Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Aşk korkakları sevmez
Sezon: 1 Bölüm: 9

Kimyalarının tutmadığını söyleyen varsa beri gelsin!

Kiraz Mevsimi bu hafta Öykü ve Ayaz’ın öpüşme sahnesiyle başladı. Geçtiğimiz haftaki yazımda bahsetmiştim, koca bir bölümü bu sahneyi izlemek için, boş sahnelerle geçirdik. Onun dışında çok az da olsa ara ara aile ya da iş sorunlarına değinilmesini rica etmiştim. Belki söylenmelerim işe yaramıştır, kim bilir?

Öykü, Ayaz’la öpüştükten sonra kaçış yolunu bayılmakta buldu. Bayıltıcı öpücük etkisi, kendinden geçirdi Öykü’yü. Ayaz’dan hâlâ kaçmaya çalışmasını anlamsız bulsam da kaçış planı mantıklıydı. Tabii becerebilseydi. Her zamanki gibi onu da eline yüzüne bulaştırdı Öykü. Doktorla güya iş birliği yaptı ama daha beter açık verdi doktor. Hâlbuki orada doktor “Hiçbir şeyi yok, tansiyonu düşmüş ondan bayılmış. Ama yine de içimiz rahat etsin diye bir tomografi çekelim,” dese hiç sorun kalmayacak. Ayaz da hiçbir şey anlamayacak ama işte dizi olunca böyle olmuyor bu işler.


Nasıl da ürkek yavru ceylan gibi bakıyor kıyamam.

Ayazholm sendromu.

Öykü ve Ayaz tarafında bunlar olurken, Şeyma ve Mete işi de tam anlamıyla ciddileşiyordu. Mete gecenin bir yarısı Şeyma’nın evine gidince, haliyle apar topar babasıyla tanışmak zorunda kaldı. Müsaadenizle burada Mete’ye biraz saydırmak istiyorum. Mete’ciğim, canım, madem bu kızı her türlü kabul edecektin, gidip babasının elini falan öpmeye kalkacaktın da neden didik didik edip Rıza ile olan görüntülerini bulup, psikopat gibi seksen kere izledin acaba? Böyle düşünen bir ben olamam herhalde. Yani bazen cidden delirtiyor Mete beni ekran karşısında. Bir de babasına “Yok efendim bizde edep, edepsizliğe susmaktır,” Falan gibi ağır laflar ediyor. Vallahi ayarı yok bu çocuğun. İlla biriyle atışacak, bir arıza çıkaracak yoksa içi rahat etmez. Mete Şeyma’nın babasıyla tartışınca baba da rest çekti tabii “Bu evden çıkarsan bir daha giremezsin!” dedi. Şeyma zaten dünden razı, çıktı ve gitti. Bir güzel de Meteler’e yerleşti ohh…

Nasıl da bakıyor şeytan şeytan! Ah seni bir elime verseler…

Öykü’nün, her seferinde olduğu gibi yine yakınlaştıklarını sabahın ilk ışıklarıyla Burcu’ya anlatmasıyla, Burcu’nun verdiği tepkiler benimle aynıydı. Sen çocukla defalarca öpüş, sonra kaç. Oldu canım ya! Ne demek "Ayaz'la çok iyi vakit geçiriyoruz, tamam. Ama ben bir türlü emin olamıyorum," ya ne demek? İyi vakit geçirmek ne kelime, çocukla bayağı bayağı flört ediyorsun hala “Emin değilim”. Öykü gibi kızlar yüzünden hepimizin adı dengesize çıkıyor! Bence bunu biri beylere izah etmeli. Yoksa bu dengesizlik etiketi ömrü billah üzerimizden kalkmayacak.

Öykü, önce “Emin olamıyorum,” dedi, daha sonra “Seviyor muyum bilmiyorum,” dedi, en son aradı ve “Ayaz benimle çıkar mısın?” dedi! Ne? Öykü n’aptın sen ya? Tamam, anladık çok heyecanlanınca konuşamıyorsun da, böyle de söylenmez ki. Neyse olan oldu bir kere, sonra toparlamaya çalıştı ama nafile.

Öykü ”Kararımı verdim, evlenelim!”

Burcu’nun planıyla Öykü Ayaz’ı test etmek üzere yanına çağırdı. Testin ilk aşaması “altın günündeki altın teyzeler”di. Hepsi birbirinden tatlı ve tonton bir sürü teyzenin toplandığı altın gününe elinde kekle Ayaz’ı götürdü Öykü. Buradan o çocuk sağ çıkarsa iyidir dedim kendi kendime. Teyzelerin gözü göz değil, hepsi yiyecek gibi bakıyor Ayaz’a. Ayaz da sağlam çocuk çıktı vallahi, bir teyze göbek attırır, biri fal baktırır, öteki dansa kaldırır, diğeri kızının fotoğrafını gösterir falan derken yine olan Öykü’ye oldu. Kıskançlıktan şekilden şekle girdi orada kızcağız. Hem kızıyorum Öykü’ye hem de kıyamıyorum. Öyle bir hassasım bu konuda. Ama biraz daha böyle davranmaya devam ederse, kıyacağım kendisine.

Yeşilli teyze zamk gibi yapıştı oğlana. Bırak ayol!

Ayaz, teyzeler testinden alnının akıyla çıkınca, sıra geldi ikinci teste. İkinci testimiz pazarcılık. Ayaz pazarda domates satacak. Türkiye sınırları içerisinde pazarlarda böyle şebekliklere izin verilmez normalde. Ama hadi izin verildi diyelim. Koca koca kadınlar öyle saçma sapan davranmaz. Sırf Ayaz domates satıyor diye oraya gelmezler. Ayıplanmaktan korkarlar bir kere. Neyse, Ayaz bu görevi de başarıyla tamamladı ve Öykü’yle çıkmaya hak kazandı. Çıkma derken, akşam yemeğine çıkma yani.

Ayaz, Öykü’ye boğazın kıyısında gözlerden uzak, sade ve şık bir masa kurdurmuş. O yaşlardaki bir çift için fazla ağırdı bence ama olsun. Gece gayet güzel iltifatlarla ve hediyelerle başladı. Ayaz ve Öykü’nün gözlerinden adeta kalp fışkırıyordu. Ayaz, Öykü’ye bugüne kadar gittikleri yerlerden ya da birlikte yaptıkları önemli şeylerden bir anı olsun diye ufak tefek hediyeler almış. Hepsi de birbirinden anlamlı ve şirin. Zaten düşünmesi bile yeter. Hediyeler öyle bir geldi ki her seferinde bir sonrakinden yüzük çıkacak diye bekledim. Yani evlenme teklif edecek diye düşündüm. Ama sonra Ayaz Öykü’ye dedi ki “Bana ellerini ver…”. Öykü sağ olsun bu kadarını da reddetmedi tabii de, romantik bir anın ardından öpmek isteyince geri çekti hemen kendini ve işte ben tam bu noktada Öykü’ye kocaman bir AFERİN verdim. Yani, daha ne kadar kaçabilir acaba, sonunda teslim oluyor galiba derken yine ters köşe yaptırdı bana.

Manzara müthiş, hediyeler daha müthiş. E oğlan da müthiş?

Bu da bizim Mahmut.

Ayaz, Öykü’nün bu dengesizliğini bir kez daha alttan almadı neyse ki. Sonunda o da patladı. Normalde kızlar sorar “Biz neyiz?” sorusunu. Ama Öykü Ayaz’ın canına öyle bir tak ettirdi ki sonunda o sordu soruyu. Cevap ne mi? Tabii ki hiçbir şey…

Bu sırada Şeyma, Meteler’in evine iyice yerleşti. Burcu’nun çeşitli çemkirmelerine rağmen hiç aldırmadan yolunda emin adımlarla ilerledi Şeyma. Mete de sağ olsun gözü kör kulağı sağır olduğundan, hiç olaylarla ilgilenmeyip Şeyma’yla evcilik oynamaya başladı hemen. Şeyma Mete’nin Rıza ile buluştuğunu öğrenince, itiraftan ceza indirimi olur diye düşünerek kendi istediği şekilde itiraf etti Mete’ye. Dert etme Şeymacım, zaten sizin aranızda bir şey olsa da Mete’nin umurunda değil pek. O seni her türlü kabul etmiş. Ekrana girip Mete’yi pataklayasım gelmiyor değil. Ama n’apıyoruz, şiddetten uzak duruyoruz, evet…

Önem ve Bülent birlikteliklerini herkese açıkladıkları için, bir rahatlama bir gevşeme durumuna geçtiler. Önem’in arkadaşlarıyla buluşma sahnesi oldukça boş ve geçiştirmeceydi. Aynı şekilde İlker ve Sibel sahneleri de öyle. Bunlar yerine Burcu ve Emre’ye daha çok sahne yazılsa daha güzel olur çünkü bilindiği üzere Kiraz Mevsimi bir gençlik dizisi.

Öykü, olağan dengesizlik halleri toplantısını gerçekleştirmek üzere bu kez Burcu’nun evine gitti. Şeyma da orada olduğu için klasik toplantının biraz daha dışında geçti bu kez. Öykü Ayaz ile ilgili düşüncelerini ve Ayaz’ın onun için yaptıklarını anlattıkça, Burcu ikisinin de birbirine âşık olduğunu söylese de Şeyma, Öykü’yü kıskandığından dolayı hemen Ayaz’ın kötü yönlerini söyleyerek Öykü’nün kafasını karıştırmayı başardı. Neyse ki küçük bir mahkeme sonunda Öykü doğru kararı verdi.

Avukatlık kesinlikle Burcu’nun gerçek mesleği olmalıydı.

Burcu, sabah erkenden Öykü’yü Ayaz’ın yanına göndermek üzere hazırlamaya başladı. Birkaç çeşit kıyafet içinden sonunda birine karar verdiler. Ayaz, bir önceki gece içip Mete ile dertleştiği için biraz dağılmıştı. Sabah kalktığında Öykü ile ilgili son kararını verdi ve “Öykü Defteri”ni çöpe atıp eski hayatına geri döndü. Öykü bütün cesaretiyle Ayaz’ın kapısına geldiğinde, artık orada istenmediğini anladı. Kapının önündeki çöpte defteri bulunca daha da fazla üzüldü.

Kaçan kovalanırmış. Şimdi kovalama sırası sende Öykü’cüm, göreyim seni!

Böylece bir bölümün daha sonuna geldik. Bu hafta genel olarak göze batan birkaç şey vardı onları da yazıma ilave etmeden bitirmek istemedim. Kiraz Mevsimi’nde sahnelerde ilk haftalardan beri bir devamlılık hatası var. Örneğin; Aynı sahnenin başında Öykü’nün giydiği ayakkabı beyazken, sahnenin devamında siyah oluyor ve ya yine sahne başında Öykü’nün saçları topluyken, sahnenin devamında saçları salık oluyor. Bu tarz devamlılık hataları izleyicinin dikkatini çekiyor ve göze hoş gelmiyor diye paylaşmak istedim. Umarım bu yazdıklarım dikkate alınır.

Önümüzdeki haftadan itibaren Kiraz Mevsimi artık Cumartesi günleri yayınlanacak. Haftaya görüşmek üzere, sevgiler.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR