Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
New York’ta düello
Sezon: 4 Bölüm: 6

 

Geçen haftaki harika bölümden sonra ana konunun daha yavaş ilerlediği ama kalite olarak da üst düzeyde bir bölüm izledik. Bölümün en tebessüm ettirici yerlerindendi. Finch, (sözde) bir sunum için Hong Kong’a gittiğinden, masa başı işleri Shaw’a kaldı. Finch ile Shaw telefonda konuştuğunda, Finch Shaw’ın bir şeyler yediğinden şüphelendi. Nitekim haklıydı da:) Shaw’ın “suç işlemiş çocuk ifadesi” de gerçekten çok komikti. :)



Biliyorsunuz, Samaritan tehditinden sonra bizim ekip yer altına çekildi. Dolayısıyla “takım elbiseli adam”dan da ses yok aylardır. John malum dedektifliğe büründü. Bölümde numarası çıkan Walter da tıpkı John gibi dedektifliğe soyunanlardan. Bahanesi de takım elbiseli adam ortadan kaybolduğu için şehirdeki suçlar artmış ve şehrin bir kahramana, takım elbiseli adama ihtiyacı olduğuydu. John tekrar çağrı aldı. Ama önce Samaritan tehditine bir çözüm gerek.



Aynı zamanda Walter, John ile Shaw arasında bir ilişki olduğunu sandı. John reddedince de “nasıl olmaz ya” demesi kendine ayarlamak istediği yönünde bir cümleydi ama resimden de görüleceği üzere bence Shaw ile Fusco daha da yakışmışlar. Fusco yıkılıyor bildiğiniz!



Bu bölüm diğer bölümlere oranla komedi miktarı daha yüksekti. Ekibimizin köpeği Bear, Finch Hong Kong’a gidince triplere girdi, açlık grevine başladı. Shaw da Belçikalı modellere taş atarak, Bear’ı onlarla kıyasladı. Ama daha da bombası, bizim Bear’ın grevi iki dakika bile sürmedi, Finch’in adeta okşayıcı sözleri Bear’ın yemeğe saldırmasına neden oldu:)



Bölümün konusu New York’taki yeni ağır silahlardı. Şehrin illegal gücünü yürüten Elias, yeni silahlar gelince “hoopp! burası benim…” moduna girdi. Çünkü yasa dışı bir şey yapılacaksa onu sadece Elias yapabilir. Burası New York! John da bu durumu çözünce, gitti Elias’ın mekana. Depo da iyiymiş hani değil mi?



İşin içine ağır silahlar girince, e bir de Elias girince çatışma kaçınılmaz. John bile vuruldu düşünün. Yanında Walter da promosyon oldu. İki yaralı aslan, silahların sahibi Silahtar lakaplı kişiyi, Elias’ın da desteğiyle paketlediler. Vurulmaları da nazar boncuğu olsun artık ne yapalım.



Silahların sahibi Silahtar meğerse Dominikmiş…M anhattan’da kameraların olmadığı bir yerde ikili buluştu… Mafya hesaplaşması. Elias da çaktı davayı. Dominik de haliyle silahlarını istedi ama Elias beklenmedik bir cevap verdi: Ağır silahları değil ama sniperları getirdim, üç tane, sana nişan aldılar… diye. Makine-Samaritan odaklı bir bölüm olmadı diyorduk tam bu sahneyi de görünce. Ama gene iyi bir “twist” ile kendimize geldik.



Finch’ten pek bahsetmedik farkındaysanız. Biz de Finch’in sunum yapmak üzere Hong Kong’a gittiğine inandırıldık. Ama meğerse makine göndermiş. Etkinliğin sponsoru olan kadının bilgisayarı Finch’e gerekliydi. Akıllıca bir planla bilgisayarı aldı. Bilgisayarın gizemi ne derken, kadının Samaritan’ın algoritmalarıyla ilgilendiğini öğrendik Greer tarafından.

Dizi iki haftalık bir araya girdi. Ama iyi bir kulvarda olduğunu söylemeliyiz. 12 Kasım’daki bölümün yazısında görüşmek üzere.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR