Geçen hafta Fatih'in uçağının düştüğünü TV'den öğrenmişti Zeynep. Bu bölümün açılışında kara haberi ev halkına Mete verdi. Bu kötü haberin şokuyla başta Gülsüm Hanım ve Zeynep fenalaştı, Mukaddes Hanım hastanelik oldu.
Fehmi Bey ambulansa annesini yerleştirdi, hastanenin yolunu tuttu. Bu arada Fatih'in uçağın enkazında olmadığı ve paraşütle atlamış olma ihtimali olduğu haberi gelince rahat bir nefes aldılar.
Gülsüm Hanım yoğun bakımda yatarken başta Selin ve Orhan başında beklediler. Diğer yanda da Mukaddes Hanım da başka odada yatıyordu. Herkes hastanede panik içindeyken Zeynep Fatih'i aramaya çıkan arama kurtarma ekibine katıldı bile.
Herkes onu ararken Fatih paraşütü ağaca takılmış şekilde bilmediği bir yerde kalakalmıştı. Neyse ki ağaçtan aşağıya atlamayı başardı. Gerçi atlamasa onun için daha hayırlı olacaktı ama neyse :)
Bu arada Fatih'in nerede olduğunu bilmez ve nereye gideceğini bilmez halde yürümesi sahneleri beni çok güldürdü. Karnı acıkan Fatih doğada önüne gelen her şeyi nasıl olur da yerim diye düşünüp durdu. En komiği de bir kaplumbağa bulup onu yemek için davranmasıydı. Ama yavrusunun olduğunu görünce anne ve yavru kaplumbağayı Zeynep ve Selim'e benzetti ve vazgeçti yemekten (neyse ki:))
Dağlarda 'imdat diye bağırdı, sesi tekrar kendine gelince yaşadığı şaşkınlık da komik detaydı. Sesini kimseye duyuramadı ama.
Çevredeki köylerden birinde yaşayan köylü bir kıza rastladı Fatih. İşte aradığı çıkış yolunu bulmuştu. Daha doğrusu O öyle düşündü. Kızdan telefonunu isteyip de kız vermeyince, klişe ama aynı zamanda çok da komik bir sahne yaşandı. Fatih kızdan telefonu zorla almaya çalışırken kızın üzerinde cebelleşirken o pozisyonda kızın abisine yakalandılar.
Tabii kurnaz köylü kızının oyununa gelmişti Fatih. Kız abisinin elinde silahı görünce, zorla evlendirilmek istendiği gence varmamak için Fatih'le birbirlerini sevdikleri yalanını uyduruverdi.
Fatih bu saatten sonra artık ne dese boştu. Tüm kaçma çabaları sonuçsuz kaldı. Her köşede eli silahlı abiler bekliyordu. Sonunda kendini 'damat' olarak buldu.
Sonunda imam geldi ve nikahı kıyarken Fatih artık ölümü göze alıp 'evlenmiyorum' deyiverdi. O sırada uzaktan koşarak Zeynep geldi ve Fatih'in üzerine atladı. Herhalde uçakta tanıştıkları gün Zeynep'in kucağına düşmesinden bile daha güzel bir andı bu Fatih için.
Tabii biz izleyenler için de çok önemli bir sahneydi. Çünkü yere boylu boyunca uzanan Fatih ve Zeynep ikilisinden tam 18 bölümdür beklediğimiz ama bir türlü gerçekleşemeyen öpüşmeye şahit olduk ve muradımıza erdik :)
Zeynep Fatih'i nikahtan kurtarmıştı ama kızın abisinin onları samanlığa bağlamasından kurtulamadılar. Bu sahnede de elleri bağlı şekilde öpüşmeye çalışmaları da çok şeker ve cidden çok komikti.
Neyse ki köylü kızın köylü kurnazlığından yakayı kurtarmayı başardılar ve soluğu hastanede babaanneyi ziyarette aldılar.
Gülsüm Hanım onlara daha önce bahsettiği Selim'in mirası konusunda atmaları gereken imzaları hatırlattı. Artık hayatta hiçbir şeyi erteleyemezdi. O imza derhal atılmalıydı.
Fatih ve Zeynep bu sorunu da çözdüler ve Selim bebek; anne adı Zeynep, baba adı Fatih Selim Şekercizade olarak resmen kayıtlara geçti.
Atılmayan bir tek Fatih ve Zeynep'in imzaları kalmıştı. Samanlıkta bağlılarken Zeynep Fatih'e evlenme teklifi etti ama Fatih kendisinin istediği zaman ve yerde edecekti teklifi. O yüzden Zeynep'in teklifine hayır demişti.
Fatih tüm bu yaşadıkları kötü olayların stresini atmak için bir tatile gitmeyi teklif etti. Önce istemedi Zeynep ama Fatihîn evlilik teklifi hazırlığında olduğunu düşünerek kabul etti.
Ama tatilden önce yarım kalan bir işleri vardı önce onun hallolması gerekiyordu. Bunca zaman sonra öpüşmeyi başarmışlardı da gerisi gelmeyecek miydi? :)
Tatilin her anında acaba şimdi mi şimdi mi diye bekleyen Zeynep ne yazık ki her seferinde hayal kırıklığına uğradı.
Önce oda servisinin getirdiği şık sofrada yemeklerin içinde yüzük aradı, sonra yıldızların altında geçirdikleri romantik yürüyüş sırasında 'evet' diyebilmek için fırsat kolladı ama olmadı. Fatih evlenme teklifi etmedi.
Ben de izlerken Zeynep'le aynı hisleri yaşadım, bu sefer kesin edecek dedim ama Fatih hepimizden romantikti, başka bir planı vardı.
Bu arada Ayfer'in 'herifi' yine yapmıştı yapacağını ve nasıl bir borca girdiyse kadıncağızın evinde ne eşya kalmıştı ne huzur. Daha da kötüsü evleri de ellerinden gidecekti. Ağlayarak Yadigar'a geldi, ama ona kucak açmak da tabii ki dostuna ve Şevket Reis'e düştü. El birliği ile kalan eşyaları Şevket Reis'lere taşıdılar.
Taşınma işleri sırasında kendini odasına kapatan Şaziment'i artık göreceğiz diye epey umutlandık, hatta çok yaklaşmıştık ama olmadı. Bu umudumuz da başka sezona kaldı.
Bu arada Meryem Hanım da bir süredir kaldığı Şevket'in evinden gitme kararı aldı. Ne de olsa oraya Zeynep'i ikna etmeye gelmişti ve Zeynep de kendi evine dönmüştü. Ama Şevket Reis hem romantikliğini hem de kadınına sözünü geçiren maçoluğunu gösterdi ve göndermedi Meryem'i. E 26 yıl ayrı kalıp hala birbirlerini seven iki kişiye de bu yakışırdı. İçimiz ısındı bu sahne ile de...
Tatilden 'eli boş' dönen Zeynep daha kocasını tanımıyordu belli ki. Çünkü Fatih'in planı gerçekten de sürprizleri seven Fatih'e yakışır bir plandı. Yanlarına Mete ile Fadik'i ve Selin ile Orhan'ı da alıp Amerika'ya gideceklerdi.
Plan da plandı hani! Bana Aşk-ı Memnu'da Bihter ve kocasının New York'a giderken dostlarını da götürerek onlara jest yapmalarını hatırlattı. Demek zenginlerin jestleri ve sürprizlerinde New York'tan aşağısı kurtarmıyor. :)
Neyse gelelim uçak maceralarına... Hepimiz evlilik teklifini New York'ta yapacak diye beklerken Fatih uçakta yüzüğü çıkarıverdi.
İlk tanıştıkları yerde yani havada ve uçakta teklif etmiş oldu böylece... Tabii Zeynep zevkten dört köşe...
Sezon finali böyle bitecek diye beklerken bir sürpriz de biz seyircilere geldi. Uçak türbülansa girince pilotun öldüğü anlaşıldı! Evet pilot ölmüştü ve iş Fatih'e düştü. Uçağın içinde panik ve bağırışmaların arasında Fatih'in sesi duyuldu: düşüyoruz!
Son söz: 19 haftadır bizi ekranlara bağlayan ve reytinglerde istikrarlı bir şekilde en üst sıralarda yer alan tüm Aşk Yeniden ekibine bu seyir zevki için tekrar teşekkürler!