Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ne Melek’in, ne Zeynep’in yüzü gülmüyor
Sezon: 1 Bölüm: 10

Yine bir hüzünlü Anne yazısına hoş geldiniz. Ben de istiyorum ki artık güzel şeyler olsun, ama olmuyor. Ne Melek'in ne Zeynep'in yüzü gülmüyor. 

Geçen bölüm Şule soluğu karakolda alıp Zeynep'le Melek'i sonsuza kadar ayırma girişiminde bulunmuştu. Nasıl vazgeçecek ki diye düşündüm durdum. Meğer Melek suskunluğunu bozup  Şule’yle konuşmaya başlayınca Şule de ihbar etmekten vazgeçmiş. Ya senin nasıl bir yüreğin var Melek? Sen nasıl kocaman yüreklisin. Daha yedi yaşındasın ve yaptığın iyilikler boyundan, yaşından, kalbinden büyük.

Rıfat'ın bir haltlar karıştırdığını öğrenen Cengiz önce Rıfat'a bangır bangır bağırsa da işin ucundakinin Zeynep olduğunu ve Melek'i öne sürüp paralar kazandığını öğrenince bağırmayı kesti. O anda Zeynep Rıfat'ı arayınca Cengiz artık Rıfat'la değil kendisiyle muhatap olacağını  Zeynep'e söyledi. Ve Şule'den gizli başladılar oyun oynamaya. İnsanda hiç mi yürek olmaz be adam? İçin hiç mi sızlamaz. Bir de Zeynep Melek'i görmek istediğini söyleyince ''tamam insanlık bende kalsın'' deyip altında barındırdığı kirli yalanlarıyla, dolanlarıyla, iğrençliğiyle ‘’Melek'le seni görüştürecem’’ dedi. Demez olsaydı.

Şule'yle Melek arasındaki duruma bakacak olursak; Şule’de denizler sakinken Melek’de fırtınalar kopuyor. Yalandan annecim diyor, yalandan gülümsüyor, canı acıyor ama acımıyor diyor. Gözyaşlarını içine içine akıtıyor. Sırf Zeynep'e zarar gelmesin diye hem de. İnsan istiyor ki Melek'in o güzel yüreği beni de sevsin. Küçücük bedeniyle kocaman sarsın beni, iyileştirsin. Ah Melek.. Başına şu olaylar gelmese kim bilir ne kadar güzel bir anne olacaktın. Ama şimdi böyle travmalarla dolu bir çocukluk hayatın varken bu nasıl mümkün olacak, hiç bilmiyorum. Dilerim büyümüş halini de izleriz ve hep birlikte bizi yanılttın çocuk sen o güzel yüreğini hiç kaybetmemişsin diyebiliriz. Şule Melek'i ne kadar korumaya çalışsa da bir yerde hep bir eksiklik olduğunun farkında. Ama bu farkındalık onda bir etki yaratmıyor. Eskisi gibi görmezden gelmiyor kızını belki ama ne yaparsa yapsın Melek'in Zeynep'i çok sevdiğini, çok özlediğini biliyor. Ve bu onda ters etki yapıyor. Melek masada ödev yaparken defterin üstündeki etikette yazan Turna Güneş yazısını görünce çıldırması gibi. Tam bir psikopat. “Sen Melek Akçay’sın, sen benim kızımsın, seni ben doğurdum!” gibi bencilce sözlerini hiç ama hiç düşünmeden Melek'in yüzüne haykırdı ve tüm defterlerini yırtıp paramparça etti. Diğer yanda da birazcık huzurlu olsun birazcık yüzü gülsün diye çırpınan bir Zeynep annemiz var. Ah kader sen nasıl bir şeysin?!

Şule yine bencilce davranıp Melek'i pavyona götürdü. Bunu öğrenen patron ''Çocuğu bir daha getirirseniz sizi işinizden ederim  burası kreş mi?'' diye çok doğru bir söylemde bulundu. Hemen Melek'i dolaba sakladılar. İşleri bitine kadar o küçücük dolabın içinde kalmasını söylediler. Bu esnada da pavyona Melek’i araştıran amir geldi. İşte şimdi yakalanacaklar ve Melek kurtulacak dedim ama olmadı, olamadı. Pavyona polislerin gelmesiyle müşterilerin pavyondan çıkması patronu iyice çileden çıkardı. Amir eli boş oradan ayrılınca patron da Şule’yle Cengiz’i pavyondan kovdu ve günün zararını eğer ertesi gün akşamına kadar ödemezlerse onlara ödeteceğini söyledi. Bunun üzerine Cengiz pis oyununa devam edip Zeynep'e eğer ona 200.000 TL ödemezse Melek'i de alıp şehri terk edeceklerini söyledi. Hiçbir şeyden haberi olmayan Melek tüm bunları hissetmiş olacak ki çok özlediği Zeynep'le görüşmek istemedi. Yanına gitti ama sarılmadı, bir süre konuşmadı. Sonra ümidini kessin diye 'Ben iyiyim öğretmenim, Melek olmayı özlemişim, siz de iyi olun,' dedi ve içi yana yana yanından ayrıldı. Şu yaşımda bunu ben bile yapamazdım. Kadına gider sarılır kurtar beni dayanamıyorum özlüyorum mutlu değilim falan derdim. Bu çocuk resmen kendimi sorgulamama neden oluyor!

Zeynep Melek'in mutsuz olduğunu, içine kapandığını görünce panikledi. Melek onunla yaşamasa bile bir şekilde onu görmenin bile kendisine ve Melek’e iyi geleceğini ve onu asla kaybetmek istemediğini bir kez daha anladı. Parayı bulmak için Cahide Hanım'a gitti fakat Cahide Hanım bunun bir komplo olduğunu, o parayı verse bile Melek'i ona göstermeyeceklerini söyledi ve parayı vermeyi reddetti. Diğer taraftan Zeynep'in paraya ihtiyacı olduğunu öğrenen Gönül Hanım, banka kartıyla Zeynep'in evine gitti. Tabii ki  Zeynep reddetti. Ama sonra acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. 24 yıldır düzenli olarak  Cahide Hanım'ın Gönül Hanıma para yatırdığını öğrendi. Bunun yüzleşmesi de her iki taraf için bir hayli sancılı geçti. Ve o da ne ? Nur topu gibi bir annemiz daha oldu! Zeynep'in babaannesi Zeynep Hanım tam da Zeynep Gönül Hanımın yanındayken dükkana girdi ve bir yüzleşme de orada gerçekleşti. Zeynep Hanım’dan geçmişe dair bakalım neler öğreneceğiz.

Sonunda Zeynep babasının kız kardeşleri ve kendi adına tapuladığı Sapanca'daki evi satarak paraya ulaştı. O ev ne milyonlar ederdi 200.000 TL’ye gitti, benim bile içim acıdı. Cahide Hanım’ın tepkisinden Allah korusun kızları. Zeynep parayı vermek için Cengiz’le sözleştikleri yere gitti, biraz geç gitmesine rağmen bekledi bekledi, ne gelen var ne giden. Sonra ev adreslerini öğrenip eve gitti. Bir de ne görelim? Resmen evi taramışlar. Hepsi vurulmuş! Patron gerçekten dediğini yapmış ve bedeli ödetmiş. Gözlerimiz Melek'i aradı ama göremedik. İnşallah saklanmıştır bir yere ve Zeynep'i görünce yine ona sığınır. Kızın başına daha ne gelebilir derken her gün yeni bir olayla karşı karşıya kalıyoruz. İnşallah bir sonraki bölüm sıcacık odasında yıldızlarla dolu tavanına bakarak uyuyakalan Melek'i izleyebiliriz.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR