Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
.jpg)
Bölümümüz Meral'in yetimhaneye geri dönüşüyle açılışı yaptı, bekliyor muyduk böyle bir sahneyi? Ne yalan söyleyeyim bekliyordum be;n tıpkı diğer gidip geri dönen kızlarımız gibi. Meral gelmeye geldi ama aklı hâla annesinde garibimin, ne yapsın anne sevgisi tatmamış ve bir umut bağlandı işte annesine. Telefonu çaldığında ne de güzel 'annem mi acaba' diye düşünmesi gerçekten içler acısıydı.
Haftalardır dizimizin izleyenlerinin severek izlediği SonGün çiftinin sahnelerinin az yazıldığını geçenki yazımda da belirtmiştim bu bölüm belki bir tık daha üstte sahnelerine şahit olduk ama o da izleyiciye yetmeyecek diye düşünüyorum. Zira biz onların o masum ve komik hallerini bir hayli özlüyoruz. Öyle üstünkörü birkaç sahneyle geçiştirmek olmaz değil mi yani? :) Denize atlarım senin için, aşkından dağları delerim Ferhat gibi klişeleri belki bayat ama bu ikiliye cuk oturuyor yani haksız mıyım? :)
Meral yurda döndü dönmesine ama en az Meral kadar kızlar cephesi de annesinin geri göndermesini kabullenmedi ve hesap soracak yegane kişi Songül hesap sormaya gitti. Mizacı oldukça sert şekilde Seher'i yerin dibine soksa da bir yandan da Songül'ün içinin ne kadar yandığı da gözlerindeki yaşlarda saklıydı.
Gökhan'ın katili malumunuz Nazan Hanım. Rolünü ciddi anlamda iyi yapıyor ki diziyi izlemesem ben bile inanmayacağım onun yaptığına bu kadar soğukkanlılık olur yani pes. Defne'nin koluna yaptırdığı 'I Will Always Love You' dövmesi ve Nazan'ı ‘annem katil’ yazdırdım diyerek kandırması bir nebze olsa da içimin yağlarını eritti diyebilirim. Nazan Hanım'a gelen gizli mesajların sahibini biz biliyoruz tabi ama Nazan Hanım bilmeyince hırsını daimi hedefi haline gelen Eylül'den çıkardı ama ters tepti kızların saldırısına uğradı yetmedi beni en çok eğlendiren Neriman Hanım'ın topuzundan tutup dışarı atmasıyla sonuçlandı. :)
Bölümün bir başka komik yanı da Kemal'in bilgisayardan CD izlemesi kısmıydı. Malum dizinin bu bölümü dram ağırlıklı olunca elle tutulur komedi unsurlarını yakalamak gerekti ve iz üzerinde durdum sürekli. Mesude'nin kapıya gelip “Kötü kötü filmler mi izliyon yoksa?” demesi yok mu, orada yıkıldım çünkü Kemal'in bilgisayara öyle bir bakışı vardı ki sanırsın mobese kayıtlarını değil de +18 film izliyor o derece komikti. :)
