Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Hülya ve Kerim artık birbirleri olmadan yanarlar, biterler, kül olurlar...
Sezon: 1 Bölüm: 16

 

Geçen hafta kapanışı Hülya'nın Kerim'i terketmesiyle yapmıştık. Bana göre biraz ağır bir tepkiydi, fazla gerekli değildi diye düşünmüştüm ama Hülya Reis bize yaptığının ne kadar doğru birşey olduğunu bu bölüm göstermiş oldu. Şömine, mumlar, romantizm varken vuslat kaçınılmaz! Ama izninizle Hülya ve Kerim'i en sona saklamak istiyorum... Ondan önce tüm yorumumu yapayım ve en son bu güzellikleri doya doya anlatayım...

İlk olarak Hüseyin'den başlamak istiyorum. Öz kardeşi ve yine kardeşi gibi gördüğü yengesinin barışması için var gücüyle uğraşan, karısının polise evrakları kaptırdığını zannettiğinde ani bir duygu değişimiyle çıldıran, ardından yeniden aşık adama dönen Hüseyin'i ayakta alkışlamak istiyorum... Tayanç Ayaydın kadar duyguyu seyirciye geçiren; her sözünde, her gülüşünde, her bakışında bizi oyunculuğu ile büyüleyen başka bir adam var mı?... Ben şahsen, Hüseyin'in sahneleri bitmesin, o daha çok baksın, o daha çok gülsün, o daha çok oynasın istiyorum. Hüseyin o kadar incelikle yazılmış bir karakter ki; insan izlerken doyamıyor. Sırf Hüseyin üzerinden bile haftalarca gidebilir bu dizi... Nilay'a yardım etti, Kerim'e yardım etti; biraz da kendisine yardımı dokunsa keşke... Uzun zamandır onları Melek ile yan yana göremiyoruz ve artık buna bir dur demek istiyoruz! Hüseyin Melek'e daha çok baksın lütfen... Hüseyin kızını daha çok sevsin lütfen! Hatta dizinin komple bir saatini ona ayırsak hiç şikayetim olmaz...

Melek ise artık tamamen değişti. Giyimi, kuşamı, yürüyüşü, ses tonu bile değişti... Böyle çok güzel olmadı mı sizce de? Kızına da kavuştu, yüzüne bir ışıltı geldi sanki... İşte bazen annelik doğurmadığını büyütmek, sahiplenmek, canı pahasına sevmek demektir. Melek de Bahar'ı kendi doğurmuşçasına, kendi canı, kendi kanıymışçasına çok seviyor. Ne Hüseyin, ne Melek üzülmeyi hiç haketmiyor. İkisi de çok mutlu olmalılar...

Gelelim Müfit bey ve tehdit unsuru evraklarına... Geçen hafta Mahir ve Hülya'nın müthiş planıyla Bayram Bey'in deli gibi korktuğu, bu uğurda Hüseyin'in kendini feda ettiği evraklar, sonunda Cevher ailesinin eline geçti! Bayram Bey çantayı açar açmaz mutluluktan resmen havaya uçtu! Yüzündeki o gülümseme o kadar sahiciydi ki, benim bile gidip sarılasım geldi! Ee ne de olsa onun söylediği gibi; "iki elti kapışmış, iyi olan kazanmış!" Bayram Baba'mız iyi ki var... Böylece haftalardır söylediğim Müfit sorunu şimdilik hallolmuş oldu. Bayram Baba'nın ona bu haberi verdiğindeki yüz ifadesi içimin yağlarını resmen eritti. Hüseyin'in boşanmak için artık önünde pek de aşamayacağı engeller kaldığını zannetmiyorum. Evin onun üzerine olması veya Zeynep'in boşanma sürecini zorlaştıracağını söylemesi bu aşılan engellerin yanında devede kulak kalır gibi... 


1 2
Gülşah Şençiçek​
25/05/2016 05:35
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR