlı mı bilinmez ama her anne gibi bebeğini hissetti ve bulmak için yola koyuldu. The Vampire Diaries izleyenler bilir, Hayley asla melez olmak istemiyordu. Hatta bunu Klaus'a da dile "Ölürüm daha iyi!" diyerek dile getirmişti.Fakat şimdi işler biraz değişti. Hayley kendisinin umrunda olmadığını ama bebeği bulmak için her şeyi yapacağını söyleyerek bir hışımla bebeği almaya gitti.

O bıçağı bir indir!

Bu sırada Genevieve ve çantacıları bebeği kurban etmek için ayın tamamen yok olmasını bekliyorlardı. Hayley annelik iç güdüleri ile bebeği buldu bulmasına ama bütün New Orleans cadıları bebeği kurban etmek için ruhlarını birleştirmişlerdi.

Kökenlerimiz çok çabaladılar ancak Marcel olmasaydı, UMUT'umuz kalmayacaktı. Marcel'in gelip Moniqie'i öldürmesi ile bebeği alıp gitmesi bir oldu. Marcel'i hep eleştirdim, son zamanlarda pek sevmedim ama onun bir bebeğin ölümüne yardım edeceğini, ben de düşünmemiştim. Tıpkı Hayley'i bebekken beşiğinden alıp, nasıl kurtardıysa, Hayley'in bebeğini de kurtardı. Bu sahne gerçekten çok anlamlıydı.

Bu sırada Davina ise herkesten gizli, Mikael'i geri getirmek için büyüsüne çalışıyordu. Gerekli malzemeleri topladıktan sonra, bebeğin de gücünü kullanarak, getirmeyi başardı da. Ben bu kıza daha ne desem bilemiyorum ki! Sezonun başında en sevdiğim karakter olup, sonradan bu kadar değişen birisi...Büyük hayal kırıklıkları...

Klaus bebeğini almak için eve geldi ve avluda oturan Marcel ile karşılaştı. Malum Mikael sadece vampirlerin kanını içtiği için, döner dönmez avluda zaten kurtların zehrinden dolayı yerde yatan vampirlerden beslenip, bir güzel doydu. Tabii, Vampirler de öldü.

Marcel, ölen arkadaşlarına üzülürken, Klaus geldi. Aralarındaki konuşma çok güzeldi. Klaus Marcel'in arkadaşlarına kanını vermesi için bebeği koz olarak kaçırdığını anladı ; ancak çok geçti. Herkes çoktan ölmüştü ama kurtarılmayı bekleyen Marcel vardı.

Marcel bu arada, tüm yaptıkları için, özellikle de Mikael'i aradığı için çok özür diledi. Klaus da ona bebeğinin hayatını kurtararak, ödeştiklerini söyledi. Bundan sonra Klaus'un Marcel'e zarar gelmesine izin vereceğini sanmam. Eğer Marcel yeniden onu satmazsa tabii!

Bu sahnede, Klaus'un bebeğini ilk kez kucağına alması ve bebeğin Klaus'a o bakışları izlemeye kesinlikle değerdi. Bebek çok şeker, maşallah! Her zaman dediğim gibi, hep Klaus'u bebeği tutmaya, kucaklamaya, öpmeye korkacak diye düşünmüştüm ama Klaus hiç çekinmeden kızına olan sevgisini veriyor. Bizi de en çok duygulandıran buydu sanırım. Bebek de iyi oyuncu. Klaus bebeği kucağına alınca, Marcel'e bakışı vardı ki, sanki teşekkür eder gibiydi. Birde aklıma takıldı, Marcel bebeğin abisi mi amcası mı oluyor? Malum Marcel, Klaus'un evlatlık oğlu. Neyse, onu bilmem ama bebek büyüyünce Marcel ile çok dağıtacaklarından eminim.

Bunlar olurken Hayley ve Elijah da Genevieve'i sorguluyorlardı. Genevieve türlü cümlelerle ne kadar üzgün olduğunu dile getirdi ama ne çare. Hayley'i bi kere kızdırdılar. En sonunda benim de dediğim gibi, tüm bunların altında Esther'in olduğunu itiraf etti Genevieve. Ben dememiş miydim? Demiştim. Siz yazarınıza güvenin.

Bu Esther ve Mikael'in Klaus'tan istedikleri nedir yahu? Çektirdiler adama! Çok üzülüyorum çok.

Genevieve, Elijah ve Hayley'e "Klaus'a söyleyin çok üzgünüm!" dedikten sonra Hayley'in "Ama ben değilim!" deyip Gen'i öldürmesi, içimin yağlarını eritmedi değil. Burada yine dikkatimizi çekmemiz gereken şey, Elijah'nın tepkisiydi bence. Tıpkı 8. bölümde Hayley öneceden çok iyi şeyler yapmadığını söylediğindeki gibi, Elijah yine hayal kırıklığına uğradı. Hayley'i hep "saf" olarak görüyordu. İşte bu da bu ikilinin sonunu getirecek ikinci sezonda.

Ellerimi hiç bırakma, babacığım!"

Bir diğer aşırı sevgi dolu sahnemiz ise, Klaus'un bebeği yatağa yatırma sahnesiydi. Orada bebek Klaus'un elini tutunca, o kadar mutlu oldum ki! Çok güzeldi, çok anlamlıydı.

Malum, Mikael döndü. Boş durmamış, hemen geldi Klaus'u öldürmeye ama Davina izin vermedi. Davina'nın planları daha büyük. Mikael'i Klaus'a karşı koz olarak kullanacak. Neyse ki bu sezonluk bir beladan daha bizi kurtardı bunu yaparak. Mikael'in bebeği öldürdüğünü düşünmek bile istemiyorum.

Hayley'in Genevieve'i öldürmesi ile dördüncü hasat kızının da gelmesi lazımdı. Ancak Genevieve onları, cadıların asla durmayacağını söyleyerek uyarmıştı. Bebek ölene kadar, Mikaelson'lara huzur yok!

Hal böyle olunca, Klaus ve Elijah ne yapacaklarına dair tartışmaya başladılar. Klaus, bebeğinin kendisinin yarattığı karmaşadan dolayı tehlikede olduğunu söyledi. Elijah ise bebekle beraber uzağa gitmeyi teklif etti. Ancak Klaus, cadılar ne olursa olsun peşlerinden geleceğini belirtti. Elijah evi bir kaleye çevirmeyi teklif etse de, Klaus kızının ve Hayley'nin hayatını bir tutsak gibi yaşamasına razı olamadı.

İşte tam bu anlarda, Hayley Klaus'a yardıma koştu ve üçüncü bir seçenekleri olduğunu söyledi; bebeği uzaklara yollamak ve kalıp yarattıkları bu ortamı temizlemek.

Hayley gerçekten çok güzel bir konuşma yaptı. Bölümün başında kızına verdiği sözleri gördük. Kızının asla kendisinin yaşadığı sevgisiz ve evsiz ortamı yaşamamasını istediğini de biliyoruz. Dünya'ya geldiği ilk gün babannesinin onu öldürmek istediğini, annesinin dönüşmek için onun kanına ihtiyacı olduğunu- hem de dünyada onu en çok seven kişi olarak- dile getirerek, bebeği gönderme seçeneğini Klaus'un ve Elijah'nın önüne sundu.

Kızım benim gibi büyümeyecek!

Nasıl doyabilir ki insan evladına?

Burada öncelikle, Phoebe Tonkin'in oyunculuğuna bölüm boyunca bayıldığımı dile getirmeden duramayacağım. Kesinlikle, tüm o duyguları bana çok güzel geçirdi. Hayley gerçekten çok güzel bir anne oldu. Bebeği için bebeğinden vazgeçti. Bölüm içerisinde de bebeğine yazdığı mektupta, sürekli Klaus'u da "baba" olarak olaya dahil etmesi çok güzeldi. Bu sahnede önemli olan ikinci olay ise, Klaus'un sesini çıkartmadan dinlemesiydi. Sanırım Klaus da bunun olması gerektiğini hisseder gibiydi. Ebeveyn olmak böyle bir şey işte! Sanırım Hayley ve Klaus'u da birleştirecek şey bu olacak. İkisi de artık bunu hissediyorlar.

Dediğim gibi, Klaus'un Hayley'in düşüncesine katılması ve Elijah'ın karşı çıkması, yine aralarında oluşacak çatışmaların bir habercisi gibi. Ben hala Elijah'ın ilk önce bebeğin iyiliğini düşündüğünden şüphe ediyorum. Bence Elijah bunu reddederken, Hayley'in üzülmesini istemedi. Ve bu bana çok bencilce geliyor.

Klaus hemen bebeği güvende tutmak için, herkese bebeğin öldüğünü söyleyeceklerini ve bu arada da bebeği yollayacaklarını söyledi. Sanırım en iyi plan buydu. Tabii, isterdim ki Klaus ve Hayley bebekleri ile olsunlar ama işte bu da dizi!

Hayley bebeğin malzemelerini hazırlarken ve dönüşümü için bebeğin kanından içerken, Klaus da herkese bebeğin ölümünü duyurma planları ile baş başaydı. Marcel, ölü doğan bir bebeği alıp kurtlara götürdü ve bunu yaptıkları için korkmaları gerektiğini söylerken, Klaus da Cami'yi ikna etme çabalarındaydı.

Bu da gördüğüm en saçma sahneydi. İlk önce Klaus'un bu anlamsız duygusallığını çözemesem de, sonradan Cami'yi ikna etmek için oyun yaptığını anladım. Klaus sahip olduğu tüm güzellikleri -kızı- kaybettiğini söyleyerek, Cami'yi de güzel bulduğunu dile getirdi. Tabii bu fiziksel değil. Klaus sanırım saf olan şeylere karşı bir özlem içinde. Hoş ben Cami'nin saf olduğunu da düşünmüyorum ya, neyse! Bölüm boyu Marcel ile Klaus'u alt etme planları yapıp, bebek ölünce koşarak eve gelip "özür dilerim, benim yüzümden oldu" dedi. Ya Allah aşkına, şu dizide içinden geçeni çat diye söyleyen kaç kişi var? Klaus'u öldürmeye çalışırken ya da tutsak etmeye, bebeği düşünen yoktu. Ölünce, hemen bir suçluluk duygusuna giriyorsunuz. Bu hanım kızımız, sezon boyunca milleti kötülükle suçladı - özellikle Klaus'u- , şimdi kendisi düşüncesiz hareketinden dolayı af bekliyor.

Klaus da Cami'ye artık arkadaş olamayacaklarını söyledi ve onu bir güzel yolladı. Pek güzel oyunculuk sergiledi, aferin! Daha sonra Elijah'ya gidip, işte böyle insanları ikna edeceğiz, ben bebeği götüreceğim, siz de Hayley ile bebek ölmüş gibi, törene gideceksiniz dedi. Buradan da anladık ki, Cami-Klaus da YALAN!

Umarım ikinci sezonda yine bu zaten zorlama olan ilişkiyi daha fazla zorlamazlar. Arkadaşlıkları fena değil ama aşk hiç kaldıramayacağım.

Aramızdaki tüm farklılıklara rağmen, kızımı senden başka kimseye emanat edemezdim kardeşim!

Bölümün sürprizi ise Rebekah'ydı. Zaten oyuncunun gelebileceğini daha önce söylemiştim. Hatta, bebeğin ona verilebileceğini de dile getirmiştim. Dediğimiz de oldu zaten. Klaus'u arabanın yanında beklerken görünce, gelenin Reb olduğunu anladım ve çığlık attım. Hem üzüldüm, hem de gördüğüme çok sevindim.

Bölümün en duygusal sahnelerinden birisi de bu sahneydi. Hepimiz Reb'in nasıl gittiğini biliyoruz. Bu konuda içimizde bir yara kalmıştı.Fakat, Klaus'un burada, Reb'e yaptığı konuşma da çok güzeldi. Özellikle de küçükken, Klaus'un Reb için yaptığı oyuncağı saklayıp, bebeğine vermesi çok anlamlıydı. Zaten Reb de bizim gibi çok duygulandı. Eminim, Reb bebeği her gece o oyuncak ile uyutacaktır.

Gelelim, Klaus bebeğinden ayrılırken, bebeğine yaptığı konuşmaya. Onun da konuşmasını aynen alıntılamak istiyorum.

"Bu Şehir, senin öldüğünü görebilirdi ama burayı evin yapacağım.Sana zarar vermek isteyen her insan, devrilecek! Damarlarında benim kanımın aktığına emin olduğum kadar, bana bir gün geri geleceğinden de eminim!"

Klaus işte bunları söyledi ve kızının alnına ve yanağına öpücükler kondurdu. Bu da zaten son günlerde yaşananlar dolayısı ile duygusal olan benim, kopma noktamdı! Burada ağlamayan var mı? İnsanın sevdiklerinden, özellikle de evladından kopması çok acı! Bu kararı vermek çok zor. Kararı verdikten sonra, uygulamak ise daha zor!

Reb Klaus'a bebeğini mutlu edeceğine dair söz verdi ve adını sordu. İşte burada, Klaus daha önce mi karar vermişti, yoksa o anda mı karar verdi bilmiyorum ama adını hemencecik söyleyiverdi. Bu sahnede "Hope" diye sesli haykırdım ve o anda Klaus'un ağzından Hope sözcüğü çıktı. Yine aynısını söylüyorum, bazı "anti" insanlar çok yavan bulsa da, bence içi çok dolu ve en manalı isim buydu. Gönül isterdi Klaus ve Hayley beraber karar versin ama ben Hayley'in Klaus'un seçimini çok beğeneceğini düşünüyorum.

Evine geri döneceksin!

Eveet! Birinci sezonu burada, bol fotoğraflı bir yazı ile bitirirken, gelelim ikinci sezona konu olacak son sahneye. Malum biliyorduk, Genevieve ölünce dördüncü hasat kızı gelecekti. Bu kızımız geldi gelmesine ama Esther yine ne yapmış etmiş, bu kızın içine girmiş. Yanına bir de "sevgili" oğlu Finn'i de almış. Finn olduğunu nereden anladın derseniz eğer, Esther'e "annecim" diyen, Finn'den başka kardeşlerine ihanet eden köken vampir yok.

1. sezon burada biterken, bütün orjinallerin bir arada olduğu bol aksiyonlu bir ikinci sezonu da bu sayede karşılamaya hazırlanıyoruz.

Her zaman yaptığım gibi, gelecek bölümde, yani ikinci sezonda bizi neler bekliyor kısaca bahsedelim;

The CW dün gece yaptığı parti ile yeni dizilerini ve eski dizilerinin tanıtımını yaptı. Öncelikle,The Originals'ın artık pazartesi günleri yayınlanacağını belirterek 2. sezonun özetinden bahsedeyim.

2. sezonda, Hayley melez olmanın ve bebeğini kaybetmenin verdiği ruh hali ile karanlık tarafta olacakmış ve bol bol hırçınlık yapacakmış. Bunu tahmin etmek zor değildi.Elijah Hayley'i kurtmark için uğraşacak diye yazmışlar; ancak ben bunun Elijah'ın elinde patlayacağını düşünmekteyim. Klaus da kendi psikolojik çöküşü ile baş etmeye çalışırken, bebekleri için uygun ortamı oluşturmak için savaşa hazırlanacaklarmış. İşte bu da ikinci sezonun konusu.

Yapımcıların ve oyuncuların ikinci sezon beklentileri ve verdiği bilgilere gelecek olursak; Michael Narducci (yapımcı-senarist), sezon finalinin yayınlanacağı gün verdiği röportajda, Hayley'in karakterini ikinci sezonda daha çok geliştireceklerini, Hayley'in bebeğini koruma güdüsü ve Boyou'da parçalanan kurt ailesini yeniden keşfetme ve toparlama isteğinin, Elijah'a karşı filizlenen aşkının ve Klaus'a karşı KARMAŞIK duygularının önüne geçeceğinden bahsetmiş. Zaten Hayley'in bebeğini ve kurtları bırakıp, aşk hayatına odaklanmasını beklemek biraz saçmalık olurdu. Yazının başında da zaten Hayley'in Elijah'a olan ilgisizliğinden bahsetmiştim.

Phoebe Tonkin ise CW'nin partisinde, Hayley'in karanlık tarafta olacağından ve kendini kaybedeceğinden çünkü artık Melez olduğunu; ancak bunun Klaus ve Hayley'i, ikinci sezonda daha da yakınlaştıracağından bahsetmiş. Bunu tahmin etmek de çok zor değil sanırım. Şu anda, dünyada kimse onları, birbirleri kadar anlayamaz. Hayley melez olduğu için Klaus'a ihtiyaç duyarken, Klaus da bebeğinin acısını yaşamak için Hayley'e ihtiyaç duyuyor. Yani ikisi de bebeklerinin yokluğunu beraber atlatacaklar ve bu aşk da burada başlayacak.

Eğer ikinci sezon için çıkarttıkları yeni promo fotoğrafına bakarsak Hayley'i ilk sezondaki yerinden alıp, nasıl daha ön plana, Klaus'un arkasına koyduklarını görebiliriz.

İşte bir sezon böyle geçti ve yazımız da burada bitti. Sezon finali olduğu için biraz konuyu uzattım ve bol bol fotoğraf ekledim. Umarım sıkılmadınız. Başımıza bir şey gelmezse, ikinci sezonda yeniden görüşmek dileği ile kendinize iyi bakın.

 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR