Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Bir Parça Heyecan, Bir Parça Umut!
Sezon: 5 Bölüm: 4

Sezonun dördüncü bölümü dolu dolu ve sürükleyiciydi. Her ne kadar bir önceki bölümü yok sayan bir bölüm olsa da gelecek bölümler adına bir kapı açtı sanki! Peki, nasıl bir kapı mı? Hani olacağından değil ama gerçekten kurgusuyla ve mizahıyla sağlam bir bölümdü. Hikâyedeki herkes başka bir yola doğru ilerledi. Genelde bu olagelmiş bir şey ancak artık aile bireyleri büyüyor, sorumluluklar artıyor, yapmak istedikleri şeyler değişiyor v.s haliyle rüzgâr onları savuruyor…

Bir önceki bölüm, Sheila’nın evi patladıktan sonra etrafa saçılan ceset parçaları ve Sheila’nınadios amigos tarzı gidişi ile sona ermişti. Ben oradan devam edeceğini düşünüyordum ancak bu hafta Frank’in bir parkta, üzerinde kuş kakalarıyla birlikte uyanışını ve bir gece öncesine dair neler olduğunu onunla birlikte kovaladık.

Geçen seneden hatırlarsınız, Frank kendi ayağını Carl’a bilinçli bir şekilde kırdırtarak belediyeye tazminat davası açmıştı. İşte bu davanın sonucu belli olmuş. 121bin dolar kadar bir paraya sahip olmuş ancak bir gecede bütün parayı yemiş, bitirmiş. Acaba öyle mi? Bölüm boyunca Frank önce tek başına ipuçlarını takip ederek, adım adımiz sürüyor. Önce avukatına gidiyor, paranın bankaya yattığını öğreniyor, bankaya gidiyor leş gibi haliyle, oradan parasını çektiğini öğreniyor. Frank kafayı yiyecek noktaya geliyor açıkçası. Alibi’ye gittiğinde gece için herkes şerefine kadeh kaldırıyor. Cebine baktığında ise Porche marka bir arabanın anahtarını buluyor. 60bin doları ona yatırmış bile, tabii araba tanınmaz halde. Bu durum böylece gidiyor.

Fiona başına geleceklerden habersiz!

Frank bunları yaşarken Fiona ise yeni sevgilisi Gus ile aynı evde buruna krema sürmeler, yemek yapmalar, deliler gibi sevişmeler peşinde… Mutlu da açıkçası. Belki de hiç olmadığı kadar. Ama Fiona için düzgün bir hayat, kafasına estiğinde çekip gidemeyeceği bir hayat düşünülemez. Her şey o kadar hızlı gelişiyor ki bir anda “Hadi evlenelim o zaman,” diyorlar ve pat! Birkaç saat sonra evlenmiş oluyorlar. Fiona yeni soyadıyla yeni bir hayata başlıyor. Başlıyor mu göreceğiz ama pek uzun sürmeyeceği belli.Cidden“Evlilik aşkı öldürdü!” o değil Gusda iyi adam, Fiona onu da kendisine benzetir sonunda. Ya da nafaka mafaka belki de hayatı kurtuldu. Ama mutlu olmayacağı aşikar!

Debs’in ise Matty ile yaşadıkları çoktan arkadaşları arasında yayılmış bile. Yapsa yapsa Carl yapar diyeceğim ama ilk defa onu böylesine kavgacı gördüm. Elbette Frank’i öldüresiye dövdüğü zamanları da biliriz ama dört kişiye tek başına hücum etmek kolay değil. O sarı çıyanın ağzına iyi bir yumruk oturttu ancak sonrası pek hoş olmadı tabii. Neyse ki imdadına biri geldi. Deb, boks kursuna yazılmaya karar verdi sırf bu çocuk uğruna ama belki sadece onunla da kalmaz. Şöyle bir iki hareket öğrenir de ileride o dörtlüyü kafalar. Aşk mı? Ona var sanki daha ha!

Carl ise siyah uyuşturucu çetesinin arasına iyi görünümlü beyaz çocuk olarak katılmış. Bu çocuğun amacı ne, anlamak mümkün değil. Tamam, salaksın, hatta zaman zaman idiotsun ama bu kadar da mı? Sevgimden gidip ağzına iki tane patlatasım geliyor. Hayır bir de ilk işinden 100 dolar borçlu çıkması da, okulda girmediği matematik derslerinin karşılığı olarak kendisine geri döndü. Az para da değil ayrıca. Para istemek için Frank’in yanına gitti ama Frank de kendi derdinde, nerede olduğunu bilmediği paralarını aramaya devam ediyor. Eh bundan sonra Carlda ona katıldı!

Lip içler acısı halinden kurtulacak gibi…

Lip’ten bahsetmezsek olmaz. Mahallenin hayta ama en zeki çocuğu taş taşıma işinden sonunda bıkmış ve Amanda’nın ailesiyle birlikte kaldığı Miami’deki yazlıklarına gitmiş. Aile zengin,en başından beri biliyoruz. Her çocuk için ayrı bakıcı tutacak kadar hem de! Lip eve girdiğinde Amanda’nın ilk istediği şey "Hadi annemle babamın yatağında sevişelim,"oluyor. Eh Lip buna hayır diyecek değildi. Daha önce de tanışan Lip ve Amanda’nın ailesi arasında babanın acayip tavırları gözlerden kaçmıyor. Ama şunu en başından hissetmiştim. İkisi arasında bir çekim olacaktı ve oldu da. Mühendis baba, Lip’e projelerini anlatmak için onu atölyesine çağırıyor. Lip de kaptırdı kendisini. Hatta o kadar şanslı ki seneye yaz tatilinde taş taşımak zorunda kalmayacak. Zenginlik böyle bir şey… Amanda’nın yüzündeki mutluluk ifadesi ise görülmeye değerdi. Mindy’nin gidişiyle bu ikili arasındaki ilişki daha keyifli olacak gibi. Ben seviniyorum. Amanda’nın dediği gibi evlenmezler ama keyif alırız.

Kev ve V içinde iki laf edecektim ama hiçbir şey diyesim yok. V’nin abuk subuk hareketlerinden gına geldi. Nedir bu azgınlık, nedir bu sevişme arzusu… Adamın tek derdi çocukları olmuş, çok mu?

Gelelim tekrar Frank’e… Onca koşuşturmanın ve paranın nereye gittiğini bulma arzusu sonunda kendisini elinde bir şişe çok pahalı bir şarapla evin verandasında bulmasına neden oldu. Bütün parasını bir gecede öylece harcamış. Elindeki arabayı da çarptığı adamın sigorta masrafları olarak bıraktı.

Fiona ve Frank’in son kertedeki halleri ise naptım ben? gibiydi. Frank hadi neyse de Fiona’nın sonu hayırlı değil. Frank ise başladığı noktada yani hiçlikte. Hayat da böyle değil mi? Hep bir şeyleri elde ettiğimizi sanırız oysa o şeyler bizim değildir. Var gibi görünen ama aslında hiç olmayan şeyler vardır. Mutluluk gibi, sevgi gibi, aşk gibi, hayaller gibi…

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR