Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Altınkoylulaştıramadıklarımız
Sezon: 1 Bölüm: 40

Orkun’un topuzundansa Orlandovari buklelerini tercih ederim.

MedCezir’de bu hafta Orkunstar ve bomba öpücüğü ile kaldığımız yerden devam ettik, biz kaldığımız yerden devam ettik ama bazı şeyler kaldığı yerden devam etmemiş. Bahsettiğim şey Yaman’ın meşhur kafa atmaları. Ekranda seviyeli kadın tokatlaşmaları dışında şiddet sevmediğim için çok mutluyum ama bazen diyorum ki Elif’in hayatı damıtmasının bir sonucu olarak söylediği klişe sözleri duymaktansa Yaman, prensesime kafa atsaydı? Ama yok yok iyi ki bunlar oluyor da görüyoruz Elif’in bu şeylerini, valla ben çok memnunum. O duraktaki havalar, nazlar, sonra eve gidip yazdığına göre iç sesinin tonunu ayarlamalarla, bir takım mimikler ekleyerek günlük tutmalar falan hayatın onu ne kadar kirletmediğini ve aslında ne kadar sıkıcı olduğunu gösteriyor. Tam iyiyse cennete gitsinlik bir karakter olmuş Elif. Üstelik şu ilişkilerle ilgili söylediklerinin de kulaktan dolma olduğu o kadar belli ki. Kaynağı da geçen bölüm teknede gördüğümüz kızlar kesinlikle. Her zaman umutsuz vaka olmuş arkadaşları resmen kızın beynini yıkamış. Hem ne oldu öyle cool havalara girdin çıktın ama gördük Yaman hala Mira’yı seviyor yani. Bu arada burs sınavından 100 almasına hiç gıcık olmadım çünkü biliyorum 98 alan Elif olsaydı sınıfta ağlardı, daha kötü olurdu. Orkun ve Mira’ya geri dönersek, Orkun’un "Çok güzel oldu bu, çok güzel oldu," demesi beni o kadar eğlendirdi ki anlatamam. Keşke gerçekten böyle olsa düşüncelerin. Gerçi bu sezon Orkun’un kafasında neler oluyor ben bile anlamadım. Normalde zorla öptüğü için Orkun’a kızarım ama burada gerçekten gerekliydi bu. Mira da Sude-Kenan olayından sonra beni ikinci kez hayal kırıklığına uğrattı. Ya, orada senin Orkun’u öpmen lazımdı, Yaman’ı Elif’in kollarından öyle tuta tuta görünce. Kendi değerini bil önce. Sonra yine ilk fırsatta "Düş yakamdan" ve "Buradan nasıl gözüküyorsun peki?"leri yersin yine. Tabii ki işin içinde Mira ve Orkun olduğu için bu olaydan en zararlı çıkan yine Hale oldu. Yaman bir şekilde kazanır ama Hale yine Orkun ve Mira’ya yutkunarak baktı. Bir kemikli yüz, bir trouty mouth nelere kadir. MedCezir’deki genç kadınların bu aşk acıları beni çok üzüyor. Ha Orkun o kadar zarar aldı mı? Hayır. Ne bir tokat, ne bir kafa. Kedi gibi sırnaşmalarına Mira bir klasik olarak yine Orkun’u affetti dahası bir de kendini suçlu buldu. Mira’nın Yaman’a olan aşkından başka bu hayatta değer verdiği bir şey varsa o da Orkun ile olan dostluğu galiba. Valla ben bile üç bölüm vermiştim Mira’nın Orkun ile tekrar konuşmasına.


‘Dar alanda kısa paslaşmalar’ adlı Mira ve Yaman çalışması.

Düşünüyorum da Yaman eskiden bebek pudrası kadar iyi olmasa Mira’ya bu yaptıklarına kızardım. Ama o kadar özgür görüyorum ki kendisini, bu yüzden kızamıyorum. Altınkoy gençlerinin "Özledik sizin şarkı söylemenizi," laflarını gülerek dinleyip arkasını dönünce yüzünün düşmesi falan çok iyiydi. Bu rahatlığı Ender’in ölümüne verebiliriz belki. Çocuk sürekli hata arayan birisi kendisini izliyormuş gibi hissetmiş olabilir. Ölünün arkasından kötü konuşmak sadece Sude Kaya’da güzel durur diyerek bu konuyu geçiyorum ve Yaman ile Mira’nın yeni triplerine geliyorum. Galiba Mira’da en sevdiğim şeylerden birisi, ilişkisinde her zaman ilk günkü gibi pır pır olması. O hazırlıklar, sürekli kendisine dikkat etmeler falan.. Yaman’ın hayatında biri varmış gibi davranması da aslında onun da en az Mira kadar hala pır pır olduğunu gösteriyor. Kahvaltı sahnesinde Mira’nın kendisini ortalara atması ve Yaman’ın oyununu görüp onu silkelemesi can yaktı ama. Bu arada Eylül, Mira’dan oldukça şey kapmış. Bu sürekli hazırlanmalar, küçük tesadüfler yaratmalar ama Mert’i görünce buz gibi olmalar falan hep Mira’nın ayakları. Ender Serez Eğitim Vakfı gecesinde Gamze’nin fake doğumunu Mert ile barışmak için kullanmak istemesi de bunun en büyük göstergesi oldu. Aşık kadını izlemek her zaman daha zevklidir evet ama Mira’nın, Eylül’ün, Hale’nin hayal kırıklıkları ile başbaşa kalışlarını görmek o kadar güzel değil galiba. Biraz da erkekler sürünsün artık. Gerçi Mira’nın Orkun ile öpücüğünden kaynaklanan acısını Yaman’ın yaz maceralarını hatırlatarak hafifleten Eylül güzel bir adım attı. Eylül için hep alternatif bir yol var, böyle güzel çıkışlar, televizyon için yeni olan şeyler Eylül’de hiç sırıtmadan durabiliyor.


Kardeşten de yakın bu olsa gerek.

MedCezir’de en çok sevdiğim dinamikleri kuvvetli olan insan ilişkileri. Bu bölümde bunlardan bolca vardı. Sedef-Mira havuz başı sahnesi, Sedef’in kendisine yüklediği yeni ‘veli’ misyonuyla başlayan ve eski parti kızı Sedef tarzıyla biten bir konuşma içerdi. Yani düş yakamdan dediyse cool olacaksın bu kadar basit. Üvey anne/kız kardeşin sana hayatın gerçeklerini anlatıyor daha ne istiyorsun Mira? Mira, Sedef, Sude ve Beren’in olayları, ilişkileri için harika bir format öneriyorum: Keeping Up with the Beylices. Bizimkilerin Kardashianlar’dan biraz kalça eksiği olduğunu kabul ediyorum ama reytingde hiç eksikleri olmaz eminim. Geçen bölüm sadece Julio ile yaz aşkı yaşayan Beren bu bölüm Orkun ile karşı karşıya geldi. Beren’in Yaman’ın tarafına geçtiğini zaten biliyorduk geçen sezondan ama bu yüzleşme ilk kez oldu. İki fenomen karşı karşıya geldiklerinde biz de yerlerimizi aldık, nefeslerimizi tuttuk ve zevkle izledik. Tabii ki kimse Beren’i alt edemeyeceği için Beren kazandı, şaşırmadık. Yalnız "Sen Yamancı mı oldun?" güzel göndermeydi. Bir başka ikili yine Sedef cephesinde gerçekleşti. Gamze-Sedef ikilisine bir ben bayılmadım umarım? Baby shower’ın Serezler'de olması fikrine Gamze "Saçmalık!" dedi bir de, harika! Böyle denk gelişler çok güzel ya. Bana Turunç Nadir’i değil, bunları verin lütfen! Kenan’ın peşindeki beladan bana ne? Turunç Nadir’in bitmek bilmeyen intikamından bana ne? Özellikle o Turunç Nadir’in Hasan olmayan yancısına soruyorum: Sana ne? Git Nevin ile uğraş o kadar düşmansan sevgili Turunç Nadir! Altınkoy’a Turunç Nadir’in kötülük tarzının hiç yakışmadığının en büyük kanıtını, ne kadar eleştirse de bir Altınkoylu olduğunu bu bölüm kanıtlayan Selim gösterdi. Altınkoylu olmak, sen ALS Ice Bucket Challenge yaparken arkada havlusuyla hazırolda birisinin durmasıdır, kuru intikam öyküleri değil. Ha Altınkoy sakinleri birbirlerinden defalarca intikam alırlar o ayrı. Gece intikamlarını alıp, öğlen vakıf brunch’ında beraber dedikodu yaparlar.


Eylül, Gamze ve Sedef bölümün yıldızlarıydılar kesinlikle.

Şimdi iki üvey anne karşılaştırması yapacağız. Geçen bölüm Gamze-Eylül cephesinde Eylül’ün tarafına geçtiğimi söylemiştim tekrar kararımı değiştirdim tekrar Gamzeci’yim. Ha yine bebeğini düşündüğünü sanmıyorum. Boya olayından sonra şimdi de neredeyse bebeğin doğumunu geciktirdi denilebilir ama Eylül için yaptıkları tam mendil kutusunu bitirmelik. Bihter, Firdevs Hanım’a tekrar kumar oynayıp oynamadığını sorduğunda Firdevs Hanım efsanevi repliği "O kalabalığa girer miyim bir daha?"yı söylemişti; Mert, Uzay’ın her şeyini elinden alacağını sanarken -ki Uzay yine gıcıktı ama ben o kadar rahatsız olmadım bu bölüm ondan- Gamze, Eylül’ün tabiriyle ‘o kalabalığa’ girerek Mert ve Eylül’e çok büyük bir iyilik yaptı. Sadece onlara değil, tabii ki Yaman ve Mira’ya da. Gamze’yi karşılaştırdığım diğer üvey anne Sude. Deniz’in kazdıkça kazası vardı evet ama kendisi adına, kendi hastalıklı aklı için. Şimdi Sude’nin verdiği göz dağı tersine döndü, Deniz’in patronu hikayenin peşine düştü. Selim, Sinan’ın evinde bu sefer yumruklarını konuşturmayacak biliyoruz (bu sezon Selim çok hoşuma gidiyor laf aramızda) ama Sude, rahmetli üvey kızının sırları için savaşırken Gamze kadar duyarlı bir üvey anneydi. Ta ki ucu kendisine dokununcaya kadar. İşte Gamze ile Sude’nin farkı bu. Asım Şekip Kaya’nın mayın tarlası da Kenan. Sude de yuvasının yıkılmasına katlanamayacağı için Kenan söz konusu olunca, Ender’in sırrını hemen "Kızının pisliğini temizliyordum," diyerek ortaya çıkardı. Kanımız dondu mu? Dondu; ama Sude Kara’ya yakışmadı mı? Yakıştı. Bu arada eski Asım Şekip Kaya -ki Kenan’ı dövdürerek hala eskisi gibi olduğunu kanıtladı- Ender’in Selim’i aldattığını öğrense gurur duyardı herhalde. Sedef’in hisseler konusunda Sude’yi dolandırmasından "İşte benim kızım!" diyerek nasıl zevk aldığını biliyoruz. Yani olayın özeti; Sude, Asım Şekip Kaya, Yaman, Mira, Orkun bunların hiçbiri değişmedi, sadece değişen durumlara uyum sağladılar. Gerçek hayatta da böyle değil midir?

Mira’nın ‘canım çok yanıyor ama onunki daha da yanacak’ bakışı.

Hale’nin Orkun’un yüzünde patlamayan öpücüğünden sonra Altınkoy gençlerinin aklına sokmasıyla bir düet organize edildi biliyorsunuz. Hale’nin "Mert ile Eylül beni ilgilendirmez, Yaman ile Mira barışsın yeter," vurgusunu kimsenin yadırgamaması bir yana cover yine muhteşemdi. Son anda şarkı değişti, Mira aralarda laf soktu falan derken dedim bu plan patlayacak mı; Yaman ile Mira birbirlerine girecek, Orkun ile Uzay iki umutsuz porselen şarkının etkisiyle yakınlaşacak; Hale yine delirecek ama o sırada Gamze artık tutamadı Ekim’i de yine birlik beraberlik sağlandı. Sedef’in arabasında değil direksiyona oturmak, arka koltuğa geçen Yaman (Yaman, Kenan varsa hep arkada oturuyor gerçi, Çokoprens’in yanındayken kendini küçük hissettiği tek kişi olmalı) Mira’nın arabasında yine eskilerden gelen samimi bir tavırla direksiyona geçti. Orkun’u geçtim, Uzay’ı geçtim, Hale’nin bile hastaneye gittiğ i(o da bebeği kaçırmak için mi gidiyordur nedir, artık kim bilir?) kalabalıktan geriye Elif kaldı bir tek. İşte böyle Elif, onlar ne olursa olsun bir bütünler ama sen değilsin tatlım. Yoksa sen diğer bir Altınkoylulaştıramadığımız Turunç Nadir’in kızı olabilir misin? Hastane yolundan anladığımız kadarıyla da Yaman da Mira’yı seviyor hala. Zaten biliyorduk da, şimdi önümüzdeki haftaya kadar en azından içimiz rahat edecek. Ekim’in, Eylül’e veya Gamze’ye benzemesi dileğiyle..
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR