Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kiminin rüyaları pembe taşlı, kiminin kabusları zümrüt renginde
Sezon: 1 Bölüm: 5

Daha iştah açıcı ne olabilir? Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve şahane bir sofra.

Anneler, kızlarının erkek arkadaşları ile tanışmalı ancak gecenin bir vaktinde değil. Zerrin Hanım Ömer'i üstten şöyle bir süzerken telaşlıydı. Elif ve müstakbel damadını (!!) yolca ettikten sonra ise saçı başı dağıttı. Tayyar olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyordu; Aslı sanki kız kardeşi değil, düşmanı ile dalga geçer şekilde keyifliydi. Aslı'nın bu tavrı kimi zaman insanı deli etse de her evde bulunan 'gıcık akrabayı' hatırlatması da keyifli oluyor. Metin'in Tayyar'a o en pis gülümsemesi ile anlattıkları ise o kısacık sahnede tansiyonu hayli dengeledi. Metin'in başlattığı oyunun nereye bağlanacağı konusunda meraktayım. Gerçi Metin ve annesinin bir araya gelmesinden sonra konu çözüldü. Tayyar Metin'in babası, çoğumuzun tahminleri boşa çıkmadı. Çok etkileyici ve şiddetin en beterini gösteren bir flashbackle neyin nasıl olduğunu da öğrendik. Usta psikopatımız Tayyar, gerçekler ortaya çıkmasın diye Metin'in biricik annesinin dilini hiç düşünmeden kesti. Stajyer psikopatımızın sevimsiz bir tesadüfle bunu görmesi büyük bir çocukluk travmasına ve hayatının şimdiki haline gelmesine sebep oldu. Her şey bununla bitmiyor elbette, Elif'in Ömer'e oynadığı oyunu da yabana atmamak lazım. Ömer her defasında " yalan yok!" diyor demesine de bu Elif'in umrunda mı? Elif kızımız yalanlarını güzel gözlerinden akan yaşlarla gölgeledi. Ancak onu bunun için suçlayabilir miyiz? Kime güveneceği ve ne yapması gerektiği konusu bir mermerin sivri ucundan daha keskin görünüyor. Bir sürü planın-programın ardından Elif yeniden acıktı, kendisinin bu kadar atıştırıp ince kalabilmesi mucize, nazarlar değmesin. Stres, sinir gırla gidiyor nasıl kilo alsın diyeceksiniz, siz de haklısınız. Her geçen bölüm daha iyiye giden saç ve kostüm meselesi ise sevindirici bir detay, emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Gerçi ben hala Nebahat Çehre'nin gerçek oyun gücüne ulaşamadığını ve işin içine nedense giremediğini düşünsem de her bölüm onun da kostümleri ve saçı daha iyi hale geliyor.

Stajyer psikopatımızın içinde bir iyilik meleği var. Beş bölüm sonra Nülü’yü iyi ki kaçırdı der miyiz acaba?

Nilüfer'i resmen 'öldüresiye kafaya takan' fedai kızı öyle bir taciz etti ki benim burada içim kalkt. Nilüfer'in uyumadığını fark etmesi durumu daha fena hale getirdi, sahnenin sonunda ise iki numaralı prensesimiz korku ve umutsuzluk dolu bir şekilde ağlıyordu. Nilüfer oralarda korkudan öle dursun Tayyar en iyi amca ve muhteşem aile dostu pozlarında oyununa devam ediyordu. Elif'in sevgilisi ile tanışmak ve 'aileyi tanıtmak' için akşam evinde bir yemek düzenlemeye karar verdi. Zerrin bu fikre bayıldı ve Pınar'ın endişe dolu bakışlarında yemeğin son detaylarına karar verildi. İki yüzlü, iç güveysi Taner enişte ile olanlardan bana sorarsanız Tayyar haberdar, izleyip görelim. Derler ki en iyi işkence şekli saklayacağı olanları olmadık yerde bir araya getirmektir. Tayyar iyi amca ve aile dostu planlarını etraftaki bütün durumlara göre ayarlıyor. Son zamanlarda türk dizi piyasasının gördüğü en iyi kötülerden kendisi, hikaye açıldıkça kendine daha çok hayran bırakacaktır diye düşünüyorum. Nilüfer'in Metin tarafından bir nevi kurtarılması ve sapık fedainin eşek sudan gelesiye kadar dövülmesi bir stockholm sendromunun başlangıcı gibi görünüyor. Ayrıca unutmayın ki en romantik yemek bazen beklemediğiniz yerde gelen sushi olabilir. Kaçırılmanızı ümit etmiyorum o ayrı konu.

Ömer: Kaç kilosun?
Elif: Ne yapacaksın? Elli kiloyum.. ( ömer bakar ) Tamam elli üç buçuk kiloyum, giderdi mi merakını!!
(o kadar abur cubur ve ekmek arasına iyi kilo Elif'cim.)


En iyi aile yemeği, ana menüsü bol soru olan, sosunda azıcık da yalan olandır.

Levent , Aslı'nın ok gibi sorularından ve iğnelemelerinden fazlasıyla nasibini aldı. Yazının başında dediğim gibi bu sinir bozuculuklar çok tatlı geliyor kimi zaman. Mert ile Aslı'nın takılma alt metinli konuşmaları da kahkahalar atmama sebep oldu. Aslı'nın Levent'i kovmasından sonra onu biraz daha sevdim umarım Elif bu konuda ayak diremez ve Bahar'ın bu saçma sapan oyunu başlamadan biter. ( daha sonra Elif gelsin başlasın dedi ama ufak bir sorunumuz var; Ömer! ) Mert meselesine geri dönersek, Ömer ve Elif telefondaki görüntüleri gördükten sonra derin bir muhabbete daldılar. Ömer Nilüfer'i kaçıranın Mert olmasa da aileye yakın biri olduğundan emindi. Aklına gelenleri ve düşündüklerini anlattıkça Elif de duyduklarına ikna oldu.

Dizimize minik bir biyoloji dersi arası veriyoruz, buyrun...

Tayyar-Kulak deyip küçümseme, beyinden sonra en çok enerji harcayan organdır. Ölüm sırasında da en son ölen organdır! Balıklarda bayılır buna, kıkırdak ya!

Bir ders daha ister misiniz, entrika dersi?

Banka görevlisi: Fatma Andaç siz misiniz? Ben de Sibel Hanım'ı gerçek kızınız sanmıştım! Elli yedi bin türk lirası var hesabınızda, ne kadar istersiniz?
Fatma: Bin beş yüz türk lirası yeter.


Aranan kan bulundu, aksiyona yüklenmek lazım, aşkı tahtalar arasından rüzgar gibi süzdürmek lazım.

İşte aradığım aksiyon, işte aradığım tat! Sibel'in Ahmet'in kızı olması şu an fazlasıyla olası duruyor ancak emin miyim? Değilim. Ancak senaryonun bu gidişine hayran oldum, fikri geçen herkesi ayakta alkışlıyorum. Engin Akyürek boş proje seçmez deyişi bir kez daha doğrulanıyor. Tuba Büyüküstün ise 20 Dakika ile az da olsa sarsılan karizmasını beşe, altıya katlayarak toparladı. Burada partnerin, senaryonun ve işin oturmasının etkisi çok fazla. Kerem Deren inanılmaz sevdiğim bir senarist ancak Ezel sonrası 20 Dakika onuda gerileten bir iş olmuştu. Neyse günümüze dönersek karşımızda her açıdan güçlü bir ortaklık var. Görünüşe göre ömrü de uzun olacak. Bir Küçük Eylül Meselesi de şahane film, izleyin ve izletin.

Ömer yakışıklıktan yıkılırken, Elif güzelliğinden uçuyordu. Bahar, Elif'in sevgilisinden haberdar olunca yüzünde gördüğüm hayal kırıklığı beni benden aldı. Arkadaşlık duygusallığı altında tribi de attı, yesinler seni koca gözlü kızım, yesinler. Ömer ve Elif'in sevgililik denemeleri ise muazzamdı, içim içim kıyıldım buralarda. Ömer'in içeri girmesi ile salonun havası değişti, o ukala Aslı'nın içinden bir melek çıktı. Gözleri yumuşadı, dilinin çatalı düzleşti. Görülmeye değerdi doğrusu, devamında Aslı'nın bir etkisi olacak mı bu olaylar üzerinden şimdiden merak etmeye başladım. Sevgililik oyunu anlatılan tatlı hikayelerle başladı, Tayyar dışında herkes bu hikayeyi yemiş gibi göründü. Pınar ve Ömer'in ortaokula dayanan arkadaşlığı ortaya çıkana kadar böyle tıntın gider hikaye diyordum. Bir daha çakıldım, bir daha bir aaaaaa! dedim. Şimdi bir de Pınar ve Ömer cephesi açıldı oradan da sağlam rüzgar esecektir.

İddia ediyorum, son iki sezonda başlayan dizilerden en iyisini izliyoruz. Türlü aksaklıklara ve bir takım havada kalmışlıklara rağmen beşinci bölümle dizi bugüne kadar ki performansının en az üç kat üzerine çıktı. Yarın reytinglere yansır mı bunu şimdiden söylemek çok zor. Nilüfer'in kaçışı ile açılan ağzımız, olası tecavüzcü fedainin kimliğinin gün yüzüne çıkması ile biraz daha açıldı. Gelecek haftaya bunun üzerinde bir bölüm ve bir sürü yeni hikaye bizi bekliyor.

Sorular;

1- Bahar'ın yeni planı ne olacak?
2-Fatma'nın gizemi biraz daha aydınlanacak mı? Yoksa bekleyecek miyiz?
3-Tayyar Ömer konusunda ne yapacak?
4-Nilüfer yakalanacak mı? Metin tamamen bir planın parçası olarak gitmesine izin verecek mi?
5-Elif takıları yetiştirebilecek mi?

Bunlar benim altını çizdiklerim, siz de neler vardır neler.

Haftaya soruların cevabını bulup, yenileri ile tanışmak üzere, keyifli günler diliyorum.
 
 
 
Teknik bir aksaklıktan ötürü bu yazı ekranella formatına uyarlanamamıştır. En kısa zamanda uyarlanacaktır.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR