Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ama ölmek için çok yaşlısın
Sezon: 3 Bölüm: 5

Normalde bir bölümü bitirdikten sonra önüme Word belgesini açar ve başlangıcı düşünürdüm. Bu kez önce Twitter’a girmem gerekti. Doğru videoyu izlemiş olduğumdan emin olmam gerekiyordu. Benimle aynı şoku paylaşan birkaç yüz tweetle birlikte dahi hala çok gerçek görünmüyor.

Bölümün başlangıcında Will’in hapishaneye girişini saymazsak o kadar sıradan bir bölümdü ki sonunda bir bit yeniği olacağını anlamalıydım. Tamam, Will 52 gün boyunca bir hapishane hücresinde kalmıştı ama yine medenileştirecek birini bulmuştu. Hücre arkadaşıyla girdiği diyaloglar ilk sezonu anımsatıyordu. Sezon başından beri gördüğümüz umursamaktan korkan Will’in yerini, hücredeki şiddet eğilimli adama “Buranın hâkimi benim,” mesajını veren Anchorman Will almıştı. Biraz özlem gidermek iyidir.

Maggie ve Jim, yine türlü haber aksiliklerinin üstesinden birlikte gelmeye çalışıyorlardı. Bir yerlerden tanıdık geldi değil mi? Dahası var. Edward Snowden’in peşinden dünyanın öbür ucuna gitmeye çalışırken kısılı kaldıkları hava alanından kurtulmak için birinin kendini rezil etmesi gerekti. Yine birbirlerinin başkalarıyla olan ilişkilerini düzeltmeye çalışıyorlardı. Ve yine biri sonunda dayanamayıp aşkını ilan edebildi. Sondaki öpücükle birlikte ilk sezon özetini de tamamlamış olduk.

Don yine en zor görevdeydi. Tecavüz mağduru olduğunu iddia edip kendisine tecavüz edenlerin adını yazdığı bir web sitesi açan öğrenciyle ön görüşmeye gönderilmişti. Kadın kanıtı olmadığı için polis ve mahkemeyle bir yere ulaşamıyordu, bu yüzden kendi yolunu bulmuştu. İş sadece kızla görüşmek değildi elbette. Yeni patron Pruit kızı ve ona tecavüz ettiğini iddia ettiği oğlanı aynı stüdyoda buluşturma niyetindeydi. Dizinin en dürüst adamı kıza gidip “Sana bu haberi yaptırmaman için yalvarıyorum,” dedi ve bunun üzerine tartıştılar. Kral Arthur’un zamanında yaşayan Don’un geleneksel habercilik anlayışıyla yeni medyanın çekiştiğini yine gördük. Kız gerçekten tecavüz mağduru olabilir ancak bu sitede bir gün birisi bir iftira atıp bir başkasının hayatını mahvedecek. Yine Don, yine doğrular.

MacKenzie ve Sloan’ın doğruyu yaparken kimseyi umursamama çalışmalarına geri dönmeleri sevindirici. Pruit’in istediği haber kanalını hatırlarsınız. Yurttaş gazeteciliğini çok başka bir yerinden anlamış, herkesi muhabir olarak kabul eden Pruit bir de “ünlü haritası” kullanmaya başlamıştı. Herhangi biri uygulama üzerinden ACN’e bir ünlünün nerede olduğunu yazıyor ve bu yayınlanıyordu. Böylece oluşturulan ünlü haritasının patent sahibi, ACN Digital Editörü de bir ünlü haritası ortaya çıkarabiliyordu. MacKenzie ve Sloan sözde uygulamayı tanıtmak adına Bree denilen elemanı yayına konuk ettiler ve Sloan, Will’in saatinde, Will’in taktikleriyle onu alabora etti. MacKenzie her zamanki MacKenzie’ydi. Sloan da sonunda Will gibi olma çabalarında başarıya ulaşmış anlaşılan.

Ve Charlie… Baştan sona farklıymış gibi göründü. Pruit’in yaptıklarının doğruluğunu savunması, reytingleri önemsemesi, bu uğurda bültenden önemli haberleri çıkarttırması, Mac ve Don’a verdiği ayarlar… Meğer o yine bildiğimiz Charlie’ymiş. Pruit’le çalışanların arasına kendini tampon niyetine koymuş. Tıpkı Reese ve Leona’ya yaptığı gibi. Tıpkı Tea Party için “Amerikanın Talibanı” tabirini kullandıktan sonra Will’i 11 Eylül yayınından çekmesi gibi altındakilerin zarar görmesindense kötü adam olmayı tercih etmiş. Ömrünün son 52 gününde diğer gerçek habercilerin başına kötüsü gelmesin diye kendi mesleğini yapamamış. Hala sorguluyorum durumun gerçekliğini. 3. sezon başlamadan önce ilk iki sezonun özetini yazmıştım ve orada Charlie Skinner için “Bin yaşında” tabiri geçiyordu. Bu yüzden o ölemezdi, çok yaşlıydı. Bizim hayatımıza o yaşında girmişti. Madem ölüm onun için de vardı, öyleyse neden bin yaşına kadar yaşamıştı ki?

Jim ve Maggie sonunda birlikteler, Pruit bir ihtimal gerçek haberciliği görmüş olabilir, Will 52 günün sonunda serbest ve Neal da artık ülkeye rahatça geri dönecek. The Newsroom Pazar gecesi son kelimelerini söyleyecek. Aaron Sorkin de 25 bölümlük bir efsaneyle TV kariyerine nokta koyacak. Ama bunların hiçbirini umursayamıyorum şu anda. Mac’in hapishane kapısında Will’e “Charlie öldü,” deyişinden beri o bin yaşındaki adamın söyledikleri aklıma geliyor. Hani bir gün otururken akşam haberlerini izlemeyi ne kadar özlediğini düşünmüş de aklına kendisinin haber departmanını yönettiği gelmiş ya. İşte The Newsroom'un hikâyesi. Huzur içinde uyu Charlie Skinner.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR