Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Köşe yastığı olmak ya da olmamak
Sezon: 1 Bölüm: 7

Sakalını kestikten sonra daha itici olmuşsun Richie.

Agustin’in duvara dizip durduğu fotoğrafların meselesi aslında onların bir tür sergi malzemesi olmasından kaynak buluyormuş. Kiraladığı bir adamla sevgilisini seviştiren Agustin, bu sevişme sırasında çekilmiş fotoğraflardan oluşan bir sergiyi ne diye açmaya çalışır ki? Dahası bunu hangi akılla yapar? Yaratıcılığın da bir çizgisi var sonuçta. Öyle değil mi?

Neyse ki en azından Dom ve Patrick de son derece “normal” düşünüyor olmalılar ki, serginin mesnetsiz bir düşünce olduğunu Agustin’e anlatmaya çalışıyorlar. Ama benim tanıdığım Agustin bu fikrinden vazgeçmez. Hatta fikrini almak için çağırdığı arkadaşlarından Patrick’i, Richie konusunda yerden yere de vurur, o kadar yoğun biçimde olmasa da.

Kız kardeşinin düğününe davet ettiği Richie konusunda kesin kararını vermiş gibi görünüyor Patrick. Annesinin korkutuculuğuna karşın, arkadaşları tarafından da onaylanmayan sevgilisini düğüne götürecek. Dememe kalmadan Patrick ile Richie arasında, gidiş yolunda fena bir tartışma yaşanıyor ve Richie arabadan inip kayboluveriyor. Oysa Patrick’in annesi dahi onu görmeye hazırlanmış, törende onun için yer ayarlamış. Yok artık, böyle bir eksi puanla zaten istenmeyen Richie aileye dâhil olamaz. Olsa da bu gemi günün birinde karaya vurur, batar ya da fantastik bir biçimde yok olur gider.

Richie’nin yediği nane yetmezmiş gibi, Patrick törende patronu Kevin ile karşılaşıyor. Bununla da kalmayıp Richie’nin de, Patrick’in de bağlayamadığı papyonunu bağlıyor Patrick’in. Önceki fikrimi yineleyeceğim: Patrick zaten sorunlu olan ilişkisini bitirip, patronu Kevin’ın güvenli sularına dalış yapmalı. Yoksa, dedim ya, o gemi fazla dayanmaz.


“Kimse bağlayamazsa ben bağlarım papyonu,” der Kevin.

Dom ise hayalini kurduğu restoranı bir gece için işleme sokabilecek, bu şekilde de insanları Peri Peri Tavuğu (halen ismin acayip olduğu fikrindeyim) ile tanıştıracak. Ama bir geceliğine devraldığı restoranın adam olabilmesi için 28 saatten daha fazla zaman gerekiyor gibi görünüyor. Ve ayrıca takım arkadaşları da pek yorucu, en başta da sevgili olmayı planlayıp işleri batırdığı ve bu girişimini finanse eden Lynn var. Ne olacak peki?

Ben Patrick’in ilişkisi bozulsun isterken Agustin sevgilisiyle tartışıyor. Agustin duvardan duvara taşıdığı fotoğrafların bir sergi oluşturamayacağını söyleyerek sergiyi iptal ediyor. Ardından fırtınalar büyüyor, büyüyor, büyüyor.

Frank sergi için davet gelmediğini, bu sergi meselesi için yalvar yakar bir duruma düştüğünü anlatıyor önce. Ardından Agustin ağzına ne geliyorsa söylüyor… ve sonunda da fahişe CJ için para ödediğini kaçırıveriyor ağzından. Onca küfrün arasında Frank tam bu noktada havada asılı kalıyor bir süre. Sonra da kederli rahibe pozlarına bürünüp, CJ ile yatarken haz almadığını ima eden şeyler söylüyor. Ve kederli rahibe sahaları terk ediyor. Agustin bu sefer fena halde faka basıyor galiba.

Kız kardeşinin düğününde patronuyla dedikodu yapan Patrick, onun bilinçsiz girişimiyle derin kuyulara düşüyor. Çıkışsız kuyulara. Kevin’ın sevgilisine Kevin’a evlenme teklifi ettiren kız kardeş, Patrick’i de o düğüne nedime yapıyor planlarında. Ultra ucuz kaçsa da aklıma Ümit Besen’den Nikâh Masası parçası geliyor. Hem kendi düştüğüm duruma, hem de Patrick’inkine üzülmekten kendimi alamıyorum.

Neyse ki düğünde hoşa gidecek gelişmeler de yaşanıyor.

Patrick, annesiyle orta düzeyli bir hesaplaşmaya girişiyor. Bunca yıldır koluna taktığı bütün erkeklerin annesi tarafından onaylanmayacağını bildiği için kendini pimi çekilmiş bombaya dönüştürdüğünü, patlayan bombaların da ilişkilerini bitirdiğini filan söylüyor. Annesinin çevresine ördüğü çeperden, kozadan çıkamayacağını sandığını, artık bir köşe yastığı olmak istemediğini söylüyor. Kendini parçalara bölüp annesine beğendirmeye çalışmaktan bıktığını söylüyor. Zaten kim dayanabilir ki böylesi bir anaçlığa? Severken sınırlayan, sınırlarken eksilten, eksilttikçe bitiren bir anaçlığa? Bu kadar abartılı olmasa da, Patrick kendince bir şeyler geveliyor. Geveliyor yalnızca.


Kevin, Patrick’i öpmeden hemen önce…

Bunun üstüne lavaboya girdiğinde patronu Kevin ile karşılaşıyor ve orta (neden her şey orta allasen?) düzeyde sarhoş olan Kevin onu öpüyor, öpüyor, öpüyor. Ama dengesi bozuk Patrick, onu durduruyor. Biz neler olsun bekliyoruz, Patrick olana da taş koyuyor.

Bu esnada sevgilisi tarafından terk edilip evden kovulan ve köşe yastığı olmakla suçlanan Agustin eşyalarını toplamak için eve dönüyor.

Bizse bütün dönüşleri toplamak üzere bölümün bitişine yuvarlanıyoruz.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR