Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Acı da var, ayrılık da
Sezon: 2 Bölüm: 17
Her şey hayallerde mi kaldı artık?
 
Kurt Seyit ve Şura, yeni bölümüyle karşımızdaydı. Geçtiğimiz hafta Seyit’in “mükemmel” kriz yönetimine şahit olmuş ve Mürvet’e izdivaç teklifi ile bölümü sonlandırmıştık. Bu hafta da kaldığımız yerden devraldık. Seyit, Mürvet’i istemişti istemesine ama Emine’nin kızını Pera’ya ve “metresi” ile yaşayan bir adama vermeye hiç mi hiç niyeti yoktu. Neyse ki Seyit’in Şura’ya hiç olmazsa bir parça saygısı kalmıştı ve “aşkını” savunabilmişti. Peki, sonra ne oldu? Seyit, kapıyı çarpıp gitti ve ardında cayır cayır bir Mürvet bıraktı. Tüm bunlar olurken Şura, hala Seyit’in kendisine geri döneceğine tüm kalbiyle inanıyordu. Şura’ya göre onların kaderinde acı vardı ama ayrılık yoktu. Bilmiyordu ki Seyit’in olduğu yerde acı da vardı, ayrılık da…
 
Seyit’teki “Aaaa Şura’nın da mı kısmetleri varmış? Murka’nın kuması olmayacak mıydı?” bakışı.
 
Ooooo, baya mutlusun cicim?
 
Seyit’in kahramanlık hikâyeleri beni hiç mi hiç etkilemiyor, yalan yok. Kendisi için ailesini ardında bırakmış, tüm hayatından vazgeçmiş ve tüm umutlarını, hayallerini, aşkını avuçlarına bırakmış bir kadını böylesine darmadağın ettikten sonra başka insanları mutlu etme çabalarına girerek vicdanını mı temizleyecek? Kahramanlık denen şey Seyit’in yaptıkları değildir. Kahramanlık cesaret işidir. Cesaret ise ölüme değil, hayata meydan okumaktır. Sevdiği kadının elinden tutamamış, onu yarı yolda bırakmış bir adam kendisini kurşunların önüne siper etse ne olur, ne değişir? Yaşattığı mutsuzluklar, kırdığı kalpler, yaşamaya cesaret edemediği iki kişilik o hayat geri gelir mi? Benim gözümde Seyit cesaretsizdir. Seyit’in ne kadar bencil bir adam olduğunun göstergesi ise, restoranda Fransız abimiz ve Şura’yı gördüğündeki tepkisiydi. Sanki o andan saatler önce Mürvet ile flört eden –flörtü bırakın, direk evlenmek isteyen- kendisi değilmiş gibi, Şura’nın gecesini zehir etme hakkını kendisinde buldu. Ne olacaktı? Şura ömrü boyunca bir gün geri gelirsin diye –bekliyor, orası ayrı da- Seyit’i mi bekleyecekti? Seyit bir başka kadınla evlenecek, Şura’yla kurmadığı çift kişilik hayatı bir başkasıyla kuracak ama Şura her zaman Seyit’in elinin altında mı olacaktı? Ah Seyit, ah… “Ben” demeyi bırakıp “biz” diyebilseydi, şu an Şura ile çok farklı bir yerdeydiler. 
 
Kuzum benim… Vallahi çok üzülüyorum.
 
Temiz kalpli Şura… Seyit bir başka kadınla, bir başka hayat kurma planları yaparken Şura bunu sonuna kadar reddetti ve Seyit’in aşkından zerre şüphe duymadığını söyledi durdu. Seyit, istediği kadar “Şura bana güvenmedi, ben O’nun gözünde babam bizi reddettiğinden beri aldatan adamdım,” desin… Şura, en umutsuz anında bile Seyit’e tüm kalbiyle inanıyor ve güveniyordu. Seyit, bunu hangi örnekle inkâr edebilir? Şura nikâh masasında kaldı, Seyit’in kendisini aldattığını öğrendi, babası tarafından hakarete uğradı, “metres” damgası yedi, Seyit tarafından onlarca defa hırpalandı ve terk edildi ama hiçbir zaman Seyit’e sırtını dönmedi. “Gittim” dediğinde bile bir eli her zaman Seyit’in üzerindeydi. “Gel” dese gidecekti. Bu sefer Şura belki de en ağır ihanetiyle karşı karşıyaydı Seyit’in… Ama Seyit, o nikâh masasından kalkıp Şura’ya sarılsaydı yine affederdi. Bunun gurursuzlukla da bir alakası yok, aşkla alakası var. Sadakatle, bağlılıkla, sevgiyle alakası var. Bu yüzden Seyit’in Şura’ya “Zaten gitmişsin” demesi beni çıldırtmıştı. 
 
Murka da bir umuda sarılmış, gidiyor öyle…
 
Mürvet, Seyit’i gördüğü andan beri hayalini kurduğu anı yaşıyordu. Seyit ile bir hayat kuracaktı, mutluydu da… Ama bilmiyordu ki mutsuzluk üzerine mutluluk kurulamazdı. Kurt Seyit ve Murka’yı okurken hep kendi kendime şu cümleyi kurardım: “Şura’nın gölgesinde bir hayata kendisini mahkûm etti Mürvet.” Seyit, Şura’yı sevdiği gibi Murka’yı sevmedi hiçbir zaman… Hatta çoğu zaman O’nda Murka’yı aradı ama bulamadı, bulamadıkça ve Murka’yı değiştiremedikçe de çileden çıktı. Şura’nın gölgesi, anıları yetti ilişkilerini çıkmaza sürüklemeye. Murka’ya da bu yüzden kızıyorum işte… Kendisini, bir başka kadının gölgesine hapsettiği için… 
 
Ah Petro! Ah!
 
Şura, Murka ve Seyit cephesinden ayrıldığımızda Alya’yı kötü emellerine alet eden bir adet Petro ile karşılaştık. Alya, o kadar iyi niyetli ki Petro’nun kendisini gerçekten sevmiş olacağına inandı ve duygularını O’na teslim etti. Ama Petro “sevgi” kavramından o kadar uzak ki, Alya’nın kendisine umutla bakan gözlerini göremedi bile… O hala Seyit’e karşı olan savaşını kazanma derdindeydi. Neyse ki Alya, “saf âşık” modunda değildi ve Petro’dan şüphelendi, duyduklarını Seyit’e anlattı ve onlarca insanı mutlu etmeyi başardı.
 
Senin daha çektireceğin var Ayşe…
 
Celil ve Güzide ise oldukları yerde sayıyor gibi duruyorlar fakat çok aşama kat ettiler aslında… En azından sevgilerini birbirlerinden saklamıyorlar. İmkânsızlıklarının farkındalar lakin birbirlerine sırtlarını dönmüyorlar. Güzide’nin bebeğini kaybetmesi, beni çok üzdü ama diğer yandan da bir taşla iki kuş vurulmuş oldu: Hem Ayşe’nin çenesi kapandı, hem de Güzide yeniden Celil’e gitme cesaretini kendisinde buldu ya da bulacak. Ayşe demişken; evlenmesini mest olarak izledim ama bunun O’nu durduracağını sanmıyorum. Şura’dan sonra, Murka’nın da huzurunu kaçıracaktır. Adım gibi eminim… Kalbi kötü çünkü, sevgi yok hırs var kalbinde… 
 
Murka çok güzel bir gelin olmuş. Ama bilmiyor ki giydiği beyaz gelinlik, hayatını karartacak.
 
Hiç bakma öyle Seyit, Şura’nın kırılan kalbinin bedelini ödeyeceksin sen.
 
Birinin mutsuzluğunun başladığı yerde, bir başkasının mutluluğu mu başlar?
 
Son sahneyi yazmak bile istemiyorum aslında… Hem Şura için, hem Murka için çok can acıtıcı bir andı. Murka, bunu bile bile bu aşkın ortasına atmıştı kendisini ama Şura her şeyden habersizdi ve Seyit’e karşı hala bir umut besliyordu içinde. Haftaya her şey daha zor olacak. Bir aksilik olmazsa ben de Şura’yı korumak için buralarda olacağım. Görüşmek üzere! 
 
Yazar notu: Geciken yazı için çok özür dilerim lakin ufak bir sağlık problemi yaşadım.
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR