Bu hafta Kara Ekmek’te aşk trafiği bir hayli karışıktı. Çetin Asiye’ye, Asiye biraz Çetin’e ama daha çok Taylan’a, Taylan Mine’ye, Hale Taylan’a, Ali Mine’ye, Nayloncu Salim Pervin’e, Pervin de Ali’ye aşık.

Mine, Hale’nin eve dönmesi sonucunda doğru olanı yaptı. Taylan’dan ve yalıdaki işinden ayrıldı. Bir kafede garson olarak çalışmaya başladı.

Nayloncu Salim, ek iş olarak pilavcılık yapmaya başladı. Bir akşam Asiye’nin canı pilav çekince Çetin’le birlikte tesadüf bu ya, tam da Asiye’nin babasının pilav arabasına rastladılar. Neyse ki babası Asiye’yi görmedi. Ama bu durum Asiye’yi çok üzdü. İlk kez, sert ve tavizsiz Asiye’nin babasının geçmişte ona çok sert davranmasına ve haksızlık yapmasına rağmen çözüldüğünü burada gördük.

Asiye bu bölümde de bir takım özlü sözler söyledi. Bunlardan en çok aklımda kalan eltisi Hale, evin liderliğine oynadığı zaman söylediği “Çakalların hükmü kurtlar gelene kadar. Senin hükmün bitti artık. Bu evde kral benim”. Bir de kız kardeşi Mine’ye Taylan’ı terketmesinin ardından söylediği “İnsansa notunu, hayvansa otunu vereceksin.”

Taylan, Hale’ye Mine’yi sevdiğini ve kendisinden boşanmak istediğini söyledi. Hale, Taylan’ı kaçırmamak için ne yapacağını şaşırdı. Sinir krizi geçirdi, sonra baktı olmayacak kendini acındırmayı denedi. Buzlu sulara ayaklarını sokup, cam açık uyuyarak hasta olmayı ve kısa da olsa ilgi çekmeyi başardı.

Asiye’nin eski sevgilisi Berkant’a gelince, iyice düşmüş durumda. Bu bölümde de annesinden para tırtıkladığına şahit olduk. Oturduğu yerden millete bilenen bir asalak rolünde. Ama umarım artık ne yapacaksa yapar, onun bilenmesini izlemekten gına geldi.

Hale’nin annesi Nesrin de kızını desteklemek için elinden geleni yaptı. Hizmetçiyi hırsızlıkla suçlama numarasını bile denedi. Ama olmadı tabii, Asiye böyle dümenleri yer mi hiç? Nesrin hızını alamayıp üzerine bir de Taylan’ın ofisine gitti, damadını tehdit etti. Taylan’ın işyeri belli ki yolgeçen hanı. Geçen bölümde de Pervin gelmiş, ayağının tozuyla 5.000 TL alıp gitmişti. İsteyen elini kolunu sallayıp gelebiliyor.

Aslında evlerine de elini kolunu sallayan gelebiliyor. Güvenlik nerede? Örneğin şantajcı Seda, salonlarının ortasına kadar rahatlıkla girebiliyor. Mamafih, Asiye daha sonra Seda’nın hakkında gırtlağına bıçak dayayarak geldi, böylece hepimizin içinin de yağları eridi ama yine de yalının güvenlik boşluğu dikkat çekiyor.

Bir de evlerinden yalı diye söz ediyorlar. “Yalının kapısını kapat”, “yalıda doğan çocuk yalıda kalır”. O konuşmalar garip bir şekilde çok hoşuma gidiyor! Ev değil, yalı diyeceksin Defne Hanım alış buna.

Gelelim ince işlere. As-Çet cephesinde, Asiye ve Çetin daha çok iki yakın arkadaş gibi, her konu hakkında konuşabiliyor, birbirlerinin sırdaşı ve suç ortağı. Bununla birlikte her gün Çetin Asiye’ye daha çok aşık oluyor. Bu bölümde, Asiye’yi kıskandırmak için numara yapmaya bile kalktı, ama Asiye bunu elbette yemedi üstelik yine kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı başardı. Üzerine bir de mağdur ve aldatılmış kadın rolünü oynayarak Taylan’la baş başa çiftlik evine gitti. Fakat çiftlik evindeki saadet Çetin’in de eve damlamasıyla pek uzun sürmedi. Çetin birçok konuda tembellik yapabilir ama Asiye’yi kaptırmayacak kadar atik.

Küçük kız kardeşleri Ayşe’nin doğum gününü Mine’nin çalıştığı kafede kutlanması, Asiye’nin kardeşi ve babaannesini görebilmek için palyaço kostümü giymesi gibi durumlar da var. Ama ne yalan söyleyeyim anlatırken bile çok sıkılıyorum bunları. Bölüm sonunda Taylan, Mine’ye aşık olduğunu ve boşanacağını söyledi. Dışı gülen içi ağlayan palyaçolu sembolik Baygon anlatım için bu kadar sakız gibi uzatmaya değer miydi bilmiyorum. Ama onun da sevenleri vardır muhakkak.

Asiye’nin kardeşinin mutluluğuna mani olacağını sanmıyorum. Olmasın yani. Sizce de artık Çetin’in çabalarının farkına varmasının zamanı gelmedi mi?