Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Biz de efkarlıyız be abi!
Sezon: 1 Bölüm: 11

Ali'nin ona çarptığı gün aslında düğünü terk edip gittiği gündür.

Ben de Özledim 11. bölümüyle en azından benim için ilk defa 'bitmesin' dedirtti. 10 bölüm boyunca bir çok saçmalığa ve hikayesizliğe göğüs geren dizi seyircisi eminim bu bölümden yeterince tatmin olmuştur. Burak Aksak çok geç kaldı bu bölümü yazmak için. Artık Ben de Özledim için bölüm sayma vaktidir. Belki daha farklı bir iş için düşünülecektir. Yazın sıcağında acele bir şekilde doğan dizi, beklenmedik olmayan bir kararla 13. bölüm itibariyle son bulacak. Yine de kalan iki bölüm ne olursa olsun izlenecek ve eminim ki Burak Aksak kafasından şahane bir son bulacaktır.

Bölüm Selin'in hafızasını kaybetmeden öncesine dair, gördüğü bir rüya ile başlıyor. Gelinlikler içerisinde, hanın bir odasında aynaya bakmaktadır ve mutludur. Kapı aralanır, içeriye İsimsiz girer. Bu andan sonra Selin uykusundan uyanır ve kapıya doğru yürür. Kapının önünde elinde sakıyla bir kız beklemektedir. Aksak burada Leon'a gönderme yapıyor elbette.

Bu sırada Ali, Serkan ve Osman bir meyhanede ceplerinde beş kuruş olmadan oturmaktadırlar. Hepsi dertlerine gömüşmüşlerdir. Ali, Selin'in handa kalmak istemesinin derdindedir. Osman, bankada çekilen görüntülere ait kasedi kıramamıştır. Onun hesabını yapmaktadır. Serkan ise Deniz'i bulmak istemektedir. Bütün akşam meyhanede bir bardak soda içen ekip, meyhanenin sahibi tarafından azarlanır. Kalacak yerleri yoktur ve L&M'den Melül olarak hatırladığımız Mustafa'nın evine giderler. Bilenler bilir, Mustafa da oynadığı Melül gibi hiç konuşmayan biri. Görüyoruz ki ailesi de öyle. Bütün gece konuşmadan altı kişi öylece otururlar duyduğumuz tek ses Ali'nin çay kaşığının karıştırma sesidir.


Faruk ekibe hanın gizemini anlatmaktadır.

GİZEMLER ÇÖZÜLÜYOR
Ve sabah olur. İsimsiz, Selin'e “kim olduğunu öğrenmek ister misin?” diye sorar. Aynı anda Ali, Serkan ve Osman da Faruk ile bir kafede oturmaktadırlar ve Faruk onlara her şeyi anlatmaktadır. Handan bahseder kahramanlarımıza. Selin'in onlar için çalışan bir 'Bulucu' olduğunu söyler. Eş zamanlı gider bu anlatı ve İsimsiz bu sırada bu hanın yüzyıllardır olduğunu, oranın bekçiliğini yaptığını ve bunu kendisinin seçmediğini, babasından, dedesinden süre gelen bir bekçilik olduğunu açıklar. Selin, “Sebep?” diye sorduğunda, Faruk'un anlatısı girer, “Dünyanın dengesini korumak için…” Meğerse han tarihin bir çok kişisi için bir kapı görevi gören önemli bir yermiş. Kahramanlarımız dizi boyunca gerçekleşen onca absürdlüğe rağmen buna inanmazlar.

Faruk hepsinin özellikleri olduğunu söyler. Osman'ın geçmiş ve gelecek arasında kalması, Serkan'ın denizin dibinde oksijensiz kalıp hayatta olması, Serkan'ın Selin ile kurduğu bağın önemi üzerinden önemli olduklarını anlatmaya çalışır. Serkan, Deniz'i sorar ve Bekçi'nin onu aradığını öğrendikten sonra hışımla masadan ayrılıp, Deniz'i aramaya koyulur. Ali ve Osman aradıkları cevapların handa olduğunu söyleyen Faruk'un lafıyla ne aradıklarını bilmeden oraya doğru yola koyulurlar.

BÜTÜN GÖNDERMELER REYTİNG CANAVARINA
Osman ve Ali yürümektedirler. Biraz sonra bir kapının önünde oturmakta olan biriyle karşılaşırlar. Karşılaştıkları kişi ve aralarında geçen muhabbet için hemen belirteyim bir Alihan göndermesidir. Zaten fonda çalan müziğin sözlerini şöyle bir aratırsak internet aleminde bunu anlamak mümkün. Ayrıca belirtmek isterim ki bu göndermeyi gereksiz bulanlar olabilir. Her ne kadar Burak Aksak'ın ne amaçla yazdığını bilmesem de hatta bölümün dizinin yayından kaldırılacağının resmi olarak açıklanmasından önce çekildiğini varsaysam da, elbette onların kulaklarına bilgi daha önce gelmiştir. Bu doğrultuda, reyting yüzünden dizinin yayından kaldırılıyor olmasına dair doğrudan iki göndermeden biri olduğunu düşünüyorum bu sahnenin. Alihan vakti zamanında köprüde bir arabaya çıkarak isyan etmiş ve üzerine benzin (yanlış hatırlamıyorsam su olduğu ortaya çıkmıştı) dökerek kendisini yakmakla tehdit etmişti. Alihan'ın böyle şeyler yaparak gündeme gelme, popüler olma, haliyle reyting kazanma gibi durumları daha sonrasında da oldu. İşte bu sahnenin de böyle bir sahne olduğunu düşünüyorum. Aralarında geçen şu diyaloga dikkat çekerim:

Kapının önündeki adam: Ne öğrenmek istiyordunuz siz?
Ali: Usta köprüde üstüne döktüğün gerçekten benzin miydi?
Osman: Hayır, yani madem köprüye çıkıyorsun niye kendini yakmaya çalışıyorsun? Atla gitsin.
Kapının önündeki adam: Yükseklik korkusu var bende. Atlayamazdım ki.

Aralarında geçen bu diyalogdan sonra Ali ve Osman oradan ayrılırlar. Gözü yaşlı bir teyze ve kolunda yaşlı bir adam yine kapının önünde oturan adamın yanına gelirler. Adam sorar:

Yaşlı Adam: Ya bu kadın niye ağlıyor?
Kapının önündeki adam: Ne bileyim abicim.

Şimdi bu sahneden çıkardığım sonuç şu. Burak Aksak ve dizi ekibi diyor ki, “Ne yapalım yani, kendimizi mi yakalım reyting alabilmek için?” İşte bu yüzden de öylesine gerekli ve dolu bir sahne bu. Hatta Ali ve Osman gittikten sonra gelen, ağlayan teyzeyi de, Ben de Özledim'in bitmesine üzülen seyirci olarak görmek mümkün.


Bekçi, Ali'ye Selin ile onun düğün fotoğraflarını gösteriyor.

Ali ve Osman handan içeri girerler. Hala ne aradıklarını bilmiyorlardır. İkisi de ayrı odalara giderler. Ali girdiği odada gelişi güzel çekmeceleri karıştırır. Osman da girdiği odada kendi çocukluğunu, babası görünümlü Serkan'ı ve kızı Mercan'ın büyüklüğünü görür. Tam da biraz önce Faruk'un söylediği gibi. Ali çekmeceleri karıştırdığı sırada Bekçi içeri girer. Bekçi, Selin'in karısı olduğu söyler. Bunu öğrenen Ali artık Selin'in hayatından uzak duracaktır. Bir yandan Osman, Serkan görünümlü babasıyla çocukluğuna dair konuşur. Fakat hepsi hayal ürünüdür, biraz sonra Ali odaya geldiğinde odada kimse yoktur. Bunlar hep hanın gizemli atmosferinden kaynaklanmaktadır.

Bu sırada Serkan, Deniz'in yanına gidebilmek için Cihan'dan yardım ister. Bir kez daha Cihan'ın yükselen hayatına tanıklık ederiz. Cihan abuk sabuk konuşarak Serkan'ı kızdırmaktadır. Cihan, Melodi'nin Deniz'i denizkızı olarak fotoğrafladığını ve haber yapacağını söylediğinde Serkan bir kez daha hışımla oradan uzaklaşarak, Ali ve Osman'ı da yanına alıp gazetenin yolunu tutar. Melodi'nin o haberi yapmasını engellemek istemektedir. Fakat bunu yapmasına gerek kalmaz. Zira bir kez daha en can alıcı sahnede Burak ortaya çıkar. Meğerse her şey Burak Aksak'ın kafasının içerisindeymiş. Öyle de pöykürdüğü bir sahnedir bu!

Ali bir anda bilinç sıçraması gerçekleştirir. Hiçbir şeyin gerçek olmadığını, o olduğu için her şeyin olduğunu söyler. Bütün diziyi birinci bölümden o ana kadar kafasında bağlamaya çalışır. Pek bir sonuç çıkmaz burada ama olacak gibi, belki son iki bölümde bunun bir açıklaması olabilir.

Bekçi, Selin'e evli olduklarını söyler. Fakat Selin bunları hatırlamamaktadır. Bu yüzden Bekçi bir kez daha düğün yapmaya karar verir. Ekip ise dağılmıştır. Osman kasedi kaybetmiştir onu aramak için hana geri döner. Ali ise Ahmet'in evine gitmiştir. Serkan ise Deniz'i bulma ümidiyle limana gider ve Deniz abisiyle birlikte belirir. Burada karşılıklı oturup Deniz ve abisinin hikayesini, bu hikayenin han ile olan ilişkisini öğreniriz. Deniz ve abisinin anlattıklarından sonra Serkan “Yalan mıydı hepsi?” diye sorar. Deniz, “Yalandı hepsi.” diye cevap verir. Biraz önce bahsettiğim iki göndermeden ikincisi gerçekleşir. Serkan'a kulak verelim:

Demek yalandı ha! Demek işin aslı hakikatı buydu. Bize oynadın demek. Aramıza insan evladı gibi girip mavalını okudun. Hırsızlamaya getirip hepimizin gönlünü çaldın. Ve de alay ettin hepimizle. Hepsini de o kitap için yaptın he! Hey yavrum hey!

Aslında bu dokunaklı sözler Serkan'ın kafasından geçirdiği, Deniz'e söylemek istediği sözlerdir. Ama söyleyememiştir. Bu sözler Sadri Alışık'ın Efkarlıyım Abiler filminde söylediği sözlerin birebir aynılarıdır. Yine reyting yüzünden yayından kaldırılan dizinin çığlıklarıdır bunlar. Sanıyorum ki demek istediği şey şuydu, “Hani reyting meyting önemli değildi, hani istediğimiz gibi işimizi yapacaktık. Bize yalan söyledin ey kanal yönetimi,” diye isyan ediyordu aslında Serkan Keskin'in zihninde dizi. Deniz ve Serkan arasında kitap ile ilgili hiçbir şey yok mesela. Kitap da büyük ihtimalle, reytingi simgeliyor. Fazla metaforik bir gönderme olmakla birlikte yine internet aleminde Sadri Alışık'ın sözleriyle ararsanız, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

BİR DE GİTMEK OLMASA
Artık bundan sonrası için söyleyecek pek bir şey yok. Serkan, Deniz ve abisini Cihan'ın evinde saklamaya karar verir. Ali kendisine bir iş aramaktadır. Selin ise rüyasında gördüğü rüyayı zihninde tamamlar. Tamamladığında aslında Bekçi ile hiç evlenmediğini hatırlar. Ali'nin ona çarptığı gün aslında düğünü terk edip gittiği gündür ve bunu tam da bir kez daha düğün olacakken hatırlar. Yine hanı terk eder ve Bekçi arkasından bakakalır. Ama biraz sonra olacaklar bizi tekrar en başa götürecektir. Çünkü Ali bir kez daha Selin'e çarpar. Ve bölüm burada sona erer. Bundan sonra ne olacağı belirsiz. Selin'in hafızası yerine gelecek mi? Hatta yaşıyor mu? gibi sorulara cevap arayacağız. Aslına bakarsanız pek de mühim değil. Zira Ben de Özledim bitiyor ya gerisi hikaye! Halbuki umutluydum, o kadar kötü gitmesine rağmen, hele de bu bölümü gördükten sonra. Ah be Burak Aksak geç kaldın geç! Belki daha iyileriyle dönersiniz..
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR