Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Bu gece polis değilsin, suçlusun
Sezon: 1 Bölüm: 14

No 73: Madeline Pratt (Jennifer Ehle)

Arkamızda bıraktığımız iki hafta kadarlık süreci işgal eden Kış Olimpiyatları’nın kapanışını yapmasıyla izlediğimiz Amerikan dizileri birer birer karşımıza yeniden dikilmeye başladılar. Pazartesi olması dolayısıyla bunların ilk örneklerinden birisi de The Blacklist oldu tabii ki.

Öncelikle kısa bir süredir dizinin -reytinginin hala gayet iyi olmasına rağmen- temposunun düştüğünü düşünmeme rağmen insanın hoşuna giden bir bölümle döndüklerini itiraf ederek yazıya giriş yapayım diyorum.

14 bölüm içinde bu ikinci kadın liste mensubu oldu, bölümü beğenme nedenlerimden birisi bu da olabilir. Ama oyunculuklar kesinlikle etkili, onu biliyorum. James Spader’a laf söylemek zaten haddime değil ama adamı bu bölüm özellikle beğendim. Madeline Pratt’ı canlandıran Jennifer Ehle ile çok güzel paslaştılar, Elizabeth karakterini de güzel topladı. Yine de bu bölümde gözümü tırmalayan bir şeyden bahsetmezsem içimde kalacak. Muhtemelen ne olduğunu da anlamışsınızdır.


Reddington’ın Türk Nazlan Bankası’nda gizli bir kasası varmış.

Çok Türk işi ve Ranini’ye (http://ekranella.com/yazar/18/ranini ) göre biraz duygusal bir tepki –aslında haklı- de o nasıl Türkiye ve İstanbul ya? Bu Hollywood’taki Türkiye imajı ne zaman düzelecek merak ediyorum. Gelip de burada çekmeyince böyle oluyor işte. Gerçi adamlar iki sahne için o kadar yol gelmezler tabii ama az araştırıver bari. Neyse, bağışıklık noktasına geldik zaten, neredeyse her yerde böyle.

Muhtemelen biliyorsunuzdur, Showtime’ın bol ödüllü dizisi Homeland dördüncü sezonundaki bir, belki iki bölümlük çekim için Türkiye’ye gelecek. Hatta Güneşi Beklerken dizisinin başrolündeki Kerem Bursin de dizinin oradaki çekimlerinde rol alacak. Orada normal bir İstanbul görebilmeyi diliyorum. Bunun üstüne artık dönelim diziye.

Bölümün başında Raymond’a ait 10 milyon dolar değerindeki belgeleri İstanbul’daki kasadan yürüten Madeline bu sayede Red’in dikkatini çekebildi. Bu nedenle bölüm boyunca yaşanan olaylar sonucu harcanacağını, hapse ya da mezara gireceğini düşünmüştüm ama Reddington her zamanki gibi zekâsını ve dahasını konuşturarak herkes için güzel bir ortasını buldu. FBI da, Madeline de, o da mutlu olmuş oldu. İkilinin geçmişinden dolayı ben de.


Jennifer Ehle, James Spader karşısında altta kalmadan oynadı.

Meğersem ailesinden sonra Raymond ikinci bir şansı yakalamış ama geçmişinin etkisiyle değerlendirmemiş. Diane’i öldürürken ailesi konusunu süründürdüğünden bahsetmiştim, sağ olsunlar uzatmadan biraz olsun açıklama yaptılar. Böyle bir şeyi kolay kolay anlatmayacak biri olan Red, Floransa’ya neden gelmediğini Madeline’e açıklamak için kullandı. İlk başta Floransa’dan bahsettiğini düşünürken ailesi olduğunu fark etmek benim açımdan güzeldi.

Red’in bu bölüm sadece Madeline ile değil Elizabeth ile olan uyumu da gözlerden kaçmadı. Liz’i elçiliğe tek göndermemek için peşinden smokinle ona eşlik etmesi şaşırtıcı değildi aslında. Madeline’in oyununa geldiklerini anladığında elçiliği birbirine katıp, üstüne eşcinsel rolü de oynayıp kızı oradan çıkarmasıysa güzeldi. Ayrıca –altyazılı halinden bahsediyorum aslında- adamın ‘ayol’ veya ‘canımcım’ tarzında konuşması o olaya zevk kattı.


İki ÖzetliYorumdur ne diyorum kızım ben?

Gelelim bahsetmek istediğim son noktaya: Elizabeth görevini başarıyla tamamladı. Red istediğini aldı, Madeline kurtuldu vs. ama iki bölümdür yavaş yavaş çatlayan Tom-Elizabeth ilişkisi bu bölüm daha da beter hale geldi.

Üstelik bölümün başında öpüşen ve araları bebek fiyaskosuna ve üstüne arkadaşlarının hamilelik haberine rağmen ’gayet’ iyi olan ikili, Elizabeth’in aynı şeyi, yani işini –mecburen- Tom’a karşı bir 20. kez tercih etmesi nedeniyle kopuverdi. Elizabeth’in de artık söyleyecek kelimesi tükendi ama yapacak bir şeyi yok işte. Böyle böyle nasıl devam edecekler merak ediyorum. Zaten Tom’un seminerde Jolene ile tekrar yan yana gelmesi de her şeyi bir adım öteye götürdü.

Red’in dediği gibi Tom’da bir sakatlık varsa muhtemelen Liz’den kolayca uzaklaşmayacaktır ama yine de belli olmaz tabii ki. Zaten bunun üstüne benim –niyeyse- kolay kapanacağını düşündüğüm Diane konusu öyle olmadığını ‘son dakikada’ gösterip Başkent ekiplerine kadar bağladı, her şey rahatlamışken bir anda karışıverdi de bölümü öyle kapatmış olduk. Bu durumdan dolayı haftaya birkaç cevap daha alacağımızı ve malum ilişkinin nasıl devam edeceğine dair başka bir şeyler öğreneceğimizi düşünüyorum. Böyle yani…

O zamana kadar kendinize iyi bakın ve tabii ki görüşmek üzere efendim…


Umarım Floransa’da görüşürsünüz bir gün.

Not: Bu dizide Jolene’i oynayan Rachel Brosnahan meğersem House of Cards’ta da Rachel karakterini oynuyormuş. Ben artık onu mu bunu mu hangi gözle izliyorsam, internette dolanırken tesadüfen fark ettim bu detayı. Eğer izlemiyorsanız başrolünde Kevin Spacey ve Robin Wright’ın olduğu ödüllü dizi ‘kesinlikle’ tavsiyedir.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR