MedCezir Sude'nin ruh durumu özel bölümü ile bizimleydi. İnanç Pars hikayesi bir yandan akarken Sude'nin gelgitlerinde turladık bu bölümde. Mira ve Yaman'ın hayallerindeki isteme merasiminde Bay AŞK'ın eksikliği gözlerden kaçmasa da esas poser Sude'ydi. O nasıl bir ''Hayır, vermiyoruz kızı!'' demeyi bekleyişidir öyle? Ben isteme töreninin hayal olmasına sevindim çünkü Yaman ve Mira için biraz erken olduğunu düşünüyorum biliyorsunuz. Eğer evleneceklerse Selim'e ilk kez söyledikleri hayalde Sedef'in ima ettiği gibi leyleklerin bir paket bırakacağı haberi yüzünden olmasını tercih ederim ama.
Yaman, Sude'nin psikolojisinin çözümlendiği bölümde Mira ile ilgili ömrü boyunca taşıyacağı bir açmaza tekrar düştü. Mira gibi kızları asla kontrol edemezsiniz. Oluşumlarında birçok bileşen vardır ve ister istemez halleri tavırları, etraflarına umut verir. Klasik bir ilişkiden daha fazlasını küçük bir dostluk bile erkeklere hissettirebilir. Ayrıca Mira'nın da Orkun'dan ayrılıp Yaman ile çıkması ve bu sezonun başında Orkun ile tekrar fake birlikteliği olması durumları asla tamamen açıklığa kavuşmuş şeyler değil. Mira da bunları açıklamaz Yaman da kovalayamaz. Skype olayının bile peşinden gitmemiş adam! Bu yüzden Yaman'ın üçüncü şahıslar yüzünden ilişkiyi bozmak istememesi ama içi içini yiyerek İnanç Pars olayının kafasını kurcalaması çok iyiydi. Yani sonuç olarak Mira gibi kızlardan ortada bir şey olmasa bile asla emin olamazsınız. Buna gücünüz yetmez çünkü Mira type, şu emin olamamanın sonucu olarak doğan aşk taktiğini doğuştan ceplerinde taşırlar ve bu bir taktik değildir. Yapılarından kaynaklanır.
Bahriye Teyze'nin ölümü en çok Mira'yı vurdu. Evlilik teklifinin yankılarını zevkle yaşamak isteyen Mira'nın hayalleri çöp oldu. Resmen Yamanlar, Ankara'ya gidince ''Şimdi başka bir şey konuşuyor olacaktık,'' dedi. Zaten Mira, Bahriye Teyze’yi ne yapsın? Normal üzülür geçer, sonra kendi hayatına bakar yani. Mira'nın no name falan saçmalıkları ile İnanç Pars'ın menajeri tarafından küçümsenmesini esefle kınıyorum. Nedeni de İnanç Pars'ın gerçekten çok kötü bir oyuncu olması. Bunu Yaman'ın hayalinde İnanç Pars'ın Yaman'ı oynadığı, büyük ihtimalle örnek evde geçen sahnede anladık. Mira orada bile senden güzel oynadı İnançsu, sorry! En güzel Yaman-Mira sahnesi ise; Ankara yolunda kavga ettikleri sahneydi. Kavga diye değil, tatlılığından. Yaman ideal erkek arkadaş olma yolunda dozunda maçoluğu ile göz doldururken, Mira telefonu kötü kapatmaya bile katlanamayan kız arkadaş olarak çok başarılı. Eğer o telefon kötü kapanırsa Mira için renkler kararır, bir iki boy aynası kırıllır ve soğuk duşlardan sonra yatakta bornozla saatlerce yatılır. Telefonu kötü kapatınca araya girecek olan mesafeye bile katlanamayan bütün takıntılı aşıklar için Mira Beylice sen çok yaşa!
Bahriye Teyze iki bölümde kendisini sevdirmişti yalan değil. Ancak o Ender'in cenazesine gelmeme bahanesini hiç yemedim. Ölünün arkasından kötü konuşulmaz ama rahmetli 2, yani Bahriye, rahmetli 1'i hiiiç sevmezdi. Selim de kadının arkasından ''Ayh umarım İstanbul'da değildir,'' dedi sonra da “Bir kez daha görseydim,” diye zırladı. Sedef'in neden arabayı kendilerinin kullanarak Ankara'ya gittiklerini anlamayacak kadar zengin oluşu bir yana, bu bölüm onu da Deniz'in yanından ayrılırken şoförsüz gördük. Şoförüne sadık olan bir tek Orkun mu ya? Küçük Ankara gündeminden elimizde Tuğçe'nin fanfinifinfon olduğunu öğrendiğimiz Cem değil, Yaman'ın Ege turunun bir başka hikayesi karşımıza çıktı. Anladığımız kadarıyla nefes alsın yeter mantığıyla ilerlemiş Yaman. Neyse Serez Erkekleri Ankara'da canlarıyla uğraşırken bir Altınkoylu da aramamış. Hele sen Faruk, onların en yakını, kapı komşususun. Bu kadar da gamsızlık olmaz yani. Gerçi o gamsızlıktan değildir. Faruk'un keyfi olacak da arayacak, pamuksu!
Yalan haber üretme konusunda ne kadar başarılıdır bilmiyorum ama sevgili Deniz arabuluculuk konusunda harika! Resmen belki de Selim ve Sedef'in on yıl içinde saklayacağı şeyi pat diye ortaya koyuverdi. Azıcık temiz iş olsa hemen yumulurdu ama Sedef tabii ki kaçtı bundan. Bir yandan babası ile cici annesi boşanırken bir de bu duruma nasıl katlansın? Ne olacak çok merak ediyorum. Atlatılacak aşamalar hele, beni çok heyecanlandırıyor ancak tek sıkıntım Deniz'e de birini bulmak. Aklıma nedense hep Bay AŞK geliyor ama öyle de çok mu uç olur bilemiyorum. Aslında tam bir olgun Kavak Yelleri misali, Deniz de Faruk ile olabilir belki. Faruk aşk konusunda da üşengeç farkındayım ama bir yeni heyecanlar falan ha?
Sude ve Mira'nın konuşmasına gelelim şimdi de. Sude kötü bir şey söylemedi. Bu zamana kadar bize ne dediyse onu söyledi. Aynı istikrarı araba sahnesinde de görmüştük. Faruk, Kenan'a gitmesi için kapıyı açmıştı ama Sude tabii ki parayı seçmişti. Yine Mira-Yaman konusunda kendisi de ne kadar yol almış olursa olsun, hep karşı, hep karşı! Tamamen haklı çıkmaz asla. Yaman ve Mira illa ki çok mutlu olurlar ama sonlar ve süreler hep bu gerçekleri bozar. Bir anda unutulur o özlenen mutluluğun olduğu. Bu yüzden Yaman ve Mira umarım uzun süre birbirleri tarafından sevilirler.
Sude'nin Asım Şekip Kaya operasyonunun suya düştüğü, Kenan devrinin kırık bir kalple gerileme dönemine geçmesinin üzerinden çok olmamıştı. Bay AŞK'a yaptığı taktik harikaydı ama yaşlı kurt bunları yemezdi. Sude, nelere göğüs geren Sude, birden başka bir karar aldı. İnsanların hayatlarını sonlandırma kararlarına saygı duyarım sadece Sude'yi daha büyük bir dalganın yıkacağını düşünmüştüm hep. Ama bazen bardaği taşıran bir damladan bile az olur. Sude o üst geçitteyken, hayattaki yansımalarından Mira aradı. Ve o buhran anı bitti. Sude entrikacı, para peşinde koşan, kocasını aldatan, gözünü hırs bürümüş bir kadın olabilir ama benim gözümde Sude her şeyden önce anne. Bu da onun en ağır basan yanı. Balık tutma muhabbeti de aynı güzeldi. Herkes balık tutmayı öğrenmek istemez, bazen deniz ürünlerine ulaşmanın yolu başkadır!
Sude ve Hale'ye gelelim şimdi. Hale, Kenan'ın fotoğraflarına bakarken dedim, olley beklenen ilişki! Kenan, ''Yakından görmek ister misin?'' diye sorunca bayağı hızlı bizim bu Tozludereliler dedim ama zaten mercimek fırına arada veriliyormuş. Kenan'ın kötü kadın mıknatısı olması kalp ben! Ayrıca iki kötü kadının düşmanlığı bir sürü kalp ben. Hale, Kenan'a söz verdi ama tabii ki kötülüğü içinde tutamadı, Sude'ye Aylin için çok önemli törende küçük bir göz dağı verdi. Sude önce dumur oldu, sonra Altınkoy'un kriz zamanlarında işine yarayabilecek sırlarının olduğu dosyasını karıştırdı ve Aylin-Mithat olayını hemen buldu. Spor salonu entrikalarını her zaman sevmişimdir. Sude ve Hale ikinci kez karşı karşıya geldiklerinde, kötülüklerinin zevkinden ağladım. Sude'nin taktiğini başarılı buluyorum ancak unuttuğu bir şey var; Hale'nin gözü karadır. Evet Sude, Altınkoy'a tırmanırken Hale, Altınkoy sahilinde kumdan kaleler yapıyor olabilir. Zaten bu ikisinin arasında en önemli fark. Sude'nin en çok kaybetmekten korktuğu şey para, ama Hale'nin böyle bir korkusu yok. Üstelik Sude seks kasedi ortalığa dökülmesin diye titrerken Hale kendininkini neredeyse kopyalayıp herkese dağıtacaktı. Bu yüzden bu savaş böyle bitmez. Daha fazla kan ve gözyaşı lazım!
İlk Faruk öğrenecek deyip, Altınkoy gençliğinin de havuzda öğrendikleri Mira-Yaman evlilik kararı orada da Orkun'un canını yaktı. Yani Orkun bu konu benim en büyük hayal kırıklığım. Hala neden üzülüp kendi değerini düşürüyorsun? Yaman ve Mira'nın arasına girebilecek tek kişi olduğunu milyonlarca kez kanıtladın. Bu aşk bir aşk üçgeninden doğdu evet, ama artık öyle değil. Sen akışına bıraktığında zaten bir şekilde girersin ama böyle mızmızlanarak olmaz, gücünü kaybedersin. Birçok yönden Glee'ye çok benzettiğim Altınkoy gençliğinde de oradaki gibi bir ana aşk üçgeni vardı. Yaman-Mira-Orkun; Rachel-Finn-Quinn üçgenine benziyor. Ama orada Quinn, çoktan aradan çekilmesine ve kendi yoluna bakmasına rağmen Finn ve Rachel'ın düğününe giderken kaza geçirmiş ve bu şekilde dolaylı olarak evlenmelerine engel olmuştu. Orkun'un Yaman-Mira ilişkisi ile ilgili negatif tek bir şey söylemesi bile çok kontrolsüz gözüküyor. Bir benliğini ayır onlardan tatlım ya! Yasemin de Amerika'ya kardeşinin yanına gitmiş. Bu benim Yasemin'in Aslı Aydıntaşbaş olduğu yönündeki tezimi destekliyor çünkü onun da Amerika'da bir kardeşi var. Bu Amerika'daki kardeşten şunu çıkarmalı mıyız, Orkun'un kuzeni gelecek ve Yaman'a asılacak?
Ekim Can saatlerinde ise hala hissedilen Beren nefreti, Eylül'ü de, Mira'yı da sardı. Beren'in uzatması çok keyifliydi. Asla tatmin olmaması, sonuna kadar acı çektirmek istemesi çok harika! Eylül de arada Yaman'a karşı Mira'yı fitledi. Gamze yine bütün asaleti ile o Altınkoy'un sürekli birbirinin kuyusunu kazan cadılarından ne kadar farklı olduğunu gösterdi. Uzun zamandır Sedef ile bir araya gelmiyor ona üzülüyorum. Sedef&Gamze favori ikililerimden, yalan değil. Ekim Can'ı ''Uyku vaktiiii'' diye almaya gelen Nevin'e seslenmek istiyorum bir de. Sevgili Nevin sen nereden bilirsin çocuklar kaçta uyur? O sırada pavyonlarda sahne telaşından gözün görüyor muydu Yaman'ı, Kenan'ı? Hiç uydurma bilir gibi, bilir gibi!
Yaman tam Faruk ile konuşurken İnanç Pars'ın sabotajına uğradı. Bence Faruk, bu sinirli damadı istemeyecek. Yani mantıklı olalım, ben olsam kızımı vermezdim. Yaman'ın dikenlerle İnanç Pars'ı dövmüş olması biraz Yaman'ın içerisindeki işkenceciyi görmemize sebep oldu. Çok şiddetten rahatsız olmadım bu sefer, komik diye olabilir ya da sadece Orkun'a olunca üzülüyor olabilirim belki de Çokoprens sevgimden... Bilmiyorum ama haftaya sevgililer günü oyununu merak ediyorum. Kimse yanmasın, en başa dönmeyelim. Diskalifiye olmayalım!
NOT: Sevgili Mira, kahveyi baka baka getirirsen dökersin. Gerçek isteme törenin için aklında bulunsun!