Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
“Bir süre uzak kalalım”
Sezon: 1 Bölüm: 50

Çok büyük bir keyifle buluştun arkadaşınla, sevgilinle. Afedersin biletlerden biri bedava, oooooh patlamış mısırı kampanyayla almışsın, film de afişten epey bir güzel gözüküyor. O da ne! Abi kapıyı kapatma, korku filmine girmişiz. Kurban olayım aç, ben animasyon izlicem, panda izlicem, tombul ayı izlicem!

Kiralık Aşkı son zamanlardaki eğlenceli bölümleriyle görmeye alışmışız. Sarmaların biri gelip biri gidiyor, bir yanaktan öpülüyor diğerinin hatrı kalmasın diye hemen müdahale geliyor. Seviştikten sonra yatakta yemek yenir mi duyarına bile sinirlenmedim. Şayet biz neler gördük, nerelerden döndü o toplar, yemek falan umrumda değil bilmem anlatabiliyor muyum ^^

Fekat bu hafta Karagül gibi bir rakip final yapıyor, Arka Sokaklar Hüsnü Çoban “ölecek mi, ölüyor mu, niye ölmüyor nan bu?” geriliminin bitmiş olmasına rağmen birinci çıkıyor, Survivor sonlara yaklaştıkça seyirciyi bağlıyor, Euro2016 başlamış ve beyler kumandayı hanımlarına vermiyor. Bir yandan da nice Melisler dünyanın en iyisi sevgilisiymiş gibi oynamak amacıyla maç izleyip fotoğraf atmakla meşgul oluyor.

Ben izliyorum ama? Kiralık Aşk’ı izliyorum? Biliyorum ki ekrandaki en iyi iş değil, dünyanın en mükemmel senaryosuna sahip değil, inanılmaz derinlikli karakterler yok karşımda, biliyorum ben bunu. Ama ben cuma günü oturup bunu izliyorum, AGA NİYE DURDUK YERE YÜZÜK ATTINIZ? Ben yüzümde en sahici gülümsememle koltuğa yığıldım kaldım, Ömer’in bir anda Defne’nin iyi niyetini sorgulamasını falan izliyorum. “İyi niyet” yazıp enter’a basan Ömer’e Google’dan sert cevap gelmiştir umarım; “şunu mu demek istediniz? MEY EŞLİĞİNDE ZEVÜŞÜRKEN İYİ NİYET ELÇİSİYDİ?”

Ömer’in dedesi konusunda ne kadar duyarlı olduğunu biliyoruz. Hele ki Defne kaç zamandır yoklayıp “Aşkım dedenle bir araya gelirsen çok kızıp beni camdan atar mısın?” sorularını sorup bir de cevabını almışken bunu yapınca sinirlenmeye de çok haklıydı. Yahu haklıydı da, orası onun yeri mi? İyi ki orada düşünüp de kızı herkesin içinde rezil etmeden alıp dışarı çıkardı, öyle konuştu. Konuştu da; amcan ve yengenin hiç mi suçu yok? Dedeyi evinden gidip Defne mi getirdi, yıkayıp kaloriferin yanında mı yatıracak Aytek gibi dedeyi? Olsa olsa dedeeeeee dedeciiiiğm diye bir iki şaka yapar bırakır, kız zaten orada sen bir şey söyleyeceksin diye katı maddelerin titreşimini canlandırıyor. Orada üstüne gidilmesi gereken tek kişi Defne mi? Güzel açıklamalar var, Ömer diğerlerini umursamıyor ki diyorlar. Yahu iyi güzel de, kuzeni Sude her yerden saldırıyor ama şimdi prenses oluyor. Yengesiyle amcasıyla gayet iyi. Kime sinirlense çözülüp bitiyor. Ama bu adam Defne’ye kızmaktan zevk alıyor, ben başka da bir şey bilmiyorum.

Niye mi? Ömer ne kadar mükemmel bir karakter değil mi, Barış Arduç bile öyle söylemiş Vogue Tv’de; gerçek olamayacak kadar mükemmel, bu dünyada bir karşılığı yok. Fiziken göreceliliği ortadan kaldıracak derecede hoş bir adam, giyimi kuşamı ve tarzı harika, işinde başarılı ve üstüne sanatçı ruhlu, kadınları kendine aşık etmesini çok iyi biliyor ve her şeyden de öte bir şekilde bunun için çabalamıyor. Taaaaam da bunları düşündüğümüz noktada Defne’ye ara ara psikolojik bir işkence geliyor Ömer’den. Şimdi wow wow wow dediğinizi duyar gibiyim. Önce o klavyeyi yere indirin ve beni dinleyin, accuk kendi cinsinize sahip çıkın.

Hatırlar mısınız Ömer’in Gallo’ya bakışlarını, İz’le muhabbetlerini? Ama Selim’i ne güzel kovaladı değil mi? Üstelik İz’le öpüşüp öpüşmediği muamma olan, Gallo ile pek sıkı fıkı olan Ömer bir çiçek bir çikolata için Deniz’e neredeyse fotosentez yaptıracaktı. Niye ayrılmışlardı? Çünkü Ömer güvenmemişti. Çok haklıydı, ortada saklandığı apaçık bir sır vardı ama barıştılar. Neden? Cinsel çekim. Ömer’i Defne’ye sürükleyen şey hep cinsel çekim oldu. Sebebi derinlerde bu olmayabilir, yine de gözümüze gözümüze sokulan şey elmalar, enseyi okşayan kalemler, asansörde dekolte kesmeler. Sırrı falan unuttu, çünkü Defne’yle sonunda vuslata erdi. Hakkını yemeyeyim, herhalde yine de etrafımda gördüğüm en iyi sevgililerden Ömer. Ama Ömer’in olayı güvende bitiyor, orada bittiğinde de sabrım tükeniyor. Çünkü Defne’ye kızmayı seviyor gibi düşündürüyor ya beni, bunun sebebini ona karşı duymak zorunda olduğu güven ve bundan inanılmaz derecede hoşnutsuz olması olarak görüyorum. Umarım senarist de benim kadar kafa patlatıyordur, benim kanım Ömer’in çevresindeki kimseye %100 güvenmek zorunda olmaması ama Defne’yle evlenecekse ona tamamen güvenerek bunu gerçekleştirmesi gerektiği. Ama bir noktada bu onu daraltıyor, hatta Defne’den sıkıldığını bile hissettirdiği oluyor. Zira Defne’yle aynı evde kalıp da saç bandını düşünen senaristin şu ikiliye kaliteli zaman geçirmeleri anlamında hiçbir şey düşünmemesi mi daha inandırıcı yoksa Ömer’in Defne’den alenen sıkılıp kendini odalara kapatması mı bilemedim. Birkaç bölüm sonra “gittiğim her yere seninle bir daha gitmek istiyorum” diyen Ömer yatakta, Defne’nin bir öpücüğü çok gördüğü zamanlardaysa o mutfakta bulaşık yıkarken Ömer odada müzik dinlemekte.

1 2
Pelin Arslan
14/06/2016 01:25
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR