Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Maral: Hayaller Gerçek Olmak İçindir
Sezon: 1 Bölüm: 1

Maral'ın hayallerini gerçeğe döndüren kapıyı açtığını izlediğim ilk fragman, bana bu hikayenin ana konusunun aşk üzerine kurulu olduğunu göstermişti. Şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım, çok farklı bir hikayeyi izleyeceğimi beklemiyordum doğrusu. Hikayenin ana ekseninden ziyade, yan olaylarla nasıl desteklendiği ve en önemlisi hikayede anlatılan gerçeklikteki samimiyet duygusuydu benim merakla beklediğim. Oyuncuların karakterlere kattığı havadan, dizideki diyaloglara kadar sıcak, samimi bir başlangıç yaptı bence Maral. Beklediğime değmiş diyebilirim anlayacağınız. Ön plandaki aşkın yanı sıra arka tarafta dönecek entrikalara dair giriş niteliğindeki olaylar da benim ilgimi çekti. Bu detaylara gireceğim zaten ama; özetliyoruma geçmeden önce, sadece şunu belirtebilirim ki; izlerken beni tek rahatsız eden, biraz kafama takılan, Maral'ın küçüklüğünden beri bir mağazaya o derece bir tutkuyla bağlılığını anlamlandıramamamdı. Umarım ilerleyen bölümlerde aklımdaki bu soru işaretini sağlam bir nedensellik zinciriyle giderebilirim.. 

Bahsettiğim gibi, bir mağazayı hayatının kesişen yollar noktası haline getirmiş bir ana karakterimiz var, adı Maral. Flashbackten anladığım kadarıyla, bütün bu mağaza tutkusunun gizemi, babasını kaybettiğini öğrendiği gece, olayın şokuyla koşturarak dışarı çıkıp kaybolduğunda, ona hayatın devam ettiğini hatırlatan o mağazanın ışıltısıymış gibi geldi bana(yine de daha sağlam detaylar bekliyorum hiç kuşkusuz) ve tabii ki mağaza sahibinin kızı Arya'nın o anki sıcaklığı. Bir yanda, yaşamı babasının istekleri doğrultusunda şekillendirilmiş, onun için seçilen hayatı yaşamaya mecbur bırakılmış, istediği tek şey şimdilik sadece hasret kaldığı özgürlük olan Arya, diğer yandaysa gerçekten ne istediğinin farkında ve küçüklüğünden beri sahip olduğu o hayalini gerçekleştirmek için yaşayan tutkulu Maral. Bu ikilinin hayatları Maral'ın kaybolduğu o gece öyle bir noktada kesişmiş ki; ikisinin ihtiyacı olan şeyin birbirlerinde saklı olduğunu Maral o gece anlamış aslında ve bana kalırsa hikayenin devamında Maral ve Arya'ya dair çok güzel detaylar yakalayacağız.

Ön plandaki Sarp ve Maral aşkına rağmen, Arya ve Maral'ı anlatarak başladığım için biraz şaşırmış olabilirsiniz ama dediğim gibi ilk bölümde beni etkileyen Arya ve Maral'ın hayatlarıydı. Neyse, çok uzatmadan Sarp'a geçeyim. Aras Bulut İynemli'nin derin bakışlarının da etkisiyle kendine has bir havası var Sarp'ın. Pek sevebileceğim bir karakter değilmiş gibi geldi bana ama bakalım. Arkadaşıyla yaptığı o bitter çikolata benzetmeli bu kız bana fazla ayakları filan pek beni açan tavırlar değildir. Hele de ustasının "Bak oğlum daha önce o kız burdaydı, sen şu camekanın arkasında; sen çalışmaya başladın ve burdasın o ise mağazanın en tepesinde, sense hala aynı yerdesin; anlayacağın ayağını denk al, kıza ayak bağı olma," laflarının gazına gelip Maral'a olan aşkını inkar etmeye çalışmalar da bana sökmez Sarp'çım. Yine de hakkını yemeyeyim, kendi hayatının patronu olduğunu bize çok iyi yansıtan, yerinde özgüvenli hallerini biraz sevdim. Bence Maral da bu yönlerine vuruldu onun.

Dizide isimler ve soyisimler üzerine ayrı bir kafa yorulmuş olmalı ki Arya'nın başından geçenlerdeki önemli pay sahibi olan kişinin adı da Benan. Giyim atölyesindeki Arya'yla konuşmasında noktayı koymuştum bu ilişkide dengeler sağlanmamış diye; yanılmadım da. İlişkinin sonu biraz üzücü bir şekilde geldi ama olsun, gülü seven dikenine katlanır hesabı; defteri kapatmadan önce mürekkebin kurumadığını fark etmenin bir an için zaman kaybı olduğunu sansak da her şeyin mükemmel olduğundan emin olacağımıza karar verdiğimiz önemli bir süreçtir o ve bence Arya da Benan'la ilişkisinde henüz doğmamış bebeğe rağmen bu önemli eşiği atlattı. Tabii Maral'ın desteğini de unutmamak lazım. Tam yolun sonuna geldiğini zannettiği bir anda, Maral'ın Arya'yı tekrar hayata geri çağırması da sanırım bu ikiliye dair haklılığımı kanıtlar nitelikte olacak.

Bir de Maral'ın ev arkadaşı, can dostu Aslı var. Aslı'nın o sempatik halleri olsun, Maral'ı destekleyen tavırları olsun bana FatihHarbiye'nin Fahriye'sini hatırlattı. Hatta Aslı ve Maral'ın ilişkisini Fahriye ve Neriman'ın ilişkisine benzettim bile diyebilirim. Umarım Maral yorumumda alakasız bir başka diziden bahsettim diye kızmamışsınızdır, sadece küçük bir benzetmeydi. Aslı gibi karakterleri severim, çok nettirler. Neye sahip olduğunun, ne hissettiğinin, ne istediğinin ve neyi elde edebileceğinin farkındadırlar ve bunu belli de ederler. Her ne kadar Maral'ın yancısıymış gibi görünse de hem Luna'da bir çalışan hem de Maral-Sarp aşkına destekçi birisi olarak önemli bir karakter bence.

Dizinin olmazsa olmazı zengin bir iş adamı ve hırslı karısından bahsedeyim biraz da. Halis ve Deniz. Dizideki isimlerin yarattığı etkiden olsa gerek Halis'e dair dikkatimi ilk çeken soyadıydı. Siz fark ettiniz mi bilmiyorum da soyadı Feynman'dı. Dizi ekibinde fizikle ilgilenen birisi var mı diye merak etmedim değil, bana ünlü fizikçi Richard Feynman'ı hatırlattı soyadıyla. Halis öyle hırslı, öyle hayatı kendi merkezinde zanneden birisi ki kaç yıldır hayatındaki kızını, henüz Arya'yla yeni tanışmış Maral kadar bile tanıyamamış, işin kötüsü tanımak da istememiş sanki. Kendi dünyasında ve hırslarında kaybolmuş bu adamın bir de karısı Deniz var; en az kendisi kadar hırslı. Tabii Arya'nın öz annesi değil Deniz. Kesişen yollar mağazası Luna üzerine kafasında binbir tilki dönen Deniz'in hallerinden yola çıkarak, Luna'yı oyuncağı zanneden Deniz ile hayatı Luna olmuş Maral arasında kıyasıya bir iktidar savaşı izleyeceğimiz sonucuna vardım ben. Tarafım tabii ki belli, Maral. Deniz'den bahsetmişken, Benan'la Deniz arasındaki o işbirlikçilik de gözümden kaçmadı. Yancılık nasıl olur derseniz, işte buyrun size Benan derim. İlerleyen bölümlerde daha iyi görürüz gerçi.

Karakterlere öyle kaptırdım ki tam olarak bahsedemedim bile Maral ve Sarp aşkından. Maral,doğallığı ve içtenliğinin yanı sıra; Aslı'yla mağazanın başına geçmesinin kritiğini yaparken "Sen gidersin arabayla, ben katlanan bisikletle gideceğim," cümlesindeki mütevazılığı ve hayat tarzıyla da bana kendini çok çabuk sevdirdi. Ben Sarp değilim gerçi ama; Sarp da bence o çikolata kutularındaki bozulmuşluk-bozulmamışlık ve masumluk benzetmesinden anladığım kadarıyla Maral'ın bu özelliklerinden etkilenmiş olmalı. Bence ikisi çok hoş bir hava yakalamışlar ve çok yakışacaklar birbirlerine. Aslı'nın da dediği gibi kağıt parçasına not bırakıp sevgilinin cebine koyup kaçmalar ilkokulvari de olsa, Maral'ın samimiyetinin de etkisiyle bana çok sempatik geldi. Maral'ın Arya'yla ilgilenmesi gerektiği için daha ilk randevularından problemli başladılar bu ilişkiye Sarp ve Maral. Arya'nın Maral'ın hayatındaki önemini bir de bu yönden göstermek istemiş olabilir senaristler bize. Şu randevudan bahsetmişken, Sarp'ın yaşadığı hayal kırıklığına da değinmek istiyorum. Tamam ilk randevuda yüz üstü kaldın filan Sarp'çım ama bak sana mesajını attı gelemeceyeceğim, işim çıktı diye. İnsan olduğumuzu ve hiç ummadığımız bir anda başımıza neler gelebileceğini ne kadar çabuk unuttuğumuzun güzel bir örneğiydi bence o hayal kırıklığı ve böyle anlarda ekildiğini düşünen tarafın hemen karşı cepheyi suçlayan hallerine pek tahammülüm yoktur. Bu yanlış anlaşılmayı bir an önce atlatmalarını temenni ediyorum.

Randevu planlarının bozulması yetmezmiş gibi bir de Luna'nın idareciliğini üstleneceğini sandığı bir anda Halis gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalan Maral, her şeyin öyle güzel başladığı bir anda tuhaf bir karmaşaya büründüğünü fark edince de eminim, Hamiyet'e hakkını teslim edecektir . O kadar uyarmıştı sonuçta Maral'ı; Merkür geri gidiyor, bugün hiçbir şeye başlama diye. Onca şey oldu ama yine de Merkür daha yolunu tamamlamış değil onun açısından. Maral, Halis'in kendisine güvenmeyi tercih edip onu işinin başına çağırmasıyla işlerin yoluna girdiğini zannetse de, Merkür'ün rotasındaki göktaşından habersiz. Kapüşonlu Sarp'tan yani. Ustasının gazına gelip Maral'ı unutmayı seçtiğini sansa da; Halis'in, Maral'ın hayalleriyle alay edip mağazayı ona teslim etmeyeceğini öğrendiği için o depoyu boşalttı bence Sarp. Bir çeşit intikam yani, ne Halis ne de Luna Maral'ın önüne geçemez iç sesi duydum ben sanki orda ama yanılıyor da olabilirim; belki de bir ters köşe çıkacak karşımıza, göreceğiz. Umarım, sonuna kadar okutabilmişimdir. Görüşmek üzere.

Not: Alara Görkem’i henüz çok tanıyamadık ama adından çokça bahsettireceğe benziyor.

Not: İkinci bölüm fragman gösterdi ki Arya tek çocuk değilmiş, haftaya Luna'da işler epey karışacak gibi Arya'nın kardeşinin gelmesiyle.

1 2 3 4 5 6 7 8
Sercan Tezcan
06/03/2015 14:23
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR