Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Bazen sevmek de yetmiyor…
Sezon: 1 Bölüm: 17

 

İyilik yapmakta yarışanların, yaptığı planlar boşa çıkıp tutmayanların dizisi Diğer Yarım bir hafta arayla 17. bölümüyle karşımızdaydı cuma akşamı.. Bizim ekibimiz de bir hafta arada boş durmayıp, bize süper mi süper, özel mi özel, sıcacık mı sıcacık bir klip hazırlamışlar. :) Şarkıyı söyleyenler Orhan Kılıç, İpek Tuzcuoğlu, Gonca Sarıyıldız vs. değil bizim bildiğimiz Zeynep'imiz, Meryem'imiz, Poyraz'ımız, hatta Dursun dedemiz :)) Ben müziği de, sözlerini de, klibi de çok beğendim. Ellerine, emeklerine en çok da yüreklerine sağlıık :) İşte bu yüzden daha da çok seviyorum bu ekibi ve dizimizi. İçten, sıcacık, samimiler. O kadar ki aralarındaki sıcaklık ekrandan taşıp taa bizim yüreğimize dokunuyor o derece :) İzlemediyseniz klibi eğer hiiç beklemeden izleyin derim :)))



Mahşerin Dört Atlısı dedeler bu hafta pek bir hareketliydiler tü tüü maşallah. :) Önce Poyraz ve Tarık'ı şikayet eden Alp'i bozguna uğrattılar ardından da birazdan bahsedeceğim 'Mavi Boncuk Operasyonu'nu düzenlediler. :) Öncesinde olayı kısaca anlatayım tabüsü. :) Geçtiğimiz bölümde Alp Zeynep’le olan resimlerini gazeteye verdiği için Poyraz selam vererek Alp'e dalmış idi! Bunun üzerine bu bölümde Alp şikayet etti bizim kazukları.. Hal böyle olunca Poyraz ve Tarık'a nezaret yolu göründü elbette... Bu olay Sabri Efendi’nin yüreğini yakıp kavurdu.. Ve gazeteyle birlikte Meryemler’in evinin yolunu tuttu. Meryemler’in evi de etkilendi haliyle bu olaylardan. Ecevit bir yandan, Meryem bir yandan derken Sabri Efendi Poyraz ve Zeynep'in bir arada olmamaları gerektiğine vurgu yapıp evden giderken, Zeynep'e esmer günler düştü...



Geçtiğimiz bölümleri yorumlarken bir yorumumda Esma'nın Zeynep'e destek olmadığını söylemiştim. Bu bölümde de haklı çıkardı kendisi beni... Zeynep hatalı, Zeynep suçlu, Zeynep yanlış yaptı tükakakaa; tamam da Esma'cım biraz da Tarık da Tarık demek yerine 'cancanım, kardeşim oldu bir hata düzeltmeye bakalım' desen olmaz mıydı be güzelim? Tamam koyu bir Zeynepçi olabilirim, tarafsız bakamayabilirim lakin sana karşı da kayıtsız değilim be cancanım. Neden yapıyorsun ki böyle? Tarık'ın içeri alınmasına biz de üzüldük dee Zeynep hepsi senin suçun demedik yanisi. Neyse efenim gördüğünüz üzere Zeynep'in derdine Esma ve Emine de çare olamadılar...


Bu üçlü sizce de çooh şahane olmadılar mı? :) Kıvırcık olan haciit İsmet :D

Arif görünümlü Sedat olaya el attı hemen ve Alp'i bir güzel mahzene alıp suladılar :D Dinsizin hakkından imansız gelirmiş sözünü uyguladılar kendileri.. Dee bir parantez de bu duruma açmak istiyorum. Niçin Ecevit ve Meryem Arif'ten işkillenmediler? Diğerlerini ve Tarık'ı geçtim, en azından Meryem ve Ecevit'in bir aradayken 'Sedat' ve 'Arif' temalı bir konuşma yapmaları gerekmez miydi? Gerekmiyorsa şayet ben de geçiyorum bu mevzuyu. :)) Sedat işi halletmişti zaten ama bizim Mahşerin Dört Atlısı dedelerimiz artı haciitt İsmet ile olayı tamamen çözdüler. :) Dedelerimizin kimi kendisine yumruk attı, kimisi diğerinin gömleğini yırttı, diğeri de yere attı kendisini derkeeeenn haciitt İsmettt ne yaptı dersiniz? Çığlıık attıppp polisleri etrafına topladdıı ''Yetişiiinnn, dedeleriii dövüyorlarr'' diye :D :D


Ben bu baba-oğul ikilisini çok seviyorum yaa :))

Sabri Efendi bu bölüm beni tam kalbimden vurdu. Poyraz’la olan yaşamını 'çekirdek'e benzetmişti hanisi; çıt kırılınca iki kabuk kalıyorlardı yaa, işte bu bölümde tam da öyle olduklarını anladık iyice... Poyraz içeri alınınca nasıl da perişan oldu Sabri Efendi. Poyraz'a olan sevgisi, O'na olan düşkünlüğü, yavrusunun yanan canına daha çok kendisinin canının yanması... Böyle babalar uğruna dönmüyor mu dünya? Sabri Efendi’yi çok seviyorum, yalan yok. Karakter çok iyi yazılıyor ve Sevgili Murat abimiz de muhteşem canlandırıyor karakteri... Lakin Poyraz ile Sabri efendinin arasındaki o duygusallık beni benden alıyor. Nezarete ziyarete gelirken bir çanta hazırlayıp, boncuğu bile unutmayan şeker mi şeker Sabri Efendi; kazuğunu görünce “Zayıfladın mı sen?” diye üzülürken Tarık'ı da es geçmeyip “Kazuk 2 sen de gel ha buraya,” diyerek onu da basıyor bağrına. :) Poyraz babası üzülmesin diye cümleler kurarken, Sabri Efendi Poyraz'ın yüzünü avcunun içine alıyor ve küçücük çocuk severmiş gibi okşuyor yanaklarını. :)



Poyraz ve Zeynep cephesinde kara bulutlar dolaşırken, Esma ve Tarık cephesinde mevsim yaz, hem de en sıcağından. :) Tarık, Arif amcasını görünce epey bir bocaladı aslında. “Karşımda babamı görüyor gibi oluyorum,” dedi, “Hiç tanımamış olsam da babamı, yokluğuna çok üzülmüştüm,” dedi. İçinde kocaman bir 'baba' özlemi yatıyor Tarık'ın. Belki de bu yüzden hemencecik kabullendi Arif'i. O boşluğun yerini tam olarak dolduramayacak olsa da, hissetmek istedi babasının yarısını... Esma ile nişan hazırlıkları da tam gaz devam ederken, Esma'dan beklenen itiraf geldi sonunda. “Seni seviyorum Tarık. Seninle tanışmadan önce radyoda seni dinlerken de seviyordum, şimdi de seviyorum. Hayat işte şimdi de nişanlanıyoruz.”' :) Gerçekten de hayat... Tuhaf... Değil mi Esmacık? Radyodan dinleyip sesini duyduğun, mektuplaştığın insan şimdi tam karşında ve sana sevgi dolu gözlerle bakıyor. :) Allah mutlucukluğunuzu daim etsin, hep birlikteee 'amiiinn' :))


“Seninle ben bambaşkayız! Sana olan bana zor gelir, bana olan sana zor. Olmuyor işte. Bugün bu, yarın başka bir şey. Olmuyor! Seni sen yapan garip huylarından, alışkanlıklarından benim için vazgeçtiğin zaman sen artık sen olmuyorsun Zeynep. Ne oluyorsun biliyor musun? ‘Mutsuz.’ Onun da faturası bana kesiliyor.İnan bir gün benimle mutsuz olduğunu görmektense, bensiz mutsuz olduğunu görmeyi tercih ederim. Çünkü ben değişmeyeceğim. Ben buyum. Böyle bir adamım. Denedim, olmuyor. Meşrebim bu yani. Kaldıramıyorum ben bazı şeyleri. Sana da değiş diyemem.”

Alp'in Zeynep'in eski sevgilisi olduğunu öğrendiği andan itibaren Poyraz'da devreler yanmak üzereydi zaten. Farklı olduklarını biliyordu. En başından beri farkındaydı bunun. Kaçtı, yakalanmak istemedi bu sevdaya. Çok uğraştı, didindi, mücadele etti ama tam da kucağına düştü sevdanın... Baktı ki kaçmakla kurtulunmuyor, dedi ki madem yanıyorum, sevdiğimin yanında yanayım. Yandı da... Sevdiğiyle birlikte yandı hemi de... Zeynep'i gerçekten çok seviyor, öyle böyle değil. Tüm farklılıklarına rağmen bağrına basmak istedi Zeynep'i Poyraz. Zeynep de aynı şekilde sevdalandı Poyraz'a. Lakin uzaktan sevmek ile bir ilişkiyi yürütmek çok farklı şeyler. İşte Zeynep ve Poyraz'ın tökezledikleri yer de burası... Poyraz gelen iş teklifini değerlendirip gideceğini ve uzaklaşacağını söyledi Zeynep'e. Zeynep’se sevdasına güveniyor, durumun düzeleceğine de; o sebepten beklemeye razı Poyraz'ı...


Bazen sevmek de yetmiyor. Duvarları bir türlü yıkamıyorsun. Ondan bir dakika bile ayrı kalmak istemezken, onunla birlikte olamayacağını bilmek çok acı veriyor. Kalbini daha önce hiç bilmediğin tuhaf bir sızı sarıyor. “Gitme,” demek istiyorsun ama “gitme” demenin onu durdurmayacağını bildiğin için susuyorsun. O giderken her şey çok zor geliyor. Yaşamak bile...

Zeynep ve Poyraz'ın payına ayrılık düştü.. Lakin değil mi ki ayrılmak da sevdaya dahildi, değil mi ki 'daha kavuşamadan Mevlam ayrılık yazmiiş' elbet bir çıkış yolu da bulunacaktır bu cancanlara. Ben bu ayrılığın bizimkilere iyi geleceğini düşünüyorum. Poyraz'ın ateş alıp, gaza gelip Zeynep'i istemesi iyiydi hoştu ama halledemedikleri meselenin üzeri örtülmüş gibi olmuştu. O yüzden bu seferki ayrılık kafaları toplayacak düşüncesindeyim. İkisi de seviyor ve ayrı kalmak, bir arada olmaktan daha zor. Birer adım, birer adım birbirlerine gelseler zaten kapanacak aradaki mesafe... Poyraz sevdanın ağır yükünü çekiyor gibi görünse de, asıl yük Zeynep'in üzerinde bence. Zeynep insanların neye kızdıklarını bile anlayamıyor doğru düzgün. Gerçekten yetiştiriliş tarzı farklı diğerlerinden. Ecevit hött höött bağırıyor olsa da, bu kadar serbest bırakmasının sonuçlarına katlanıyor bir nevi. O yüzden Zeynep neyin neden yanlış olduğunun farkına vardığı an daha çok mücadele edecektir. Ve dipnot: ben Zeynep'in hüzünlü hallerini daha çok seviyorum nedense. İçime içime dokunuyor böyle. Piknik bölümünde uzaktan uzaktan Poyraz ile yavuklusunu izlerken içinin yanması, benim içimdeki ateşi körüklemişti. Şimdiki hüznü ise daha sakin ama daha sancılı tabüsü... Olsun her halini seviyorum Zeynep'in atarlarını, hüzünlerini, ağlayışını, gülümseyişini herbi şeyini. :)


Meryem ve Ecevit arasındaki buzlar erim erim eriyor çok şükür. :) Bu arada bir detayı unuttum :) Dursun Dede’nin ayarları ile oynayan Arif görünümlü Sedat kendi kazdığı kuyuya düştü. :D Amacı bizimkileri ayrı düşürmekti lakin ayarları resetlenen Dursun dedemiz Ecevit'i İlyas sandığı için Ecevit ve Meryem daha çok yan yana gelmeye başladılar. :) Ecevit demişken bu adam ilk bölümlerde gayet sakin iken neden şimdi hött hött kıvamına geldi diye çok konuşuyoruz ya aramızda, onun cevabı yine sevdalukta cancanlar :D Ecevit öncesinde eşinin ve diğer çocuğunun hasretiyle kavruluyordu. Kendi iç dünyasına çekilmiş bir şekilde, onları yaşıyordu. Şimdi ise sevdiği kadın ve çocukları yanında. Ve aslan misali sevdiklerini kaptırmamanın ve kaybetmemenin telaşında. Ondan sebep Sabri Efendi’yi her gördüğünde kıskandırmaya, laf sokmaya çalışırken; kızlarının yavuklularına ise ambargo koyuyor... EcMer olarak çok güzel sahnelere de imza atıyorlar bu arada. :) Meryem'in dükkanında Ecevit'e çorba ısmarlayan Meryem ne kadar şekerse, çorbayı içip “Çok güzel olmuş,” diyen Ecevit o kadar tatlı. :) Kaybolan yıllar geri gelmez elbette ama aradaki o mesafeyi bir araya gelerek kapatsınlar artık. Daha fazla boşa geçmesin ömürleri..


Eter mi o? Bu eter hepimize yeter diyen İsmail abime selam olsun! :)

Devran'ın derdi de Afoşş tabüsü. Babası Ecevit'i İlyas sanıp ona iltimaslar geçerken, Devran derdini bizim dedoşlarımıza anlattı ve arazi dedemiz Behçet Dede’nin gazıyla 'Mavi Boncuk Operasyonu' hazırladılar. Tabüsü hazırlamadan önce Allah'ın izni ile Afet'ten izin alındı, anlaşıldığına dair kapıya havlu asıldı orası ayrı :D Elbette plan başarısız oldu ve Behçet Dede’miz sular kesik olduğu için arazi oldu :D Lakin bu neşemizden ve sevdamızdan eksiltmedi, bilakis neşemizi ve sevdamızı arttırdı. :) Devran'ın eteri nasıl kullanacağına dair dedelere gösterme aşamasında gerçekten koklamasıyla bayılması bir oldu ve taşınacak insan sayısı ikiye çıktı :D Tabüsüüü Afet yerine Zeynep Hanım’ı kaçırdılar bizimkiler ama daha bilincinde değiller :D


Fazla Poyraz göz çıkarmaz :D


Sabri Efendi’den inciler...

Bu arada dizimize Devlet Hala geldi. Fikri Enişte’mizin kız kardeşi olarak ve sanırım Sabri Efendi ile de bağlantısı olacak. Olmasın mümkünseee lütfeen olmasın. :) Devlet Hala’yı kabul edecekler ve kabul etmeyecekler olarak ikiye ayrıldık sanırım. Twitter alemi olarak en azından bu şekilde bir izlenim edindim. :) Ben ne kabul ediyorum ne de etmiyorum. Aradayım ama Sabri Efendi ile bir şeyler olmasını istemeyenlerdenim. :)) Devlet Hala çok bilindik kokuyor, yanisi görmeye alışkın olduğumuz türden bir karakter. Sabri Efendi’nin ise bir eşi yok bence. Ne bileyim yaa böyle de güzel Sabri Efendi, böyle de sevilesi yanisii... :)


Meryem'in bu kadar şaşırmasının sebebi bittabüsü Dursun Dede’mizin Meryem'in dükkanını satıp, parasının yarısını iyilikte yarışmak için kullanmış olması ve geriye kalanını da bizimkilere harcamaları için vermiş olması... Gitti caanııımm dükkan... Her şerde bir hayır mutlaka vardır sözüne güvenerekten bu olaydaki hayır Meryem ve Ecevit'in aynı dükkanda çalışmaya başlamaları gözüyle bakabiliriz. :)

Bu arada söylemek istediğim birkaç şey var. Atv dizimizi bir yayınlıyor, bir yayınlamıyor, yeni bölüm fragmanı ise sadece yeni bölüm fragmanı olarak verildi. Ne tarih, ne de saat mevcut. Beyaz Karanfil başlayacak diye Diğer Yarım ailesine haksızlık yapmanız gerekmez. İyi yada kötü bir reytingimiz var ve dahası kemikleşmeye başlayan izleyicilerimiz de mevcut. Diğer Yarım'ın yayın günü ve saatiyle uğraşmayı bırakırlar umarım. Bu dizi reytinge kurban verilmeyecek kadar değerli. Her yaştan insana hitap edecek karakterleri, olayları mevcut. Umarım dizimize nazar değmez ve başladığımız şekilde Cuma 20:00 olarak devam ederiz...

Okuyan gözleriniz dert görmesin, diğer yarılarını bulanların mutlucuklukları daim olurken, bulamayanlar da tiiizz vakitte bulurlar inşallah diyorum ve ne diyoruz hep birliktee 'Amiiiinnn' :D

Editbüdüt: Zeynep'i bir an olsun yalnız bırakmayıp, sevdiceğiyle barışsın diye dua eden, Atarlı Periler olarak radyo programı sunarken Zeynep'in konuşmasıyla duygulanıp, gözleri yaşlarla dolan, Zeynep'i teselli edebilmek için Zeynep'in sırtını sıvazlayan Afet candır caann :))

Editbüdüt2: Ecevit'in radyosunun hala yayında olması ve dertlenenlerin başına geçip bir iki kelam etmesi kadar sevilesi bişi yok. :)

Sevgilerimle

Kırçiçeği
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR