Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Diken üstünde yürüyen kadınlar
Sezon: 3 Bölüm: 80

Geçen bölüm sonunda Kadriye Hanım Özlem ve Kasım'ı mahzende yakalamıştı hatırlarsınız. Kasım'ın dediklerini duyup Özlem'in dediklerine itibar etmeyen Kadriye Hanım çiftelisini kaptığı gibi Özlem'in alnına dayadı. Dostoyevski'nin lafıydı sanırım bir yerde bir silah görünürse o mutlaka patlar. Burda gerçi havaya patladı ama olsun bizi germeye yetti mi yetti. Şimdi ben bu konuda oldukça doluyum yazsam destanlar yazarım ve ağır konuşurum bu yüzden okuyucularımdan Gülsem Gençel'in gönderdiği Özlem yorumunu ekleyeceğim öncelikle. Buyrun...

“Özlem gibi kadınlar ne yazık ki hala var…”

(Arada böyle biz Karagül izleyicilerine bölümü yorumlama fırsatını veren Piremses' ime nam-ı diğer Sümüklü Papatya'mıza yürekten bir temkyüyle (Papatya hep böyle der.) başlamak istiyorum^^...)

ÖZLEM

Kadın olmak.... En çok da sevdasına tutunmuş kadın olmak... Kadın sevdasını ateşten bir gömlek gibi üstüne giyer yine de yandım demez. Aslında Karagül'de işlenen her bir kadının hikayesi sırtımızı döndüğümüz, görmezden geldiğimiz  hikayeler. Özlem'in de bu bölüm yaşadıkları ne yazık ki bir yerlerde hala yaşanan hikayelerden birisiydi.Görmezden geldiğimiz bu gerçeği, yüzümüze tokat gibi çarpan senaristlerimizin kaleminine sağlık. Avlunun ortasında "Yıkıl artık Şamverdi Konağı!" diye bağıran Özlem’in bu bölüm resmen konak üstüne yıkıldı. Üstünde tek parça yırtık bir elbise, ayağında  eskimiş bir çift lastik ayakkabı, sırf para için ailesi tarafından Ağa'ya verilmiş (daha doğrusu satılmış), Ağa'nın da “Oğlumu doğuracak kadın bu,” diyerek avluya fırlattığı bir kadın Özlem. Sırf kız çocuğuna hamile kaldı diye kocası tarafından sürekli görmezden gelinen, susturulan bir kadın Özlem. Üstüne üstelik heyecanla beklediği kızını yine kocası yüzünden kaybetmiş bir kadın Özlem. Tüm bunlardan sonra tutacak bir el arayan Özlem'e uzanan el de Kasım'ın eli oldu. Belki yanlış, belki olmaması gereken bir eldi ama Özlem'i uçurumdan çekip alan elin aynı el olduğunu belirtmek isterim. Özlem de ona uzanan, belki de ilk defa sevgiyle ona uzanan bu eli bırakmak istemedi ve peşinden gitti. Kızını kaybeden Özlem artık sevdasının ardından dikenli, taşlı yollarda çıplak ayak yürüyen bir kadındı. Özlem o kadar yaralı o kadar incinmiş bir kadın ki o yüzden Özlem ve Kasım aşkının taraftarlarındanım, yalan yok. Kendal'ın Özlem'e yaşattıklarından sonra Kasım'ın Sibel'e yaptıklarını bilsem de Özlem sevilsin sevsin istiyorum. Onu seven Kasım da olsa kabulümdür. (Sevsinler şu kızçeyi yeter ayol!)

Bu bölüm Özlem'in bu zamana kadar içinde susturduklarının hepsi diline döküldü, dilinden gözyaşına karışıp damla damla aktı gitti. Kadriye Ana namluyu Özlem'e doğrulttuğunda Özlem'in "Ana beni kızımla kavuştur," demesiyle içimden 'yazık yhaaa şu kadına' demem bir oldu. Özlem'in de dediği gibi onun ana olmaya, eş olmaya, sevmeye sevilmeye hakkı yok değil mi Kadriye Hanım? Özlem avluda saçından sürüklenmeyi, dövülmeyi, uçurum kenarlarında bırakılmayı, namluların ucunda olmayı, suda boğulmayı hak ediyor değil mi Kadriye Hanım? Sen özlem'i Kendal'a karşı korusaydın, analık yapsaydın böyle mi olurdu? Öyle özlü laflar söyleyip usandım artık demekle olmuyor ne yazık ki Kadriye Hanım. Neyse Özlemciğim'e döneyim; avludan sonra Kadriye Özlem'i anasının evine götürdü. Annesi de Özlemciği yağmurda sokağa atılmış köpek yavrusu gibi kapı dışına attı. Ne Kadriye'den ne de kendi anasından analık gördü bu kızcağız. Özlem "Nereye gideyim ana?" diye kapı önünde bekleye dursun üstüne abisi gelsin. Sabri her şeyi öğrenir ve Özlem'in peşine düşer. Özlem nereye gittiğini bilmeden kaçar. En son nereye gideceğini düşünürken soluğu Fikriye'nin kapısında alır. Ama hiçbir sey umduğu gibi gitmez ve o kapıdan da geri döner. Sabahında ise Özlem'i ağlamaktan gözleri kıpkırmızı bir halde Halfeti'nin eşsiz bir manzarası önünde bir taşın üstünde otururken görüyoruz. (Halfeti'nin manzaralarını eşsiz bir havada kadraja dahil eden yönetmenlerimizi yürekten kutluyorum, harikasınız.) Özlem ne yapacağını bilmez bir halde öylece otururken ona uzanan el yine Kasım'ın eli olur. Özlem gibi kadınlar ne yazık ki hala var. Bir yerlerde bağırıyorlar ve kimselere seslerini duyuramıyorlar. En başta bu kadınların seslerine kulak verip kaleme döken senaristlerimizi, yazılanları görsellikle bir araya getirip çeken yönetmenlerimizi, tabii tüm arkada çalışan set emekçilerini ve bu bölümün benim için yıldızı Hilal Altınbilek'i ve diğer tüm Karagül oyuncularını yürekten alkışlıyorum ve cuma akşamları sizlere eşlik ediyorum. Hilal Altınbilek yüreğine oyunculuğuna sağlık o daracık kadrajda kelimenin tam anlamıyla devleştin. Tebrik ederim.

Gülsem Gençel

İşin bir de Sibel boyutu var tabi. Sibel senelerce Kasım'ın aşk belasına hem kendi göçebe olmuş hem evladına anası olduğunu söylemeden peşinde göçebe etmiş.  Sibel, Özlem'i hep uyardı Allah için. He Özlem dinledi, dinlemedi o mühim değil. Avluda ağzı burnu kan içindeki Özlem'i de tutup o kaldırdı ya daha ne denir ki? Yalnız Kadriye'nin yerlerde savurduğu Özlem'in kanayan burnunu Sibel'in eteğine silmesi muazzam bir detaydı. Kim akıl etmişse yüreğine sağlık. Kadriye Özlem'i savurdu, Sibel de Kasım'ı... Özlem'in başına gelecekleri kendi yaşadıkları üzerinden  Kasım'ın yüzune vururken "Ah keşke bu defa aynısı olmasa keşke,'' dedim.

Ay yok dayanamayacağım Kadriye'ye söveceğim valla.

Bu nasıl kibirdir sendeki Kadriye? "Seni ben korudum, ben önüne durdum, ben yaptım, ben ettim," Ben ben ben...  Kanka, o domuz suratlı Kendal'ına mani oldun mu peki? Özlem'i, Sibel'i Emine'yi o avlunun ortasında savururken SEN ne yaptın? Ben söyleyeyim sana HİÇ! Vah vah vahhh kızının namusunu konuşuyorlarmış diye milletin önünde diz çoktürüp ellerinle taşlatmışsın... İyi .ok yemişsin, halt etmişsin! Bir de kibirle kendini övüyor. Kendal iti Sibel'i getirip avluya savurduğunda kadını mundarmışcasına kırk tas suyla yıkamanı unuttuk mu? Sen misin mundar, senin o kansız oğlun mu mundar, yoksa fakirlikten çaresizlikten elinizde inleyen o kadınlar mı? Bir kere daha sormuştum bu soruyu yine sorayım; senin elinin mundarlığını kaç tas su temizleyecek peki? Oğlu ölümle pençeleşiyormuş da kimse duymasınmış da  vah da vahhhh...  Oğlun ve senin için, ellerinizle kazdığınız mezarlara namazsız gömülmenizden başka bir şey dilemiyorum... Hakkınız da, layığınız da bu çünkü....

Emine sen de ne meraklıymışsın Kendal'a helallik vermeye... Ne bitmeyen aşkmış arkadaş? Ya biz bu herifin sana yaptıklarını gözlerimiz şişene kadar ağlayarak izlerken sen nasıl bu adamdan gelecek kahra kabulüm diyebiliyorsun? Bizim hakkımız ne olacak? Ulan acı çeken kadınların ille de evliya sabrında ve merhametinde mi olması gerekiyor? Emine'nin normalde günde beş vakit kırk rekat sırf o Asım'ın bileklerini kesmeye çalısmasına binaen âh etmesi lazım. Ama hala babalık kocalık bekliyor. "Ayıydı mayıydı ama benim kocam idi" diyen kadınlar var ya hani, ondansa zaarr... Öeeehhh... Bekle, ayaklanınca hem yılın  babası hem yılın kocası olacakmış Kendal. Sana da madalya takacak. Bir de Özlem'in anasına öteberi vermeden önce Melek'e "Bir çift lafım var!" deyip hırsla efelendin ya;  sen hayırdır Emine?  Özlem'in o konağa ne hallerde  girişini gözlerinle görmüşsün sen ya? Senin vicdansız merhametsiz kocanı işveyle cilveyle ayartıp elinden almış muamelesi nedir ya? Bu insanların dikatatörlerine tapınma psikolojisi ne bitmez vebaymış arkadaş. Ülkece her gün bu tipleri görmemiz yetmiyormuş gibi bir de dizilerdeki mağdur kadınlar böyle oldu mu şalterim atıyor vesselam. Sana bir an önce akıl, fikir,  izan diliyorum Emine...

Emineye kızabilirim ama Asım'ı kat'a yargılamam. Emine insan ve hata yapabilir. Asım melaike olduğu için yoksunlukları ve istekleri başımın tacı. Asım ve Emine ile ilgili bir yorum da sevgili Zeynep Bulaca yapmak istedi bu hafta. Buyrun...

“Asım’ın düzeleceğine inanıyorum…”

Öncelikle herkese merhabalar... Ben Asim ve Emine’yi yazacağım. İlk öncelikle Asım’la başlamak istiyorum.. Ne olursa olsun ne yaparsa yapsın babasından vazgeçemeyen Asım, bu hafta bizi yine ağlatmayı basardı. Babasının sevgisine o kadar muhtaç ki Asım, Mehdi'yi bile gözünün önünde sevmesini istiyor. Çünkü babasının birisini sevebilme ihtimali olduğunu bile düşünemiyor. Görmemiş ki hiç.  Nasıl sevdiğini merak ediyor. İlerki bolumlerde daha duygusal sahneler izleyeceğimize ve Asım'ın  düzeleceğine inanıyorum ben.. Emine ise Kendal'a olan sevgisini kalbine gömmüş ama hâlâ  gizli gizli seviyor. Kendisini sevmese bile oğlunu sevmesini isteyen Emine çok  temiz kalpli bir kadın. Bence dizide sevilmeyi en çok hakedenler Emine ve Asım.. Karagül ailesine iyi mutlu günler...

Sevgiler, Zeynep Bulaca

Al işte bi dangalak da Melek.  Ayyy seyrederken zaten tansiyonum düşüyor yazarken kızmaya başladım bile... N'oldu Melek hani değişmişti Sabri? Hani herkese ikinci bir şans vermek gerekiyordu? Dinledi mi seni? Öyle yol ortasında arpacı kumrusu gibi düşünür durursun işte. Senelerdir Sabri öküzlüğünde bir adamın kardeşi olarak yaşıyorsun, hiç mi  kıyas yapamıyorsun yahu? Abine namusuna halel gelip gelmediğine dair makasla yüzünü alnından çenene çiziyordun hani? Özlem'in namussuzluğuna nasıl emin oldun da sustun kaldın. Ya resmen koca dizide on iki tane kadın var, sevdiği adam söz konusu olunca dangalak olmayan içlerinde sadece  iki kadın var. Biri Sibel diğeri Ayşe. Hiç yoktan iyidir deyip sevinsem mi delirsem mi bilemiyorum...  

Ben zaten Özlem ve Kasım ilişkisine baştan beri karşıyım biliyorsunuz. He Özlem sevmeyi sevilmeyi hakediyor o ayrı. Kasım haketmiyor benim derdim o. Okuyucularımdan sevgili Nuray Polat  Özlem ve Kasım'ı yorumladı. Kendi beklentilerini de yanına iliştirerek. Buyrun....

Özlem o konağa geri dönecek!

Bu bölüm Özlem ve Kasım'a aitti. Özlem'e ben de çok üzüldüm. Kıza çok yazık ettiler. Sibel Kendal'dan hamile kalıp konağa getiriliyor, Kadriye Ana Kendal'a bir şey yapmıyor ama Özlem sevdalandı diye tüfekle kızı vuracak. Bunlar çözüm olsa... Neyse...

Kadriye Ana Sibel'e diyorki ''Aman kızım kimse duymasın,'' o da diyor ''Tamam Ana, sen merak etme.” Ben sandım ki gerÖekten kimseye demez. Konakta bilmeyen kalmadı resmen. E şimdi özlem nasıl geri dönecek konağa? Bir kere Kasım baskı yaptı, ille de kaçalım diye, Özlem'in suçu bile yok.

Kadriye Ana’nın kendi kardeşi bile ona en büyük ihaneti etti, onu affetti. Oğlunun yemediği halt kalmadı. Melek'i Recep konusunda affetmişti. Özlem’i mi affetmeyecek? Özlem o konağa geri dönecek! :))

Özlem hiç Kendal'dan sevgi görmedi ki. Özlem taşlı dikenli yoldan yürümek istemedigini zaten bir şekilde Kasım'a demişti. Ama işte bir kızın arkasında anne ve baba olmayınca, başka birinden duyduğu bir tatlı söz dünyaya bedel oluyor hemen kanıveriyor... Ya bir de bölümün ilk sahnesinde Kadriye Ana Özlem'i yere itince Özlem'in burnu kanadı, kanı Sibel'in eteğine  sildi ya... Aaahhh  Özlem ahhhh...  :(( Hilal Altınbilek  çok güzel bir kadın. Çok ama çok iyi bir oyuncu, yolu açık olsun.

Gelecek bölüm heyecanlı olacak belli. Sabri, Özlem ve Kasım'ın peşlerini bırakmaz artık.

Kasım’a da biri şans versin artık. Adam geçmişte yaptıklarından çok pişman, yeni bir hayat kurmak istiyor. Kenan Bey’in de ona böyle soğuk davranmasını beğenmedim. Adam sen ve Murat Ağa için neler yaptı. Eser Karabil de çok iyi parladı bu bölümde.

Özlem dedi ya Kadriye Ana'ya; "Zaten benim kimseye anam, kocam, evladım demeye hakkım yok," diye, Ne acı... Bir de Kasım'a; "Yemin ediyorum bu Sibel karısı haklıymış, sen dokunduğunu öldürüyormuşsun, beni de öldürdün!” dedi ya, off offf... Çok güzel konuşuldu bu bölüm. Emine ve Asım'ı da unutmadım. İkisi en güzelini hak ediyorlar. Gelecek bölümlerde Kasım Ayşe’yi ve Ayşe Kasım'ı öğrensin artık.

Sevgiler,

Nuray Polat

Valla bu yavrular için hiçbir şey yazmayacağım sadece bu kadar kasavetin içinde içimiz açılsın diye fotoğraflarını koyuyorum. Sizi yerim ben.

Kadın dizi başladığından beri bir gülemedi vesselam. Tam aşkı buldu diyoruz, kader ağlarını trikotaj makinası ile örüp karşımıza  başka bir şey çıkarıyor. ŞİŞTİİİİİM!!! O gevşek Deniz, ergen aklıyla planlar yaptıkça ağzına ağzına kırbaçla vurasım geldi. Tamam anladık baban ananı Narin için bırakmış tamam intikam alıcan küçücük beyninle onu da anladık da; a dangalak kızım, zamanında seni, ananı O kadın için bırakan baban iki günlük Elif'e mi tav olacak? Ya lütfen azcık akıl fikir yahu? Bir de bu kız en uyanık geçinenlerden he. Ahahahahahha. Hadi Deniz ergen onu bi şekil mazur göreyim de Elif sen koca kadınsın be annem... Ay adamın sana milim yürümüşlüğü yok, kızı seni sevdi diye koşa koşa sana mı gelecek yani? Bu mu yani olayın? Kaleyi içten fethedeyim taktiği he mi? Ayyy neyse daha fazla aşağılamayacağım Oğuz alenen reddedince yeteri kadar aşağılanmış hissedeceksin zaten. El kadar bebenin peşine takılıp adam ayarlamaya çalıştiğın için sana üzülür müyüm bilemedim valla. Kadın olduğun için üzülürüm bak, şimdi yalan yok. Gerçi düşündüm de Oğuz kibarca reddeder gerçi de yine de bir kadın uyandırsın isterim. Ebru, "Elif'cim yavaşşş gel de annem, saçın başın dağılmasın. Oğuz’un sahabısı var," desin mesela... Heh bak böyle olur. Yazık kııızzz. Kadına da kızamıyorum. Allahın Halfeti’sinde cillop gibi Oğuz'u bulmuş yürümesin de n'apsın? Yürünür yani...

Ya Narin'e ne demeli?  Hemen senaryoları kurup kaderimse çekerim moduna geçti. Ay valla böyle yapınca temiz bir dövmek istiyorum Narin'i. Yahu, adam senin senelerce o sümsük Murat'ı bitirmeni beklemiş neyin güvensizlıği bu? Fragmanda Ebru bir ayar çekiyor gerçi. Bir an önce aklını başına toplayıp sahiplenen kadın tutuşu yapsın lütfen. Özlem Conker'in öpüşmem etmem kuralları var mıydı ya? Gerçi Karagül’de herkes kara sevdalı güüya, ama  kimse öpüşmüyor ne hikmetse? Serdar ve Ada bile Yeşilçam stayla Tarık Akan'la Emel Sayın gibi yanak yanağa değdirerek öpüştüler. Ahahahahahha. Hayır yani dizimizin ve ekibin ne kadar anarşist olduğunu bilmesek malum düzene göre davranıyorlar diyeceğim ama, nedir bu öpüşememe sorunsalı bilemedim.  Korkmayın annem, total seyirci baştaki ruh hastası gibi tutucu değil. Sevgililer, sevdalılar öpüşüp koklaşsın içimiz açılsın biraz. Oğuz ve Narin kavuşup yanak yanağa değdirerek mi koklaşacaklar yani? Ne kadar zamandır bekliyoruz biz ayol!!! Keko keko alnından öpmek vardı bir de değil mi bak onu unutmuşum. Pehhhh...

Tam Kenan'dan sıkılmak üzereydim ki fragmanda Özlem'i fişteklemesini gördüm. Naysss... Kenan'ın gazıyla hem Ebru hem Özlem fabrikanın başına geçerse Kendal'a ne gülerim ama. Ahahahahha beter olsun... Şimdi sevgili senarist büyüklerim; Kenan’dı, Kendal’dı, Özlem’di, Kasım’dı bir garagaradır gidiyor ama Ebru/Baran/Narin üçgenini unuttuğumuzu sanmıyorsunuzdur iyşalla. Yeter da... Bıçak kemiğe dayandı gayrı. O mevzunun da sezon finaline patlaması gerekir artık. Hakkımız yani. Maşallah Murat sümsüğü Pazar Keyfi’ne, ay aman Kenan'a bir yatak odasının kapılarını açmamış, geri kalan ne varsa anlatmış. Baran gerçeğini de anlatmıştır diye düşünüyorum. Madem Kenan inceden dalıp fiştekleyecek, bunu da bir fişteklesin yani. Sezon finaline kaldı sekiz bölüm. Bunun su yolunu sekiz bölüme çok rahat yaparsınız siz. O kavuşma hakkımız, söke söke alırız...

Yorumumu bitirmeden önce yönetmenlerimize bize harika görüntüler eşliğinde yaşattıkları görsel ziyafet için hassaten teşekkür etmek isterim. Halfeti'yi yalancı cennet misali muazzam bir şekilde sunuyorsunuz bize... Sizin ve tüm ekibinizin emeğine yüreğine sağlık.

Sonuna kadar sabırla okuyan gözlerinize sağlık...

81. Bölüm fragman: 

1 2 3 4 5 6 7 8 9
Sümüklü Papatya
19/04/2015 12:04
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR