Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Hayat, kendinde olmayanı reddeder
Sezon: 2 Bölüm: 25

”İnadım inat,” diyen Ömer ve Elif ikilisinden günün kazananı kim olur?

Tayyar’ın planları, Elif ve Ömer’in aşkı, Nilüfer ve Metin’in özlemi, Hüseyin’in kötülük akan halleri… Bölüm ateş edercesine başladı, ben Elif resti çeker gider derken bir şekilde orta noktayı buldular. O an bir kaza sahnesi yüreğimizi ağzımıza getirdi, bir şey olacağından değil de işte. Ömer’in yerinde duramayan o kıçı kurtlu halleri af edersiniz, laf dinlememesi filan Elif kadar beni de üzdü. Bu arada Metin’i yavaşça avucunun içine almaya çalışan Tayyar ilmek ilmek olayı işliyordu. Ancak benim canımı sıkan şimdilik bu olmadı, Aslı’nın halleri ve yaşadıkları beni daha çok etkiledi. Ve kaç bölüm oldu sevgili seyirciler, Aslı hala durumdan habersiz. Hiçbir Doktor Hipokrat yeminini böyle çiğnemez ya, neden bu iş bu kadar uzatılıyor? Başka hastanın görüntüsünden bebeği göstermeler filan… Hayır, Aslı başka biriyle beraber olup yeniden hamile kalacak desek o aradaki 4-5 ayı ne yapacağız? Ayrıca Can nerede? Çocuğu babasına fırlattılar orada kaldı herhalde! (Olaylar çözülüyor, ilerleyen satırlarda nedir, ne değildir öğrenecek ve bence şaşıracaksınız!)

Öp, öp, öp, öp doyaaamaaadım!

“Birbirimizi değiştirmeden sevelim…” Ne güzel replikti, ne içten söylendi. Bunu ilerde bol bol tweet’lerde, Facebook iletilerinde filan görürüz. Ömer’in doktoruna yakalanmadan önceki o öpüşme-cilve sahneleri filan çok ciciydi. Yaklaşık yarım saatlik süreçte iki doktorun lafının da çarpıtıldığını gördük. Elif doktordan dinlediklerini tam anlatmadı, Aslı’nın durumu zaten malumunuz. İlişkinin başında “Hiç yalan söylemeyelim birbirimize!” dedikçe yalanlar söylenmesini ise artık doğal karşılıyorum. Çünkü Elif ne zaman Ömer’i üzeceğini düşünse işi ucundan çeviriyor. İyi mi yapıyor kötü mü yapıyor onun tercihini size bırakıyorum. Şimdi gelelim ortalığı karıştıran şu Nilmet meselesine! Nilüfer ve Metin ekrana çok yakışan, tutkusu yerinde olan ve alev alev birbirine koşturan bir çift… Her ne kadar Metin gerçek bir kötü adam olsa da bugüne kadar yaşadıkları sebebiyle kendisine hak vermiyor değiliz. Nilüfer’i hırpalaması, tehditleri, kızı oradan oraya atması pek hoş olmadıysa da gelin itiraf edelim, Saygın Soysal o kadar iyi oynuyor ki kızamıyorsunuz. Orada kötü bir oyunculuk olsa “Allah belacığını veeersin!” derdik yani. Ki zaten her halükarda şiddetin hiçbir türlüsü göz ardı edilemez ama burada kızımız da biraz şaşkın ördek olduğu için olaylar bu duruma geldi.  Şimdi bu telefonla arama sahnesinde Nilüfer’e de hak vermemiz Metin’in dengesizliğine bizi inandıran Saygın Soysal sayesindedir. Ancak öyle ya da böyle bu dizinin bir rengi olan Nilüfer ve Metin’in acayip yasak ve yanlış olsa da o aşkı yaşaması lazım. Öteki türlü bir tarafı yavan kalacak şu izlediklerimizin. Telefon kapandıktan sonra gördüğümüz gözyaşları da sahneyi katmerledi.

Çekmediğin dertler, çileler kalmadı be Metin!

Mert’in önce Aslı’dan sonra Nilüfer’den ayar alması ile daha ne kadar orada kalacağını şiddetle merak etmeye başladım. Son olarak bir de Elif’le ve evin çalışanları ile kapışayım derse onu bilemem tabi. Bu atışmada neyi gördük peki? Nilüfer hala Metin’i seviiiyoorrr! Duyduk duymadık demeyin, Metin’in bunu öğrenmesiyle beraber çarşı fena karışır. Zaten Mert meydan okuduğu anda işler değişmişti, bir de bu halleri görse artık üçüncü dünya savaşı mı çıkar bilemedim. Ha Metin’in iki lafı bir araya getirip mektup yazamayan hallerine kızması da eğlenceliydi. Adam atarlı gençler! Bütün bunlar yetmediyse Tayyar Metin’i ay aman Fatih’i hapishaneden çıkardı! Ama biz bunu zaten biliyorduk, zira o böbrek lazım! Aradan bir sürü sahne geçti Tayyar’ın “Size bir yuva verdim, vicdanımla yüzleştim!” tiradı ile başlayan konuşma bir sürü duygusal cümle ile süslendi. Bir böbrek adama neler yaptırır isimli oyun sahnelendi anlayacağınız. Hoş konu böbrek meselesini küçümsemek değil asla, Tayyar’ın nasıl berbat bir adam olabileceğini anlatmak. Arada Ömer’in nasıl kötü bir adam olduğunu filan anlatıp, aile kavramına ne kadar önem verdiğini belirtti. İçten gülümsemesi ile kalpleri fethetmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Aslında bu bir korku filmi sahnesi olsa gerilmekten ölürdüm, balığa malığa çıkmak da dedi, adam öldürmek ya da tehdit etmek için leziz mekânlar! Kaldı ki her şeyi bir kenara bırakın, evden çıkar çıkmaz “Kaçarlarsa bodruma kapatın ama Metin’i, vurmayın haa!” dedi. Donör evindeydi ya, şimdilik adamlar da kenarda soteye yatsındı.

“Cehennem ateşinde aşk, mucize gibi…”

Elif ve Sami Amir’in bininci atışmasından sonra Sami Amir yine kazandı. Ömer resmen “Ben kötü adamları yakalayacağım,” diyerek hastaneden bir kolu sıkıntılı şekilde ayrıldı. Bu iş daha böyle devam eder hatta doktorun dediği gibi yeniden ameliyat filan gerekirse artık tam Metin’i yakalayacağı zaman mı Tayyar’ı enseleyeceği zamana mı denk gelir onu kestiremedim. Bu bölüm artık kurguda mı hikâyede mi bir sıkıntı var anlamadım, bir Ömer’leyiz, bir Metin ve Tayyar’la. Arada Elif ve Sami atarlanıyor,  bir durumlar oluyor yine kendimizi başa dönerken buluyoruz. Yani şu ana kadar olan üç şey var önemli olarak; Aslı’nın durumu (hala belli olmadı), Tayyar’ın Metin’i çıkarması (çıkarı olmasa su vermezdi) ve Ömer’in kolunun durumu (hala haberi yok). Bakalım bütün bu olayların cevabını ne zaman alacağız. Sanırım ufaktan Elif itiraflarına başlayacak zira Aslı’ya günah çıkarmaya başladı! Başka bir şey dilesem olurmuş, Elif sonunda Aslı’ya gerçeği söyledi. Önemli olaylardan birinin cevabını almış bulunduk. Devamı ne olacak? Merak edenler için hemen söylüyorum Aslı sustu, sustu ve sustu sonrasında Elif’e sarılıp ağlamaya başladı. Zira Elif işin aslını anlattı. Annesini korumak için olayları saklasa daha fena olurdu, Allahtan bu sefer öyle bir şey yapmadı.

Aslı Elif’in kucağında ağlarken Can meselesinde açıklık getirildi. Can’a annelik yapamadığını, Can’ın onun yanında mutsuz olduğunu iddia eden Aslı’ya Elif’ten yine sessiz ama çok etkili tavsiyeler geldi. Aslı beni her şeyin iyi olacağına her şeye rağmen ikna edemedi. Sanki bir yerde bu olanların intikamını bir şekilde alacak gibi. Nülü ve Mert Bey’ler de arayı düzeltti. Şimdi Nilüfer sırf inadına gidip Mert’e sırnaşırsa olacak gümbürtüyü ben şimdiden buradan duyuyorum. Eyvahlar, eyvahlaaar!

Görevimiz Tehlike 10: Tayyar ve Bütün Kötüler!

Pınar ile görüşmek isteyen Ömer Demir’in yürek yediğinden şüphelenenler parmak kaldırsın!  Kolu fena bir şekilde Tayyar’ın evinin bahçesine sızan Ömer Pınar’dan önce Elif’le şöyle bir durum değerlendirmesi yaptı. Telefonu kapar kapamaz Pınar’a sorularını sıralarken müzik eşliğinde emin adımlarda Tayyar Dündar’ın sıfatını gördük. Bu konuşmanın sonunda Tayyar ufaktan Ömer’e lafını salladı, son noktada ise yeni meşguliyetlerini açıkladı: Elif. Kusura bakmayın ama bu bölümü akmayan bölüm yapmışlar, saat 23:21 itibarı ile kendimden geçmek hatta uyumak üzereyim. Konunun hiçbir karakterle alakası yok, dediğim gibi tamamen kurgudan ya da hikâyenin işleyişinden kaynaklanan bir şey oldu. Mesela Aslı’nın bebeğinin eşyalarına sarılıp ağlaması çok iyi bir sahneydi. Ancak bu noktada her şeye rağmen Can’ı hala aramaması eksik ve eksik olması fazlasıyla göze çarpan bir durumdu. Bu arada her şeye rağmen altını çizmek isterim, Engin’ciğim o kaşını kaldırıp cilveni yapıp Elif’i öpüyorsun ya burada koltuğa eriyoruz, bilesin!

Çok öpüştünüz Tayyar geldi işte! RTÜK gibi adam!

Nilüfer ve Mert’in 3 filmlik (2’si 3D) serisi karanlıktan ve sinemanın büyüsünden kafalarının iyi olması ile sona erdi. Ama size bir şey deyim mi, tahmin edebileceğiniz gibi Metin bu şen şakrak samimi halleri yakaladı. Artık ikisinin tepesine çöktüğü zaman ışığa tutulmuş tavşan gibi kalır mı Nilüfer ve Mert bilemedim.

Tabi ki her güzel şeyin bittiği en azından kesintiye uğradığı bir yer vardır. Tayyar’ın ilk hamlesi başarılı oldu. Hüseyin önderliğindeki Mali Şube Polisleri Elif’i Kara Para’cılıktan gözaltına almaya geldi! Hüseyin’in o masum bakışlarına da bayılmadım değil hani! Tam bir çakal değil mi ya! Bu aşk daha kaç sınavdan geçer bilmiyorum ama şu an bildiğim bir şey varsa bu sınavın zorlu öğretmenlerinden biri Tayyar Dündar!

Haftaya görüşmek üzere!

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR