Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Mafya sevmeyen A grubu izleyiciye göre
Sezon: 1 Bölüm: 1

Son dönemde fazlasıyla alışık olduğumuz gibi hikaye yine yurt dışında güzel karelerle  başladı. Formüllere alışık seyirci  için  güvenli, izlemesi kolay, karakterleri ilk bölüm için oldukça iyi anlatan bir bölümdü. Güney Fransa, Vespa, lavanta buketi ve cafenin karşısındaki küçük parfüm dükkanı konsepti ortalama beyaz yakalı plaza kadını olan beni ve binlercesini tavlamaya zaten yetti. Hikayeyi ateşleyen çapkınlık yapmaya çalışan geveze ve acemi Türk erkeği, cool işadamı Kartal ve karşısındaki aşkı hiç tatmamış basma elbiseli Selin birbirine uyum sağladı. Bu çift işi götürür dedim ilk bir saatte. Bu arada, bu styling’cilerin kendi halinde kız tasviri yapmak için elleri neden ilk basma elbiseye gider? Bana Hicran De’nin Hicran’ında, Paramparça’nın Gülseren’inde ve sayamayacağım pek çok yapımda görüyoruz. Bu elbiseler nerede bulunur allasen? Kim giyer gerçek hayatta bunları? 2016’ın ortalama kızı bi kot bi tişört arkadaşlar, ayarlayalım bunları.. Neyse konuyu dağıtmayayım.

Kartal- Selin aşkını sanki çok hızlı işlediler, ilk göz göze gelişten birbirlerine karşı aşkı ilk hissettikleri kırılma noktası arasını bulamadım. İzlerken boşluğa düştük, ne ara aşık oldular birbirlerine anlayamadık. Acaba dört sene sonrasına ilk bölümde ışınlanalım diye bu hikaye bu kadar hızlı geçmese, bir iki bölüme mi yayılsaydı? En azından Selin-Kartal aşkına biraz inansaydık, biraz çabaladıklarını ama olmadığını görseydik. Seyirci olarak dizi izlerken taraf tutmadan duramam. Bu üçgende kimin tarafını tutmamızı istedi Taylan Biraderler, bilemedim. Başarılı dizilerde şunu anlıyoruz, senarist ve yönetmen hikaye ilerledikçe dengeleri değiştiriyor, gerilimi ve merakı da bu yaratıyor. Aşk-ı Memnu’da Bihter mi haklıydı Behlül mü; iki sezon boyunca hikayeyi asıl çekip çeviren alt metin buydu.

Gecenin kraliçesi çiçeğinin hikayesi biraz daha derin ve bağlamsal işlenebilirdi (bkz. Haziran Gecesi hikayesi). Ufak atıflarla toparladılar.  Sabır, vefa sohbetinde olduğu gibi, hikayeyi bir zemine  oturtmak için bu metaforu kullanabilirlerdi gibi.

Gözüme batanlar bunlardı, bunun dışında çok temiz ve izlemesi zevkli bir iş olmuş. Hem Türkiye’de hem EMEA (Avrupa, Orta Doğu, Afrika) bölgesinde iş yapacaktır. Bizleri de salı gecesi ekrana bağlayacaktır. En azından mafya sevmeyen, A grubu izleyicide çok karşılık bulacak. Hikaye eski Yeşilçam kemiğinde, bizi aşk mı emek mi ikilemine sokacak gibi. Emeği geçen herkesin eline sağlık diyorum ve ilk bölümün öne çıkanlarını yorumluyorum;

1 2
Sinem Kuş Çöplüoğlu
14/01/2016 10:13
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR