Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Krizler fırsata çevirmek içindir
Sezon: 1 Bölüm: 5

Krizi fırsata çeviren “masum” Yılmaz.

Eveeettt tam dükkan açılmışken aralar yumuşamışken Alev’in dükkana dalıp ortalığı ateşe vermesiyle bırakmıştık en son değil mi? Artık Servet’in aldatıldığını bütün aile biliyordu. Sıra herkesin tek tek hesap sormasına gelmişti. Bedir’den Alev’in her şeyi söylediğini öğrenen Yılmaz, Alev’e doğru yol alırken bizimkiler de Yılmaz’ın mekanını basmaya koşmuştu.

Her ne kadar Timuçin Esen’n sinirlenmesi ile ben kendi adıma bir göz ziyafeti çekmiş olsam da Yılmaz’ın tepkisi çok ama çok aşırı buldum. Hem suçlu hem güçlü olmak bu olsa gerek. Altı aydır birlikte olduğun ve karından ayrılıp onunla olma vaadlerinde bulunduğun kadına sırt çevirip bir de boğazına sarılmak çok da mertçe bir hareket değil. Neyse zaten yığıldı kaldı adam, biraz etme bulma gibi bir şey oldu yani.

Aile hastanede perperişan, Saadet bütün saflığıyla dualarda. Servet artık iki kişilik düşünmenin ağırlığı ile daha da üzgündü. Hem sevdiği adam hem de doğacak çocuğunun babasını kaybediyor olmak onu çok korkutmuştu.

Yılmaz kriz değil, spazm geçirmişti. “Kriz de, kriz de” diye doktoru kafalayamadı ama hemşire de onun cazibesine dayanamayıp ona biraz yol açtı. Servet’in korkusu Yılmaz’a karşı yumuşamasına sebep oldu tabii. Krizi fırsata çevirmek de kelimenin tam anlamıyla bu olsa gerek.

“Hayatımda yediğim en güzel çilekli pastaydı Saadet”

Ve sonunda Asrın, Saadet’in karşısına çıktı. Önce hayali sandı, sonra saldırdı Saadet. Ama insan aşık olduğu adama ne kadar düşman kalabilirdi ki? Saadet çok tatlı olmasına tatlı da biraz fazla abartılı mı saf halleri artık? Cıvıklaşmaya başladı. Komiser Kemal’e de söyleyemedi, hep bir şeyler engel olur zaten. O anda emniyette küçük bir hırsız vardı. Bakın siz Allah’ın işine! Tesadüfün böylesi!

Bedir’in mevzusu nedir dedik, bekledik. Hatta bazı yorumlarda bizim küçük enişte Tibet’ten daha zengin bir adam olduğu falan konuşuluyordu. Dört bölümdür “bu dizide ne güzel hiç silah görünmedi” diyordum ki karşımıza ağalı mağalı silahlı adamları çıkardılar. Bedir’in mevzu kan davasına bağlandı sanırım. Hayırlı olsun da böyle hiç olmadı yani, hem de hiç. Ağalı silahlı dizileri izlemek isteseydik, alternatifimiz de çoktu halbuki. Ne gerek var?

Yılmaz’ın hastalık oyunu devam ediyordu. Servet kaptı kolundan eve getirdi Yılmaz’ı. Evdekiler postayı koydu ama Yılmaz’ın da masum ve hasta ayakları görülmeye değerdi.

Küçük İsmail’in Muzaffer amcadan şüpheleri çok şekerdi. İsmail’e göre Muzaffer amca baba olacaktı ve meçhul bir sevgilisi vardı ama asıl baba adayı yanı başındaki Yılmaz’dı ve Muzaffer amcanın sıcak çorba işkencesine maruz kaldı ehehehe. Sonrasında ise numara olup olmadığını çok anlayamadığım bir fenalaşma durumu ile de kızların yumuşamasını sağladı. “Ay benim balbaldızlarıımmm siz olmasanız ben ne yaparım??” ahahah

Tibet’in Gönül İşleri’ne gelip Saadet tarafından kapı dışarı edilmesini Bedir’in sadece izlemesi güzel bir detaydı bence. Zira öyle bir durumda delikanlı adam kadın kısmısına iki laf ettirmez, adamın ağzının ortasına iki tane çakardı. Ama Bedir, ağza çakma mevzusunu Saadet’e bırakmıştı. Saadet’in lafları tokat gibiydi nitekim.

Bizim ağalar Bedir’i aramaya başladı, ilk mekan Saadet’in de deyimiyle Tibet öküzünün şirketi oldu. Öküzüne sahip çıkan anası bunları postaladı. Tibet bunu içinde tutacak değildi tabii de Lale ondan önce davrandı. Sevda’ya “oğlumdan vazgeç okuluna geri dönmeni sağlayayım” dedi. Ama ettiği laflar Sevda’ya çok ağır gelmişti.

Asrın Saadet’in karşısına bir kez daha çıktı. Gel benimle dedi, gidelim buralardan dünyanın neresine istiyorsan gidelim dedi. Bir kadın için normal şartlarda duyabileceği en güzel teklifken Saadet yaşadıkları sonrasında onu affedemiyordu.

“Seni öldürebilirim, Asrın” (ÖLDÜRMEDİ)

Toplu nikah ihalesi muhabbeti ile Sevda, düğün salonu sebebiyle de Saadet bir güzel fırça yedi ablasından. Servet sinir küpüydü. Yılmaz ben karımın dilinden anlarım diye gitti yamacına. Anladı da. Daha doğrusu uzun süredir ilk defa birbirlerinin dilinden anladılar. Yılmaz suçlu benim dedi, Servet kendisinin de suçu olabileceğini ilk kez açığa vurdu.

Sabah ablalarından affı kapan kızlar kendi gönül işlerini halletmeye koyuldu. Servet boşanmaktan vazgeçti. Sevda Tibet’le, Saadet’te Asrın’la buluşma ayarladı. İkisi de kararlarını vermişti. Nikah ihalesine tahmin ettiğimiz gibi Alev de katılmıştı ama tabii kaybetti. Alev’in bu kaybı, Yılmaz’ın hastalık oyununu ortaya çıkardı. Yılmaz yalanı ile birlikte kapı dışarı edildi. Krizi fırsata çeviren çevirene, Alev de Yılmaz’a jest yapıp eski arkadaşlarını getirdi. O anda boşanma celbini alan Yılmaz da Alev’e karşı yumuşadı.

Tam ilan-ı aşk etmeye karar vermişken kendisini arayanları gören Bedir, Sevda’nın yanına gidemedi. Sevda da Tibet’e annesinin söylediklerini söyledi. Sevda seçimini yapmıştı, Tibet’in üzerine oynamaya karar verdi.

Ve Saadet bütün doğallığıyla ve güzelliği ile karşımızdaydı. O da seçimini yapmıştı. Asrın’a asrın dönüşünü yaparak direksiyonu son anda komiser Kemal’e kırdı.

Genel olarak güzel bir bölümdü. Özellikle Asrın’la Saadet’in imkansız aşkının bu kadar güzel resmedilmesi, Yılmaz’ın Servet’le tanışmasını anlatması ve Muzaffer amcayla aynı evde kaldığı zamanlar, Timuçin Esen’in sinirlenmesi, kimsenin suçlu doğmadığının vurgulanması fakat suça özendirici bir tavra da kayılmaması, Timuçin Esen’in sinirlen… öhöm ne diyordum… Güzel bir bölümdü, evet. Tek beğenmediğim kısım ise Bedir’in gizeminin hiç de istemediğim bir yere bağlanması oldu. Gerçi bence bu konu hakkında bir ihtimal de Bedir’i arayanların aslında onun ailesi olması ve Bedir’in ailesi ile görüşmek istemiyor oluşu. Belki de bizim Bedir ağa çocuğudur ha? Ne olursa olsun yine de diziye silah girdi, mertlik bozulmaz umarım.

Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, haftaya görüşmek üzere.

 

 

 

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR