Öfke, pişmanlık, aşk ve hüzün. Tüm bu duyguların en gerçek hallerini geride bıraktığımız bir bölümdü. Bölüm boyunca neden dedim sürekli, neden Halis Oytun'a bu kadar öfkelendi. Oytun'un tek suçu yasadışı bir şekilde kumar oynamasıydı ve sorunun bu boyutunu geçmişte halletmişlerdi zaten. Peki ya Oytun'un Kaan'la konuştuğu gerçeğini sakladığını öğrenince basına sızan görüntülerin suçlusu Oytun'muş gibi ona cephe almasının sebebi neydi? Gerçekten makul bir cevabım yok bu sorulara. İnsan olmanın getirdiği zafiyet belki de, bilemiyorum. İtibarının sarsılmasının etkisiyle tüm suçu kendisini bu duruma sokan oğlu Oytun'a yükleyerek vicdanını rahatlattı herhalde. Çünkü Halis'in kendisi de yaşananları parasıyla örtbas ettiği için en az Oytun kadar suçlu. Tabii olaylar karışmasın, geçmişe dönelim ve olanları bir hatırlayalım. Kaan'ın ailesi Oytun yüzünden oğullarının intihara teşebbüs etmesinden şikayetçi olacakken Halis duruma el koymuştu ve Oytun'dan da öğrendiğimiz gibi oldukça cömert davranarak ne intihar mevzuunun ne de gençlerin yasadışı oyunlara bulaştığı gerçeğinin duyulmasına engel olmuştu. Demek istediğim, Kaan'ın intihara teşebbüs etmesinden dolayı şikayet edilecek bir durum varsa eğer o da Kaan'ın iradesizliğidir. Çok kez dedim, yine söylüyorum; kumar oynuyorsan kaybetmeyi göze alacaksın. Yani meselenin en başında, Kaan'ın ailesi, Halis'in, Oytun'un isminin yasadışı oyunlarla anılmasını istemeyeceğini düşündükleri için; kendi oğullarının adının da illegal işlere bulaşma ihtimalini önemsemeyerek şantaj yapmıştı Halis'e. Tabii Halis için riske girmeyi gerektiren bir durum yoktu o zamanlar ve parasıyla sessizliği sağlayıvermişti. Halbuki, Halis o an bu kararı vermek yerine Kaan'ın ailesinin şikayetçi olmasına fırsat verseydi muhtemelen şu anda daha karlı bir pozisyonda olurdu. Mesele hem bu hale gelmeden çözülür hem de Oytun ve Halis'in isimleri sadece yasadışı kumarla anıldığıyla kalırdı. Paralar saçılsın da herkes köşesinde suskunluğunu korusun gibi alengirliklere bulaşılmazdı. Anlayacağınız mini minnacık bir sorun (tamam belki yasadışı kumar oynamak o kadar küçük bir sorun değil ama hiç değilse suçun üstüne suç katmamış olurlardı) Halis'in yanlış kararıyla dev bir mesele haline geldi. Tüm bu gereksizliğin iyi yanıysa Halis'in öfkesinin yerini dingin bir iç hesaplaşmaya bıraktığı andı bence. En sevdiğim ters köşelerden biri. Basının karşısına geçen Halis'in, haklarında çıkan iddiaları yalanlayıp Kaan'ı karalama kampanyası başlatacağı zannedilirken o, tüm söylenenleri kabul etti ve bir patron iç güdüsüyle değil bir baba iç güdüsüyle hareket ederek seksen milyonun önünde Oytun'dan af diledi. Bendeki kredisini de epey yükseltmiş oldu böylece. Şimdi top Oytun'da.