Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ağlama artık, gül artık…
Sezon: 1 Bölüm: 9

”A: Seni çok seviyorum! Ö: Ben de seni çok seviyorum!” Ben de sizi çok seviyorum!

Haftalar sonra doya doya Reyhan-Mazhar izleyeceğimizi sandığımız ama Zeyno-Tolga ile yetinmek zorunda kaldığımız bir bölümle karşımızdaydı Beni Böyle Sev. Önce bize bir haberi var. Beni Böyle Sev artık Cumartesi akşamları 19.55’de bizlerle olacak. İyi mi oldu kötü mü oldu derseniz, BBS günü Pazartesi’ydi benim için. Yeni günü hayırlı, uğurlu olsun der esas konuya geçerim ☺

Geçtiğimiz hafta Nail Usta, Eda Hala ile boşanacaklarını söyleyip üzmüşlerdi benim pamuklara sarılası çiftim Ayşem ile Ömer’i. Babasının evliliğine başta en çok karşı çıkan Ayşem olsa da, sonradan en çok destek çıkan da o oldu. İzlemiş olanlar bilir, Ayşem anne olmaya hazırlandığı zamanlarda çok kötü bir kaza geçirmişti. O kaza sayesinde babasını anlamış ve Eda Hala ile evlenmesini istemişti. Ne de iyi etmiş derken boşanacaklarına ben de üzülmüştüm başta. Ama oyun olduğunu öğrenince içim rahat etmişti. Ayşem de bilse de üzülmese bari dedim izlerken. Kıyamıyorum onlara ne yapayım.


Ömer ”Bak bakayım bana. Ağlayınca daha da mı boncuk oluyor o gözler he? :)”

Ayşem ve Ömer’i üzgün üzgün sahilde bırakıp, Tolga ve Zeyno’ya geldik. Sitem etmek gibi olmasın da (SİTEM EDİYORDU), koca bir bölüm sadece Tolga ve Zeyno evlenecek diye ikisinin sahnelerini izledik. Üstelik yaratıcı olunsa içim yanmazdı. Ayşem ve Ömer’in ilk bölümlerdeki sahnelerinden kırpıp kırpıp Tolga ve Zeyno’ya uyarlamaları, başta ben olmak üzere birçok Beni Böyle Sev hayranını üzdü bu hafta. Sitemi bir kenara bırakıp asıl konuya gelirsek, Zeyno Tolga’yı kurtardıktan sonra soluğu nikâh dairesinde aldılar. Nikâh için hemen ertesi güne gün alan bu yeni çiftimiz, ısrarla sahte evlilik olduğunu söyleseler de, gözlerinde mutluluktan kalpler çıkıyordu. Bu ikisinin başına en büyük bela Sinan’dan gelecek orası belli. Ama Tolga’nın bu kan davası meselesi, ilerleyen zamanlarda gün yüzüne çıkan aşka da zarar verecek gibi geliyor bana.

Tolga ve Zeyno bile birbirlerine kavuşurken 5 yıldır birbirini seven âşıklarımız Reyhan ve Mazhar birbirinden ayrı acı çekmeye devam ediyorlar. Üzülüyorum artık, gerçekten üzülüyorum. İkisinin gözlerinde de öyle güzel görüyorum ki aşkı. Ama birbirlerine söyleyemiyorlar ya işte, ben orada bitiyorum. Mazhar’ı kolundan tutup “N’apıyosun be evladım, napıyosun? Ne Sevinç’i ne evlenmesi? Git tut kolundan Reyhan’ı bir daha da bırakma!” diye silkeleyesim, Reyhan’ı da omzuma yatırıp “Ağla kuzum, doya doya ağla…” diyesim geliyor. Fahriye’den beklenen hareketler hele de bu sahneden sonra:


Reyhan “Ya Mazhar’ı hâlâ düşündüğümü, ona söylemeli miyim söylememeli miyim? Onu soruyorum sana anlasanaa!”


Fahriye system error!


Reyhan “Hııı bu kadar açık sormayaydım iyiydi tabii…”


Birbirini bu kadar çok seven iki insan neden ayrı kalır? Birden çok sebebi vardır bunun. Reyhan, zamanında Nezih’in ona yapmasını istediği şeyi, yani düğünden vazgeçirmeyi şimdi kendisi yapmıyor. Çünkü o da istiyor ki Mazhar gerçekten beni sevdiğini anladığı için gelsin, evlenmekten vazgeçsin. Çok da doğru yapıyor ama biz burada kıvranıyoruz o ayrı kıvranıyor.

Mazhar, Sevinç ve Haluk abiyle birlikte Ayşemler'e düğün hazırlıkları için ellerinde 30 tane pizzayla geldiler. Kapıda Sinan ve adamlarını görünce günü esprisi tabii ki Haluk abiden geldi.

Haluk abi “Ya bir tek bana mı görünüyor bunlar? İyi saatte olsunlar mı bunlar, ne bunlar ya? “:)

Bu aralar Ayşem yine bir duygusal, bir iştahlı. Tek başına götürdü pizzaları. Yine hamile olmasın? Ay ne güzel olurdu. Neyse düğün diyorduk (olamayasıca düğün), Sevinç bahçe düzenlemesi ile ilgili gereksiz fikirleriyle insanları karartırken, Mazhar’ın gözü de aklı da her dakika Reyhan’daydı tabi. Hatta Reyhan’ın Servet’le yemek yediğini öğrenince, farkında olmadan kıskançlık bile yaptı o aradan.

Mazhar “Servet mi? Servet nasıl bir isim? Kadın mı erkek mi belli değil! “

Mazhar, benim ona yapmak istediğim şeyi duymuş olsa ki aynısını Reyhan’a yaptı (Doğru söyleyin hanginiz sızdırdı?). Devamlı gözleriyle “Beni bırakma n’olur!” diye yalvaran Reyhan’ın, içinden geçenleri dile getirmesini istedi. Buna rağmen Reyhan yine söylemedi yine söylemedi. Orada bir şarkı girdi, ben daha devamını hatırlamıyorum zaten. Her bölüm bizi ağlatmaktan zevk alıyor sevgili Beni Böyle Sev senaristleri. Ağla ağla içim çıktı yahu! Aydın Kurtoğlu’nun Ağlama Artık adlı şarkısına Günay Uysal’ın aynı adlı bestesi eklenince biz burada harap oluyoruz. Ağlatmayın artık şunları, e tabi bizi de!

Mazhar ”Ya şimdi söyle ya da bana bir daha öyle bakma!...”

Onları orada bırakıp taptaze çiftimizin nikâhına uğramak istiyorum. Bir çay bahçesinde sabahladıktan sonra, paldır küldür nikâh dairesine gittiler. Metin ve Aylin’in şahitliğiyle genç çiftimizin nikâhı kıyıldı.

Onlar erdi muratlarına ama biz kerevitine çıkamıyoruz yine!

Zeyno’nun evliliğinin Ayşem’in başına iş açacağı belliydi. Kimseyi düşünmeden böyle bir adım atması son derece yanlıştı. Olayları sakinleştirmek yerine daha da kızıştırmış oldu. Böylece evliliği öğrenen Sinan, Ayşem ve Ömer’in başına ekşidi.

”Evlenmişse evlenmiş, bize ne?” diyemedim!

Gördüğünüz gibi yine olaylı, bol ağlamalı, arada Haluk abi ve Reyhan’la gülmeli, klasik bir Beni Böyle Sev bölümüyle daha birlikteydik. Cumartesi akşamı yeni bölümüyle ekrana gelecek olması hem mutluluk hem de merak verici. Fragmandan çok bir şey anlamadım. Hatta kafam karıştı desem yalan olmaz. Ama umarım bu bölüm daha güzel şeyler olur.

Cumartesi görüşmek üzere, ağlamayın artık :)

Sevgiler…

NOT: Hepinizi twitterda @ekranellaBBS hesabına, bol bol dizi sohbetine bekliyorum.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR