Can'ın ne yapmak istediğini onca bölüm geçti hala anlayamıyorum. Sanki kimsenin bilmediği bir sırrı var ve ansızın patlayacak gibi. Elif, Can'a; Can, Aysegül'e ıstırap çektirip duruyorlar. İşin içine Murat da girince kombo oluyor.
Bu bölüm farklı yerlerden sağlı sollu geldi desek yeridir. En son Can ve Ayşegül’ü merdiven başında konuşurken bırakmıştık. Can, Ayşegül’e olan duygularını itiraf etmişti fakat Elif’le birlikte olması gerektiğini de söylemişti.
Ancak bu duygusal konuşmanın daha ateşi sönmeden, Can 180 derece döndü ve Ayşegül’e olabildiğince kötü davranmaya başladı. Hatta şimdiye kadar elinden gelenin en iyisini yaptı bu konuda. Bundaki amacı da aslında Ayşegül’ü ilerleyen zamanlar için korumaktı. Onun kalbini kırarak kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Bunu yapmak istemesindeki diğer etkenler ise Handan’ın saçma subuk konuşması ve Ayşegül’ün sarhoş eve gelip, ertesi gün hatırlamayacağı şeyler söylemesiydi.
Neydi bunlar?
"Senden vazgeçmeyeceğim Can!" diye haykırdı kız resmen. Eh! Sarhoşken insanın dili çözülüyor işte. Can bağırdı, eziyet etti, seni sevmiyorum dedi. Öyle ki final bölümünde Elif bile acıdı Ayşegül’e. "O sözleşme umurumda değil," dedi Can. Ama nafile Ayşegül kolayına bırakmaz öyle. Evet, geçen bölüm Ayşegül bırakmanın eşiğinden dönmüştü ki, yapamadı. Bu sefer sıra Can’daydı.
Elif yine kaleyi içten fethetme derdinde. Bir şekilde nazını geçirmeyi başarıyor Can’a. Murat ise ne yapsın? Ayşegül’e yemek ısmarlamaktan başka çıkar yolu yok.
Can, Ayşegül’ü bırakıp Elif’in yanına gidince bizim kız yalnız kaldı. Gördük ki Ayşegül İsviçre çakısı gibi kız valla! Elinden her iş geliyor. Yeni görevi de “hırsız kovar” olmak. Eve hırsız girdi fakat onu Can sanıp, onun anlayacağı dilden cevap vermek istedi. O küçücük boyuyla sağlam bir tekme yapıştırıp hırsızı etkisiz hale getirdi. Tabii Can Bey bu sırada sevgilisiyle yemek yesin. Ayşegül’ün yardımına Murat yetişti. Kızcağızı eve kadar bıraktı. Bizim öküz Can da hemen kızdı bu duruma. Ama işin aslını öğrenince morardı biraz. Çok yapıyor bunu sonra tepetaklak oluyor işte.
Aynı hırsız İsmail Dede ve Mediha’yı da soymaya kalkınca bu sefer kaçamadı. Tam da o sırada eve gelmekte olan Ayşegül hırsızı yakaladı. Artık bundan sonra Ayşegül ve Mediha arasında daha samimi görüntüler beklemiyor değilim. En azından daha sık birlikte görünebilirler. Mediha ve İsmail Dede mizahı bazen sıkıcı olabiliyor. Ayrıca tebrikler Ayşegül! Cesur kadınsın alimallah!
Bir de Ayşegül’ün kendisini hapishanede hayal etme sahneleri müthişti. Sanırım dizinin en iyi hayal sahnesi bölümleri olabilir.
Final bölümüyse tam bir karmaşa. Resmen kimin eli, kimin cebinde durumu vardı. Elif’e bir kez daha uyuz olduk. Ama Can burada performansını aştı ve Elif’in bile ötesine geçti. Ama noldu? Ha! Noldu Can Bey? Söyleyin bize. Öyle donup kalırsınız işte.
Ayşegül ve Murat yemek yiyip, kutlamalara doyamazken, bir anda aynı yere Elif de geldi. Bu onun için şok oldu tabi. Murat’ı hala unutmadı işte. İlk defa da onları bir arada görünce ne yapacağını şaşırdı. Gitti masalarına oturdu. Ardından Can geldi. Elif’in Can’a sevgilim demesi sanırım olmayacak şey. Yazık! Günah Ayşegül’e. Elif ve Can, Ayşegül’e yüklendiler. Dedik ya Can dozu kaçırdı sonunda. Kim oynar senin senaryonda kısmına girdiğinde, Murat patlattı. "O sensin Can!"
Buna Ayşegül bile şaşırdı açıkçası. Biz de Can’ın yüzündeki o meymenetsiz hali görmekten zevk aldık sanırım.
Şimdi bundan sonra ne olur bilemiyorum. Ayşegül bunu kabul etmeyebilir mesela. Can’ın eli mahkûm yapacak. Ama sonrasını Ayşegül’de kabul edecektir diye düşünmekteyim. Birlikte bir şeyler yapmanın saadeti. Göreceğiz. Ortalama bir bölümdü ama bazı belirsizliklerin ortaya çıkması açısından da verimliydi.