Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Her şey bitmedi, bitemez
Sezon: 1 Bölüm: 33

Geçtiğimiz hafta heyecanın tadını damağımızda bırakıp finali Songül'ün kaçırılmasıyla sonlandırmıştı senaristler hatırlarsınız. İşte açılışımız bu hafta da Songül'ün kaçırılması ardından yaşanan arayışlarla başladı.  Güney, Eylül, Kader ve daha nicesi Songül için seferber oldular. İşte ekip ruhu bu birine bir şey olsun hepsi kenetlenip hareket ediyorlar, gerçek dostluk gerçek arkadaşlık bu; böyle devam.

Cemre belki Gökhan'ı o balona yazıp gök yüzüne uçurduğunda unutur demiştim ama görünen o ki hala pürüzler var; yine psikolağa gittiğini görünce bu kanıya vardım ama bu psikolog muhabbeti çok da ilgi çekici değil, def edin gitsin bu sahneleri sevgili senaristler. Cemre gülmeyi hak ediyor artık onu mutlu edecek bir şeylere ihtiyaç var, amaann canım piyasada yakışıklı erkek jön mü kalmadı alıverin birini işte.

Hadi hafızalarımızı sorgulamaya devam edelim: Bilirsiniz Songül'ün kaçırılma nedeni Meral'in annesi Seher Hanım. İşte tam bu esnada onlar kaçadursun, ev arayadursun ama Meral özlem duymaya başladı kızlara. Onları hayal etti, hey gidi günler heey dercesineydi o görüntüler. Kızların masum hayatları var, hayatın tüm dağınıklığına rağmen onlar hep bir bütün halinde kalmayı başarabilmiş, helal olsun onlara. İşte Meral'in bu mazi niteliğindeki şarkısı ve o zamandan hatırlayanlar bilir Sezen Aksu'nun o muhteşem şarkısı Kaçın Kurası ile ne de güzel eğlenmişlerdi. Tüm bunlar bir özlem gibi titretti hem Meral’i hem de biz izleyicilerini.

Klişeye bağlıyorum, şöyle yazımın tam göbeğine de ekleyeyim belki dizinin yapım ekibi sesimi duyar: Ya şu Kal Ölene Kadar şarkısını da iki bölümdür sunmuyorsunuz, içimizin titremesi lazım. MP3 olarak dinleyince etki vermiyor, sahneye gömün ki bizi de gömün en derine.

Bizim bitirim ikili Mesude ve Kemal, ah bu çift yok mu? Beni hem çıldırtıyor hem de güldürüyor ne yalan söyleyeyim; genel kanı da sanırım bu yöndedir. Şimdi de ticarete atıyorlar kendilerini. Neymiş Kemal Bakkaliyesi, ee hadi hayırlısı diyelim. Oradan bana iki ekmek dört yumurta deftere yaz bir ara öderim Kemal efendi.

Başta da dediğim gibi Songül'ü arayışlar devam ederken bizim küçük Polat Alemdar’larımız pavyonu bastılar ve hengâme burada koptu işte. Kim kime dum duma derken bizim küçük enişteler dayak yediler yemesine de o nasıl bir sahneydi öyle ya? Biraz komikti yani. O kadar dayak da neyin nesiydi, sanki adam öldürmüşler; neyse ben görmedim, duymadım, bilmiyorum.

Songül'ü kaçırdılar kaçırmasına ama bu kez de bir kızı daha kaçırmışlar. Neymiş bunlar be. Kızın hikayesi karışık, hiç giremem oralara; zaten kalıcı olacağını da pek düşünmüyorum. İzleyemeyenler için kısaca, bu kız Songül'ü son anda öldürülmekten kurtardı, işte tüm olay bu gerisi fasa fiso efendim.

Geçen hafta üzerinden hafifçe geçtiğim Banu Hanım bu hafta da gözümüzü gözümüze sokulunca bir çift kelam etmeden geçmeyeyim dedim. Zira bu kadının hikayesi senaryosal anlamda tükendi, hiçbir ilerleme yok ve bence çok gereksiz bir hal almaya başladı. Lütfen beni duyun ve son bulsun bu karakter. Ya da ne bileyim Kader'e gerçekten anne olsun; başka yolu yok. Yani ben tükendim izleyicilerimizin de tükendiğini düşünüyorum.

1 2 3
Deniz Tural
16/02/2016 10:52
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR