Geyiklere doyamayan dizimiz yine öz hikayesinden uzak, kakara kikirili bir açılış yaptı bu hafta da. Ama neyse ki sonunda hikayeyi hatırladık.

Mete geçen haftaki yarışmada sakatlanmıştı garibim. Neyse ki sadece kolu kırıkmış. Ama iyi tarafından bakacak olurlarsa; ne güzel, cruise tatili kazanmışlar. Arkadaşlarının kol kırığından daha önemli demek ki bu tatil. ☺

Tatile hep birlikte, maaile gitmek isteyince bizimkiler, en önemli iş Şevket Reis’i buna ikna etmekti. Ama Şevket Reis her zamanki gibi tutturmuş, kendi dediğinden şaşmıyordu. Rize’ye gidecekti. Artık Derun Şevket denince kimsenin O’nu ‘taktığı’ falan yoktu. Tatile onlar gitsindi.

Ama tam da Rize diye tutturmuşken eski balıkçı dostları girdi araya. Olmaz dediler, sensiz ne denizen, ne balığın tadı var… Duygusal da bir konuşma yapınca Reis dayanamadı, tamam dedi. Gitmiyoruz Rize’ye.

Haydar ise geçen hafta karısı ile birlikte karşılarına çıktığı kendi ahalisinin işlerinin peşindeydi. Ama o da ne? Ayfer tüm toplantılarını iptal etmiş adamın. Belli ki mafya analığını sevdi Ayfer. Konuşmaları falan değişti, böyle bir havalar, bir tafralar…

Zavallı Mukadder ise müzayedede tanıştığı, sonrasında da bin bir katakulli ile yemeğe gittikleri Cezmi Bey’den telefon bekliyordu. Ama telefonun çalmaya niyeti yoktu. Gönderdiği olumlu mesajlar evrende kendi kendini yok ediyordu sanırım. Mukaddes olaya el koydu sonra. Oturup beklemekle olmaz dedi kardeşine, yürü gidiyoruz.

Onlar hararetle bu konuşmayı yaparken Gülsüm Hanım geldi ve eşi Selim Bey’in ölüm yıldönümü için mevlit okutacağını söyledi. O halde hazırlıkları başlatmak lazımdı.

Orhan ile Selin’in de yine gündemi olmayan, olamayan bebekleri idi. Orhan tüp bebek der demez lafı ağzına tıktı kocasının Selin. Hayır dedi, daha genciz, daha çok deneriz.