Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Nikah masasına oturdun işte
Sezon: 1 Bölüm: 14

Nikah masasına oturdun işteee...

Geçtiğimiz bölüm caaanım Ömer Hekimoğlu'nu böğründe bıçakla bırakmıştık. Aynı yerden devam ediyoruz. Sevgili Ömer hastaneye ve yanında bayılan Gülru ise eve gönderiliyor. Tabii ki hepimiz geçen hafta girdiğimiz şok durumundan devam ediyoruz. Çok güzel bir bölümdü geçen hafta anmadan geçemiycem. Gülru tüm zekiliği(!) ve yaratıcılığı(!) ile Ömer'e bir tutam papatya hediye etti geçmiş olsun mahiyetinde. Allah aşkına biriniz bana söylesin, üniversiteden mezun olup, ortalama bir zekaya sahip bir insan, şu Gülru'nun yaşadıklarını yaşayıp, Ömer için cayır cayır yansa, gidip bir tutam çiçek mi verir adama yaa! Gider öper, sarılır, koklarsın, bağrına basar, yaşadığın korkuyla altına yaparsın. Gidip çiçek mi verirsin koskoca kelli felli adama! Bir de sahneye şaşı baktım, acaba bir düzelme olur mu diye ama yok. Komikti bence. Gülru'nun saflığı ve saf sevgisini anlatmaya çalışmışlar sanırım ama hiç birimizin bu durumda böyle bir şey yapacağını düşünmüyorum.



Gülfem, Ömer'in bıçaklanmasında başarılı kriz yönetimiyle ve Yonca'nın hamilelik olayını kökünden çözmesiyle, Cahide'den tam yüsss puan kazandı. Bunun yanında Gülru'yu köşeye sıkıştırmak ve tüm olanların acısını çıkarmak için müthiş koz yakalayan Gülfem, Ömer'e olan aşk itirafının videosunu da izleyince, saftorik başrolümüzü babasına tüm gerçekleri anlatmakla tehdit etti. Ben de orada bir durum düşündüm. Babam mı? Sevdiğim adam mı? Hala bir cevap bulamadım zira Gülru babasını seçti. Gülfem'in zoruyla Mert ile evlenmeyi kabul etti ve bu noktadan sonra yaşayan bir ölü formuna büründü.


Pek bir şeker gördüm sizi.

Yonca ise içindeki çocukla direnmeye devam etmeye çalıştı ama Maalesef başarılı olamadı. Zaten dış gebe olan Yonca'nın Hekimoğlu olma yolunda ki son kozunu da kaybetti. Bir de sahte normal gebelik raporu da elinde patlayınca, hırsından kime saldıracağını şaşırdı. Gitti, Hekimoğlu köşkünün ortasına tükürdü falan..Ayyy..Bir de Gülru'yu seçim yapmak zorunda bıraktı. Hey haaat!.. Ateşlerde yanasıca! Yonca deyince aklıma geldi, ben de az dengesiz değilim. Taner çok eğlenceli gelmeye başladı bana. Taner kalp Çiçek kalp ben. Komik ve eğlenceli bir minik aşk hikayesi eklenebilir diziye. Taner'in içinden vicdan fışkırmıştı geçtiğimiz bölüm hatırlarsanız. İlerleyen bölümlerde de Çiçek, Taner'in içindeki sevimli ve tatlişko zengin çocuğu çıkarabilir. Ah ne tatlı olur! Hastanenin bahçesindeki konuşmaları da pek bir şekerdi ama Yonca'nın şerriyle sona erdi. Ben Çiçek'in yerinde olsam, hayatta da o müştemilata geri dönmem. Çatıda yatarım ama Yonca'ya yanaşmam. Yahu dış gebelik ameliyatı olmuş bir insan, kardeşini paralayacak on kaplan gücünde kardeşine saldırabilir mi? Bir apandist ameliyatıyla iki hafta yürüyemedim, hayattan soğudum, bende mi bir sorun vardı acep? Ömer de delik deşik haliyle sokaklara attı kendini. Evet sayın seyirciler görmüş olduğunuz gibi, bu insanlar 'çabukiyileşebilengiller' familyasından. Sonuç olarak operasyon görmüş bir Yonca, sağlıklı bir Yonca'ya göre 10 kat daha seri dövermiş, gördük.


Sonra hem dövüyorum, hem ağlıyorum.

Mine'nin Mert'e attığı mesaj da ortaya çıkınca zokayı yuttuğunu düşünmüştüm. Ama kötüye bir şey olmaz tabii ki. Baktı Mert elden gidiyor, önce konuşmaya çalıştı fakat pataklanınca hırs yaptı. Sadece yaralanan dizine ek, saçlarını dağıttı, üstünü parçaladı ve “Mert bana tecavüz etmeye çalıştı,” dedi hem de Yener'in yanında! O melek Mesude'nin içinden de şeytanı çıkardın ya...Tebrikler canım. En büyük sensin.


Ühü!

Gülfem'in ise Mine'yi ezip, Gülru'yu savunması kalp ben. Ne güzel yalan söyledi. Olayın başını unuttum resmen. Sonra hemen olayın özüne döndüm, Gülfem şantaj için böyle konuşuyordu! Ayrıca 'Montaj o video canım, montaj' gazlamasını yiyen bıçkın delikanlı Mert, Gülru' yla hemen barıştı. Peki Mert'in kendisini şikayet etmedi diye Ömer'e yağ bal çekmesi neydi? Utanmadan. Dün adamı bıçakladın arkadaşım sen.


Süper kahraman Ömer'im nerede? Bu yanımdaki sakallı da kim?


Üzülme Gülfem'im senin asaletin yeter!

Gülfem, Ömer'in yazdığı ve o güzel ses tonundan tane tane dökülen sözcük selinden, mektubundan habersiz havalı adımlarla hastaneye girdi ama, devamı şimdiye kadar izlediğimiz tüm bölümlerden, çok ama çok çok daha etkiledi. Tam Sezen Aksu eşliğinde hülyalara dalıyordum ki, Yonca'nın cart sesiyle, anlamsız bir tokat yedik. O sahne, bizim çok özlediğimiz ve beklediğimiz bir sahneydi eyy yetkili! Bu kadar kısa kesilmeyip, keyfimize limon sıkmasaydınız. Üzüldük biz. O şarkı eşliğinde, hem Ömer'in gidişi, hem Gülfem'in yıkılışı, hem de Gülru'nun nikah masası üzüntüsünü görseydik. Tadından yenmeyecekti. Şekeri elinden alınmış, bisikletinin tekeri patlamış çocuk gibi ortada kalakaldık. Telafisini haftaya bekliyoruz!
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR