Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Downton’dan tek çıkış ölüm!
Sezon: 5 Bölüm: 3

Küçük Tony’yi beğenmedi.

Downton Abbey karasızlıkların gerginliğini iliklerimize kadar işleyen bir bölümle geldi geçen hafta. Mary’nin, Tom’un, Cora’nın arada kalmaları, bu kadar yalın bir şekilde aşırı kuvvetli verildiği için tef gibi oldum. Şimdi Mary’yi, Tony ile birlikte gününü gün etmiş gördük. O kadar profesyoneldi ki Tony odasından gidene kadar dedim memnun kalmış ama öyle olmamış aslında. Neredeyse bir hayalet kadar beyaz olan Mary, gerçek duygularını da ruh gibi saklamış Tony’den. O Charles artık nasıl aklını karıştırdıysa, Tony’nin six packleri bile Mary’yi ona döndüremedi. Tamam Mary kimi seçse kabulum, ha benim gönlümden Tony geçiyor ama, ne olur, Tony ne olur bari koşarak kendinden uzaklaştıracak şeyler yapma. Yok her anını not almak falan, bunlar çekilecek şeyler değil! Lütfen az daha cool ol!


Spratt ya, baş şantajcı. Violet’in onu kim vurduya götürmesi yakındır.

Yılan uşak rolünü aşkısını kaybettikten Thomas, Spratt’a devretmiş de haberimiz yokmuş. Hep bir sinsilik vardı evet ama ben sadece çıyan boyutunda sanıyordum. Spratt’ın Mary’ye meydan okuması takdire şayan bir cesaret örneğiydi. Mary’nin ve Violet’ın yüzlerindeki ifadeler harikaydı ya! Ama sevgili Spratt, kiminle oynadığını bilmiyor. Eğer Thomas’tan daha yılan birisi varsa o da Mary’dir. Bu sefer Mary’ye kalmadan Violet durumu çözdü. Buna rağmen Mary geri adım atmayıp, yaptığını savundu. Bu arada gerçekten Mary, Tony’den öğrendiği o yeni şeylere rağmen hala kararsızsa gerçekten aklı Charles’ta demektir. Mary yine asshole’larla takılıp bir nerd’e aşık oldu.


Cora’nın sadece tablo muhabbetlerinden bile cinsel tatmin sağlaması peki?

Mary’nin büyük kaçamağının yanında Cora, küçük bir teneffüs yapmış olabilir gibi gözüküyor ama aslında tam tersi. Mary’nin Tony ile otel odasına kapanması ama kesinlikle onda karar kılmamış olmasına rağmen Cora, sadece tablolara bakarak gönlünü Simon’a kaptırdı. E yani şimdi kadın haklı. Sonuna kadar da destekliyorum. Lord Grantham’ın da bir başkasına yan gözle baktığını görmedik ama (gerçi onu bu Cora’dan başka kim ne yapsın) ilgisizliği tavan yapmış durumda. Peşinden Londra’ya geldi evet, ama o da sırf Cora kötü duruma düşsün diye. Normalde parmağını bile oynatmaz Cora için. Aklına jest yapmak geldi, kadıncağıza patladı yani.


Baxter’ın kutusu sonunda açıldı.

Bu bölüm gerginliklerimden birisi bitti sonunda. Baxter’ın hikayesini öğrendik evet! Bence bu sezona sarkacak bir şey değilmiş ama olsun. Cora da şu an aşka düştüğü için kadını anladı. Halbuki aşk ve profesyonellik çizgisinin karışması en tehlikelisidir. Ay neyse ben Baxter’ı seviyorum ve Molesley ile çok mutlu olsun istiyorum, iyi ki kaldı. Mrs. Patmore’un sezonlar önce ölen yeğeni karşımıza çıktı bu bölüm. Bence Carson inat etmeyi bıraksın, nasıl olsa bütün inatlarından dönüyor sonunda. Bu sefer Hughes’un yatak cazibesine kalacaksa eğer olay hemen bıraksın hem de. Baxter’ın olayı çözüldü ama Bates’in olayı hala çözülmedi. Galiba Thomas değil gizli tanık. Thomas’ın başka planları var gibi. Ünlü mü olacak babası mı hasta anlamadık ama en azından Baxter’ın ablası olmadığını anladık. Ben fazla entrika düşünüyorum galiba. Neyse Bates’e dönelim; ben çok sıkıldım artık bu konudan. Neyse ne, yani. Hem bence Bates bu sezon gidici. Hiç sahnesi yok neredeyse, dolayısıyla bir ilerlemesi de yok. Hikayeyi meşgul ediyor; bence Bates’in son sezonu bu. Mary, Anna’yı o olaydan mümkün olduğunca uzak tutmak için bildiklerini saklıyor, zaten delilleri de yok etmişti ancak bence şu eski hamilelikten korunma yöntemleri yüzünden Anna’nın başına bir işler gelecek.

Edith yıllar sonra kızını ya Özledim Seni’de bulacak ya da Bu Tarz Benim’de.

Günde bir saat çocukların aralarına katıldığı Crawley ailesine üzüntü ile bakan Edith hakkında ne hissediyorum bilmiyorum. Aslında kafamdakini biliyorum ama fazla acımasız geliyor. Edith’in bütün o bebeğini verme olayındaki talihsizliklerine rağmen Marigold’un deliler gibi Drewe’un karısının hakkı olduğunu düşünüyorum. Ama işte bir yandan da Edith kızına kavuşsun, Downton bir gayri meşru skandalı ile çalkalansın istiyorum. Galiba teoride anne-kızın kavuşmasını istiyorum. Evin beslemesi yıllar sonra evin kızı çıksın istiyorum ama işte o kadıncağıza da çok üzülüyorum. Acaba Edith Drewe’u alsa da Marigold’u bıraksa olur mu? Bilemedim bence o yaşlı adamla evliliğine karışmayacaklardı ve bunların hiçbirisi olmayacaktı.


Prens’in prensesini soran Violet sevimliliği.

Her zaman çeşitli sosyal arka planlarla karşımıza gelen Rose, Rus Mültecileriyle karşımızdaydı. Şu Afro-Amerikan şarkıcıdan sonra kıza asla ana hikaye yazılmadı. Ben diyorum Tom’u kapatsın, emekler boşa gitmesin ama yok! Rose’un kafası böyle şeylerle tatmin oluyor şu an. Rose’un Rus Mülteciler bir hayırlı olaya vesile oldular. Violet eski fanfinifinfonunu buldu! Eşyalara ağlayarak bakan mültecilerin arasından sinsice kendi hediyesi hatırlanacak mı diye bekleyen Prens, umduğunu buldu ve eski crush’ı canlandırdı. Ya insanın eskilerden bir crush’ının da prens olması başka bir şey tabii ki. Şimdi bu mutlulukla gece solanda Behlül ile sevişip sabahına kahvaltıya mırıldanarak inen Bihter gibi Isobel’in kuruttuğun kısmetini açmakla uğraşırsın umarım Violetta!

Ay düşüncelere daldı bile ya, bitti gitti bu iş!

Rose’un Rus Mültecileri sadece iyi olaylara vesile olmadı. Öfkesi yüzünden gözünü eylem bürüyen Sarah her yerde tam gaz devam ediyor hobilerine. Lord Grantham ile gerilmeleri bir yana, bu tatsızlıklar Tom’u alıp götürecek ona yanıyorum ben. Böyle böyle mağduru oynaya oynaya ailesinden söküp olacak Tom’u. Kaç haftadır bunun gerginliğindeyiz. Bittim gözünüz aydın! Olacaksa olsun geri dönüşüne zemin hazırlayalım bari..

Aşırı lekesiz olan Cora ve sanat kaçamakları, Mary’nin kimi seçtiği belli ikilemi ve Tom’un gidecek mi gitmeyecek mi’leri beni çok gerdi yalan değil. Bir bölüm daha bu gel gitleri çekmeyelim ne olur!
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR