Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Münasebetsizler kraliçesi Melda ile “Bu Tarz Benim”
Sezon: 3 Bölüm: 76

Açılışı Çimen Göz ile yapıyoruz :)

Arkadaşlar, sevgili okurlar ben bu diziyi her geçen gün daha çok seviyorum ve önce konuya böyle giriş yapmak istiyorum. Beni Böyle Sev izlemek televizyon kapsamındaki tek mutluluğum oldu. #AyMer, #ReyMaz, #ZeyTol, derken baya baya kaptırdım kendimi. Kötüler hep üzülsün, iyiler de hep sevinsin, aşklar hiç bitmesin istiyorum.

Geçtiğimiz hafta Sevinç’in, yeni adıyla Gerginç’in, gururunu toparlamak amacıyla ne yapılabilir diye biraz konuşmuştuk @EkranellaBBS hesabında. Gelen yorumlara göre Sevinç’in gururunu kurtarmak, hepimiz için bir bilinmeyene girmek gibi bir şey. Burada herkesin tek düşündüğü, ReyMaz’ın aşklarına ne olacağı. Valla ne yalan söyleyeyim Sevinç’e ne olacağı umurumda bile değil, size bir şey olmasın be canlarım. 3 sezondur Reyhan’ın ağız tadıyla bir aşk yaşadığını göremedik, kahroluyorum artık. İlk sezon zaten Nezih’in peşinden koşmalarıyla geçti, 2. sezon tam kavuştular derken Nezih öldü. Sezonun ortasında Mazhar girdi hah dedik şimdi olacak 3. sezon oldu hala bekliyoruz kavuşacaklar diye. Bizdeki de can yahu yazıktır.

Neyse bölüme dönelim biz. Melda seni hiç ama hiç sevmiyorum, bak gerçekten sevmiyorum. O evdeki kimse de sevmiyor seni gitsen mi sen artık ya? Münasebetsiz (Ayşem’in yüz ifadesiyle düşünün siz bunu)! “Her şey tatlıya bağlandı ay ne güzel bir aile sofrası,” derken, Melda münasebetsizlik yapıp Mazhar’a parmağındaki yüzüğü sordu. Sana ne Melda, sana ne he? Tamam, o yüzüğün hala parmağında olmasına bende kızıyorum ama bunu Reyhan’ın yanında sormak zorunda değildi. Üstelik bunu sorması gereken kişi de değildi. Ayşem sorar, Ömer sorar ama Melda soramaz ona n’oluyor yani?

Söylediği laf beni bile çileden çıkardı değil ki Mazhar’ı.

Masalcım bir dur tatlım zaten ortalık karışık. :)

Melda münasebetsizinin yaptıklarına karşılık hiç sesini çıkarmayan, hatta daha da mahcup olan Reyhan’a Mazhar gereken şeyleri söyledi. Bu hikâyede en suçsuz onun olduğunu söylerken ben eridim arkadaşlar. Koltuktan kazıyarak aldılar beni. Senaristimiz Hakan Bey’e geçen hafta ufak serzenişlerde bulunmuştum “Böyle romantik adamlar yazmayın,” diye. Sağ olsun bu hafta romantikliğin dibine vurarak beni bir o yana bir bu yana savurdu. Ben daha yazamayacağım sahneler konuşsun.

Ben öldüm arkadaşlar. Güzelliklere bakar mısınız?

ReyMaz’la aşk dolu sahnelerden sonra üzerine Üzünç gelmesi hiç iyi olmadı. “Ben bunu hak edecek ne yaptım?” diye dövünüp durdu. Daha ne yapacaksın acaba Gerginç misin, Üzünç müsün nesin? Çocuğa zorla evlenme teklifi ettirdin yani daha ne olsun? En başta da dedim ya; Sevinç’e ne olacağı hiiiiiiçç umurumda değil. Yeter ki ReyMaz çok mutlu olsun.

ZeyTol cephesinde de sular şimdilik duruldu. Seval hanıma her şey güzelce anlatılınca hiç tepki vermedi ve Zeyno’yu bağrına bastı. Tabii anne yüreği dayanmaz. Ama didiklemeden de durmaz. Tolga’nın tepkilerinin normal olmadığını anlamasa da Seval Hanım didikler bu konuyu. Ki gerçi pek gerek kalmayacak gibi ama hadi inşallah diyelim.

Gelelim AyMer’e. Bütün sıkıntılara rağmen bir arada olmayı başaran mucize çiftimiz diye adlandırıyorum ben onları. Ya bayılıyorum size, hayranım size. Ömer kara kara haciz işini ne yapacağım diye düşünürken, kocasının yanında olmadığını hisseden Ayşem uyandı birden. Mutfakta aşk mı olurmuş diyenlere, karı ile kocanın arasına para girdi mi huzur gider diyenlere, alın size inadına AyMer aşkı diyorum. Yani neymiş? Para her şeyin anahtarı değilmiş. :) Ayşem Ömer’e “Yine kazanırız, yine alırız büyük evler, yine mutlu oluruz, nolmuş yani?” dedikçe alnının ortasından öpesim geldi. Ne doğru dedin kuzum sen öyle ya. Biz sizin en fakir hallerinizi görmüşüz, parasızlık, haciz falan bunlar etkilemez sizi. Mazhar’ın da dediği gibi; “Bu dünyada aşk da var sevgi de var, bal gibi de var arkadaş diyorsak, bunun sebebi Ömer ile Ayşem’dir.” Gerçekten de öyle, onları izledikçe, onlara baktıkça aşka olan inancım artıyor.

Fazla söze gerek yok, fotoğraflar her şeyi anlatıyor zaten.

Ve sen Melda münasebetsizi! Asla onların huzurunu bozamayacaksın. :)

Her şeyin üstesinden gelene kadar birlikte olmamaya karar veren Reyhan ve Mazhar, yine bir araya geldiklerinde gözleriyle aşk yaşıyorlar resmen. Reyhan okula tanınmamak için kılık değiştirerek geldiğinde ve Mazhar “Artık herkesi o sanıyorum, delireceğim ya!” dediğinde eminim herkes Reyhan’ın bir zamanlar “Kadın erkek ayırt etmeden herkesi Nezih sanıyorum, insaf ama bana ya!” deyişini hatırlamıştır.

Sevdiğini kokusundan bile tanır bizim Doktor Mazhar. :)

Tarık ciddi anlamda rahatsız edici olmaya başladı. Her önüne geldiğine yazılması yetmezmiş gibi, bir de insanların duygularıyla oynaması çok sinir bozucu. Zengin züppe tabirinin vücut bulmuş hali. Zeyno’nun terslemeleri yetmiyor olsa gerek ki üstüne üstüne gidiyor. Her ne kadar Aylin’den de Zeyno’dan da çok haz etmesem de, Tarık konusundaki tavırlarına son derece hak veriyorum. Sen ne yüzsüz bir şeysin be Tarık? Kız daha sana kaç kere istemiyorum seni diyecek. Hadi onu geçtim kız evli ya, yuh yani. Dizi karakteri falan dinlemeyip ayağımın altına alasım var. O derece sinirleniyorum kendisine. Aylin ve Metin konusunda da bir türlü net bir karar veremiyorum. Metin çok iyi bir çocuk, keşke karşısına Aylin’den daha akıllı ve mantıklı bir kız çıksa da ona âşık olsa. Cidden harcanıyor Aylin’in peşinde.

Reyhan, sınavdan çıkınca artık dayanamayıp Sevinç’ten bir şekilde özür dilemeye karar verdi. Yani aslında özür dilemesi, mahcup olması gereken son kişi Reyhan. Çünkü Mazhar’a olan duygularını daha önce açık ve net bir şekilde ifade etti. Yalan söylemedi, Mazhar gibi “Bitti o iş,” deyip kimsenin arkasına saklanmadı. Mertçe her şeyi anlattı Sevinç’e. Zaten Sabri ile olan yemekten sonra Mazhar’ın Reyhan’ın peşinden gitmesiyle her şey açıkken, Mazhar ne kadar inkâr etse de Reyhan’ı bal gibi de sevdiğini belli ederken, zaten Sevinç’in kendi kendine başlatmış olduğu bu evlilik oyununu sürdürmeye çalışması son derece saçmaydı. Yani bütün bunlara karşılık bu oyuna devam eden Sevinç’ken ve her şeyi netçe söylemiş olan kişi Reyhan’ken neden Reyhan özür dilesin ki? O zaten hislerini içine atmaktan helak oldu garibim.  Ama yine içi rahat etmediği için Sevinç’ten özür dilemeye çalıştı Reyhan ve sonuçta kâbusu, ufak değişikliklerle gerçek oldu. Pastayı Üzünç’ün suratında görmek çok güzel oldu. :)

Rüyalar tersine çıkarmış Üzünç. :)

Ayşem, Ömer’inde girdiği sınav sonuçlarını asarken hayatını fırsatıyla karşılaştı. Melda’dan kurtulmak için bir fırsat varsa o hayatımızın fırsatıdır. Tabii bu sırada Ömer’in de yüz aldığını öğrenince çifte mutlulukla cıvıldaşarak ayrıldı panonun önünden. Önceden topukluyla iki adım atamayan Ayşem, hoca olduktan sonra topuklularla koşturmaya da alışmış. Okuldakiler her ne kadar Ömer’e Ayşem’in yardım ettiğini düşünse de, onlar bunu dert edinmek yerine sınav sonucuna sevinmeyi seçtiler. Çünkü ikisi bir arada oldukça çözemeyecekleri sorun yok.

Hayatının fırsatına istemeden kulak misafiri olan Ayşem hoca. :)

Ve Haluk abiden yılın sorusu! 

Bu arada bu hafta Fahrişko’yu çok ihmal etti herkes. Mazhar’dı, Sevinç’ti, düğündü derken kendini çikolataya vermiş alerji yapmış tabi. Ama derdini de kimse dinlemiyor. Neyse ki sonunda Haluk abi dinledi. Süper tavsiyeler de cabası. Haluk abi-Fahriye dostluğunu da ayrı bir seviyorum. Sırası gelmişken söyleyeyim.

Melda münasebetsizi, Ömer’i satmasının karşılığında aldığı paralarla deli gibi alışveriş yaptı. Bu parasızlıkta, böyle alışveriş yapmasının dikkat çekeceğini bile düşünemeyecek kadar düşüncesiz bir insan Melda, hem münasebetsiz hem düşüncesiz. Üstelik bir de aldığı paralar, çok sevdiğini iddia ettiği Ömer’e kötülük yaparak kazandığı paralar. Tabii Ayşem’den kaçar mı? Kaçmaz. ;) Ayşem, hem okuldaki iş haberini vermek için hem de kocasını yalnız bırakmamak için şirkete gidince Melda pek bir bozuldu. Valla içimin yağları eridi beter olsun.

Yine gol değil Melda. :)

Oooo tarzsın Melda! ;)

Ayşem ve Ömer’i keyifli halde bırakıp Zeyno ve Tolga’ya gelmek istiyorum. Nihayet birbirlerine açılacaklar diye sevinirken başlarına en olmadık şeyler geldi. Ama şimdi burada bir mantık hatası var. Zeyno zaten Tolga’nın babasının hikâyesini öğrendi. Madem amcasının hikâyesini de biliyor, neden hiç eşleştirmedi kafasında parçaları? İlla birinin mi söylemesi gerekiyor yani, ne saçma. Üstelik bir de Tahir’den saklanırken tanıştılar. Ben olsam çoktan şimşekler çakılmıştı kafamda.

Bu arada Mazhar, Sevinç’le konuşmaya karar verdi. Kırılan gurur dedikçe bana bir şeyler oldu. Yahu ne gururu, Sevinç kendi kendine evlenme teklifi ettirmedi mi zaten, neyin gururu bu? Onarmayın bırakın kalsın. Bir de Sevinç “Ben seninle evlenmeye hazırım, bütün suç Reyhan’ın,” dediğinde Mazhar’ın gıkını çıkarmayışı beni iyice deli etti. Nerede o Reyhan’a sözler, umutlar veren Mazhar? Sevinç’le konuşmaya gelince sıra sus pus oluyor.

Oh içimi de döktüm! Böylece bir bölüm sonuna daha geldik. Şimdi kafamdaki sorular şunlar: Sevinç ne zaman gerçeği kabullenecek? Zeyno gerçekten o gerzek Sinan’la gidecek mi? Ayşem’le Ömer’e ne oluyor? Melda münasebetsizi yok olacak mı? Reyhan ve Mazhar mutlu olacak mı? Son olarak Sevinç böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?

Sorularımın cevabını @EkranellaBBS hesabına beklerim. :) Haftaya görüşmek üzere, #SonsuzaKadar sevgiyle kalın.

 

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR